Güncel
'Esnafken seyyar oldum'
Çatışmaların ve sokağa çıkma yasağının devam ettiği Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yaklaşık 2,5 aydan beri dükkânından uzak kalan esnaf iş yapabilmek için farklı yöntemler geliştiriyor. Nihat Kuş onlardan biri; kentin tanınmış kahvaltı mekânlarından olan büfesine gidemediği için evinde yaptığı kavurma ve sucukları müşterilerine kapıdan teslim eden Kuş, "33 yıl sonra seyyar olduk" diyor.
Diyarbakır’ın ilk tatlıcılarından olan babası Şükrü Usta’dan esnaflık bayrağını aldıktan sonra 33 yıldan beri Sur ilçesinde lezzetli kahvaltıları müşterilerine sunan Nihat KuÅŸ’un, bugünlerde deÄŸil esnaflık yapmak dükkânına ulaÅŸması bile mümkün deÄŸil. Sur ilçesinde hendek, çatışma ve sokaÄŸa çıkma yasağıyla devam eden süreç onu 2,5 aydan beri evine hapsetmiÅŸ. Kendi ifadesiyle bir süre içine kapanıp, bunalım yaÅŸayan Nihat KuÅŸ en sonunda dükkânından uzak kalmaya daha fazla dayanamayarak evini dükkâna dönüştürmüş.
“Ramazan ayı ve Kurban Bayramı dışında dükkânım hiç kapalı olmaz. Sabah altıda kalkar tıraşımı olur ve iÅŸimin yolunu tutardım. Düşünün 33 sene hep böyle. Sur’daki olaylar nedeniyle sokaÄŸa çıkma yasağı ilân edildiÄŸinde önce geçici olduÄŸunu düşündük. Ama zaman ilerleyince maddi ve manevi büyük sıkıntıya düştüm. Ä°ÅŸim ve evim dışında gidecek yerim, yapacak iÅŸim yok. Bunaldım. Çıkıp geziyorum geliyorum ama geçmiyor. Kredi borcum, yanımda çalışan insanların ihtiyaçları, evin giderleri derken durarak olmayacağını anladım.”
Kavurma ve sucuk
Nihat Kuş, büfesi açıkken en çok rağbet gören ve kendi elleriyle hazırladığı kavurma ve sucukları evinde yapmaya karar verdiğinde en büyük desteği eşinden görmüş.
“Evin kredisi var ve ödeyemeyeceÄŸini düşünüp çok üzülüyordu. Biri üniversite biri lisede iki kızımız ve onların giderleri var. Dedim ki, 'Nihat seni aldığımda, işçiydin ÅŸimdi de işçi ol ne var bunda’. BaÅŸladı kavurma ve sucuk yapmaya. Mutfağımı açtım ona, kadınlar çok hoÅŸlanmazlar mutfaklarını paylaÅŸmaktan ama o anlayışı göstermesem bunalıma girecek. Kaldı ki kalbine girmiÅŸ mutfağıma mı girmeyecek? Ben de bir ucundan tuttum ve baÅŸladık et kavurup kıyma yoÄŸurmaya.”
Esnaflıktan seyyarlığa
Nihat KuÅŸ, kavurma ve sucuk için en makbûl olan süt danası eti kullanıyor. AkÅŸamdan tuza bastığı eti sabaha kadar dinlendiriyor, ardından kavurmaya baÅŸlıyor. Et haddine geldikten sonra kuyruk yağından erittiÄŸi yağı ekleyip bir süre daha kavuruyor. Sonra tenekeye doldurup donması için izin veriyor. Bunun ardından tenekeden çıkardığı kavurmayı bölerek birer kilogramlık parçalar halinde folyoya sararak paketliyor. Sucuk için de kıymasını baharat, sarımsak ve biberle yoÄŸurduktan sonra bağırsaklara doldurarak balkonunda kurumaya bırakıyor. Bütün bu iÅŸler olurken batıp çıkan evi için de eÅŸinin anlayışına sığınıyor. Zor olsa da sucuk ve kavurma yapmak Nihat KuÅŸ’un ağırına gitmiyor; onun ağırına giden ÅŸey kavurma ve sucukları alıp evinden dışarı çıkması ile baÅŸlıyor.
“Dükkânım varken kavurma ve sucukları alıp arabamın arkasına doldurup kapı kapı dolaÅŸmak elbette sarsıyor insanı. Ama utanmıyorum elbette, ekmeÄŸimin, rızkımın peÅŸinde olmak utanılacak bir ÅŸey deÄŸil. Bir gün bir eve sucuk götürüyorum, telefon açtım ‘AÅŸağıdayım bir çocuk gönderebilir misiniz?’ diye sorduÄŸumda çıkışarak, ‘Sen getir, sanki sucuk bir tek sende var’ dedi. Gönlüm kırıldı, üzüldüm, çıkardım sucuÄŸu. Yani nasıl söyleyeyim insan üzülüyor biraz, ben istemedim ki böyle olmasını, bir felâket geldi ve böyle olduk. Çok takmadım, saÄŸ olsun Ä°zmir’den, Ä°stanbul’dan, Çanakkale’den dostlarım var arayıp istiyorlar, hazırlayıp kargoya veriyorum. Çok bir kazancı yok, kilogramda 5 lira ancak kazanıyorum. Yanımda beÅŸ çalışanım var, onlara her ay düzenli bir ÅŸeyler veriyorum, vermek zorundayım evlatlarım gibi hepsi de. Evin masrafı, borçlarım derken seyyar olmaya karar verdim iÅŸte. Geçen hale gitmiÅŸtim bir kasa mandalina alacağım, aldım dedim ki, ‘Ben de sucuk ve kavurma satıyorum’, bir sucuk verdim anlaÅŸtık takas yaptık.”
Nihat KuÅŸ, Sur’daki dükkânından uzak kalıp seyyar çalışan tek esnaf deÄŸil. Ama seyyar pazarlamacılık yaptığını söylemeye ve hikâyesini anlatmaya cesaret gösteren tek kiÅŸi. Sur esnafından ev ev gezip tıraÅŸ yapan berberden, arabasının arkasına doldurduÄŸu malzemeleri ile çanak anten ve uydu iÅŸleri yapmaktan terzilere kadar pek çok örnek var. Pek çoÄŸu ‘o halde’ görünmek istemiyorlar. Utanılacak bir ÅŸey olmadığında hemfikirler ancak yine de mekân sahibi tanınmış esnaflıktan seyyar ve kapı kapı dolaÅŸmaya varan süreci biraz da incitici buluyorlar. Rızıkları, çalışanları, borçları için daha bir süre kapı kapı dolaÅŸmaya devam edecekler.
Kaynak: Al Jazeera
Henüz yorum yapılmamış.