Güncel
İsmailağa Cemaati'nde iç tartışma büyüyor
Türkiye'nin en geniş tabanlı tasavvufi cemaatlerinden İsmailağa Cemaati'nde yaşanan iç tartışma büyüyor. İsmailağa Cemaati'nin liderliğini yürüten ve kamuoyunda Mahmud Efendi olarak tanınan Mahmud Ustaosmanoğlu'nun torunu Muhammed Fatih Ustaosmanoğlu, Marifet Derneği tarafından yaptırılan külliyenin yıkılmasıyla ilgili oldukça kritik bir mesaj yayınladı.
Kişisel Facebook sayfasında yayınladığı mesajda Mahmud Ustaosmanoğlu'nun istismar edildiğini savunan Muhammed Fatih Ustaosmanoğlu, külliyenin yıkılması için talebin Mahmud Ustaosmanoğlu'nun oğlu Ahmed Ustaosmanoğlu tarafından geldiğini yazdı.
Muhammed Fatih Ustaosmanoğlu, Külliye inşaatı içerisinde Mahmud Ustaosmanoğlu için de bir türbe inşa edildiğini savunarak bu tavrın dedesinin vasiyetine aykırı olduğunu ve dedesini ölümünden sonra da istismar etmek isteyenlerin planı olduğunu savundu.
Öte yandan torun Ustaosmanoğlu, Külliye'yi yapanların Milli Güvenlik Kurulu tarafından "Paralel Devlet Yapılanması" olarak adlandırılan Gülen Cemaati ile birlikte farklı planlara alet olduğunu öne sürdü.
İşte Mahmut Ustaosmanoğlu'nun torunu Muhammed Fatih Ustaosmanoğlu'nun yaptığı o açıklama:
“KAMUOYUNA ÖNEMLÄ° DUYURU... KÃœLLÄ°YENÄ°N YIKILMASININ ASIL SEBEBÄ° ÅžUDUR…
Marifet Derneği'nin açıkladığı üzere Külliye Cumhurbaşkanımızın durup dururken devreye girip yıkım kararı aldırmasıyla yıkılmış değildir. Bilakis bu hâdisenin başlangıcı şöyle olmuştur:
Külliye inÅŸaatı devam ederken Marifet DerneÄŸi'nin adamlarından birisi, Mezarlıklar Müdürlüğü'ne giderek yapılan caminin hazîresinde üç kiÅŸilik mezar yeri için ÅŸifahen izin isteyerek bir yoklama yapmışlar, bir kiÅŸi öldüğünde vasîsinin oÄŸlu mu yoksa hanımı mı olduÄŸunu soruÅŸturmuÅŸlar, hanımı olduÄŸu cevabını alınca da ona göre bir hedef belirlemiÅŸler. Hatta ÇavuÅŸbaşı'ndaki bazı görevlilerin, gelen misafirlere camiyi gezdirirken “burası Efendi Hazretlerinin makâmı, kendisinin kabri burası” ÅŸeklide söyledikleri de bilinmektedir.
Sonra bu haberler her yere yayılınca, Çarşamba'da herkes yapılan külliyede Mahmûd Efendi Hazretleri'ne de bir türbe yapıldığı ve kendisinin, şeyhi Ali Haydar Efendi'den ayrı bırakılarak ve bu husustaki vasiyeti iptal edilerek, iradesi dışında Çavuşbaşı'na defnedileceğini konuşmaya başladılar.
Bu haber Mahmûd Efendi Hazretleri'nin büyük mahdûmu Amcam Ahmet Ustaosmanoğlu Hocaya ulaşınca, babasının kendisine yaptığı vasiyetin bozulmaya çalışıldığını düşünerek, emri hak vaki olduğunda babasının Çavuşbaşı'na defnedilmesine izin verilmemesi ve böylece vasiyetinin iptaline göz yumulmaması hususunda yetkililere müracaat etmeyi düşündü.
Bu sırada söylentilere vâkıf olan Cübbeli Ahmet Hoca, Marifet DerneÄŸi yetkililerine: “Böyle söylentiler dolaşıyor, Efendi Hazretleri'nin oÄŸlu Ahmet Hoca'nın bu konuyu yetkililere ulaÅŸtıracağını iÅŸittim, böyle bir ÅŸeye sebebiyet vermeden siz böyle bir niyetinizin olmadığını kamuoyuna açıklayın. Ä°stediÄŸiniz konuda yazı yazıyorsunuz, video paylaşıyorsunuz, bunu da bir an evvel yapın ki, bu asılsız haber insanları tedirgin etmesin. Özellikle Efendi Hazretleri'nin oÄŸlu ile konuÅŸup böyle bir ÅŸey olmayacağına dair kendisine güvence verin” demiÅŸse de onlar bu iÅŸi ciddiye almayarak: “Mezarlıklar Müdürlüğüne biri gitmiÅŸse gitmiÅŸ, sormuÅŸsa sormuÅŸ, olur mu öyle ÅŸey” gibi laflarla konuyu geçiÅŸtirerek Efendi Hazretleri'nin oÄŸluyla bu konuda yüzleÅŸmediler.
Bu arada Ahmet Hoca'nın randevu talebine icabet edilerek yetkililer ile görüşmesi saÄŸlandı. O da kendilerine giderek: “Babamın bana ÅŸeyhinin yanında defnedilmesiyle ilgili vasiyeti var, ortalıkta bu vasiyet iptal edilerek babamın ÇavuÅŸbaşı'na defnedilmesi planlanıyor ÅŸeklinde laflar dolaşıyor, ne olur buna izin vermeyin” diye ricada bulundu. Yetkililer de “Bunu nerede düşünüyorlar” diye sorunca Ahmet Hoca: “Ormandan kiraladıkları alanda” diye cevap verdi.
YETKÄ°LÄ°LER "NE YAPTIKLARINDAN HABERÄ°MÄ°Z YOK" DEDÄ°
Bunun üzerine yetkililer: “Orada ne yaptıklarından bizim haberimiz yok” deyip Orman Bakanlığı'nı arayıp bilgi aldılar. Orman Bakanlığı orada tahsis edilen 30 dönüm içerisinde cami ve ÅŸadırvanlar dışında izinsiz olarak birçok ilaveler yapıldığını, aÄŸaçların kesildiÄŸini 20.000 metreye yönelik bir kanunsuz inÅŸaat olduÄŸunu, aÄŸaç kesmenin büyük suç olup ağır cezaları bulunduÄŸunu belirterek, izinsiz bölümlerin yıkımı ile ilgili resmî prosedürün baÅŸlatıldığını bildirdi. Konu incelemeye alındı ve kanunlar gereÄŸince yıkım gerçekleÅŸtirildi.
Eğer Marifet Derneği yöneticileri türbe konusunda bizim böyle bir niyetimiz yok şeklinde açıklama yapsalardı, Ahmet Hoca yetkililere gitmeyecek ve orada yapılan usulsüzlükler de ortaya çıkmayacaktı. Ama esas mesele Ahmet Hoca, yetkililerden babasının vasiyetinin iptal edilmemesi için ricada bulundu, yoksa o inşaatın orada nizama uygun şekilde devam etmekte olduğunu biliyordu, çünkü ona her şeyin hukuka uygun ve izinli olarak yapıldığını söylüyorlardı.
Dolayısıyla İsmailağa veya Ahmet Hoca bunu yıktırtmak isteselerdi iki seneden beri zaten yıktırırlardı, halbuki konu o değildi. En sonunda bu türbe meselesi çıkınca açıklama yapılmasını beklediler ama kendilerini bağlayıcı bir açıklama yapılmayınca Ahmet Hoca da babasının vasiyeti için yetkililere gitmek zorunda kaldı.
Her ÅŸey için açıklama yapanlar, acaba niçin türbe konusunda “Efendi dedem için kabri Efendi Babanın yanıdır, biz de onu kabul ediyoruz, burada bir türbe yapma niyetimiz yok” diye ortalığı rahatlatacak bir açıklama yapmadılar; esas düşündüren konu budur.
Ali Haydar Efendi Hazretleri'nin “YetmiÅŸ çift manda sürseler Mahmudumu benden ayıramazlar” buyurduÄŸu sabittir. Yine Efendi dedem : “Ä°yi ki Efendi Baba Fatih Câmii'nin hazîresine gömülmedi, biz oraya gömülemezdik, bütün ihvanla beraber onun yanında gömüleceÄŸiz” diye sevinirdi. Efendi dedemin bu hususta tekidli vasiyetleri olup elli sene önce Åžeyhinin yanında kendisi mezar yeri almıştır.
"VEFATINDAN SONRA DA İSTİSMARA DEVAM EDEBİLMEK İÇİN..."
Hal böyle iken Efendi dedemin vefatından sonra da sömürüyü devam ettirmek veya adını istismara devam etmek isteyenler bu türbe projesine girişmişlerdir. Eğer niyetleri bu değil idiyse niye kendilerini bağlayıcı hiçbir açıklama yapmadılar da yıkıma kadar razı oldular, esas sorulacak soru budur.
Ayrıca bu proje H.Ç.'nin oğlu A.Ç.'ye bazı yetkililerin bildirdiğine göre Mahmûd Efendi Hazretleri'nin kendisine teveccüh yapma izni bile vermediği Ahmet İslamoğlu Hoca'yı Mahmûd Efendi Hazretlerinden sonra ilan edip, bu hususta Cübbeli Hoca'ya baskı yapıp, ona da bu işi ilan ettirip, orada yeni bir dergah, tekke kurdurup cemaatimizi üçe beşe bölme ve böldürme projesidir.
"BUNLARIN ARDASINDA PARALELLER VE EKÃœMENLÄ°K PROJESÄ° VAR"
Bunların arkasında tabii ki paralel güçlerin olduÄŸu, patrikhanenin ekümenik projesine kadar uzandığı ve Fâtih'den cemaatin dağıtılması projesi olduÄŸu meydandadır. Hatta Marifet'çilerden Muhammet Keskin ve arkadaÅŸlarının: “Åžeyhiniz burada, Fatih'deki yerlerinizi satın buraya taşının” dedikleri ÅŸahitlerle sabittir. Hal böyle olunca burada iyi niyet olmadığı, hükümetin burada sorumlu olmadığı, suçlu olmadığı, esas suçlunun Marifet DerneÄŸi yetkilileri olduÄŸu ortadadır. Bu yüzden cemaatimizi bilinçlendirmek için bu yazıyı yazmış bulunuyorum.
Efendi dedemden “Haflede çağırılan âlimleri ben çağırdım” dediÄŸi gibi niye bu hususta iki satır “yıkmayın” lafını bile aÄŸzından alamamışlardır.
Cemaatimiz kesinlikle uyanık olmalıdır, bölünmeye ve Fatih'in boÅŸaltılmasına, ekümenik projesine dolaylı da olsa ileriye dönük de olsa hizmet edecek hareketlere katkı ve destek vermemelidir. Artık herkesin niyetini anlayarak Efendi dedemin yüzlerce hoca efendinin huzurunda cemaatin iÅŸlerini havale ettiÄŸi ve “onların hükmü benim hükmümdür” dediÄŸi istiÅŸare heyetinin kararlarına kulak vermeli ve onlara göre hareket etmelidir.
Allâh-u Te'âlâ bizleri âhir zaman fitnelerinden muhafaza edip, Mahmûd Efendi Hazretleri'nin açtığı yolda yürümeye ve bu yolu yürütmeye muvaffak eylesin. Âmîn.
(Mahmûd Ustaosmanoğlu Hoca Efendinin Torunu)
M.Fatih UstaosmanoÄŸlu"
Henüz yorum yapılmamış.