Sosyal Medya

Dünya

1800'lerde Brezilya-Bahia'da Müslümanlar

Brezilya'da Bahia bölgesinde Müslüman topluluklar Muhammedi bir metot ve birliktelikle Latin Amerika’da büyük bir özgürlük mücadelesi vermişler.



Ä°berya yarımadasından Latin Amerika’ya gemilerle yüzyıllar boyunca sömürgeci bir anlayış taşındığını ve bu nedenle de sömürgeciliÄŸe karşı yerli halk ve Afrikalılar tarafından birçok bağımsızlık mücadelesi verildiÄŸini pek çok kez okumuÅŸ ya da duymuÅŸuzdur. Ancak bu bağımsızlık mücadelelerinin en önemlilerinden bir tanesinin 1835 yılında Brezilya’nın doÄŸusunda bulunan Bahia bölgesinde Müslümanlar tarafından verildiÄŸiyle ilgili aynı ÅŸeyleri duymak ne yazık ki pek mümkün deÄŸil. Hâlbuki buradaki Müslüman topluluklar Muhammedi bir metot ve birliktelikle Latin Amerika’da büyük bir özgürlük mücadelesi vermiÅŸler. Hem köleleÅŸtirilen yerli halkın hem de kendileri gibi Afrika ülkelerinden getirilen insanların Müslüman olmalarına vesile olmuÅŸlar. Dolayısıyla bu kutlu mücadelenin kahramanları olan Bahia Müslümanlarına, Latin Amerika’daki bağımsızlık mücadelelerine ve neden önemli bir rol oynadıklarına kısaca deÄŸinmek istiyorum.

 

Bahia’daki ilk Müslümanlar Nijerya’dan Brezilya’ya köle olarak getirilen Hausas’lar olarak biliniyorlardı. Brezilya’ya gelmeden Müslümanlıkla tanışan bu topluluk, köle olarak getirildikleriSalvador’da yine Nijerya’dan getirilen Yoruba kabilesiyle Müslüman çoÄŸunluÄŸu saÄŸlamışlar. Bu iki topluluk 1500’lü yıllardan itibaren bir yandan Müslümanlığın yayılmasını saÄŸlarken diÄŸer yandan da dinlerini özgürce yaÅŸayabilmek için mücadele vermiÅŸler. Zamanla Nâgos, Jejes, Hausas, Tapas ve Bornus gibi Müslüman topluluklar, Males adı altında tek bir çatı altında toplanmışlar. Ayrıca diÄŸer köleler arasından okuma yazma bilmeleri ve güçlü kiÅŸilikleriyle hem efendiler hem de Müslüman olmayan köleler arasında dikkat çekmeye baÅŸlamışlar. Özellikle Müslüman kölelerin Ä°slami yaÅŸam biçimleri ve Kur'an'ın ilkeleri (Ä°slam’da Müslümanların kardeÅŸ olması ve hiç kimsenin birbirinden üstün olmayarak üstünlüğün takvada olması gibi) diÄŸer kölelerin de Ä°slam’la ÅŸereflenmesine vesile olmuÅŸ.

 

Özgürlük mücadeleleri bir sabah namazı sonrasında ateşlendi

 

Ayrıca Arapça olarak nasıl okunacağını ve yazılacağını bilen bütün köle ve özgürlüğünü kazanmış Males’ler, Müslümanlığı cadde köşelerinde, sokak aralarında ve daha birçok yerde yaymaya baÅŸlamışlar. Bunun yanı sıra özgürlüğünü kazanan kölelerin ve Ä°slam âlimlerinin evleri ve Salvador’un dışarısında kiralanıp cami olarak kullanılan odalar Ä°slamiyet’in anlatılması için birer karargâh olarak kullanılmış. Müslümanlar buralarda bir araya gelerek hem ibadet yapıyorlar hem de Kur'an'dan ayetler ezberliyorlarmış. Ayrıca yüksek maliyetli olmasına raÄŸmen inançlarıyla ilgili bilgileri kâğıtlara yazarak Ä°slam’ın daha hızlı yayılmasını saÄŸlıyorlarmış.

Ancak Müslümanların organize bir hale gelerek birlik ve bütünlük oluÅŸturmaları, aynı zamanda otoriteleri de endiÅŸelendiriyormuÅŸ. Bu nedenle Müslümanlara karşı daha fazla baskı uygulamaya baÅŸlamışlar. Bundan dolayı 1814 ve 1816 tarihlerinde özgürlük mücadelesi verilmiÅŸ Müslümanlar tarafından. Ancak bazı kölelerin mücadeleyi efendilerine ihbar etmeleri üzerine eylemleri baÅŸarısız olmuÅŸ. Ardından 1824 yılında KatolikliÄŸin resmi din ilan edilerek yalnızca Hristiyanlığın seremonilerine izin verilmeye baÅŸlanması ve Ä°slam’ın kölelerin dini olarak kabul edilerek yasaklanması Müslümanları bir kez daha özgürlük mücadelesine yöneltmiÅŸ. Dolayısıyla Müslümanların dini baskılara uÄŸramaya baÅŸlaması, bağımsızlık mücadelelerinin temelini oluÅŸturmuÅŸ. Öyle ki Ä°slam’ın kölelerin dini, Hristiyanlığın ise evrensel bir din olarak kabul ettirilmeye zorlanmasının Müslümanlar için hiç de kabul edilir bir ÅŸey olmadığını 1835 yılındaki mücadelede açık bir ÅŸekilde göreceÄŸiz.

 

Tarihe 1835 Bahia İsyanı olarak geçen, ancak Müslümanların dinlerini özgürce yaşayabilmek için verdikleri özgürlük mücadelesi olarak bilmemiz gereken bu hareket, Müslümanlar açısından dini bir önem arz ederken, Müslüman olmayan köleler içinse ilerleyen zamanlarda politik bir isyana dönüşmesi ve bağımsızlıkların kazanılması açısından önemli bir yere sahip olmuştur. Nitekim 1835 isyanı Müslüman olmayan köleler için ilk deneyim değildir. Aksine bundan önce defalarca isyan girişiminde bulunan köleler, organize hareket edemedikleri ve irtibatı sağlayamadıkları için her seferinde başarısız olmuşlar. Ta ki 1835 yılında Müslümanların organize ettiği özgürlük

mücadelesi diğerleri için de sonraki yıllarda bağımsızlık mücadelelerinin temelini oluşturmuş.

 

Özgürlük mücadelesinin ilk hareketi ise ramazan ayında cemaatle eda edilen sabah namazının ardından gerçekleÅŸtirilmeye baÅŸlanmış. O gün aynı zamanda Kadir gecesinin de sabahıymış. Müslümanlar, beyaz cübbelerini giyerek ve sarıklarını takarak yapmış oldukları hazırlıklar sonrasında Salvador caddelerindeki iÅŸgalci ve sömürgeci askerlerle üç saat süren büyük bir mücadeleye giriÅŸmiÅŸler. Onlara Müslüman olmayan köleler de katılmış. 1000’in üzerinde askere karşı yaklaşık 300 kiÅŸiyle mücadele veren cihat erleri, Ä°slam’ın bayrağını dalgalandırmak için tereddüt dâhi etmeden canlarını feda etmeye hazırlarmış. Mücadelenin öncülüğünü ise üç önemli isim üstlenmiÅŸ. Bunlardan ilki eskiden köle olan ve özgürlüğünü kazanmasının ardından Müslümanların imamlığını yapmaya baÅŸlayan Åžeyh Dandara, ikincisi yine eski bir köle olan ve insanlara Ä°slam’ı öğretmek için bir okul kuran Åžeyh Sanim ve sonuncusu ise Müslüman toplumunu organize eden bir âlim olan Malam Ebubekir Ahuna’mış.

 

Her ne kadar kısa süreli de olsa o güne kadar gerçekleÅŸtirilen en geniÅŸ çaplı bağımsızlık mücadelesi olmuÅŸ bu. Müslümanlar bu savaÅŸta yenilmiÅŸler. Ancak Allah’ın inayetiyle bu yenilgiden dâhi bir zaferle çıkmışlar. Çünkü Brezilya'da devlet otoriteleri yeni bir baÅŸkaldırıdan korktukları için birçok Müslüman ve gayrimüslim köleyi, Afrika’ya yani ülkelerine gönderme kararı almışlar. Bu nedenle özgürlük mücadelesi her ne kadar maÄŸlubiyetle bitmiÅŸ olsa da mücadelenin bir amacı baÅŸarıyla sonuçlanmış. Öyle ki mücadelenin bir amacı da Müslümanların kendi ülkelerine gönderilmeleriymiÅŸ.

 

1910’ların sonlarında Brezilya’daki Müslümanların sayısı 100.000’i aÅŸmıştı

 

Özgürlük mücadelelerinin planları genellikle cami olarak kullanılan odalarda yapılmış. Aynı zamanda gerekli bütün ihtiyaçlar da buralarda tedarik edilmiş. Aylarca süren hazırlıklar buralardan yürütülmüş. Ancak muhbirler tarafından isyan otoritelere haber verildiği için mücadele istenilen düzeyde etkili olmamış. Hatta Malam Bubakar Ahuna dâhi sürgüne gönderilerek mücadele zayıflatılmaya çalışılmış. Fakat her şeye harekete geçen mücahitler, 3 saat süren bir mücadele vermişler. Yaklaşık 100 Müslüman bu çatışmalarda şehit olmuş, bazı âlimler ve Müslümanlar tutuklanarak hapishanelerde işkenceler görmüşler ve sürgüne gönderilmişler.

Ancak o zamnaki idareciler Males Müslümanlarının yeni bir cihat giriÅŸiminden endiÅŸe duymaya baÅŸladıkları için onları Hristiyan olmaya zorlamışlar. Fakat bunda baÅŸarılı olmaktan ziyade baÅŸarısızlıkları daha da artmış. Öyle ki Müslümanlığı benimseyenlerin sayısı her geçen gün daha da bereketleniyormuÅŸ. 1910’ların sonlarına gelindiÄŸinde ise Brezilya’daki Müslümanların sayısı 100.000’i aÅŸmış.

 

Anlaşılacağı üzere, Ä°slam sancağını dalgalandırmak ve Ä°lay-ı kelimatullahı yaymak için canlarından geçen bu Müslüman topluluk, büyük bir hayrın öncülüğünü yaparak Ä°slam’ın bugün Brezilya’da ve diÄŸer Latin Amerika ülkelerinde yayılmasına vesile olmuÅŸlar. Allah o Müslümanlardan razı olsun ve onları cennet nimetleriyle nimetlendirsin.

 

 

Enes YaÅŸar

 

Kaynak: http://www.dunyabizim.com/Manset/23048/1800lerde-brezilya-bahiada-muslumanlar.html

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.