Cengiz Çandar'dan darbe iması: TSK düdüğü çalar, oyunu durdurur

Cengiz Çandar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Anayasa Mahkemesi'nin verdği Can Dündar-Erdem Gül kararına uymayacağını belirtmesi hakkında "hukuk devletine elveda" ifadesini kullandı.

Çandar, Radikal’de yayımlanan "'Hukuk devleti'nden ne kaldıysa..." baÅŸlıklı yazısında CumhurbaÅŸkanının yetkisinin ÅŸu andaki anayasada belirlendiÄŸini ifade ederek Anayasa Mahkemesi'nin CumhurbaÅŸkanı'nı "Yüce Divan" sıfatıyla yargılayabileceÄŸini söyledi.

Erdoğan'ın "Tek Adam"lık yolunda tüm "demokratik denetim mekanizmalarını" bertaraf etmeye çalıştığını savunan Çandar, bu mekanizmalardan şu anda yalnızca Anayasa Mahkemesi ve TSK'nın kaldığını ileri sürdü.

TSK'nın, daha önceki yıllarda oynadığı "demokratik denetim mekanizması" rolünü aynı şekilde bugün oynamayacağını öne süren Çandar, yazısında şu ifadeleri kullandı:

Tayyip ErdoÄŸan, “Tek Adam” mutlak iktidarı yolunda, “otoriter bir iktidar tekeli”ne doÄŸru yol alırken, her türlü demokratik denetim mekanizmasını (checks and balances) ve özerk kurumları bertaraf etmeyi “iktidar oyunu” gereÄŸi –anlaşılır nedenlerle- zorunlu görmüştür.

TBMM’de AKP’nin mutlak çoÄŸunluÄŸunu bu sebeple istemiÅŸ, 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını bu sebeple tanımamış ve ülkeyi 1 Kasım’a taşımış ve 1 Kasım sonrasında da iç ve dış politikada “zincirleme krizler tüneli”ne bu sebeple sokmuÅŸtur.

Parlamento, yürütmeyi denetleyen bir mekanizma olmaktan çıkartılmıştır. Özerk kurumların başında gelen Merkez Bankası, büyük ölçüde nötralize edilmiştir. Yargı, büyük ölçüde, yeniden dizayn edilmiştir.

Kala kala, bir TSK, bir de Anayasa Mahkemesi kalmıştı. TSK, kurumsal olarak, siyasi iktidar bakımından “özerk” konumunu herÅŸeye raÄŸmen koruyor olsa da, son yıllarda yaÅŸanan geliÅŸmelerden ötürü “checks and balances” rolünü bugüne dek uyguladığı biçimde, ÅŸu sırada oynamayacak durumda. (Oynayamayacak demiyoruz, “ÅŸu sırada oynamayacak” diyoruz.)

Bu rolü, artık, bir kez oynayabilir. Düdüğü çalar. Oyunu durdurur. İlerde olur mu olmaz mı, bilemeyiz. Ama, buna imkân veren bir yola girilmiş olduğunu görebiliyoruz.

Bu durumda, kala kala Anayasa Mahkemesi kalıyor.

ErdoÄŸan’ın ona yönelik “salvoları”, bu bakımdan “hukuk devletine elveda” deme hazırlığı olarak görülebilir.

Bir süredir zaten vedalaÅŸmaktaydık. Ama “elveda” demek bir adım ötesidir.

Çandar yazısını şöyle sonlandırdı:

GeldiÄŸimiz nokta, Türkiye’de “rejim sorunu”nun ciddi ölçülerde ve vahim biçimde “derinleÅŸtiÄŸini” ifade etmektedir.

“Hukuk devleti”nden ne kaldıysa ve ne kadar kaldıysa, onun da sonuna yaklaşıyoruz…