Güncel
Hüda Par G.Doğudaki olaylara nasıl bakıyor?
"Çözüme olan inancınızı koruyor musunuz?" sorusunu yanıtlayan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "son gelişmeler işi biraz daha zorlaştıracak gibi görünüyor. Kürt meselesinin yeniden bir asayiş ve ekonomik geri kalmışlık meselesi olarak algılanmasından endişe ediyorum." dedi.
Çözüm Sürecine yönelik “Ä°kili Masa” önerinizi açıklar mısınız?
Çözüm sürecinin başından beri yapılan bir yanlışa dikkat çekmeye çalışıyoruz. Cumhuriyet ile yaşıt Kürt sorunu ile 30-35 yıllık PKK sorununun birbirine karıştırıldığını söylüyoruz. 1. Dünya Savaşında ve Kurtuluş Savaşında Kürtler, Türkler ve diğer unsurlarla beraber savaştı ve aynı cephelerde yan yana şehit düştü.
Ancak 1923’ten sonra dışlandılar, sistemin dışına itildiler. Bu devletin sahibi olduklarını, eÅŸit vatandaÅŸ olduklarını yeniden hissetmek istiyorlar. Dillerinin resmi olarak tanınmasını istiyorlar. Bu meÅŸru ve haklı taleplerinin PKK ile veya onun siyasi temsilcileriyle müzakere edilmesi yanlıştır. Bu yanlışa devam edilmesi PKK veya onun siyasi temsilcilerinin Kürtlerin tek meÅŸru temsilcisi olarak kabul edilmesiyle eÅŸ anlamlıdır.
Temel hakların pazarlık konusu yapılması veya herhangi bir ÅŸarta baÄŸlanması da yanlıştır. Başından beri sorun PKK’nin silah bırakması veya silahlı unsurlarının ülke dışına çıkmasına indirgendi ve meÅŸru taleplerin karşılanmasına dair atılacak adımlar silah bırakma veya örgüt mensuplarının ülke dışına çıkması ÅŸartına baÄŸlandı. Ä°ki masa kurulsun derken daha önce dikkat çekmeye çalıştığımız yanlışı daha somut bir ÅŸekilde göstermeye çalıştım. Hükümet silahların bırakılmasını elinde silah olanlarla bir masada konuÅŸsun fakat Kürtlerin hak ve özgürlük talepleri için muhatap halkın bütün kesimleri olsun.
Hendeklerin kazılmasıyla PKK neyi amaçlıyordu?
Çatışmaların ÅŸehir merkezlerine taşınması PKK’nin bilinçli bir tercihiydi. Bu nedenle sokaklarda kazdıkları çukurlar ve ördükleri barikatların arkasında silahlı pozlar vererek bu görüntüleri servis ettiler. Amaçları devleti operasyon yapmaya zorlamaktı. Yaptıkları hesaplara göre halk ayaklanma çaÄŸrılarına olumlu cevap verecek, devlet de çok ÅŸiddetli bir ÅŸekilde ayaklanmayı bastırmaya çalışacak, katliamlara imza atacak ve olay uluslararası müdahale getirecekti.
Oluşturulmak istenen algı başarıya ulaştı mı?
Hesaplar tutmadı. Åžehir merkezlerindeki çatışmalar halkı çok ciddi manada rahatsız etti. Çatışmaların yaÅŸandığı yerlerde çok büyük maÄŸduriyetler yaÅŸandı. Barikatlar ve çukurlar sebep, operasyonlar da sonuçtu. Halk operasyonlara sebep olanlara beddua etmeye baÅŸlayınca “Devrimci Halk Savaşı” evresine geçtiklerini söyleyen ve mütemadiyen halkı ayaklanmaya çağıran PKK de halkın bu durumdan rahatsız olduÄŸunu gördü. Sebebi sonuç, sonucu de sebep gibi göstermeye çalıştı. Barikatları, operasyonları engellemek için kurduklarını söyledi. PKK tabanının bir kısmı bu propagandaya inandı ve her yerde yaymaya çalışıyor. Åžu da bir gerçek ki iki ateÅŸ arasında kalarak hayatını kaybedenler veya yakınları açısından bu ölümlerin kimin kurÅŸunuyla gerçekleÅŸtiÄŸi veya çatışmaların kapısının önünde cereyan etmesine, evinin harabeye dönmesine kimin sebep olduÄŸunun bir noktadan sonra anlamı kalmıyor.
PKK ve HDP’nin sözde “öz yönetim” ilanları ve “halk meclisi” hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Öz yönetim” den kasıtları kendilerinin yönetimi ele almasıdır. “Halk meclisleri” dedikleri ÅŸey de kendi atadıkları örgüt mensuplarının oluÅŸturduÄŸu komitelerdir. Zaten “halk”tan kastettikleri de kendi tabanlarıdır. HDP milletvekillerinden Altan Tan’ın verdiÄŸi bir tencere-kapak örneÄŸi vardı. Çok yerinde bir tespitti. Kendi tabanları da dâhil halkın düşünceleriyle, inancıyla, hissiyatıyla bir ilgileri yok. Halk sulh ve sükûnet istiyor; onlar savaÅŸ tamtamları çalıyor, yanı sıra barış naraları atıyorlar.
Çözüme olan inancınızı koruyor musunuz?
Sorun Kürtlerden değil resmi ideolojiden kaynaklanmaktadır ve Kürt meselesi mutlaka adalet temelinde çözülmelidir. Adına çözüm süreci dedikleri şey aslında daha büyük çatışmalara hazırlık yapılan bir çatışmasızlık süreciydi. Sürecin buzdolabında olduğu ifade edildiğinde biz sürecin morgda olduğunu söyledik. Yanlış bir temel üzerinde düzgün ve sağlam bir bina inşa edilemez.
Çözüm Sürecinin tekrar başlayacağını düşünüyor musunuz? Ve bir zaman tahmininiz var mı?
Eğer tekrar aynı temel üzerinde bina yapılacaksa inşaat yine duracaktır. Ama önerdiğimiz gibi sorun doğru teşhis edilir ve doğru bir temelde çözülmeye çalışılırsa kalıcı bir çözüme kavuşturmak mümkün olacaktır. Fakat son gelişmeler işi biraz daha zorlaştıracak gibi görünüyor. Kürt meselesinin yeniden bir asayiş ve ekonomik geri kalmışlık meselesi olarak algılanmasından endişe ediyorum. Bu nedenle zaman tahmininde bulunmak çok kolay değil.
“KardeÅŸlik edebiyatı artık yerini kardeÅŸlik hukukuna bırakmalı” diyorsunuz. Kürt Halkı’nın istekleri nelerdir?
Sayın BaÅŸbakan dün grup toplantısında “Kürtlerin bir devleti vardır, o da Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Türkler ve Kürtler bütün unsurlar hep beraber kardeÅŸ olduÄŸu gibi Kürtler de bizim asli vatandaÅŸlarımızdır.” dedi. Biz de diyoruz ki; Kürtler ve Türkler bu devletin aslî kurucu halklarıdır. Ä°kinci mecliste Kürtler dışlandı ve yabancılaÅŸtırıldı, yok sayıldı. Sayın baÅŸbakanın söyledikleri güzel. Evet, inananlar ancak kardeÅŸtir, bütün insanlar yaradılışta eÅŸtir ve kanun önünde eÅŸittir, öyle olmalıdır. Kürtler 1920’deki gibi yeniden kendilerini bu devletin sahibi olarak hissetmek, bunu yaÅŸamak istiyorlar. Bu iÅŸin ‘kardeÅŸlik edebiyatından’ daha ileriye gitmesi gerekir.
Devlet benim çocuÄŸuma Kürtçeyi seçmeli ders olarak okuma hakkını tanıyor ancak ana dil olarak isimlendiremiyor. Çünkü anayasanın ‘Türkçeden baÅŸka hiçbir dil, eÄŸitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaÅŸlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez’ hükmü yerinde duruyor. Kürtçenin ikinci resmi dil olması teklif dahi edilemiyor. Mesela DoÄŸu Türkistan’dakiler veya Irak’taki, Suriye’deki Türkmenler soydaÅŸ oluyor fakat Irak Kürdistanı’ndaki veya Suriye’deki Kürt ancak tarihdaÅŸ ve kültürdaÅŸ olabiliyor. Örnekleri çoÄŸaltmak mümkündür. Bunlar kardeÅŸlik hukukuna uygun ÅŸeyler deÄŸil.
Yeni Anayasa çalışmaları çerçevesinde “BaÅŸkanlık Sistemini” nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?
Başkanlık sisteminin bölünme getireceği korkusu yersizdir. Bizler HÜDA PAR olarak isimlerin çok önemli olmadığını düşünüyoruz. Yani önemli olan zarfın içinde ne olduğudur, üzerinde yazılı olan değil. Başkanlık sistemine de böyle bakıyoruz.
Tek tip bir başkanlık modeli yoktur. Getirilmek istenen sistemin detayları belli değil. Mesela parlamentonun yetkileri ne olacak, yargının konumu nasıl belirlenecek, başkanın yetkileri ve onu dengeleyecek mekanizmalar nasıl düzenlenecek. Bunları bilmeden fikir beyan etmek doğru da değil.
Getirilmek istenen sistemin detaylarını biz bilmiyoruz. Görebildiğim kadarıyla başkanlık sistemi hakkında fikir beyan edenlerin çoğu da bilmiyor, ama bilgi sahibi olmayanların da fikir sahibi olduklarını görüyoruz ve açıklamalarını tebessümle izliyoruz. Tartışmalar sistem üzerinden değil şahıslar üzerinden yürüyor. Adil bir şekilde uygulanmayacaksa, uygulayıcılar adil olmazsa en mükemmel sistem de getirilse sorun olur. Tam tersi de mümkündür. Yani, çok iyi olmayan bir sistem bile iyi idarecilerin yönetiminde tahammül edilebilir seviyelerde olabilir.
Bölge halkının bağımsızlık isteği var mı?
Türkiye’den ayrılarak bağımsız bir devlet kurmak isteyenler var fakat bu düşüncedekiler küçük bir azınlıktır. ÇoÄŸunluk kardeÅŸlik hukukunun tesis edildiÄŸi bir Türkiye’de birlikte yaÅŸamak istiyor.
Batı için PYD ne anlama geliyor?
PYD, Batı için Kürtleri Ä°slam’dan uzaklaÅŸtırma aracıdır. DAÄ°Åž karşıtlığı veya DAÄ°Åž ile mücadele üzerinden pazarlanınca resim tamamlanmış oluyor. DAÄ°Åž’i Ä°slam’ın, PYD’yi de Kürtlerin temsilcisi olarak konumlandırdıklarında amaçlarına daha kestirme bir yoldan ulaÅŸacaklarına inanıyorlar.
PYD Suriye’deki Kürtleri temsil ediyor mu?
PYD Suriye’de ilk kurÅŸunlarını Kürtlere sıktı. Bazı liderleri katletti, bir kısmını da ülke dışına sürdü. DiÄŸer Kürt partilerini sindirerek kendisine alan açtı. Esad’la iÅŸbirliÄŸine giderek Kürtlerin muhalefet ile birlikte hareket etmelerine engel oldu. Devrim masallarıyla Kürtleri rejimin muhafızı haline getirdi. Hâlbuki Suriye’de yaÅŸayan Kürtler, Türkiye’de, Ä°ran’da, Irak’ta hatta Ermenistan ve Gürcistan’da yaÅŸayan Kürtlerden daha kötü durumdaydılar. Pek çoÄŸunun kimlik ve pasaportu dahi yoktu. PYD’nin Suriye Kürtlerinin siyasi iradesi olduÄŸu iddia ediliyor. Bu irade Baas rejiminin silahlarıyla gasp edilmiÅŸtir.
Suriye, Irak ve Ä°ran’daki Kürt siyasi partileri ve sivil toplum örgütleriyle iliÅŸkileriniz nasıl?
ABD'nin Irak'a müdahalesinden sonra bölgede bir türlü istikrar sağlanamadı. Irak, Suriye, Filistin, Mısır, Yemen karışık; diğer İslam ülkeleri de karıştırılmak isteniyor. Irak'ın yaklaşık üçte birini DAİŞ kontrol ediyor. Başkent Bağdat'ta bile sık sık bombalı saldırılar gerçekleşiyor. Yüzbinlerce insan hayatını kaybetti ve ölmeye devam ediyorlar. Kürdistan Bölgesi Irak'ın diğer bölgelerine nispeten güvenli ve istikrarlı bir bölge. Irak yanmaya devam eder ve yangın söndürülemezse Kürtler bu ateşte yanmak istemez ve başlarının çaresine bakarlar. Bugünkü şartlar elverişli değil ama ileride bağımsızlık ilan edeceklerdir.
Bizim bütün Kürtlerle temaslarımız var, karşılıklı fikir alış-veriÅŸlerinde bulunuyoruz. Ä°liÅŸkilerimiz iyidir. En son geçtiÄŸimiz yıl Eylül ayında Erbil’de Sayın Mesud Barzani’yi ziyaret etmiÅŸtim. 10 Aralık 2015 günü Ankara’da yine Sayın Barzani’nin daveti üzerine bir görüşmemiz oldu. DiÄŸer partilerle de daha önce karşılıklı ziyaretlerimiz olmuÅŸtu.
İran'daki Kürtlerin durumu daha farklı. Irak Kürdistan Bölgesi'ndeki partilerin ve diğer oluşumların İran Kürtleriyle daha çok beşeri ilişkileri var. İran Kürtleri, Goran Hareketi başta olmak üzere Irak Kürdistan'ı ve diğer siyasi partilerle de sıkı ilişkiler içerisindedirler.
DAEÅž’i nasıl tanımlıyorsunuz? Örgütün misyonunu ve bölgedeki karşılığını açıklar mısınız?
Suriye’ye müdahale eden herkes DAÄ°Åž’e karşı mücadele üzerinden yaptığı katliamları meÅŸrulaÅŸtırmaya çalışıyor. Baas rejimi, ben gidersem DAÄ°Åž gelir, bana razı olun diyor. Rusya DAÄ°Åž’le mücadele ediyorum diyerek sivillerin üzerine bomba yaÄŸdırıyor. Suudiler DAÄ°Åž’in yok edilmesi için izin verin karadan Suriye’ye gireyim diyor. PKK bana terörist muamelesi yapıyorsunuz ama asıl terörist olanla en kahramanca mücadeleyi ben yürütüyorum pozları veriyor. DAÄ°Åž’le mücadele adına Suriye’ye girenler daha çok birbirleriyle mücadele halinde. Her kapıyı açan bir anahtar gibi. (haber10.com)
Henüz yorum yapılmamış.