Ayşe Keşir: Geç kalmış değiliz, aileyi kurtarmanın tam zamanı
Keşir: Türkiye’de evlilik kurumu hala kutsal, insanlar evliliğe inanıyor. İstatistiklere göre boşananların yarıdan fazlası ikinci kez evleniyor. Bunların yüzde 17’si de boşandığı eşi ile evleniyor. Hedefimiz aile bütünlüğünü bozulmadan korumak.
Aile içi ÅŸiddetin, boÅŸanmaların ve taraflara travmalar yaÅŸatan nafaka, velayet gibi sorunların gündemde artan oranda yer tutması TBMM’yi harekete geçirdi. Meclis’in en kolay uzlaÅŸtığı konu olan “aile”yi bir arada tutabilmek için ”Aile Bütünlüğünün Korunması AraÅŸtırma Komisyonu” Ocak ayında kuruldu. Komisyonun baÅŸkanlığını AK Parti Düzce mv AyÅŸe KeÅŸir yapıyor. KuruluÅŸundan beri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda Bakan Danışmanlığı yapan KeÅŸir sahaya da masaya da hakim bir isim.
- Meclisin aile ve kadın konusunda ortak bir hassasiyete sahip olduğunu biliyoruz ama bundan önce bu kapsamda bir çalışması olmamıştı. Bu komisyon neden kuruldu?
Kısaltılmış adıyla “Aile Bütünlüğünün Korunması AraÅŸtırma Komisyonu”, aile bütünlüğünün korunması ve boÅŸanma olaylarının araÅŸtırılması ve aile kurumunun güçlendirilmesi amacıyla kuruldu. Komisyon aslında, aile bütünlüğünü tehdit eden faktörler, boÅŸanma nedenlerinin araÅŸtırılması ve aile bütünlüğünün korunmasının önünde mevzuattan kaynaklı engellerin giderilmesine yönelik farklı partilerce verilen tüm soru önergelerinin bir araya getirilmesiyle birlikte kurulan oldukça kapsamlı bir araÅŸtırma komisyonu.
MUTLU AİLE İÇİN SAYGI VE SABIR
- Aile tanımı zaman içinde değişiyor, daralıyor genişliyor. Komisyon nasıl bakıyor?
Komisyon aile birliğinin korunması ve boşanma olaylarını sadece kadın sadece eş veya çocuklar perspektifinden ele almak yerine bütün parametreleri ile bütüncül olarak ele almayı hedefliyor. Bu sebeple aile kurumunu oluşturan eşler ve çocuklar kadar aile büyükleri, yaşlılar, engelliler, kardeşler, yakın akrabalar gibi ailenin her bir üyesinin yaşadığı sorunları da ele alacak.
Komisyon mecliste temsil edilen tüm siyasi partilerin ortak önergesi ile kuruldu. Bu yüzden 17 üyenin her birinin komisyon çalışmalarına katkıları bu anlamda çok önemli.
- Tam olarak neyi çalışıyor, nasıl çalışıyor komisyon?
Komisyonumuz ilgili kamu kurumlarından uzmanlarla çalışıyor. Bugüne kadar kamu kurularından, STK temsilcilerine akademisyenlerden bireysel deneyimlere her kesimin düşüncelerine yer vermeye çalışıyoruz. Türkiye’nin aile yapısı, boÅŸanma nedenleri, boÅŸanma süreci, aile içi ÅŸiddet gibi sorunlar ve çözüm önerileri konusunda bilgi alıyoruz. Komisyonumuz araÅŸtırma alanına giren hususları yalnızca olumsuz örnekleri ile deÄŸil, olumlu rol modellerini de dinleyerek inceliyor. Bu sebeple Türkiye’nin farklı bölgelerine çalışma ziyaretleri gerçekleÅŸtireceÄŸiz. Ä°lk olarak Åžanlıurfa ve Kilis’i ziyaret ettik. Oradaki ilin bürokratlarından, STK’larından ve uygulayıcılardan çalışmaları hakkında bilgi aldık. Aynı zamanda mutlu evlilikleri olan aileleri de evlerinde ziyaret ettik. Uzun ve mutlu bir evliliÄŸi nasıl sürdürdükleri, çocukları ve aile büyükleri ve akrabaları ile yaÅŸadıkları deneyimleri dinledik ve tavsiyeleri aldık. Åžanlıurfa’daki bir çiftimiz 55 yıllık evliydi. Sırlarını “Ä°yilik yap, bekle. Karşılığı mutlaka gelecektir” diye açıkladılar. Kilis’teki ailemiz de “HoÅŸgörü, saygı ve sabır” dediler. “Asla çocukların önünde tartışmadık ve tartışmanın ardından asla birbirimize küsmedik” diye eklediler. Bütün evlilikler için de bu tür olumlu iliÅŸkilerin yaygınlaÅŸmasını diliyoruz. Biz bundan sonra da çalışma ziyaretlerimizi sürdüreceÄŸiz. Ä°kinci ziyaretimiz TÜİK istatistiklerine göre boÅŸanma oranlarının en yüksek olduÄŸu il olan Antalya’ya.
TÃœRKÄ°YE’NÄ°N FARKI GÜÇLÃœ AÄ°LE BAÄžLARI
- Komisyonun nihai hedefi ne? Boşanmaları sonlandırmak gibi bir amacı var mı?
Şuradan başlamak isterim. Toplumun temelinde aile vardır. İnsanlık tarihinin en eski kurumu aile. Doğarken bir aileye doğarız hepimiz. Hayatımızı onlarla sürdürür yaşama veda ederken de onların varlığını hissetmek isteriz. Diğer toplumlara göre bizim, krizleri daha rahat atlamamızı sağlayan şey güçlü aile bağlarımızdır. Dolayısıyla esas hedefimiz ailenin ve bireyin sorunla karşılaştığında bunu ayrılık veya şiddetle değil olumlu bir davranışla nasıl çözebileceğini öğreneceği yöntemlerin de araştırılmasıdır. Bu doğrultuda bireyin ve ailenin çözüm üretme kapasitesinin artırılmasını, aile kurumunun güçlendirilmesinin temeli olarak görüyoruz. Ailenin çözüm üretme kapasitesini nasıl arttırabiliriz bu anlamda ne tür verilere ulaşabiliriz onu uzmanlarıyla görüşüyoruz. İnanıyorum ki hem yurt içi hem de yurtdışındaki ailelerimize rehber teşkil edecek bir çalışma ortaya çıkacak.
İZDİVAÇ YAYINLARI OLUMSUZ ETKİLİYOR
- Aileyi bir arada tutma niyet ve gayretini anlıyorum ama boşanmanın tek çözüm olduğu durumlar da var?
Boşanma sürecindeki ailelerde, aile bireylerinin mağduriyet yaşamadan (nafaka, velayet vb) boşanma sonrasındaki sürece sağlıklı bir geçiş yapabilmesi için gerekli tedbirlerin alınması da komisyonun öncelikleri arasında. Aile bireylerinden birinin engelli olması bile kendine özgü sorunları beraberinde getiriyor. Medyada sürekli olumsuz örneklerin yer alıyor, toplantılarımıza katılan hemen herkes medyada aile artık olumlu yönleri ile de yer almalı diyor. Toplumumuz özellikle televizyondan çok etkileniyor, televizyondan öğreniyor.
MEDYA AÄ°LE DOSTU YAYINCILIK YAPMALI
- Ne tür yayıncılık olumlu sonuç doğurur? Beklenti ne?
Güçlü aile baÄŸları, rol model olabilecek kiÅŸilere yer verilmesi teÅŸvik edilmeli. Ä°zdivaç programları ve dizilerdeki iliÅŸkilerin her kesimi rahatsız ediyor olmasını yalnız yasaklayarak çözemeyiz. Onun için “aile dostu” yayıncılık ilkesinin sektör tarafından sivil toplumlarının da desteÄŸi ile yaygınlaÅŸtırılması önerilerimiz arasında yer alacaktır. RTÃœK’ten de bu nokta da sektöre rehberlik etmesi bekleniyor.
- Türkiye’de en sık yaÅŸanan aile sorunları neler? Aileleri parçalayan sebepler neler?
Boşanma gibi zor bir kararın altında pek çok farklı nedenin birleşimi ve birikiminin yatıyor olabileceği açık. Sosyal olayları tek bir nedene bağlayamayız. Bu bizi yanlış çözüme götürür o nedenle konu iyi irdelenmeli. Bizim gördüğümüz; sorumsuz ve ilgisiz davranma hem kadınlar hem de erkekler için önemli boşanma nedenleri arasındadır.
BOŞANMANIN MAĞDURU ÇOCUK
- İlk sırada şiddet yok mu?
Kadınların boÅŸanma nedenlerinde evet. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Türkiye’de boÅŸanma nedenlerine iliÅŸkin yaptığı araÅŸtırmaya göre, kadınlar boÅŸanma nedeni olarak en çok ‘ÅŸiddet’i, erkekler ise ‘yakın çevre’ye yapılan saygısızlık ve dışarıdan müdahaleyi sebep olarak gösteriyor.
Genelde ‘insanlar fakirleÅŸti, boÅŸanmalar arttı’ denilir.’ Bu durumu tek başına gerekçe göstermek doÄŸru deÄŸil. BoÅŸanmaların esas maÄŸduru çocuklar fazlaca hırpalanabiliyor. Yani; aileyi korumanın tam zamanı, gecikmedik.
600 BÄ°N EVLÄ°LÄ°K 130 BÄ°N BOÅžANMA
- Komisyon kurulmadan önce medyaya “Türkiye’de boÅŸanma oranları evlenme oranlarını aÅŸtı” diyen haberler yansımıştı medyaya. Ne kadar doÄŸru bu?
Evlilik ve boÅŸanma istatistiklerini vererek açıklayayım durumu: Son üç yıldır Türkiye’deki evlilik sayılarında 600 bin civarında duraÄŸanlık var. Buna karşın boÅŸanma sayıları yıllar bazında nisbi olarak artıyor. 2014 yılında boÅŸanma sayısı 130 bin civarında. Türkiye’deki boÅŸanma oranları geçmiÅŸe göre artıyor olsa da, OECD ülkeleri ile karşılaÅŸtırıldığında ülkemizin düşük kaba boÅŸanma oranına sahip olduÄŸu görülüyor. 2003-2013 dönemi istatistiki verileri dikkate alınarak, önümüzdeki 10 yıl içerisinde boÅŸanma oranına iliÅŸkin tahminlerin yapıldığı araÅŸtırmaya göre, 2013’te binde 1,67 olan boÅŸanma hızı, 2023 yılında binde 1,93 olması öngörülüyor. BoÅŸanma oranın 2023’e kadar binde 2’yi aÅŸması beklenmiyor. DiÄŸer ülkelerle karşılaÅŸtırıldığında oldukça düşük boÅŸanma oranlarına sahip bir toplumuz. Hali hazırda sıkıntılı giden bir evliliÄŸe her türlü çabaya raÄŸmen düzelmiyorsa dur demek de yanlış olacaktır.
- Evden uzaklaştırma gibi tedbirlerin şiddeti artırdığına dair iddialar ve bu yönde genel bir algı var. Buna dair bir veri var mı?
Öncelikle şunu söylemek isterim ki şiddetin gerekçesi olamaz ve olmamalı. Ancak kanunun uygulamasından kaynaklanan sorunlar varsa bunlar mutlaka çözülmeli. Biz de komisyonumuzda bu konuyu inceliyoruz. Uygulayıcılardan aldığımız bilgilerle çok taraflı bir değerlendirme yapacağız. Burada genelde her vaka için bütün tedbir kararlarının hepsinin birden verilmesi yönünde ciddi eleştiriler var. Bu da infazı zorlaştıran bir durum olarak ortaya çıkıyor.
TEDBİRLER ŞİDDETİ TETİKLEYEBİLİR Mİ?
- Ne tür eleştiriler var?
Çiftlerin uzlaÅŸmasının önündeki bir engel olarak görüyorlar. Komisyonumuzdaki uzmanlar bu konular hakkındaki tüm deneyimleri not ederek deÄŸerlendirecekler ve önerilerini buna göre yapacaklar. Yalnız ÅŸunu da söylemek gerek; davranış deÄŸiÅŸikliÄŸi gerektiren düzenlemeler öyle hemen bugünden yarına gerçekleÅŸmiyor. Bunun için zaman ihtiyaç olabiliyor. Bu anlamda saha deneyimleri çok önemli. Saha ziyareti yaptığımız illerde bu hususu da incelikle araÅŸtırıyoruz. ÖrneÄŸin, Suriye’de en çok göç alan ve kampların olduÄŸu buna baÄŸlı olarak ÅŸehir dinamiklerinin hızla deÄŸiÅŸtiÄŸi bu iki ilin yetkililerinden bir müjde aldık: Ä°ki ilde de polis ve jandarma bölgelerinde 2015 yılında hiç kadın cinayeti yaÅŸanmadı.
BoÅŸananların yüzde 17’si eski eÅŸiyle evleniyor
- Boşanmaya götüren sebepleri azaltmanın boşanma oranlarını düşürmesi beklenir. Komisyon bunu mu amaçlıyor?
Türkiye’de hala evlilik kurumu kutsal. Ä°nsanlar evliliÄŸe inanıyor. Ä°statistiklere göre boÅŸananların yarıdan fazlası ikinci kez evleniyor, bunların yüzde 17’si boÅŸandığı eÅŸi ile yeniden evleniyor. Bu durum bize boÅŸanırken aceleci mi davranıyoruz sorusunu düşündürüyor. Çiftlerin çevre baskısıyla veya intikam duygusuyla sonradan piÅŸman olacağı bir karar almasını önlemek için danışmanlık mekanizması devreye sokulabilir. En azından yüzde 17’lik kesim için. Hızlı ve çatışmalı boÅŸanmalarda büyük maÄŸduriyetler yaÅŸanıyor, hukuki süreçler uzuyor, çiftler arasındaki çatışma artabiliyor.
Kadınların yüzde 39’u ÅŸiddet görmüş
- Aile içi şiddet oranında artış var mı?
BM verilerine göre dünyada her 3 kadından biri ÅŸiddet görüyor. Ãœlkemizde maalesef bu oran yüksek. Aile Bakanlığınca 2008’de yapılan araÅŸtırmaya göre Türkiye’de evlenmiÅŸ veya herhangi bir birlikteliÄŸi olan kadınların yüzde 39’u yaÅŸamlarının bir döneminde ÅŸiddete maruz kaldıklarını söylüyor. Maalesef bu sadece eÅŸlerle ilgili deÄŸil, aile yakınları da olabiliyor ve çocuklar da ÅŸiddete maruz kalıyor. Åžiddetle mücadele öncelikli gündemimiz. CumhurbaÅŸkanımızdan BaÅŸbakanımıza, STK’lardan bürokrasimize kadar herkes yoÄŸun bir çaba içinde. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Åžiddetin Önlenmesine Dair Kanun da bu gayretin bir sonucu.
Tek ebeveynli aile sayısında artış var mı?
- Tek ebeveynli ailelerin sayısı artıyor mu Türkiye’de?
Hayır. Gerek Türkiye Nüfus SaÄŸlık AraÅŸtırmaları gerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yapmış olduÄŸu Türkiye Aile Yapısı AraÅŸtırmalarına baktığımız zaman 1978’den 2011’e kadar tek ebeveynli ailelerin oranının sabit olduÄŸunu görmekteyiz.
- Çalışma bittiğinde Meclise, Hükümete katkısı ne olacak?
Komisyon çalışmaları 14 Mayısta tamamlanacak. Raporumuz mevcut durumdaki sorunları ve çözüm önerilerini kapsayacak. Meclis baÅŸkanlığına sunulduktan sonra yasama faaliyetlerine, hükümet planlarına, bakanlıklar, kamu kurumlarına STK’lara, yerel uygulayıcılara ve üniversitelere ufuk açıcı olmasını hedefliyoruz.
Henüz yorum yapılmamış.