Sosyal Medya

Güncel

Ucuz petrol dünyasının kazananları ve kaybedenleri kim? / Analiz

Haziran 2014’te hızla alçalmaya başlayan petrol fiyatları bu hafta 2004 yazından bu yana en düşük seviyesini gördü. Küresel eşik ve brent ham petrol 8 Ocak’ta varil başına 33.37 dolarla, yani son on yıldan daha da fazlasının haftalık en düşük fiyatıyla kapandı. Elbette bu düşüşü tetikleyen birçok faktör var.



 

Analiz

Haziran 2014’te hızla alçalmaya baÅŸlayan petrol fiyatları bu hafta 2004 yazından bu yana en düşük seviyesini gördü. Küresel eÅŸik ve brent ham petrol 8 Ocak’ta varil başına 33.37 dolarla, yani son on yıldan daha da fazlasının haftalık en düşük fiyatıyla kapandı. Elbette bu düşüşü tetikleyen birçok faktör var.

Kötü bir hafta geçiren Çin finansal ve ekonomik pazarları yavaÅŸlamanın talebi zayıflatacağı endiÅŸesi içindeyken Kuzey Amerika ve Avrupa’nın ana pazarlarında ılıman kış ÅŸartları mevsimlik doÄŸal gaz ve ısıtma petrol tüketimini azaltmış vaziyette. Tedarikçi tarafındaysa, Ä°ran petrolü yakında küresel pazara tekrar sunuluyor olacak, bunun yanında OPEC yüksek miktarda petrol üretimine devam edeceÄŸinin sinyalini verdi. Amerikan petrol üreticileri de üzerlerindeki artan finansal baskıya raÄŸmen, hatırı sayılır miktarda petrol üretmeye devam etmekte. Tüm bu portre muhtemelen fiyatları varil başına 20 ila 30 dolar arasına itebilir.

Petrol hala jeopolitik olarak en önemli ürün ve petrol pazarlarındaki hali hazırda devam eden yapısal değişiklikler hala kesin kaybeden ve kazananları belirlemekte. 2011 ve 2014 arasında ekseriyetle petrol üreticileri varil başına petrolün fiyatını 100 doların üstünde değerlendirmeye alışıktı ve bütçelerini buna göre hazırlıyorlardı. Bu yüzden birçoğu için geçen 18 ay ağır bir yıpranma dönemi oldu. Ve petrol fiyatlarındaki düşüş baş ağrılarının artacağını gösteriyor. Her devletin kendine has tahammül sınırı olsa dahi nihai olarak kırılma noktasına dikkat edilmesi gerekiyor.

 

Eski Sovyetler

Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan eski Sovyet devletleri arasında “en”lerini kaybetmeihtimaliyle karşı karşıyalar. Aralarında, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri olan Rusya en önemlisi. Mevcut bütçenin yarısından fazlasının enerji gelirlerinin oluÅŸturduÄŸuRus ekonomisi büyük oranda enerjiye bel baÄŸlamış vaziyette. Fakat bu bütçe varil başı petrol fiyatı için 50 dolar temel alınarak düzenlenmiÅŸti. Petrol fiyatları bu beklentiden farklı bir yöne sapınca, Moskova açığı kapatmak için toplam tutarı 131,5 milyar dolar olan iki kaynak yarattı. Ne yazık kimaliyet baÅŸa baÅŸ: Rusya, petrol fiyatları varil başı 50 doların üzerine çıksa dahi,2016 bütçesinin açığını kapatmak için yaklaşık olarak eldeki miktarın yarısına ihtiyaç duyulabilir.

Tezgâhı kapatmamak için, Rus hükümeti, devlet bütçesini kısmadığı müddetçe her iki kaynağı da tüketmek zorunda kalabilir. Kesintilerse ciddi takasları beraberindegetirecektir. Tam da böylesi bir vaziyette Moskova batıyla gergin bir süreçgeçiriyor, fakat savunma ve güvenlik harcamalarını azaltmak Rusya için kaçınılmaz olabilir. DiÄŸer yandan Eylül ayında ülkede kritik parlamento seçimleri var yani toplumsalhizmetlerdekesintiye gitmek de iyi bir seçenek gibi gözükmüyor. Rus petrol firmalarının ciddi bir darboÄŸazın içinde olması ise iÅŸleri daha da kötüye götürüyor.Hükümet bir nebze olsun üreticilere nefes aldırmak için vergi sistemini yeniden düzenleyebilirfakat bu ise devlet gelirlerini zayıflatır. Moskova’nın kaynaklarını çoÄŸaltmak için sahip olduÄŸu baÅŸka bir seçeneÄŸi daha var; kamuya ait dev petrol ÅŸirketi Rosneft’in büyük bir kısmını özelleÅŸtirmek.

Kazakistan ve Azerbaycan’da Rusya ile aynı çıkmazın içerisinde. Ulusal petrol kaynağı 55 milyar dolar olmasına karşın Kazakistan’ın bütçesi varil başı 40 dolar temelalınarakdüzenlenmiÅŸ. Varil başı petrol fiyatı 20 dolar olan alternatif bir bütçe üzerine çalışılıyor olunsa dabu ÅŸekilde bir deÄŸiÅŸiklik kamu harcamalarında kat’i bir kesintiye gitmek demektir. Azerbaycan bütçesi de, Rusya gibi, varil başına 50 dolar temel alınarak kurgulandı. Ãœlke ulusal petrol kaynaklarından 51 milyar dolar gelir elde etmekte. Bununla beraber her ne kadar hem Rus hem de Azeri hükümeti muhaliflerini bastırma konusunda usta olduklarını gösterseler de, her iki ülke de gittikçe zayıflayan ekonomileri üzerinden artan toplumsal gerginliklerden tedirgin. Kazakistan ise yeni kaynaklar üretmek için 2016 yılı içerisinde kamu mal ve varlıklarını özelleÅŸtirmeyi planlıyor fakatmuhtemelyatırımcıların bu programa yeteri kadar ilgi göstermediÄŸi de malum.

OrtadoÄŸu ve Kuzey Afrika

Düşük petrol fiyatlarından bölgesel olarak en fazla etkilenenlerin başında Cezayir, Irak, Ä°ran ve Körfez Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı’nın petrol üreten ülkeleri geliyor. Uluslararası Para Fonu’na göre 2016 hükümet bütçelerini denk getirebilmek için,asgari olarak Suudi Arabistan varil başı 98,3; Bahreyn 89,8 ve Umman 96,8 dolar olan petrol fiyatlarına muhtaç. Bu rakamlar Kuveyt, Katar ve BAE’nin kritik kar-zarar rakamlarındanbelirgin bir ÅŸekilde farklı. Birçok Körfez Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı üye ülkesi az borç yükünün yanında daha önceki yılların yüksek petrol fiyatlarının kazançları ve ciddi finansal kaynaklar sebebiyle düşen petrol fiyatının olumsuz etkilerini savuÅŸturabilecek konumdalar. Fakat Bahreyn ciddi bir üretici olmadığı için bu kapsamın dışında; bilindiÄŸi üzere Riyad bu ülkeyi Suudi Arabistan’ın doÄŸu bölgesine yayılabilecek bir karışıklığı engellemek için destekliyor. 

Kısa vadede Körfez İşbirliği Teşkilatı ekonomik bir krizle karşı karşıya değil fakat üye ülkeler daha şimdiden gelirlerini yüksek tutacak ve içinden çıkılmaz bir borç batağındansakınabilecekleri finansal düzenlemeler planlıyorlar. Buna rağmen her ne kadar dikkatli olunsa da tüm Körfez ülkeleri 2016 yılında hükümet harcamalarını bir miktar kesip yasal reformları hızlandırmaya çalışacaklar. Vatandaşların üzerindeki yükleri hafifletmek için Suudi Arabistan ve BAE yakıt desteğini azaltmakla beraber eğitim ve sosyal hizmetlerdeki harcamalarını sürdürecek. Bahreyn ise gıda desteğini kesmiş vaziyette fakat bu kesintileri dengelemek için nakit yardım söz konusu. Bölgesel blok içerisinde BAE, Suudi Arabistan, Umman, Katar ve Kuveytdevlet gelirlerini arttıracak eşi görülmemiş yeni tedbir ve vergi uygulamaları üzerinde çalışıyorlar.

Aralarında dikkat kesilmek için en önemlileri Suudi Arabistan.Ciddi sosyal kesintilerin yanısıra hükümet ülkenin önemli üç havaalanından baÅŸlayarak kamu mallarını özelleÅŸtirme iÅŸinegiriÅŸti. Devlet petrol ÅŸirketi olan Suudi Aramco’nun hisselerinin dahi Riyad tarafından halka arz edilmesi düşünülmekte. Her ne kadar özelleÅŸtirme giriÅŸimleri bu kuruluÅŸların finansal kaynaklarını çeÅŸitlendirecek olsa da bu aynı zamanda politik açıdan riskli bir hamle. Kral Muhammed bin Selman ülke ekonomisinin gücünü vurgulayarak reformların hızla gerçekleÅŸeceÄŸini ima etti fakat ÅŸu bir gerçek ki Suudi kraliyet ailesinin söz sahibi üyeleri hızlı bir deÄŸiÅŸime karşı temkinli yaklaÅŸacaklardır. Masa da biriken bir yığın özelleÅŸtirme planı sebebiyle hâlihazırda kraliyet ailesinin içerisindeki hoÅŸnutsuzluk görülebilir. Tüm bunların yanında Riyad, savunma ve dış harcamalarının azami olmasını gerektirecek bir dizi bölgesel deÄŸiÅŸimle yüzleÅŸmekte: Ä°ran’ın uluslararası ekonomiye dönmesi ve süregelen Yemen çatışması.

Tüm bölgesel oyuncular Körfez Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı’nın mali avantajlarına sahip deÄŸil elbet. Cezayir’in ekonomisi yüksek oranda doÄŸalgaza baÄŸlı ve döviz rezervleri 2015 yılındaki düşük petrol ihracatı sebebiyle 10,8 milyar dolar açık vererek erimeye baÅŸladı. Cezayir gazının temelmüşterisi olan Avrupa’da ılıman geçen kış koÅŸulları ise ülkeninvar olan durumunu daha da kötüleÅŸtirmiÅŸ vaziyette. Ãœlke yabancı yatırımcıları çekebilmek için ÅŸimdiden vergi reformundan ihracat-ithalat tanıtım ve yetkilendirme çalışmalarına kadar bir dizi çalışmabaÅŸlatmış vaziyette. Fakat ülke 1999’dan beri yönetimi elinde bulunduran CumhurbaÅŸkanıAbdülaziz Buteflika’nın ölümüyle belirsiz bir politik çıkmaza doÄŸru ilerliyor. Ãœlkenin elitleri bu geçiÅŸ döneminin önden giden atlıları, fakat çoÄŸu, devam eden reformlar önemli olsa dahi, kendi güçlerini zayıflatabilecek herhangi bir ÅŸeye karşı ihtiyatlı olacaktır. Bu da ülkenin önündeki seçenekleri kısıtlayan ve mevcut krizi derinleÅŸtiren sebebin ta kendisi olabilir.

Irak’ta hem Merkezi Yönetim hem de Kürt bölgesi hâlihazırda ciddi bir mali krizin içerisinde. Merkezi Yönetim ve Kürt Bölgesel Yönetim Ä°ÅžID ile savaÅŸlarını sürdürebilmek için ciddi harcamalarını devam ettirmek zorundalar. Fakat düşen petrol fiyatları tablosu ÅŸunu gösteriyor ki her iki yönetimin harcamalarını kısıtlamalarıkaçınılmaz bir durum. Her iki hükümet de uluslararası petrol ÅŸirketleriyle yeniden masaya oturup anlaÅŸma yapmak gibi bir seçeneÄŸe sahipler. BaÄŸdat, petrol ÅŸirketlerine sabit ücret ÅŸartı getiren yeni bir anlaÅŸmayla bu tartışmaların tam ortasında denilebilir. Erbil ise aynı anda hem uluslararası petrol ÅŸirketlerine yapacağı ödeme ve güvenliÄŸini hem de devasa Kürt hizmet sektörünü idare etmeye çalışmakta. Kürtler artık ÅŸunu açıkça ortaya koydular ki petrollerini BaÄŸdat merkezli ÅŸirketlerle pazarlamaya dair hiçbir niyetleri yok. Bunun yerine petrollerini Ankara’ya ihraç edip Türkiye üzerinden kendileri pazarlamayı düşünüyorlar. Ankara ve Erbil merkezli Kürdistan Bölgesel Yönetimi hem enerji iÅŸbirliÄŸi hem de ortak tehdit IŞİD sebebiyle birbirlerine daha dayaklaÅŸmış vaziyetteler. Erbil’in düşük petrol fiyatlarından artan sıkıntılarıysa bu iliÅŸkiyi daha da güçlendiriyor.

Varil başı petrol fiyatının düşüşü sürerken, Ä°ran Åžubat ayındaki seçimlere hazırlanıyor. CumhurbaÅŸkanı Ruhani batı ile yapılan görüşmelerdeki baÅŸarıların ve Ä°ran’a yaptırımların kaldırılmasının ılımlı kanadı destekleyerek geleneksel muhafazakâr müttefiklerinin radikal-aşırıcı muhafazakâr kanadı yenebileceÄŸini öngörüyor. Muhaliflerse Ruhani’nin ekonomik politikalarının iÅŸe yaramadığını öne sürüyorlar. Düşen petrol fiyatları ise bu öngörüyü daha inandırıcı kılabilir. Yaptırımların kaldırılması Ä°ran’ın petrol ihracatını arttırmasına olanak verecektir fakat 2014’ten bu yana yaklaşık olarak yüzde 70 oranında düşen petrol fiyatlarıyla birlikte elde edilmesi umulan gelir iki yıl öncesinin ulaÅŸabileceÄŸi aynı seviyeyi görmeyecek. Bu öngörü belki Ruhani’nin iyi bir performans göstereceÄŸi Åžubat seçimlerine deÄŸin seçmen için belirgin olmayabilir. Fakat 2017 ile birlikte bir dahaki seçimde yeniden seçilme ihtimalini riske atacak bu durumdan kaynaklı tutarsızlık artık aÅŸikâr olacaktır.

Latin Amerika

Petrol bağımlısı ve fakir Venezüella süregelen düşük petrol fiyatlarından etkili bir ÅŸekilde yıpranması umulan bir diÄŸer ülke. Merkez Bankası tahminlerinden sızan bilgilere göre yıllık enflasyon oranları neredeyse yüzde 300’lere ulaÅŸmış vaziyette. Enflasyon tırmanışta, yokluk ise her zamankinden daha kötü bir durumda. Düşük petrol ihracat gelirleri sebebiyle ülke 2015 yılı içinde bütçe dışı ithalat ve dış borç ödemeleri için ciddi miktarda döviz harcaması yapmış ve bu durum da  ülke içi harcamalarda  kısıtlamalara gidilmesine sebep olmuÅŸtu. Öyle görülüyor ki Venezüella ithalatınıazaltarak 2016’dan sonra dış borç yükümlülüklerini dahi yerine getiremeyecek konumda olacak. Kısa vadede, hükümet nitelikli muhalif çoÄŸunlukla birlikte ekonomik durum üzerinde atılacak adımları görüşecekler. Para biriminde devalüasyon ve tüketicinin alım gücünün arttırılması en etkili yöntemolarak gözükebilir fakat bunlar beraberinde kabul edilemez politik bedelleri getirir. Yakın zamanda huzursuzluk kaçınılmaz, bu yüzdenhükümetin geniÅŸ ölçüde bu huzursuzluÄŸun yayılmasını engelleyecek ihtivada çalışmalar yapmaya ihtiyacı var.

Brezilya ekonomisi hâlihazırda devlet enerji firması Petrobras’ta patlak veren yolsuzluk skandalından sebep uzun vadeli yıpratıcı bir olumsuz etkiyle yüzleÅŸmekte. Hükümet soruÅŸturmayı ÅŸirket içindeki baÅŸlıca faktörler ve iliÅŸkili kiÅŸilerle sınırlı tutmaya devam ettiÄŸi müddetçe, skandal mevcut projeleri geciktireceÄŸi gibi tedarik ve yüklenici finansman ağını engellemeyi de sürdürecektir. Bu kısıtlamalara karşılık Petrobras ileriye dönük yabancı yatırım ve enerji üretimini yavaÅŸlatacak ve yatırım planlarını sınırlamak zorunda kalacaktır.

Ekvator’un ise petrol ihracatı 2015 yılı içerisinde yüzde 30 civarında düştü ve önümüzdeki yıl boyunca da düşük olmaya devam edecek. Quito ithalatı azaltmak ve düşük ihracat gelirini tazmin etmek için ticari engeller oluÅŸturabilir fakat nihayetinde bu bir ekonomik durgunluk yaracaktır. Ãœlke 2017 Åžubat’ında CumhurbaÅŸkanlığı seçimine gidecek vebu seçimde muhtemel ki ekonomik çöküş sebebiyle iktidardaki AlianzaPais koalisyonunu yıkabilecek bir halk desteÄŸi görülebilir.

 

Kuzey Amerika

KuÅŸkusuz Kuzey Amerika’da dünyanın geri kalanı gibi düşük petrol fiyatlarından dolayı benzer sıkıntılar içerisinde. Buna karşın geçen aylardaki üretim ekim ayından bu yana gün başına 9,2 milyon varil oranında direncini korumuÅŸ vaziyette. Fakat nasıl 2015 yılında düşük petrol fiyatlarına karşı tedbirler yetersiz kaldıysa bugün de üretim yeniden azalma potansiyeline sahip. Hâlihazırdaki 2016 tedbirleri de genellikle düşük üretim ve düşük fiyat üzerine, bu da ÅŸunu gösteriyor ki bu durum üretici firmaların yükünü arttıracak. Ana kara boyunca ÅŸirketler çok sayıda yeni kuyu kazmış vaziyetteler fakat henüz projeleri tamamlanmadan yüksek maliyet sebebiyle çalışmalarını erteliyorlar. Bu da aynı zamanda petrol fiyatlarının ani yükselmesi durumunda tepki yaratacak hazırda bekleyen bir kapasitenin var olduÄŸunu gösteriyor. DiÄŸer yandan Ä°ran petrolü yeniden pazara sunulurken eÄŸer Amerikan üretimi hala yüksek kalmaya devam ederse bu durum petrol fiyatlarının daha da aÅŸağıya doÄŸru inmesine sebep olabilir. Ä°laveten özellikle görülüyor ki Kanada’daki ağır petrol üreticileri, WCA’nın varil başı fiyatları 20 doların altında tutmasından dolayı daha fazla baskı altındalar.

AÅŸağı Sahra Afrika’sı

Sahra Çölü’nün aÅŸağısında kalan Afrika toprakları düşük petrol fiyatlarının kendilerini farklı derecelerde etkileyeceÄŸi birçok irili-ufaklı petrol ÅŸirketinin bulunduÄŸu ülkelere ev sahipliÄŸi yapmakta. Anakaranın en büyük ekonomisi ve petrol üreticisi olan Nijerya bu durumdan en çok etkilenecek ülke. Eski Sovyet ve OrtadoÄŸu üreticilerinin aksine, Nijerya’nın bütçesi daha gerçekçi bir fiyat olan varil başı 38 dolar üzerinden kurgulanmıştı. Fakat problem ÅŸu ki bu fiyat durumunda dahi bütçe 11 milyar dolar açık verecek yani ulusal gelirin yüzde 2,2’si kadar. Abuja hükümeti mevcut yakıt desteÄŸini sürdürmenin ve 2014 Haziran’da dolar karşısında ülkenin para birimini yüzde 25 oranında deÄŸer kaybettiren döviz sabitleme çabalarının imkânsız olduÄŸunu görecektir. O günden bu yana resmi ve gayri resmi döviz deÄŸiÅŸimi oranları arasındaki fark ciddi ÅŸekilde açılmış vaziyette. Düşük petrol fiyatları bu durumu sadece daha da pekiÅŸtirir. Ãœlkenin yeni cumhurbaÅŸkanı Muhammed Buhari kamu harcamalarını kısıtlamaya ihtiyaç olduÄŸunu bununla beraber devalüasyona da karşı olduÄŸunu açıkladı fakat çeÅŸitli politik çıkar dengeleri sebebiyle de baskıyla yüzleÅŸeceÄŸinin farkında.

Afrika’nın ikinci büyük ham petrol üreticisi olan Angola da dünyanın geri kalanındaki üreticiler gibi benzer finansal problemlerle yüzleÅŸmekte. Fakat hükümet oldukça saÄŸlam. Ä°ktidardaki MPLA, hükümet aygıtı üzerinde sıkı bir kontrol mekanizmasına sahip. EÄŸer bir tehdit gelecekse muhtemel ki bu ancak partinin kendi içinden gelebilir. Hükümet 2016 bütçesi için varil başı petrol fiyatı olarak 48 doları temel aldı ve geçen yılın sonundaki faiz oranlarının düşmesine karşılık olarak da 2015 yılında baÅŸlayan büyük orandaki kemer sıkma programlarına devam ediyor. Bu arada Angola CumhurbaÅŸkanı JoseEduardodosSantos 2017 içinde görevinden çekilmeyi düşünüyor. Ä°ktidar partisinin ağır aÄŸabeyleri veliaht olabilmek için rekabete giriÅŸmiÅŸ vaziyetteler ve görülüyor ki iltimas zinciri kurabilmek için yeteri kadar para olmadığından sebep düşük petrol fiyatları bu rekabeti daha da kızıştıracak.

 

Asya-Pasifik

Birçok Asya-Pasifik ülkesi üretici yerine net tüketici konumunda. Bu da şu demek ki bölgenin çoğu düşük petrol fiyatlarından kazançlı çıkıyor. Fakat iki istisna var: Malezya ve Endonezya.

Asya-Pasifik’teki birkaç net üreticilerinden biri olan Malezya ucuz fiyatların azami baskısı altında.Geçen yıl Malezya hükümet bütçesinin kabaca yüzde 20’si devlet petrol ÅŸirketi Petronas’tan tedarik edildi. Firmanın gelirleri zayıflarken, Kuala Lumpur açığı kapatmak için raÄŸbet görmeyen ürünlere ve hizmet vergilerine yönelmek zorunda kaldı. Hükümetin 2016 bütçesi federal gelirlerin yüzde 12’sinden daha az katkısı olan Petronas’ı içinde bulunduruyor. Buna karşın eÄŸer petrol fiyatları hızla düşmeye devam ederse Malezya hükümeti ya gelirini arttıracak yeni yollar bulmak zorunda kalacak ya da yeni vergi ve kemer sıkma politikaları. Bu durumun tam da Malezya BaÅŸbakan’ı Najib Rezzak’ın adının ülkenin bağımsız mali kaynaklarındaki yolsuzluk skandalına karıştığı bir dönemde gerçekleÅŸmesi hükümetin itibarını zedeleyecektir. Malezya’nın hala tutarsız olan muhalefeti sebebiyle Rezzak’ın muhtemel rakipleri iktidardaki BirleÅŸmiÅŸ Malez Ulusal Organizasyonu içinden mevcut cumhurbaÅŸkanının itibarsızlaÅŸmasından kendisine halk desteÄŸi elde etmeyi umanlar olacaktır.

Güney’e doÄŸru gidince, Endonezya düşük petrol ücretlerini karmakarışık bir lütuf olarak buldu denilebilir çünkü ülke net petrol tüketicisi olmasına karşın aynı zamanda net doÄŸalgaz üreticisi. Devlet hazinesini ve ihracatını zedeleyecek doÄŸalgaz gelirlerinin düşmesine kesin gözüyle bakılıyor. Fakat düşük petrol fiyatları mevcut CumhurbaÅŸkanı Jokowi Widodo’ya ertelemek zorunda kaldığı huzursuzluk yaratan benzin ve dizeldeki devleti ödeneÄŸini kesme giriÅŸimi için bir olanak saÄŸladı.2014’te göreve geldiÄŸinde Jokowi ülke içi fiyatları uluslararası seviyeyle denk getirmek için benzin desteÄŸini kesmiÅŸti. Fakat 2015 ortalarına doÄŸru fiyatlar artınca Jokowi tüketici fiyatlarını arttırmaktan kaçındı; bunun yerine kamu malı olan Pertamina ithal ürünlerini zararına sattı. Åžimdiyse hala düşen petrol fiyatları sebebiyle Jokowi fiyatları arttırma teÅŸebbüsünden kaçınarak kesintiye gidebilir.

Avrupa

Asya-Pasifik bölgesi gibi, düşük petrol fiyatları Avrupa bölgesi için de bir lütuf olacaktır çünkü birçok ülke net petrol tüketicisi konumunda. Anakaranın en önde gelen petrol ve doÄŸalgaz üreticisi Norveç ise bu kadar ÅŸanslı olmayacak. Ãœlke hiç te küçümsenmeyecek derecedeki petrol ile iliÅŸkili yatırım ve projeleri tehlikeye atacak ekonomik bir durgunluÄŸun ortasında. Uluslararası Para Fonu’na göre Norveç’in GSYH geliÅŸimi geçen sene yüzde 2,2 iken 2015’te yüzde 0,8 oranını gördü. Aynı dönemde 2014’te yüzde 3,5 olan iÅŸsizlik 2015’te 4,2’ye çıktı. Bu tablo 2016’da öngörülenin de ötesinde. Ekonomik Ä°ÅŸbirliÄŸi ve GeliÅŸim TeÅŸkilatı her ne kadar iki yıl içerisinde Norveç için aÅŸamalı bir ekonomik iyileÅŸme öngörse de petrol fiyatlarının yörüngesi bunu geciktirebilir.

Uzun vadede düşük petrol fiyatları bir bütün olarak Anakara Avrupa boyunca birçok probleme sebep olabilir. Hâlihazırda düşük olan petrol fiyatlarının Avrupalıları dış faktörler tarafından ÅŸekillenen büyük bir geliÅŸimin ve gerçek bir toparlanmanın içinde olduklarına inandırabilir. Bu yanılgı özellikle hükümetlerin reform çalışmalarını yavaÅŸlattığı Güney Avrupa’da önemli bir rol üstlenebilir. Ayrıca, düşen petrol fiyatları Avro bölgesi bloÄŸu içinde ekonomik geliÅŸim umuduyla Avrupa Merkez Bankası tarafından yaratılmaya çalışılan enflasyon giriÅŸimlerine karşı da olumsuz tepki verebilir.

 

Makaleyi stratfor.com sitesinden Düşüünce Mektebi için  Dücane DemirtaÅŸ çevirmiÅŸtir.

https://www.stratfor.com/analysis/who-wins-and-who-loses-world-cheap-oil#

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.