Güncel
28 Şubat'ta enkaz altında kalanlar
28 Şubat birçok kişinin hayatını etkiledi. Askeriye,kamu,üniversiteler,okullar 28 Şubat mimarları tarafından hedef gösterilerek haksız nedenlerle "muhafazakar" kesim kurumlardan ihraç edildi. Üniversite mezunu oldukları halde kimisi hamallık yaptı, kimisi inşaat işçiliği. 28 Şubat'ta ağır bedel ödeyen birkaç isim…
Akıllara kazınan 28 Şubat 1997 tarihi onlar için de asla unutamayacakları bir dönem oldu. Emekleriyle geldikleri pozisyonlardan sudan sebeplerle atıldılar. Kimi çok istediği üniversiteyi, sınavında başarılı olduğu halde okuyamadı, kimi öğretmenliğini yarıda kesmek zorunda kaldı. Başörtülü kadınlara "yerleriniz kamu değil, tarlalar", askeriyede görev alanlara ise "eşleriniz başörtülü" dendi. Görevlerinde ve hayallerinden vazgeçenler ailelerine,çocuklarına bakabilmek için çareyi başka mesleklerde buldular. İşte 28 Şubat'tan ağır yara alan üniversiteli işçiler:
Astsubaylara "Çöpçü bile olamazsınız" dediler
28 Şubat sürecinde eşleri başörtülü olduğu için ordudan atılan astsubay kuzenlerden Ercan Görgülü semt pazarlarında seyyar satıcılık, Hüseyin Görgülü ise servis şoförlüğü yaparak ve bakkal dükkanı açarak zor günlerde ayakta kalmayı başardı.Astsubay olarak görev yaptığı sırada ordudan ihraç edilen Ercan Görgülü (46) ile astsubay kuzeni Hasan Hüseyin Görgülü (43), 28 Şubat sürecinde eşleri başörtülü olduğu gerekçesiyle ordudan atıldı. Zor süreçte yaşadıkları ekonomik sıkıntıları çeşitli işler yaparak atlatıp ayakta kalan kuzenler, daha sonra memur olarak girdikleri Nevşehir Sağlık Müdürlüğünde aynı odada, zor yılların acı dolu izlerini silmeye çalışıyor.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde 9 yıl görev yaptığını aktaran Görgülü, yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecine girilmesiyle bulunduğu askeri birlikte sık sık anketler yapılmaya başlandığını, laiklik ve hilafetle ilgili düşüncelerinin sorulduğu ankete verilen cevaplarla da hakkında fişlemeler yapıldığını söyledi.
Eşi başörtülü olan personele lojmanda yer verilmediğini anlatan Görgülü, "Hanımlarımızı parti ve balolara davet ediyorlardı. Eşim çeşitli mazeretler ileri sürerek gitmiyordu, asıl amaçları başörtülü olup olmadığını belirlemek ve dine bakışını öğrenmekti. Eşim başörtüsünü açıp balolara katılmadığı için 'Disiplinsizlik' gerekçesiyle ordudan ihraç edildim" diye konuştu.
28 Şubat'ta "İmzan Arapça'ya benziyor" baskısı
28 Şubat sürecinde Bursa'da bir anaokulunda öğretmenlik yapan Cavidan Ağın (55), imzasının Arapça'ya benzemesi gerekçe gösterilerek baskı gördüğünü, hakkında soruşturma açıldığını söyledi. Ağın, öğretmenlik yaptığı yıllarda başörtülü öğretmen sayısının çok az olduğunu buna rağmen mesleğini çok sevdiğini ve vatanına hizmet etmekten çok mutlu olduğunu anlattı.
Çalışma şevkinin bir anda kırıldığını dile getiren Ağın, şöyle devam etti:
"Bir gün okulumuza müfettişler geldi. Benden kendileriyle müdür odasına gelmemi istediler. Odaya gittiğimde imzamın Arapça olduğunu iddia ettiler. 'Siz, imzanızı Arapça atıyormuşsunuz' dediler. Ben de kendilerine 'Hayır, bu imza Arapça değil' dedim. Bu müfettişlerin okula gelip bu mazeretle beni müdür odasına çağırmaları, aylarca sürdü. Hakkımda soruşturma açıldı. Bazen 3-4 müfettiş gelip müdür odasında masayı hazırlayarak her seferinden değişik açılardan sorular soruyorlardı. Annemin adını, babamın adını sorarak değişik sorular yöneltiyorlardı. Ben, onlara bu imzamın bekarlıkta da kullandığım imza olduğunu, nikah defterine de bu şekilde imza attığımı söyledim. Bana her defasına 'İmzanın Arapça olmadığını kanıtla' diyorlardı ısrarla. Devamlı baskı altında tutuluyordum."
Kimya öğretmeni olacakken Kur'an Kursu temizlemeye başladı
28 Şubat döneminde derslere alınmadığı için, Dicle Üniversitesi'ndeki Kimya eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan Aysel Erdoğan, 2011 yılındaki afla okuluna geri döndü ve 2 sene önce mezun oldu. Ancak öğretmen olarak atanamayan Erdoğan, bir Kur'an kursunda temizlik görevlisi olarak çalışıyor. Eski öğrencilerinin şimdi hoca olduğunu belirten Erdoğan, iade-i itibar istediklerini söyledi.
Erdoğan, 1990'lı yıllarda 28 Şubat mağduriyetini yaşayanlardan biri olduğunu, 1998-1999 yılında başörtüsü nedeniyle derse alınmadığı için devamsızlık nedeniyle okuldan ayrılmak zorunda kaldığını söyledi."Okulda yaşadıklarımız psikolojimizi o kadar çok etkilemişti ki tekrar okula dönmek istemedim. Kız çocuklarının çok zor okutulduğu bir dönemde okulu kazandım" diyen Erdoğan, 28 Şubat süreci yüzünden eğitimini tamamlayamadığını vurguladı
İmamlık yaparken hamal oldu
28 Şubat sürecinde Muş'ta imamlık yaparken tutuklanan ve görevden alınan Ali İhsan Güven, 16 yıldır ailesini hamallık ve gündelik işler yaparak geçindiriyor.28 Şubat sürecinde hayatının değiştiğini belirten Güven, "28 Şubat süreci bugünden çok farklıydı. O gün ülkeyi tamamen karanlık güçlere teslim etme süreciydi, karanlık güçler bölgede ve Türkiye'de cirit atıyorlardı" dedi.
İmamlık yaptığı sırada üç defa gözaltına alındığını, mahkeme süreci tamamlanmadan Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yazılan yazıyla görevden alındığını anlatan Güven, devlet memurlarının basit gerekçelerle işlerine son verildiğini belirtti.
"Takvimde 28 Şubat yaklaşınca gözlerimiz doluyor"
Başörtülü oldukları için 28 Şubat sürecinde mesleklerinden ihraç edilen öğretmenler Melek Sima Yılmaz ve Rahime Kayhan, aradan yıllar geçmesine rağmen o dönem yaşadıkları travmayı atlatamamanın sıkıntısını yaşıyor.
Öğretmenler uzaklaştırıldıkları mesleklerine 6 yıl sonra dönebildi. Yakutiye İmam Hatip Lisesi edebiyat öğretmeni Melek Yılmaz, yaptığı açıklamada, Atatürk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun olduktan sonra 1994 yılında göreve başladığını belirtti. Başörtülü okuduğunu ve mesleğine başörtüyle başladığını belirten Yılmaz,Erzurum İmam Hatip Lisesi kız bölümünde görev yaptığını, o dönem bu bir avantaj olarak görülse de çok sıkıntılı bir dönem geçirdiğini söyledi.
Yılmaz, "1998-1999 döneminde şifahi olarak uyarılar başladı. Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri tarafından teftişler yapıldı. Memuriyetle ilgili olan uyarı, kınama, maaş kesme, kıdem durdurma gibi cezalar uygulandı. 1999 yılında görevden ihraç edildim" dedi.
En verimli çağında akademik kadrodan atıldı
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mustafa Kemal Şan, 28 Şubat sürecinde yaşadıklarına ilişkin "O zamanlar bende ağır tahribatlar oluştu, akademik anlamda kendimi geliştirmek, makale yazmak, kitap okumak, entelektüel gelişimimi tamamlamak aşamasında olduğum en değerli yıllarımda yapılanlar, psikolojik olarak çok etkiledi" dedi.
Eşinin başörtülü ve kendisinin de imam hatip mezunu olduğunu ifade eden Şan, "1998 yılında doktora tezimi tamamlamıştım. Hiçbir gerekçe gösterilmeden yardımcı doçent kadrosuna atanmam sağlanmadı" diye konuştu.
Şan, dönemin genel sekreteri tarafından kendisine verilen evrakın "Bu üniversitede kalamazsın" anlamına geldiğini vurgulayarak yıl sonu geldiğinde isminin sözleşmesi yenilenenler arasında olmadığını ve görevine son verildiğini aktardı.
Henüz yorum yapılmamış.