Sosyal Medya

Güncel

Başka kimyasal stokları olabilir'

Hollanda'da Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nü ziyaret eden Davutoğlu, "Suriye'de başka kimyasal silah stokları olabileceğine ilişkin bazı bulgular var" dedi. ABD'nin PYD ile ilgili açıklamalarına ise, "Samimiyet sorgulaması yaparız" karşılığını verdi.



BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, Hollanda ziyareti kapsamında Lahey'deki Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü Merkezi'ni ziyaret etti. Burada örgütün genel direktörü Ahmet Ãœzümcü ile görüşen BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, "Suriye'de baÅŸka kimyasal silah stokları olabileceÄŸine iliÅŸkin bazı bulgular var. Bu beÅŸ yıldır büyük bir insani trajedi yaÅŸayan Suriye halkı için büyük bir tehlikedir" açıklamasını yaptı.

Suriye rejiminin 2013'te sivillere karşı kimyasal silah kullandığını hatırlatan Davutoğlu, "Bu büyük bir trajediydi ve bu trajedinin etkileri hâlâ sürüyor" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, kimyasal silahların, insanlığa karşı işlenen suçların araçları olduğunu belirtti.

Türkiye'nin 2 milyon 600 bini aşkın mülteci ağırladığına işaret eden Davutoğlu, bunlardan bazılarının kimyasal saldırılardan, varil bombalarından kaçtığını söyledi.

Türkiye'nin, Suriye'deki kimyasal silah stoğuna ilişkin istihbarat raporlarını takip etmeyi sürdüreceğini bildiren Davutoğlu, KSYÖ ile çalışmaya devam edeceklerini de vurguladı.

'Samimiyet sorgulaması yaparız'

Başbakan Davutoğlu, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile de ortak basın açıklaması yaptı. Davutoğlu - Rutte görüşmesinde, Türkiye ile Avrupa Birliği'nin 29 Kasım'da anlaştığı eylem planı, Birleşmiş Milletler'in Halep'ten kaçarak Türkiye sınırında bekleyen sığınmacılara dair çağrısı ve ABD'nin PYD ile ilgili açıklamaları gündeme geldi.

 

Başbakan Davutoğlu, PYD konusunda ABD ile yaşanan anlaşmazlığa da değindi. Davutoğlu, "Terör insanlığa karşı büyük bir tehlike. Şu terör örgütü benim için zararlı değilse bunu teörr örgütü saymayalım tavrı da aynı ölçüde tehlikeli. Bazılarını masum göstermeye çalışmak bütün terör örgütlerine yardım etmek olur" diyerek söze girdi.

 

PKK'nın, 250’yi aÅŸkın güvenlik görevlisini ve 150’yi aÅŸkın sivili öldürdüğünü belirten BaÅŸbakan şöyle devam etti:

"PKK terör örgütüyse, Kandil’den yönetilen PYD ve YPG terör örgütü deÄŸil mi? EÄŸer birisi PYD ve YPG'nin terör örgütü olmadığını söylüyorsa ya OrtadoÄŸu'daki gerçeklikten ya Irak'tan Sincar üzerinden Suriye'ye saÄŸlanan destekten ya Kandil'de eÄŸitilen Suriyeli, PYD'li teröristlerden habersiz demektir. EÄŸer birisi 'PKK terör örgütüdür ama YPG terör örgütü deÄŸildir' diyorsa eldeki bu istihbaratlara raÄŸmen o zaman biz bir samimiyet sorgulaması yaparız."

"Türkiye, 11 Eylül'de ABD'nin yanında yer aldı. NATO'nun Afganistan görevinde de merkezi konumdaydı" diyen Başbakan, "Bizim için açıkça tehdit maiyeti taşıyan PYD'nin terör örgütü olmadığını söylemek terörle mücadeleye darbe vurur" diye devam etti; "Dostlarımızın terörün karşısında olmasını bekleriz" diye ekledi.

'İnsan kaçakçılarına karşı mücadele sürecek'

Hollanda Başbakanı Rutte, göçmenlerin adaletli biçimde Avrupa ülkelerine dağılması için çalıştıklarını söyledi. "Her gün binlerce göçmen geliyordu fakat artık sadece yüzlerce geliyor" diyen Rutte "Tabi bu da fazla ama yine de gelişme var" diye konuştu.

İnsan kaçakçıları ve sahte Schengen vizesi düzenleyenlere karşı mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini belirten Rutte, "Burada hem Ahmet Davutoğlu hem de kendimiz adına şunu söylemek isterim ki, ortaklığımızı güçlendirmek için çalışmalar yapacağız" diye konuştu.

'İnsani sorumluluk işbirliğimizi artırdı'

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, "Son dönemde Avrupalı liderlerle sık görüşüyoruz. Hollanda da Avrupa BirliÄŸi'nin dönem baÅŸkanı. Türkiye ile Hollanda hükümetleri arası zirve formatında görüşmeler baÅŸlattık. Kendisini Türkiye’de ağırlayacağımız zirveye de eÅŸ baÅŸkanlık yapmaktan memnuniyet duyacağım" dedi.

Görüşmenin sabahında Hollandalı yatırımcılarla bir araya geldiÄŸini anımsatan BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, "Türkiye'de Hollandalı yatırımcıların 21 milyar dolar yatırımı var. Türk yatırımcılar da Hollanda’da 9 milyar dolar yatırım yaptı. Bu azımsanacak bir miktar deÄŸil" diye konuÅŸtu.

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, "Her ÅŸeyden önce ÅŸunu ifade etmek isterim. Evvelsi gün Merkel’le, bugün de Rutte ile yaptığımız görüşmelerde ortak bir konu var. Suriyeli mülteciler son yıllarda sadece Türkiye’nin yükü gibi algılanmaktaydı. Artık insani sorumluluk taşıdığımızı daha yakından fark ettikçe iÅŸbirliÄŸimiz arttı" diye konuÅŸtu.

DavutoÄŸlu, "Türkiye, Suriye’nin ve Rusya’nın barbarca saldırılarından kaçan insanların sığındığı bir ülke. Bu insani trajediye karşı hepimizin birlikte hareket etme sorumluluÄŸu var" diye devam etti.

Savunma bakanları toplantısı

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, "NATO’da savunma bakanlarımız da toplantı halinde. Hem BM’de hem NATO’da, ortak eylem planı gündeme getirilecek. Yeni mülteci akınlarını durdurmamız lazım. Son 1 haftadır sivil yerleÅŸim yerlerine, Halep’te yürütülen insafsız bombardıman devam ediyor. Cenevre’de toplanan konferansın da amacına aykırı bu" diye devam etti.

Davutoğlu, "Sınırımızdaki sığınmacılarla ilgili de Rutte ile görüştük. Kendisine bu kişilerin sınırın Suriye tarafında ve Türkiye'ye girenlerin de ülke içinde en iyi şartlarda ağırlanacağı konusunda taahhüt verdim" dedi.

'Vize muafiyeti konusunda sözümüzde duracağız'

Gazetecilerin Türkiye - AB arası varılan anlaşma gereği vize muafiyetinin kaldırılması, Kıbrıs sorunu ve Avrupa Birliği müzakerelerinde yeni fasılların açılması konularındaki soruları üzerine Hollanda Başbakanı Rutte şöyle yanıt verdi:

"Kıbrıs durumuna baktığımızda biz ümitliyiz. Orada adım adım gelişme sağlanmakta. Biz de dönem başkanı olarak bunu yakından takip ediyoruz. 3 milyar euro konusunda varılan anlaşmanın bir an önce uygulanması için de çaba harcanıyor. Türkiye'de, Suriyeli sığınmacıların eğitimi için projeler yapılıyor."

Rutte, "Vize muafiyeti uygulamasında da sözümüze sadık kalmaya kararlıyız" diye devam etti. 

Başbakan Davutoğlu da Mayıs ayında bu konuların Türkiye - AB zirvesinde görüşüleceğini anımsatarak, "Bu aslında, AB-Türkiye müzakere sürecini yeniden etkinleştirme, yeniden enerjik hale getirmektir" diye konuştu. Başbakan, 23 ve 24. fasılların yasa dışı göç sorununu da kapsadığını anımsattı.

BMGK'ya sert tepki

Bir baÅŸka gazetecinin, "Suriye sınırını, Halep’ten kaçanların girmesi için açacak mısınız" sözlerine ise BaÅŸbakan DavutoÄŸlu sert tepki verdi. DavutoÄŸlu, "Türkiye sınırı hiçbir zaman kapanmamıştır. Son 4 yılda dünyada hiçbir ülkenin yapmadığı bir fedakarlığı yaparak Türkiye sınırı açık tutmuÅŸ, 2 milyon 600 bini aÅŸkın kardeÅŸimize kucak açmıştır" dedi.

"Türkiye-Suriye sınırı ve yüreÄŸimiz, aşımız, evimiz Suriyelilere açıktır" diyen DavutoÄŸlu, "Ama ÅŸunu da ifade edeyim, Suriye’deki krizin çözümü için kılını dahi kıpırdatmayan bazı çevrelerin, buna maalesef bazen BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi de dahildir, Suriye’de bu mülteci akınına yol açan Rus bombardımanına “dur” diyemeyen bazı çevrelerin, Rusya’ya dönüp "yeter artık" diyemeyen bazı çevrelerin Türkiye’ye dönüp “sınırlarını aç” diye bir tavsiyede bulunmasını da iki yüzlülük olarak görüyorum. Bu kesimlerin bize nasihat vermeye hakkı yoktur. Bizim ders alacağımız tek merci yüreÄŸimizdir, vicdanımızdır" ifadeleriyle tepki gösterdi.

Sivillerin kamplardan Rus bombardımanı altında, yerlerini terk ederek kaçtıklarını anımsatan BaÅŸbakan, Türkiye-Halep arasındaki insani lojistik koridorun da "barbar güçler" tarafından kapatıldığını belirtip bu konudan endiÅŸe duyduklarını ifade etti. 

'Türkiye'ye saygı duyuyoruz'

Hollanda BaÅŸbakanı Rutte de, "Türkiye zaten milyonlarca göçmene kapısını açtı. Türkiye’nin Halep’teki insani krize tepkisini büyük bir saygıyla karşılıyoruz. Hollanda’nın Türkiye’yi insani yardım konusunda yalnız bırakmayacağını söylemek isterim" sözleriyle destek verdi.

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, rejim yanlısı olmayan bütün Suriyelilerin, Suriye’den çıkarılması için büyük bir etnik temizlik uygulandığını söyledi. "Rejim ve onu destekleyen devletler tarafından etnik temizlik yürütülüyor. Biz her kabul ettiÄŸimiz mülteciyle aslında bir bakıma onların hedefine yardımcı olmuÅŸ oluyoruz fakat biz elbette mültecileri kabul etmeye devam edeceÄŸiz. Ancak demografiyi deÄŸiÅŸtirme çabalarını da görmek gerek" diye ekledi.

'Hotspot'lara ihtiyaç var'

Bir baÅŸka gazetecinin Avrupa BirliÄŸinin mültecileri yeniden yerleÅŸtirme ve mültecilere yardım için ayrılan ödeneÄŸi harcama konusundaki hantallığını eleÅŸtirmesi üzerine Rutte, "Ağır yürüdüğüne katılıyorum. Bu durumun Türkiye ile hiçbir alakası yok. AB ülkeleri arasındaydı sorun ve çözüldü. Bütçeyi Türkiye’de projelere harcayacağız, baÅŸta eÄŸitim olacak" dedi.

Rutte, "160 bin mültecinin dağıtımı konusunda ise, bu insanların öncelikle İtalya ve Yunanistan'da kamplarda bulunmaları lazım. Şimdi ne oluyor? Oralardan girip Almanya'ya gidiyorlar. Dolayısıyla eşit dağıtamıyoruz. O yüzden 'hotspot' dediğimiz istasyonların kuırulması çok önemli" diye konştu.

'3 Milyar euro Türkiye'ye yardım değil'

Bir gazetecinin '3 milyar euro'yu yeterli buluyor musunuz' sorusuna ise Başbakan Davutoğlu, sert yanıt verdi:

"3 milyar euro Türkiye’ye yapılan bir yardım deÄŸil. Mültecilere yapılan bir yardımdır. Türkiye'ye para veriyoruz, artık tek bir mülteci dahi Avrupa'ya gelmesin diye düşünenler olabilir. Biz kimseyle mültecilerin maliyetinin pazarlığını yapmadık, yapmayız. Biz bütün ihtiyaçlarını karşılarız. Bu para siyasi hesaplara dayalı deÄŸil, insani bir yardımdır. Suriye krizi baÄŸlamında bakıldığında, biz sadece kamplardaki 280 bin mülteci için 10 milyar harcadık. Buna belediye ve STK'larımızın harcadıkları dahil deÄŸil.

Üç milyar euro ile onlarca okul yapılacak bölgede. Dolayısıyla yardım tamamen Suriyeli mültecilere yapılan bir yardımdır. Böyle bir yardım yeterli midir? Elbette değil. Ama ilk aşamada verilen bir yardım olarak müzakere edildi."

 

Kaynak: Al Jazeera

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.