Sosyal Medya

Güncel

MHP'de 'parçalanma tehlikesi'

MHP'yi yakından izleyen akademisyen Kürşad Zorlu’ya göre, mahkemeye taşınan kongre süreci partinin parçalanması tehlikesini beraberinde getirebilir.



Milliyetçi Hareket Partisi'nde, 1 Kasım seçimlerinden sonra "yönetim değişikliği" isteyen muhalif kanadın "kongre toplansın" talebiyle topladığı imzalar mahkemede. Genel Başkanlık için ayrı ayrı yola çıkan Koray Aydın, Meral Akşener ve Sinan Oğan'ın bu hamlesine, MHP Genel Merkezi ise delegeleri ve il başkanları büyük çoğunlukla muhalifler için imza veren teşkilatları kapatmaya başlayarak karşılık verdi. MHP'de muhalif isimlere son destek 24 Şubat'ta Genel Başkan Yardımcılığı'ndan istifa eden Ümit Özdağ'dan geldi. Özdağ da olağanüstü kongre toplanması gerektiğini söyledi. MHP'deki bu gelişmeleri, partiyi yakından takip eden akademisyen Kürşad Zorlu ile konuştuk.

Ãœmit ÖzdaÄŸ’ın istifasını siz nasıl yorumluyorsunuz?

Ãœmit ÖzdaÄŸ, bir dönem Alparslan TürkeÅŸ’in yakın çalışma arkadaÅŸlarından olan deÄŸerli bir büyüğümüzün oÄŸlu. Genel BaÅŸkan adaylığı da söz konusu oldu ama Genel Merkez’in sert tepkisi sonrasında bunu gerçekleÅŸtiremedi. 2011 yılında Sayın Bahçeli’nin “Birlik, beraberlik ve bütünleÅŸme” baÄŸlamında yaptığı davete icabet etti. 1 Kasım sonrasında ise Genel BaÅŸkan Yardımcılığı’na getirildi. Hatta tabanda, bu kadar sert eleÅŸtiriler yapmış birinin bu görevi kabul etmesi eleÅŸtiri konusu oldu. Ama empati yapmak gerekiyor. MHP’nin geleneksel sistematiÄŸi bakımından Ãœmit ÖzdaÄŸ da bu partinin bir neferi. O’na bir görev tevdi edildi, o da nezaket çerçevesinde bunu kabul etti. Bu demek deÄŸil ki kabul ettiÄŸi anda saklı tuttuÄŸu eleÅŸtiriler ortadan kalktı. Bunu iddia edemeyiz Ãœmit ÖzdaÄŸ ile ilgili…

Ama son süreçte eleÅŸtirileri olduÄŸunu hiç belli etmemiÅŸti…

Ä°ki açıdan bakmak lazım. Birincisi parti içi mekanizma boyutunda bir süre sonra yapıya dışarıdan entegre oldu. Dolayısıyla o yapı içinde belirli nezaket ve saygı ölçülerine çok dikkat ederek hareket etmesi gerekiyor. MHP’yi biraz içinde kalarak takip ettiÄŸinizde bu hassasiyeti görmemeniz mümkün deÄŸil. Ä°kincisi de bununla baÄŸlantılı olarak doÄŸru zamanın o gün olmadığını düşündüğünü dikkate alıyorum. Ä°stifasının ardından kamuoyunda bunun planlı bir hareket olup olmadığı tartışıldı, ben bunu büyük ölçüde mümkün görmüyorum.

Şaşırttı mı sizi?

Zamanlama olarak evet. Açıkçası böyle bir çıkış bekliyordum ama şimdi değil. Bir kongre kararı alındığında partiye yönelik eleştirilerini dile getirebileceğini mümkün görüyordum. Bu zamanlamada görüyoruz ki, bir erken seçim olma ihtimalini yüksek görüyor. Partinin bir an önce buna hazırlanması gerektiğini düşünüyor. Belki bu kadar imza da toplanmışken, kendilerinin bu çağrısıyla kurultayın öne çekilebileceğini düşünmüş olabilirler. Açıklaması bir yönüyle imza veren delegasyonun motivasyonunu da artırdı. Dolayısıyla planlı bir arka planı olduğu iddiası oldukça zorlama ve üstelik bu durum partinin kurumsal kimliğine temelden aykırı.

 

[Fotoğraf: Zahidin Köşüş]
 

 

"MHP'ye sempati duyanlar izliyor"

Genel Merkez Cuma gününden bu yana bazı teşkilatları kapatıp, yeni görevlendirmeler yapıyor. Ne mesaj veriliyor bu kararlarla?

Öncelikle yanlışlığını açıkça ifade etmek isterim. Her ÅŸey normal koÅŸullarında seyretse siyasette herkes istediÄŸiyle çalışabilir. ÖrneÄŸin Sayın CumhurbaÅŸkanı da kendi istediÄŸi isimlerle çalışmayı tercih ediyor. Ancak bunun için koÅŸullar, zamanlama çok önemli. Ben kabaca baktım. Bu illerde MHP’nin 7 Haziran’da aldığı oy oranı yüzde 23, 1 Kasım’da yüzde 18. Yani aslında Türkiye geneli ortalamasının üzerinde ve MHP’nin toplam oy oranının yüzde 10’una tekâbül ediyor. Ben iktidarı hedef alması gereken bir partinin, teÅŸkilâttaki bu ÅŸok edici, ani kararlarının, o bölgelerdeki seçmen davranışı üzerinde etkisi olabileceÄŸini düşünüyorum. MHP’ye hâlâ sempati duyan insanlar da var ve zannetmesinler ki insanlar bu ve benzeri geliÅŸmeleri takip etmiyor. Ä°nsanlar bunu izliyor, demokrasiyi kullanma biçimlerine bakıyor.

Genel Merkez şu an demokrasiyi nasıl kullanıyor sizce?

Ben yeterli bulmuyorum. Türk siyasetinin genel anlamda içinde bulunduÄŸu durumun bir yansıması aslında. Ama MHP’nin tarihsel dinamikleri, lider-teÅŸkilât-doktrin, töre gibi yaklaşımlardan kaynaklanan oto kontrol mekanizması kendine has özellikleri barındırıyor içinde. Bu özellikleri MHP tabanının önemli bir kısmının da özümsediÄŸini söyleyebilirim.

Meselâ böyle bir talep hakkı var mı bunun içinde?

MHP’nin geçmiÅŸinde çok fazla olaÄŸanüstü kurultay olmadı. Ama bugün durum çok daha farklı.

Neden? Bugün bu talebi “ülkücü iradeye saygısızlık” ÅŸeklinde deÄŸerlendirenler var. GeleneÄŸe, geçmiÅŸe vurgu yapılıyor. Åžu an sizce bu Devlet Bahçeli’ye karşı bir saygısızlık mı?

Ben meseleye şöyle bakıyorum, hukuk bireylere olduÄŸu kadar kurumlara ve örgütlü sistemlere de lazım. Yeri geldiÄŸinde hukuk her ÅŸey demek. Yasal olarak en yetkili organ olan Genel Kurul’da 2009 yılında bir tüzük kabul edilmiÅŸ. Bu tüzükte ilgili maddede hangi ÅŸartlarla kongre yapılabileceÄŸi yazılmış. Bu Genel BaÅŸkan’dan itibaren herkesi baÄŸlayan bir madde. DoÄŸrusu bu tüzüğü kabul edenlerin bir kısmının bugün deÄŸiÅŸim için çaba sarfetmesi biraz hazin bir durum. Bu tüzük o gün antidemokratik deÄŸil miydi?

"Hem içeriden hem dışarıdan evin camları taşlanıyor"

Ama bir de yazılı olmayan kurallar var…

Yazılı olmayan kurallar sürecinde de ciddi hatalar yapıldığını düşünüyorum. Bence bu kongre taleplerinin mahkemeye intikâl etmesi sürecinde etkili bir kriz yönetimi yapılamadı. Ä°nsanlar ya 2018 yılını beklemek ya da hukuken bugün ellerinden ne geliyorsa onu yapmak durumunda bırakıldılar. 2018 yılındaki kongre döneminde bence bugünkü delegasyonun önemli bir kısmı olmayacak. Dolayısıyla bugün görevde olan üst kurul delegelerinin önemli bir kısmı, o gün söz söyleme hakkına sahip olmayacaklarını düşünebilirler. OluÅŸan bu infiâlin, eleÅŸtirel ortamın bu kadar ciddi olduÄŸu tespit edilip, Genel Merkez’in bu kongreyi öne çekmesi gerekirdi. Mesela 2016 Aralık ayında bir kongre toplanabilirdi. Bu insanlarda makûl bir süre beklentisi yaratabilirdi. Bir de gördüğüm bir tehlike var. Hem içeriden hem dışarıdan evin camları taÅŸlanıyor. Belki kırıldı camlar, belki kırılmak üzere. Gelen bir kasırga da var ve içeri girdiÄŸinde herkesi etkileyecek. Åžunu kastediyorum, hem Genel Merkez’in deÄŸerli yöneticileri seçtikleri dil itibarıyla hem de olaÄŸanüstü kongre isteyen muhalif kesim içerisinde bir bölümün seçtiÄŸi dil itibarıyla sürecin çok tehlikeli bir noktaya evrildiÄŸini düşünüyorum. Ãœzülerek ifade etmek isterimki hiçbir dönemde MHP Genel BaÅŸkan makamı bu kadar alt seviyeden tartışılmamıştı. Özellikle sosyal medya çok önemli. Åžu anda sosyal medyada kanaatler çok güçlü bir ÅŸekilde seslendiriliyor. Olabilir eleÅŸtirebilirsiniz, ben de yıllardır yanlışıkları eleÅŸtiriyorum ve devam edeceÄŸim. Ancak hangi parti olursa olsun bunun Genel BaÅŸkanlık makamının sürekliliÄŸi, tutarlılığı ve güç merkezi olma yönünü zedeleyecek ÅŸekilde yapılması çok tehlikeli. Bu dili öncelikle Genel Merkez yöneticileri olması gereken noktaya taşımalı.

"Gerilim artacak"

Neden Genel Başkan Devlet Bahçeli kongre istemiyor?

OlaÄŸanüstü kongrenin MHP’nin geleneÄŸinde olmadığını, mahkeme kapılarında MHP’nin geleceÄŸinin aranmaması gerektiÄŸini söylüyorlar. 547 imza toplandığı belirtiliyor bu da tabii delegelerin neredeyse yarısı ediyor. Tabanınızı temsil eden 1100 kiÅŸinin yarısı, “Gelin, oturalım konuÅŸalım ve daha ötesi gerekiyorsa yeni bir Genel BaÅŸkan belirleyelim” diyorlar. Bu azımsanacak bir rakam deÄŸil. Bu adımın atılması gerekirdi. Demokrasi, hukuk gibi kavramlar konuÅŸulurken ve üstelik MHP’de, Türkiye’de otoriterleÅŸme konusunda farklı tartışma alanlarına katılırken bu konuda çok hassas daha olması beklenirdi. Bu talebi ortaya koyanları deÄŸiÅŸtirmek netice getirmez, önümüzdeki dönemde bu tartışmalar daha da alevlenecek.

Gerilimin artacağını mı düşünüyorsunuz?

Evet, gerilim artacak, böylesine köklü bir kurum adına bundan endiÅŸe duyuyorum. Çünkü sözler, söylemler, eylemler sertleÅŸmeye baÅŸladı. Sevgiler tükeniyor, saygı örseleniyor ve beraberlik sarsılıyor. Ãœlkücülük, kardeÅŸlik hukuku gibi ulvi bir yaklaşım temelinde kitlelere çaÄŸrı yapan bir mekanizma. Kitle psikolojilerinde de anlık durumlar çok önemli. Anlık hatalara, provokasyonlara mahâl verilmemeli. Hem Genel Merkez, hem de Genel Merkez’e talip olanlar bu konuda çok dikkatli olmalı. Türkiye MHP’siz taşıyıcı kolonlarından birisini kaybetmiÅŸ demektir.

“Taban deÄŸiÅŸim istiyor” mesajı veriyor imza toplayan muhalif isimler. Siz tabanı yakından takip eden, araÅŸtırmalar yapan bir isimsiniz. Neyin deÄŸiÅŸmesini istiyor taban? Politika deÄŸiÅŸikliÄŸi mi lider deÄŸiÅŸikliÄŸi mi?

DeÄŸiÅŸim istediÄŸini söyleyenler veya adaylar salt deÄŸiÅŸim olsun adına böyle bir iddiayı sürekli kılamazlar. “Nerede bir sorun var, bu nasıl ortadan kalkacak ve bunlar yapıldığı zaman MHP’yi nasıl bir gelecek bekliyor?” sorularına açık bir ÅŸekilde yanıt vermek durumundalar. “Devlet Bahçeli nerede hata yaptı, ben ne teklif ediyorum?” sorusuna yanıt vermeleri gerekiyor. Tabanda her geçen gün artan deÄŸiÅŸim talebi, bir isim deÄŸiÅŸiminin ötesinde anlamlar taşıyor. Bu görülmediÄŸi takdirde yaÅŸanacak ÅŸey ancak bir illüzyon olur.

Siz bugüne kadar adayların yaptığı açıklamalarda böyle bir değişim projesi görüyor musunuz?

Tabii daha kongre atmosferine girilmedi. Bu açıdan zamanı geldiğinde herkes projelerini ve benim çizdiğim bu çerçevede beklentileri karşılayıp karşılayamayacaklarını kanıtlama şansı bulacaklar. Demokrasi de zaten bu değil mi? Ama açıklama biçimlerinin bugünden çok daha iyi olmasını MHP tabanının beklentileri açısından bir zaruret olarak değerlendiriyorum.

"MHP iktidarın en büyük alternatifi olmalı"

Taban ne istiyor?

Bazen karşılaşıyorum, “MHP devletin alî menfaatlerini önceler. Ä°ktidar olamaz” gibi bir yaklaşım biçimi var. Ãœzülerek ifade ediyorum bu, MHP’nin bir kısım üst yöneticileri ve bazı teÅŸkilat mensuplarında da var. Bu yanlış bir algı. Sistematik bir iktidar kurgusunun ve devlet millet ayrışmasının dayattığı bir yönlendirme biçimi. Onlar nasılsa iktidara gelemezler bizimle fikirleriniz iktidar olsun demeyi beraberinde getiriyor. Ä°ktidar olgusu çok farklı bir olgu. MHP’lilerde bu duygu devam ettiÄŸi sürece insanlar kendilerini geliÅŸtirip bütünsel baÅŸarıya yeterli katkıyı saÄŸlamaktan uzaklaşıyor. Oysa MHP mevcut dağılımda iktidarın en büyük alternatifi olmalı.

Türkiye’nin gündemini belirleyen temel politikalarda MHP’nin tutumu hep aynı… Seçmen bu alanlarda bir deÄŸiÅŸiklik istiyor mu?

Bunun örneÄŸini 1 Kasım’da gördük. HDP ve MHP iki uç olarak topluma sunuldu. Bir kısım seçmende bunun bir çatışma alanı yarattığına yönelik bir algı yaratıldı. Etnisite üzerinden bir çözüm ya da problem alanı. Oysa MHP’nin tüm yazılı metinlerinde bu algının oluÅŸmaması tedbirler alındığı söylenebilir. Çözüm süreci ile ilgili haklı eleÅŸtirileri var. Ama bu milletimizde karşılık bulmadı. Bu iletiÅŸim diliyle bulmasının da mümkün olmadığını düşünüyorum. MHP sorunu “terör” sorunu olarak adlandırıyor. Ama bir çıkmaz var. Bugün “Sadece silahla çözüm olmaz” diyerek meselenin sosyal, kültürel, ekonomik boyutlarıyla da ilgili tedbirler alınması gerektiÄŸini ifade eden partiler var. MHP de bu yaklaşım içinde. Bir parti sadece “terör” konseptinde bakıyor böyle düşünüyor diyerek onun Kürt sorunu ile ilgili çözüm alanlarına atıf yapmadığını söylemek mümkün deÄŸil. MHP tarihsel dayanakları ile Kürt kökenli vatandaÅŸları kucaklayabilir. Bu yeterli bir ÅŸekilde anlatılamıyor.

Tek sorun anlatmak mı yani sizce? Seçmen MHP’yi anlamadığı için mi oy vermiyor yıllardır? Politikalarda bir sorun olma ihtimali var mı?

Ben de onu söylüyorum zaten. Mesela geçmiÅŸte MHP’nin GüneydoÄŸu’da belediyeleri vardı. Oradaki bazı gruplarla iyi iliÅŸkiler yürütüyordu. Bu Türkiye için de bir kazançtı. Ama HDP üzerinden bir kutuplaÅŸma yaratıldı. Bu süreçte MHP temsilcileri bunun böyle olmadığı yönünde bir kanaat uyandıramadılar. MHP’nin fikir sistemi Türkiye’yi ayaÄŸa kaldırabilecek bir omurgaya sahip, ama ete kemiÄŸe büründürülemiyor. Ne ilginçtir ki bölgede AKP eliyle oluÅŸturulan bir kısım politikaların sorun yarattığı ortada. Ama buna raÄŸmen problemi doÄŸuran merkez çözümün de adresi olarak kabul ediliyor. Dündar TaÅŸer’in dediÄŸi gibi durum muhasebesinde dışardan baÅŸlanmamalı.

"Toplu istifalar bir silsile halinde yaÅŸanabilir"

VatandaÅŸ böyle algılıyor demek ki. AK Parti’nin milliyetçi bir söylemi var. MHP’ye neden oy versin seçmen?

Ä°kisi çok farklı. Mesela ekonomi seçmen davranışını orta ve uzun vadede etkileyen en önemli enstrüman. Dokuz ışık doktrininde endüstri ve teknikçilik var, ilimcilik var, toplumculuk var. Yani sosyal devlet, geliÅŸimcilik, ekonomi, sanayi gibi sıçrama alanlarına yönelim imkanı var. Ama sürekli karşıtlık üzerinden bir konumlama yapıldığı için, terör meselesi de “Terör varsa MHP vardır. Yoksa yoktur” gibi bir algıyla farklı kamuoyları harekete geçirilebiliyor. Oysa MHP bu ilkelerinden yola çıkarak Türkiye’nin diÄŸer meselelerine iliÅŸkin politikalarını, çözüm önerilerini halka ulaÅŸtırabilse bu algıyı da kıracak. MHP halen bilindik yöntemlerle teÅŸkilat ağı kurmaya çalışıyor. Teknoloji ve çevre koÅŸullarının hızla deÄŸiÅŸtiÄŸi bu ortamda organizasyon biçiminizi uyarlamanız kaçınılmaz. Daha dinamik ve tabanla-yönetim katı arasında etkileÅŸimi artıracak bir yapı olmasında fayda var. Bir de kanaat önderleri MHP için çok önemli. Kanaat önderleri küskünlükleri, tartışmaları yeri geldiÄŸinde çözebiliyorlar. MHP son dönemde bu kanaat önderlerini ya eleÅŸtirdikleri için uzaklaÅŸtırdı ya da bir kısmı ÅŸuan hayatta deÄŸil. Bu ortam sebebiyle de taÅŸrada, illerde bunu yapabilecek insanlar meselelerin içine girmiyorlar. MHP’nin resmi organlarının dışında yan kuruluÅŸlarını, eleÅŸtiren ve bunu neden yaptığını söyleyen insanları etrafında tutması gerekiyor. Sürdürülebilir baÅŸarı için aynanızı kendiniz tutmalısınız. Bu dil hakim kılınırsa MHP’nin içindeki bu kaynama, parçalanma tehlikesi bertaraf edilebilir. Ben ÅŸu anda parçalanma tehlikesi görüyorum MHP’de. Mesela yakın gelecekte illerde toplu istifalar bir silsile halinde yaÅŸanabilir. Buna kurtulduk diye bakamazsınız kan kaybı birden sonuç vermeyebilir.

Ne anlamda?

Sadece bir grup ayrılacak parti kuracak anlamında deÄŸil. Bir de parti içerisinde sessiz bir ayrışma vardır ki en tehlikelisi budur. Hiç beklemediÄŸiniz bir seçim sonucuyla karşılaşırsınız. MHP’nin iç tartışmalarını asgari bir meÅŸruluk içerisinde çözümleyememesi durumunda gelecekte yapılacak bir seçimde beklentinin çok altında bir oy alma tehlikesi ile karşı karşıya olduÄŸunu düşünüyorum. Sayın Bahçeli’nin devam etmesini isteyen insanlar ile deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini düşünen insanlar arasında bir ayrışma yaÅŸanacak. Bu ayrışma ister istemez belli bir kesimde oy vermeme, sandığa gitmeme davranışına dönüşebilir. Bu bir gerçek, geçmiÅŸte yaÅŸandı bu.

Kongre olursa nasıl bir atmosfer bekliyorsunuz?

OlaÄŸanüstü kongre istemiyor Genel Merkez. Bir kayyum eliyle gidilirse bu sürecin sertleÅŸmesi tehlikesini görüyorum. Bunu da durdurabilecek en önemli kiÅŸi Sayın Bahçeli. Bugün dese ki, “Bunların hiçbirine gerek yok. Taleplerinizi kabul edilemez görüyorum ama kongremizi erken bir tarihe çekiyorum” dese inanın iddia edildiÄŸi gibi bugün haksız yere aldığı bazı eleÅŸtiriler de ortadan kalkacaktır.

Bu kadar yıprandıktan sonra MHP, Devlet Bahçeli ile başarılı olabilir mi?

Bu en can alıcı soru oldu. Bunun cevabını her zaman millet verdi ve öyle devam edecek. Ben bahsettiÄŸim tüm bu problemlerin ve eksikliklerin giderilmemesi durumunda MHP’nin iktidara gelebileceÄŸine inanmıyorum. Bu sebeple diyorum ki er veya geç bu kongrenin toplanıp ülkücü iradenin tecelli edip, A kiÅŸisi veya B kiÅŸisi seçilip yola devam edilmesi gerektiÄŸini düşünüyorum.

Kaynak: Al Jazeera

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.