Sosyal Medya

Güncel

Hakan Albayrak: PYD'yi vurmak için 11 sebep

Müstakil Gazete Başyazarı Hakan Albayrak, bugünkü yazısında Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki PYD/YPG hedeflerini vurmasını yazdı. Albayrak, Türkiye'nin PYD'yi vurması için 11 sebep sıraladı.



Müstakil Gazete BaÅŸyazarı Hakan Albayrak, Türkiye'nin PYD'yi vurmak için haklı sebeplere dayandığını belirtti ve o sebepleri 11 maddede sıraladı. PYD'nin, 'Kürtlerin temsilcisi deÄŸil baÅŸbelası' olduÄŸunu belirten Albayrak, "PYD, Türkiye’yi kana bulayan PKK’nın bir parçası. PKK’lılar ve daha birçok terör örgütünün militanları, Türkiye’yi kana bulama eÄŸitimini PYD kamplarında alıyor. Tek başına bu sebep bile Türkiye’nin PYD’yi vurmasına yeter" ifadesini kullandı.

Hakan Albayrak'ın yazısı:

AZEZ VE ÖTESİ

1. PYD lideri Salih Müslim’in aÄŸabeyi de dahil olmak üzere binlerce Kürt, dini ve siyasi kimliklerinden ötürü PYD rejimi tarafından Rojava’dan sürülmüş, hapse tıkılmış veya öldürülmüştür. PYD’nin kontrolündeki topraklarda PYD’ye ‘yasal’ muhalefet imkânsızdır. Camiler de baskı altındadır; hutbelerde tesettür ve cihaddan bahsetmek, Ashab-ı Kiram’a atıfta bulunmak yasaktır. Türkmen ve Arap devrimciler arasında çeÅŸitlilik ve ‘çokluk içinde birlik’ yahut ‘birlik içinde çokluk’ mümkünken, kurtarılmış Suriye topraklarındaki devrimci Kürt grupları arasında da farklılıklar özgürce ifade edilebilirken, PYD bölgesinde ‘tek tipçi’ tam bir istibdat rejimi hüküm sürmektedir. Rojava’daki iktidarı Esed diktatörlüğünün ona devrettiÄŸi otoriteye dayanan PYD, Kürtlerin temsilcisi deÄŸil, başının belasıdır.

2. Suriyeli ve uluslararası insan hakları örgütlerinin (Uluslararası Af Örgütü dahil) de tespit ettiÄŸi gibi, PYD, ele geçirdiÄŸi bölgelerde Arapları, Türkmenleri ve Kürt olmayan baÅŸka grupları “etnik temizlik”ten geçirmekte, soykırım suçu iÅŸlemektedir. Suç hanesinde, farklı etnik grupları göçe zorlamanın yanı sıra katliam (taammüden katliam) da bulunmaktadır. BaÄŸdadi Grubu’na yöneltilen suçlamalar üç aÅŸağı-beÅŸ yukarı PYD için de geçerlidir. 

3. PYD, silahlı birliklerini Kürt ağırlıklı bölgelerin dışına sevketmek suretiyle, meselesinin Kürt meselesinden ibaret kalmadığını, hatta meselesinin kendi meselesi bile olmadığını faÅŸ etmiÅŸtir. YPG denilen PYD ordusu esasen Esed ordusunun yedeÄŸi (PYD’liler “Esed’e askerlik yapmaya hazır” olduklarını resmen ilan ettiler) ve iÅŸgalci Rusya’nın kara kuvvetleridir. Azez’deki PYD varlığı, Halep-Türkiye hattından sonra Azez-Türkiye hattını da keserek devrimcileri boÄŸma gayesine hizmet ediyor.

4. PYD’nin, Kobani’den Afrin’e kadar uzanan bölgeyi ele geçirerek “Kürt kantonları”nı birleÅŸtirmeyi murat etmesi, bu projenin bir Kürt projesi deÄŸil ABD’nin de ÅŸimdilik desteklediÄŸi bir Rusya/Ä°ran projesi olduÄŸu gerçeÄŸini deÄŸiÅŸtirmez. Rusya PYD’yi kullanarak Akdeniz’e iyice yerleÅŸmenin hesabını yaparken, Ä°ran’ın maksadı Türkiye’nin Ä°slam dünyasıyla bütünleÅŸme potansiyelinin önüne PYD kontrolünde bir Rojava ile geçmek, Suriye-Türkiye (ve Irak-Türkiye) sınırında Türkiye’yi durduracak bir barikat kurmaktır. Böyle bir plan olmasaydı bile, soykırımcı emellerini faÅŸ eden PYD’nin Kobani’den Afrin’e kadar uzanmasına yeÅŸil ışık yakmak soykırım suçunun sorumluluÄŸunu paylaÅŸmak anlamına gelir.

5. Yukarıda saydıklarımızın hepsi bir yana; PYD, Türkiye’yi kana bulayan PKK’nın bir parçası. PKK’lılar ve daha birçok terör örgütünün militanları, Türkiye’yi kana bulama eÄŸitimini PYD kamplarında alıyor. Tek başına bu sebep bile Türkiye’nin PYD’yi vurmasına yeter. Hem de her yerde ve her zaman. Azez’de veya Kobani’de, “angajman”lı veya “angajman”sız.

6. Cumartesi gününden beri Azez civarındaki PYD mevzilerini top ateÅŸine tutan Türkiye doÄŸru olanı yapıyor. “Rusya’nın hava bombardımanının da yardımıyla bölge halkının göçe zorlanmasına, yani etnik temizliÄŸe müdahale etmek”, “Muhaliflerle Türkiye arasındaki koridorun kapatılmasına mani olmak” gibi gerekçeleri ve “PYD Azez’den çekilecek! Mınnığ havaalanını da boÅŸaltacak! Bir daha Azez’in civarına bile uÄŸramayacak! Aksi takdirde gereÄŸi yapılır” tehdidi yerli yerindedir.

7. Türkiye’nin PYD’yi bombalamasını Kürt düşmanlığı olarak niteleyenler ya emperyalistlerin hizmetinde dinsiz imansız bir Kürtlük peÅŸindeler (öyleyse, Allah belalarını versin) yahut ne dediklerini bilmiyorlar (öyleyse, Allah ıslah etsin). PYD’nin vurulmasını Kürtlerin vurulması gibi görenlerin/gösterenlerin bir kısmının, aynı zamanda “PYD vurulmuyor, Demokratik Suriye Güçleri vuruluyor” demeleri de enteresandır. PYD’nin vurulmaya müstehak olduÄŸu gerçeÄŸini onlar da yadsıyamıyorlar galiba! Onlara sormak lazım: “Demokratik Suriye Güçleri denilen oluÅŸumun PYD’den bağımsız olduÄŸunu varsayalım; meseleniz Kürt meselesi ise, Demokratik Suriye Güçleri’nin vurulmasından size ne? Kürt meselesinden baÅŸka meseleniz de var ise, o meselenin ne olduÄŸunu söyler misiniz?”

8. PYD lideri Salih Müslim, “Biz Mınnığ havaalanını Nusret Cephesi’nden almıştık” diyerek ‘Bakın bize kimleri tercih ediyorlar’ uyanıklığına tevessül etmiÅŸ her zamanki gibi; PYD ve “Demokratik Suriye Güçleri”nin Azez kapılarına Nusret’i deÄŸil de Hür Suriye Ordusu’nu vura vura dayandıklarına hiç deÄŸinmeden! Bu bir yana; Türkiye ile aralarında fitne çıkmasın diye sınırdaki mevzilerini Hür Suriye Ordusu’na devredip çekilen Nusret Cephesi mensuplarının Mınnığ havaalanına hakim olmalarını niye PYD’lilerin hakim olmasına tercih etmeyelim ki? Nusret Cephesi, Türkiye ile sorun istemediÄŸini ortaya koydu; PYD’nin ise varoluÅŸ sebebi Türkiye ile sorun çıkarmak. (Nusret Cephesi’nin New York’ta binlerce sivil insanın öldürülmesini meÅŸru kabul eden  Kaide’ye baÄŸlılık beyanı fevkalade ciddi bir meseledir ve bu meselenin muhakkak çözülmesi gerekir; fakat bu meseleyi soykırımcı PYD ile tartışacak deÄŸiliz. PYD’nin “Ama Nusret Cephesi…” diye itiraz ettiÄŸi yerde “Sen kendine bak!” diye kestirip atarız. ABD, Rusya ve Ä°ran’a dayanan Salih Müslim’in “Türkiye, Suriye’nin iç iÅŸlerine karışamaz” beyanına da “Haydi ordan!” deyip geçiyoruz.)

9. Türkiye’nin, kendisini tehdit etmeyen, müttefiki olan devrimcilere de saldırmayan Nusret Cephesi’ne tahammülünü tabii karşılıyorsak, ABD veya Rusya’nın, kendisine hizmet eden PYD ile iÅŸ tutmasını hayli hayli tabii karşılamamız gerekmez mi? Kesinlikle gerekir ve biz de zaten tabii karşılıyoruz. Gelinen noktada “BaÄŸdadi Grubu da PYD de terörist olduÄŸuna göre birini diÄŸerine nasıl tercih edersiniz?” veya “NATO’da müttefikiniz olan bir devletin düşmanlarıyla nasıl ittifak kurarsınız?” serzeniÅŸlerinin zerre kadar kıymeti yok. ABD, Rusya, Ä°ran; hepsi Türkiye’ye ve Suriye Devrimi’ne karşı birleÅŸmiÅŸ, cephede harıl harıl mevzi kazanmaya çalışıyor, bütün konsantrasyonunu ve enerjisini savaÅŸa veriyor; bizim de yapmamız gereken odur. Savaşın gereÄŸi neyse o.

10. Savaşın bütün bedellerini ziyadesiyle ödeyen / ödemekte olan Türkiye’nin Suriye cephesinden uzak durması mümkün olmadığı gibi, o cepheye sadece kıyısından köşesinden bulaÅŸması da yeterli olamaz. Hep söylüyoruz, yine söyleyelim: Ahrar-ı Åžam, CeyÅŸ-ı Ä°slam, Cebhet-i Åžamiye baÅŸta olmak üzere, hem askerî hem siyasî rüştlerini ispat etmiÅŸ olan mutedil devrimci grupları, elbette Hür Suriye Ordusu unsurlarını da, Türkiye’yi savunan kendi ordumuz gibi görüp diÅŸlerine kadar silahlandırmaya ve onlara gerekirse hava desteÄŸi de vermeye mecburuz. “Ä°syancılara uçaklarımızı düşürmeye yarayacak füzeler verirseniz biz de aynı füzelerden PKK’ya veririz” gibi en yaman tehditlere dahî pabuç bırakmadan; ivedilikle, kararlılıkla ve SONUNA KADAR!

11. Azez’deki PYD mevzilerinin bombalanması ve Türkiye-Katar-Suudi Arabistan üçgenindeki bazı kıpırdamalar devrimciler arasında taze bir ümit ve iyimserlik rüzgârı estiriyor. Bu sefer onları hayal kırıklığına uÄŸratmayız inÅŸallah.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.