Sosyal Medya

Güncel

Türkiye, YPG'yi neden vurdu?

Geçtiğimiz cumartesi başlayan Suriye topraklarındaki YPG operasyonunda Türkiye neyi amaçlıyor?



Suriye'nin kuzeyi, Türkiye'nin güneyi.. Rejim ve Rusya'nın desteÄŸiyle ilerlemeyi sürdüren terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı YPG, Türkiye'nin tüm uyarılarına raÄŸmen kritik bölgelerde geri adım atmayınca operasyon kaçınılmaz oldu.

Özellikle Azez bölgesindeki PYD'nin vurulmaya başlanması ne anlama geliyor? Türkiye dünyaya hangi mesajı veriyor?

İşte bu soruların cevabını Mehmet Acet bugünkü köşesinde verdi;

Türkiye YPG'yi neden vurdu?

Ä°lk iÅŸareti CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Latin Amerika dönüşü vermiÅŸti.

“Dönüşte dar kapsamlı bir güvenlik toplantısı yapacağız” diyerek.

‘Dar kapsamlı’ toplantıya, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, İçiÅŸleri Bakanı Efkan Ala, Mit MüsteÅŸarı Hakan Fidan ve Genelkurmay BaÅŸkanı Hulusi Akar katıldı ve bu stratejik karar olgunlaÅŸtırıldı.

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, Hollanda dönüşü “Halep koridoru ile ilgili Türkiye bir ÅŸey yapacak mı?” diye soran gazetecilere, “biraz daha bekleyin, neler olup bittiÄŸini göreceksiniz” diye cevap verince, kısa süre içinde bir ÅŸeyler olacağı beklentisi Ankara’da yaygınlaÅŸtı.

Önceki gün ikinci vakti, yerel kaynaklardan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeyindeki Azez Bölgesi civarında PKK’nın Suriye uzantısı olan YPG mevzilerin bombalamaya baÅŸladığı yönünde haberler gelmeye baÅŸladı.

Ankara’daki kendi kaynaklarımıza dönüp sorduk.

Haber doÄŸruydu.

KonuÅŸtuÄŸumuz güvenlik kaynakları ilave olarak, PKK’nın Türkiye’ye silah soktuÄŸu tespiti yapılan,  daha doÄŸudaki, Mardin’in ilçelerinin karşısında bulunan YPG mevzileri de vurulabilir bilgisini bizimle paylaÅŸtı.

Nitekim, bu yazıyı yazdığımız sırada irtibat kurduÄŸumuz yerel kaynaklar, Haseke civarındaki YPG unsurlarının da TSK’nın top atışlarının hedefi olduÄŸu bilgisini teyit etti.

Yine yerel kaynaklardan edindiğimiz güvenilir bilgilere göre, ilk topçu atışlarında YPG 38 kayıp vermiş, çoğu ağır yaralı olmak üzere onlarcası da yaralanmıştı.

ANKARA’DAN DOÄžRU ZAMANDA DOÄžRU HAMLE

Etkili menzili 40 km olan Fırtına obüsleriyle yapılan topçu atışlarının hedef aldığı bölge, Ankara’nın bir süredir kırmızı çizgimiz diye söz ettiÄŸi alanı kapsıyor.

YPG, Fırat’ın batısına geçmeyecek denilince, PKK’nın Suriye uzantısı olan bu örgüt, arkadan dolanarak baÅŸka bir yönteme baÅŸvurdu.

Rus hava bombardımanını arkasına alarak Fırat’ın Batısı’na geçmiyormuÅŸ gibi yapıp, elinde bulundurduÄŸu Afrin’den çıkardığı güçlerle ılımlı muhaliflerin kontrolündeki yerlere saldırdı.

Ankara açısından bu, kırmızı çizgiyi, ‘çocuk kandırır gibi’ aÅŸma çabasından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildi.

Ele geçirdiÄŸi yerlerde demografik temizlik yapıp, kendisine tabi olmayan Kürtlere bile zulmeden YPG’nin kontrol altına almaya çalıştığı bu bölgede, Sünni Araplar ve Türkmenlerden oluÅŸan bir milyon civarında nüfus yaşıyor.

Ankara’nın burayı kırmızı çizgi ilan etmesinin temel gerekçelerinden biri de bu zaten.

Bölgede Kürt nüfus olmadığı gibi, o civara hakim olan ılımlı muhalifler, Rus bombardımanı öncesi DAÄ°Åž’e karşı baÅŸarılı püskürtme harekatları yapmış, 7,8 köyü kurtarmıştı.

Dolayısıyla ABD’nin Türkiye’ye “topçu atışlarını durdurun” Ã§aÄŸrısı yaptığı açıklamada geçen “herkes DAÄ°Åž’e yoÄŸunlaÅŸsın” ifadesi fazlasıyla gülünç kaçıyor.

Daha gülünç kaçan beyanatlar ise, HDP’li yetkili isimlerin bu bombardımana verdikleri tepki biçimi.

Yalanlarla dolu propaganda makinasını gürültülü bir ÅŸekilde iÅŸletmekte mahir olan HDP yetkilileri, TSK’nın topçu atışı yapmaya baÅŸlamasından sonra Türkiye’yi her zamanki ezber cümlelerle “DAÄ°Åž, El Kaide ve Nusra Cephesi’nin müttefiki” olmakla suçladı.

Halbuki, o bölgede bu sözü edilen radikal grupların hiçbiri olmadığı gibi, Türkiye açısından gelinen noktada HDP’li Figen YüksekdaÄŸ’ın “sırtımızı dayıyoruz” dediÄŸi YGP türü örgütler Türkiye’ye karşı terör üreten yapılar haline dönüşmüş durumda.

Türkiye’nin bu hamlesinin uluslararası hukuk nezdinde başını aÄŸrıtacak bir yönü de bulunmuyor.

Neden derseniz mesele bir ulusal güvenlik meselesi haline dönüşmüş durumda.

Kandil bugün hangi gerekçelerle vuruluyorsa, Suriye’deki PKK unsurlarına dönük bu tür operasyonlar da aynı haklı gerekçeye dayanıyor.

7 aydır mücadelesi verilen, ÅŸehit acılarıyla memleketin canını yakan GüneydoÄŸu’daki çukur kazma eylemlerinin Suriye’deki savaÅŸtan beslendiÄŸi ortada iken, 5 yıldır “Aman Suriye’ye karışmayalım” fobisi üreten HDP dışı lobilerin nasıl bir ideolojik körlük ve basiretsizlik içerisinde olduÄŸu da ortada.

 

Nitekim, önceki gün baÅŸlayan topçu atışlarında hedef alınan noktalardan birinin de PKK’nın Türkiye’ye silah soktuÄŸu tespiti yapılan Haseke’deki YPG mevzilerinin olduÄŸu gözden kaçırılmamalı.

PKK, Suriye’den Türkiye topraklarına silah, bomba, mühimmat sokacak, Suriye’den esinlenerek çukur kazıp ÅŸehir savaÅŸları baÅŸlatma projesi yürütecek, sonra da çıkıp birileri“aman Suriye’ye karışmayalım” konformizmi üzerinden hükümete baskı uygulayacak.

Oldu güzelim…

Türkiye, nasıl Kandil’i bombaladığı için Irak bataklığına sürüklenmemiÅŸse, Suriye’deki PKK uzantılarına operasyon yaparak Suriye bataklığına saplanmış olmaz.

Ya da şöyle söyleyelim.

Kandil’i uçaklarla bombalamak ile, Suriye’deki YPG’yi toplarla dövmek arasında gelinen noktada hiçbir bir fark kalmamıştır.

PKK, Türkiye’yi destabilize etme rüyasından uyanana kadar bunun bedelini ödemeye devam eder. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.