Dünya
Sahipsiz miras; Malcolm X'in ailesi
Furkan Özdil, şehadetinin yıldönümü dolayısıyla Malcolm X'in ailesini onun dilinden anlattı...
ABD’deki siyasi Müslümanların önde gelen liderlerinden Malcolm X, 51 yıl önce bugün (21 Åžubat 1965) ÅŸehit edilmiÅŸti.
Malcolm X, Ä°slamiyet ile hapishanede tanıştı. Siyah Müslümanlar hareketine katıldı. Hacca gitmesi ve orada Ä°slamiyetin sadece siyahlara deÄŸil bütün insanlara hitap eden eÅŸitlikçi anlayışını farketti ve benimsedi. ABD’ye dönüşünde çizgisi deÄŸiÅŸen Malcolm X mücadelesini eÅŸitlikçi bir anlayışla sürdürmek istedi. Fakat 21 Åžubat 1965 tarihinde Harlem’de bir toplantı esnasında suikaste uÄŸradı ve 16 kurÅŸun yarası alarak ÅŸehit oldu.
Bu suikast hala karanlık yönünü korumaktadır.
Malcolm X, İslam dünyasında çok iyi bilinmesine rağmen nasıl bir aileden geldiği ve ailesinin kalan üyelerinin bugün ne yaptıkları neredeyse hiç bilinmiyor. Malcolm üzerine çalışmaları ile bilinen Furkan Özdil, ailesini Malcolm'ın dilinden Dünya Bülteni okurları için yazdı.
Furkan Özdil'in Dünya Bülteni için kaleme aldığı yazı: şöyle:
SAHİPSİZ MİRAS; Bir ÖLÜNÜN NOTLARI
Ben bir ölüyüm; yaÅŸarken lanetlenmiÅŸ yirmi sekiz yaşında iki garson tarafından ölümüne dövülerek soyulduktan sonra beyin kanaması sonucunda bileti kesilip bavulunu toplayarak aranızdan ayrılalı iki yılı geçmiÅŸ olan bir ölü…
Aslına bakarsanız erken sayılabilecek yaÅŸta göçüp gitmem aile geleneÄŸimiz içerisinde olaÄŸan kabul edilebilecek bir husus iken, ölümün anlaşılamaz simyası yüzünden olsa gerek; cenazeme katılan yaklaşık iki yüz elli kiÅŸi de oldukça üzgün gözüküyor, aralarında haddizatında kulaÄŸa hoÅŸ gelecek sözler mırıldanıyorlardı ve sanıyorum büyük bir çoÄŸunluÄŸu olmasa da en azından hatırı sayılabilecek bir kısmı bu nezaketi dedemin önemli ‘mirasına’ duydukları saygıdan gösteriyorlardı. DediÄŸim gibi; erken yaÅŸta maktul sıfatı ile terk-i diyar eylemek bir aile mirasımız son yüzyılda. Ä°nandığımız hakikatler uÄŸruna yaÅŸayıp ölümü de güler yüzle karşılamak gibi bir adetimiz var sanıyorum.
Üzgünüm, sizlere dedemin ismini bahşetmeyeceğim anılarımın sonuna gelene kadar çünkü kısa ömrümde öğrendim ki; dedemin ismini söyledikten sonra beni dinlemeyi bir kenara bırakıp ya bana samimi olmayan bir acıma ile yaklaşacaksınız ya da sahte bir öfke ile üzerimize geleceksiniz ancak ben adımıza yakışır olanı yapmak ve hakikati haykırmak üzere anlatıyorum hikayemi sizlere. Ve umulur ki anlattıklarım kızgın bir lav gibi kulaklarınızdan içeri girerek, şayet halen ulaşmak mümkün ise vicdanlarınıza ulaşır ve yakarak, eriterek sizleri iyileştirmeye, kulaklarınız ile işittiğiniz hakikatin aşkı ile dirilişe meyletmeye teşvik eder.
Bu hakikat dinletisini izah etmek için makarayı biraz geçmiÅŸe sararak birkaç on yıl evveline gidip büyük dedem Earl’in hikayesini anlatmayı zaruri görüyorum: Georgia doÄŸumlu büyük dedemin aktivist bir papaz olarak kavgasını yürüttüğü Michigan sokaklarında 1931 yılının Eylül ayının son günlerinde yol kenarında cesedi bulunduÄŸu vahim vaka tarihi vesikalara bir ‘trafik kazası’ olarak kaydedildi ve bu ne gençliÄŸinde dedemi ne de bugün beni ÅŸaşırtan bir yalan artık. Dedem de ben de bunun bir cinayet olduÄŸunu biliyoruz. Büyük dedemin varını yoÄŸunu ortaya koyarak inÅŸa ettiÄŸi evinin, bir gece vakti karısı Louise ve çocukları odalarında uyurken azgın Ku Klux Klan üyeleri tarafından kundaklanarak ateÅŸe verilmesinin üzerinden çok geçmeden ‘trafik kazası’ sonucunda hayatını kaybettiÄŸi haberi büyük anneme iletildi ki; bu aÅŸağılık kundaklama vakası da güçlülerin yazdıkları tarih defterlerine ‘kaypak’, ‘açgözlü’, ‘güvenilmez’ ve ‘menfaatperest’ büyük dedemin ‘sigorta ÅŸirketinden para tırtıklamak için düzenlediÄŸi bir tezgah’ olarak kaydedildi. Egemen kodamanların sadece yaÅŸarken deÄŸil tarih yazarken de yalancı ve küstah olabildikleri ben daha doÄŸmadan kulaklarıma fısıldanmıştı. Büyük dedemin mirasını otuz dört sene sonra tebessümle dedem karşılayacaktı ama onun sündürerek semeresini çıkarttığınız hikayesini anlatmanın öncesinde ben kendi hikayemi, nasıl lanetlendiÄŸimi anlatacağım.
Dedem hepinizin tanıdığı, ‘rol modeli’, ‘kahramanı’ olarak gördüğü, birçoÄŸunuzun da çeÅŸitli sosyal platformlarda avatarlarını fotoÄŸraflarıyla süslediÄŸi bir ‘efsane’ iken ben ise onun ismini taşıyan ilk ve tek varisiyim ve şüphem yok ki hiçbirinizin varlığımdan bile haberi olmadı ben yüzünüze hakikati, onun sahipsiz mirasını haykırana dek. Annem Qubilah, ablası Attallah ve kız kardeÅŸleri Ilyasah ve Gamilah ile babalarının ölümüne ÅŸahit olduklarında beÅŸ yaşında imiÅŸ. Sonrasında babasının suikastinden sorumlu olduÄŸuna inandığı Louis’e suikast planlamaktan yargılanıp ceza aldığında ise otuz beÅŸ, biricik annesi Betty benim baÅŸlattığım bir yangın sonucunda ağır yaralanarak hastanede hayatını kaybettiÄŸinde ise canım annem Qubilah otuz sekiz yaşında bir yetimdi. Evet, o yangın benim damarlarıma laneti zerk eden ve bir ömür kurtulamayacağım gün vuku buldu: Annem cezaevinde olduÄŸu için babaannem Betty (çok fazla isim verdiÄŸimi ve hikayeyi bilenlerin beni çoktan teÅŸhis ettiÄŸini biliyorum ancak hakikati anlatmak için buna mecburum ve her ne pahasına olursa olsun yine de devam edeceÄŸim) ile beraber yaşıyorduk ve evimizin koridorunda ateÅŸ ile oynarken yangın çıkmasına sebebiyet verdim. AteÅŸin o denli güçlü bir varlık olduÄŸunu ve öylesine kontrolsüzce yayılabileceÄŸini en acı ÅŸekilde tecrübe edecektim. Saniyeler içinde tüm koridoru kaplayan alevler babaannem Betty’nin odasına doÄŸru ilerlemeye baÅŸladı. Odasında baÅŸka bir çıkış olmasına raÄŸmen o ateÅŸin içine doÄŸru yürümeye baÅŸladı, büyük bir ihtimalle benim sıkıştığımı düşündüğünden beni kurtarmaya geliyordu çünkü yangın odalarımızın ortasında cereyan ediyordu. Sizin baÅŸlattığınız bir felaketten sizi kurtarmak için canını yok sayarak sizi kurtarmaya gelen bir sevdiÄŸinizi kaybettiÄŸinizi yalnızca bir an olsun tahayyül etmeye çalışın, evet bunun ciÄŸerlerinizi daÄŸladığını biliyorum ancak ben tam on altı yıl bu ateÅŸi yüreÄŸimde hissederek yaÅŸamak zorunda kaldım. Åžu kısacık ömrümde babaanneme çok üzgün olduÄŸumu, isteyerek yapmadığımı söyleyebilmek ve onun da ‘Kaza olduÄŸunu biliyorum yavrum ve seni affediyorum’ dediÄŸini duyabilmek bana bu dünyada cenneti yaÅŸatabilirdi ancak bu diyaloÄŸu yapmak, umuyorum ki biz ölülerin diyarında gerçekleÅŸecek. Babaannem Betty, biricik sevdiceÄŸi, altı çocuÄŸunun babası dedemin New York’ta bir camide konuÅŸma yaptığı sırada pompalı tüfekler ile ‘kardeÅŸleri’ tarafından katlediliÅŸine gözleriyle ÅŸahitlik ettiÄŸinde en ufak teyzeme hamile imiÅŸ ve onu bu acı bile yıkamazken, ölümü; en kıymetlisi, kocasının ismini taşıyan torununun ellerinden, benim ellerimden olacakmış.
Attallah
Betty, kocasının suikastinin ardından onun mirası olarak gördüğü çocuklarına dört elle sarılarak, bu iki yüzlü ve adaletsiz dünyayı iyileÅŸtirmeye olan inancını kaybettiÄŸini ilan edip köşesine çekilmeye çalıştı önceleri. Nation of Islam’dan ayrıldığı için dedemi hain kabul eden Louis, hiçbir zaman suikastın azmettiricisi olmayı kabul etmemekle beraber dedemin vefatından yirmi sekiz sene sonra itiraf niteliÄŸinde olan sözleri sarf etmekten de geri duramadı: ‘Hain olan o muydu bizler mi? EÄŸer bizler onunla bir ulusun hainlerle nasıl baÅŸ etmesi gerekiyorsa o ÅŸekilde ilgilendiysek sizlerin ÅŸimdi derdi nedir? Bir ulus hainlerle, canilerle ve döneklerle baÅŸ edebilecek güçte olmalıdır!’ Boyu devrilesi Louis, boyu devrilesi!
Dedemin gözleri önünde öldürülmesine ÅŸahit olduktan sonra toparlanmak için arayışa giren büyükannem Betty çareyi, dedemin de kurtuluÅŸuna vesile olan hac ziyaretini yerine getirmek için Mekke’ye gitmeye karar verdi ve suikasttan tam bir yıl sonra hacca gidip yeni bir isimle -aynı dedem gibi o da ikinci ve son kez ismini hacdan sonra deÄŸiÅŸtirmiÅŸti- Bahiyah olarak geri döndü. Yıllar sonra hac anılarını anlattığında; “O’nun ölümünden sonra hacca gitmeseydim ÅŸuan nerede olurdum gerçekten kestiremiyorum. Hac tekrar hayata tutunmama vesile oldu; Mekke’ye gitmek, hacı olmak bana çok iyi geldi çünkü beni; benim için dua edenleri, benim ve kızlarım için gözyaşı döküp iyi olmamızı isteyen hayata yeniden tutunup onu geri kazanmamızı dileyen o güzel insanları düşünmeye teÅŸvik etti ve artık bizi bölüp parçalamak için didinip duranları, kocamı bizden koparanları düşünmek yerine onları düşünerek hayata tutunmayı baÅŸardım” diyordu.
Büyükannem Betty altı kızını yetiÅŸtirmek için adeta canını diÅŸine takarak mücadele etti ve bu sırada ne yazık ki dedemin eski dostlarından beklediÄŸi ilgi alakayı göremedi ama sayıları az olsa da başını aktris Ruby Dee’nin çektiÄŸi bir grup fon oluÅŸturarak evini almasına ve çocuklarının eÄŸitim masraflarını karşılamasına destek olacak miktarı bir araya getirmeyi baÅŸardı. Alex Haley’in yayınladığı dedemin otobiyografisi en çok satanlar listesindeki yerini uzun süre muhafaza edince; kitabın haklarının yarısının Betty’nin yarısının da yazarın olması hasebiyle bir nebze olsun rahatladılar.
Betty, Malcolm'un cenazesinde
Babaannem Betty, uzun süre okullarda, üniversitelerde konuşmayı reddetti ancak daha sonra dedemin, karalama kampanyaları ile gitgide zedelenen itibarını korumak için konferanslar vermeyi kabul etti. Daha çok dedemin felsefesini insanlara izah etmeye çalışırken, bir yandan da hayatını kavgalar içerisinde geçiren, inandığı değerler uğruna hiçbir kavgadan çekinmeyen cesur bir aktivistin karısı, çocuklarının annesi olmanın ne manaya geldiğini, kavgasını kocasının yanında nasıl sürdürdüğünü anlatıyordu.
En büyük teyzem Attallah için ‘ailemizin en yetenekli ve sanatkar ismi’ desem abartmış olmam sanıyorum: Sanatkar, tiyatrocu, prodüktör, edebiyatçı… Dedem vefat ettiÄŸinde henüz altı yaşında imiÅŸ, onu bir siyasi kahramandan çok oyun arkadaşı, sevgi dolu biri olarak hatırladığını söylemesine raÄŸmen o yaÅŸtayken de babasının ona ‘eÅŸsiz aile mirası’mızı devretmek için eÄŸitime baÅŸladığını söylerdi hatırladığı en eski anekdotu anlatırken: ‘‘Ä°lk boyama kitabımım ismi ‘Beni siyaha boya’ idi. İçinde yirmi beÅŸ tane etnik Afrikalı figür vardı boyamamı bekleyen! Okula baÅŸladığımda evde öğrendiÄŸim mühim Afro-amerikalıların bazılarını duymadığımda, eksikliÄŸin bende ve tarihimde deÄŸil kitaplarda olduÄŸunu fark edecek kadar donanımlıydım.’’ Teyzem Attallah, hayatı boyunca hepimizin maruz kaldığı muameleye en uzun süre tahammül etmek zorunda kalanımız. Dedemin kızı/torunu olduÄŸumuzu söyledikten sonra kimse bizi dinlemiyor; ya dedeme duyduklarını temelsiz sevgileri ile bizi sarıp sarmalamaya kalkıyor ya da ona duydukları öfkenin yeni muhatabının biz olduÄŸumuza iman ederek öfkelerini kusmaya baÅŸlıyorlar. Annem Qubilah iki numaralı kızı Betty’nin… Onun hikayesinden yukarıda bahsetmiÅŸtim fazla da uzatmak istemiyorum açıkçası; bunları anlatmanın bana ne kadar zor geldiÄŸini hesap edeceksinizdir. Qubilah evlerinin kundaklanıp hemen akabinde babasının gözleri önünde öldürülmesine ÅŸahit olduktan sonra bu ateÅŸi her gün yüreÄŸinde hissetti ve sürekli iniÅŸleri çıkışları olan bir hayatı, hayatımız oldu.
Annem Qubilah on bir yaşında katıldığı bir yaz kampı sonrasında Protestan olmaya karar verdi ve din deÄŸiÅŸtirdi. BaÅŸarılı bir öğrenci olarak liseden mezun olduktan sonra Princeton Ãœniversitesi’nden kabul aldı ancak öğrencilerin baskısı yüzünden iki sömestr sonra okulu bırakmak zorunda kaldı. DediÄŸim gibi; beyazlar onlar nefret ederken siyahlar da liderleri olmasını istiyordu, çünkü annem ‘o’nun kızıydı. Princeton’dan sonra Paris’e giderek Sorbonne Ãœniversitesi’nde bir yandan okuyup bir yandan da çevirmen olarak çalıştığı sırada Cezayir kökenli olan babam ile tanışıp çok geçmeden ayrıldılar. BirleÅŸik Devletler’e geri döndükten sonra annem sürekli iÅŸlere girip çıktı ve bir türlü dikiÅŸ tutturamadı aklının bir köşesinde sürekli babasının intikamı, Louis’i öldürmek vardı. Aynı lisede okudukları bir arkadaşı ile Louis’in suikastini planlarken FBI dinlemesine takılıp yakayı ele verdiler ve annem Qubilah suçunu itiraf ederek ceza indiriminden yararlandı. Bu sırada Louis herkesi ÅŸaşırtan bir hareketle annemin suçlu olmadığını düşündüğünü, serbest kalması için elinden geleni yapacağını açıkladı. Babaannem Betty’nin bu açıklamaları izlerken nasıl ÅŸaşırdığını dün gibi hatırlıyorum. Sonrasında Louis, elde edilen geliri annemin savunmasında kullanılacak bir yardım gecesi tertip etti ve babaannem Betty ile sahnede tokalaÅŸarak barıştıklarını, aralarında bir sorun olmadığını deklare etti. Tabii hemen akabinde dedemin mirasına yüz çevirdiÄŸi gibi suçlamalarla Betty’i suçlayanlar oldu ama o kocasının katili ile el sıkışmak zorunda kaldı, sırf kızını mahkemenin elinden kurtarmak için!
Betty 1965
Dedemin mirası ile en içli dışlı yaÅŸayan ve ona en çok benzeyen kızı da diyebilirim herhalde onun için; Ilyasah teyzem… Yazar, aktivist, vaiz... Ufakken oyuncu olmak istermiÅŸ ancak annesinin bu fikrini desteklememesi üzerine eÄŸitime ağırlık veren teyzem, ablasının aksine oldukça apolitik bir ortamda yetiÅŸtirildiÄŸini söylerdi hep. Herhalde Betty onu siyasi gerginlikten bu ÅŸekilde muhafaza etmeye çalışıyordu ancak yine de üniversiteye baÅŸladığında Afro-Amerikalı öğrencilerin onu daha okula baÅŸlamadan Black Student Union’a üye seçtiklerini öğrendiÄŸinde aile mirasından uzak durmanın mümkün olmadığını fark eder. Ilyasah teyzemin dedeme benzeyen bir baÅŸka özelliÄŸi ise annesi ve babasından sonra ailemizde hacı olan üçüncü kiÅŸi olması. 1964’de dedem, 1965’de babaannem hacı olduktan sonra 2006’da teyzem de hacı oldu. Allah kabul etsin.
‘Growing up X’, ‘Malcolm Little’, ‘The Diary of Malcolm X’ ve ‘X: a Novel’ isimli dört farklı kitabı ile babasını ve kendi çocukluk hatıralarını anlatıyor ve aynı zamanda dedem ve babaannem adına açılmış olan eÄŸitim merkezinin de kurucu baÅŸkanlığını üstleniyor.
Gamilah teyzem, henüz bir yaşını tamamlamıştı babası suikaste kurban gittiÄŸinde; o yüzden o da bizler gibi babasına dair her ÅŸeyi annesinden ve çevresinden duyarak öğrenmiÅŸ. Gamilah babasının sokak kültürü mirasını devralan kızı aslında; eylemlerin ve gösterilerin bilinen siması. Aktivist, babasının kızı olmanın hakkını verecek kadar sert ve cesur… Tüm bunların yanında kavgasını rap yaparak da dile getiriyor, Afro-Amerikan rapçilerle beraber kayıtlar yapıyor.
Ve ikizler; Malikah teyzem ve Malaak teyzem. Dedem ile aynı anda yerküre üzerinde bulunamamış ÅŸansız kızları, babaları öldüğünde Betty onlara hamile imiÅŸ. Ä°kiz olduklarına kanmamak lazım, birbirinden oldukça farklı iki karakterler aslında. Teyzem Malaak insan hakları aktivisti, BirleÅŸmiÅŸ Milletler ırkçılık ve ayrımcılık alt grubu üyesi, panelist ve vaktinin tamamına yakınını benzer faaliyetlere ayırıyor. Dedemi tanımadan onun mirasını nasıl öğrendiÄŸini soranlara hep çok ÅŸaşırıp, kızdığını hatırlıyorum: ‘Annem Betty’i ne sanıyor bunlar? Babam hakkındaki her ÅŸeyi gayet iyi biliyorum, annem bize tek tek her zerresine kadar öğretti!’ derdi.
Malikah teyzem ise 1999 yılında New York’tan ayrıldıktan sonra aileden kendini izole ederek bir hayat sürdü ve çok fazla gündeme gelmedi ta ki 2011 yılında gözaltına alınana dek. Aile dostumuz, dedemin eski korumalarından birinin eÅŸi olan Khaula Bakr’ın kimliÄŸini çalıp, hesabından 55,000 $ çaldığı iddiasıyla gözaltına alınan teyzem Malikah, beÅŸ yıllık denetimli serbestlik ile serbest bırakıldı. Ä°lk duruÅŸmaya masum olduÄŸuna inandığımız için tüm aile bireyleri beraber gitmemize raÄŸmen aile dostumuza böyle bir yanlışta bulunduÄŸu için ikinci duruÅŸmaya hiçbirimiz katılmadık. Denetimli serbestlik de çok uzun sürmedi, ÅŸartları ihlal ettiÄŸi gerekçesiyle 2014 Temmuz’da tekrar tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Evet, hepinizin sırıtarak bana baktığınızı hissediyorum, evet evet çok zekisiniz ve kim olduÄŸumu herkes biliyor. Benim adım Malcolm Shabazz, El hajj Malik el Shabazz’ın ilk ve onun ismini taşıyan tek erkek torunuyum. Daha çok bilinen adıyla Malcolm X’in gerçek varisiyim. AteÅŸ ve ölüm. En kadim aile mirası öğelerimiz olarak tarih defterinde kayıt altına alındılar. Büyük dedem Earl Little’ın önce evi kundaklandı çok geçmeden kaldırım kenarında cesedi bulundu. Dedem Malcolm X’in de önce evi kundaklandı bir hafta geçmeden tüm ailesinin gözü önünde ÅŸehit edildi bundan tam elli bir yıl önce. Hristiyan dedem Earl’i siyah düşmanı, ırkçı Hristiyan beyazlar yakmaya çalışıp sonrasında canına kıydılar, Müslüman Malcolm dedemi ‘kardeÅŸim’ dediÄŸi ‘müslüman’ ırkçı siyahlar önce yakmaya çalışıp sonra canına kıydılar. 21 Åžubat 1965 günü, New York’ta konuÅŸma yaptığı salona girenlerin aranması teklif edildiÄŸinde hayır ben kardeÅŸlerine güvenmiyor dedirtmem, onlara güvenmek zorundayız diyerek reddeden Malcolm’un konuÅŸmasının daha hemen başında dinleyiciler arasından ‘elini cebimden çek seni kahrolası zenci’ diye bir ses yükselir. Malcolm ve korumaları izleyenlere sakin olmalarını teskin ettikleri sırada üç hain sahnenin önüne kadar gelir ve pompalı tüfekler ile yakın mesafeden onları gülümseyerek izleyen dedeme, Malcolm X’e, El Hajj Malik Shabazz’a ateÅŸ edip hastaneye varamadan orada ÅŸehit ederler.
Betty ve kızları
Ve benim ateÅŸ ile olan payımı anlattım sizlere, babaannemi yakarak nasıl öldürdüğümü… Yangından sonra girdiÄŸim ıslahevinden çıktıktan sonra tam manası ile dikiÅŸ tutturamadım, ıslahevindeki doktorlar paranoid ÅŸizofreni olduÄŸumu ve çocukluÄŸumda dikkat çekmek için hikayeler uydurduÄŸumu rapor ettiler. Tahliye olduktan sonra teyzem Ilyasah ile yaÅŸamaya baÅŸladım ve ilk önce 2002’de 100$ çaldığım için tutuklandım ve üç buçuk yıl ceza aldım. 2006 yılında ise bir maÄŸazanın camına zarar verdiÄŸim gerekçesi ile tekrar tutuklandım. 2010 yılında ailemizdeki dördüncü hacı olmak için teyzemin desteÄŸi ile Mekke’ye hacı olmaya gittim. Döndüğümde dedemin mirasını artık gerçek manada omuzlarımda hissediyordum ve gençlere destek programlarında, fakir mahallelerdeki projelerde vaiz olarak boy gösteriyor, Malcolm X’in mirasını anlatıyordum ta ki Mexico City’de 2013 yılında ödemeyi kabul etmediÄŸim hesap yüzünden tartıştığım garsonlar tarafından ölümüne dövülüp soyulana kadar… Dedemin mirasını nedir artık çok iyi belledim, uzun uzun çene çalmıyorum onu anlatmak için: AteÅŸ ve ölüm. Belki de bu yüzden Malcolm’un mirası bu denli sahipsiz, sizler sadece onun bile olmayan sözlerin üzerine onun fotoÄŸrafını koyarak söylemek istediklerinizi ona söyletmek için saklıyorsunuz onun ‘miras’ını, hakikat ile ilgili bir kaygınız yok.
Ä°lyasa, Attallah ve Gamila Betty'nin cenazesinde
Malcolm ve Ä°lyasa
Malek
Betty'nin cenazesi
Betty ve Malcolm evleniyor
Malcolm ve kızı
Betty ve Qubila
Malcolm ve ailesi
Henüz yorum yapılmamış.