Güncel
''Baharı bekleyen PKK ne yapabilir?''
Serbestiyet yazarı Cengiz Kapmaz, PKK lobisinin son günlerde pompaladığı “Bahar Bir Gelsin, Görürsünüz!” tehdidinin gerçeklik düzeyini irdelediği yazısında yaza doğru Türkiye toplumunu bekleyen muhtemel senaryoları değerlendiriyor.
BAHARDA BÄ°ZÄ° NE BEKLEYECEK?
“Kürt sorununda baharla birlikte çok ÅŸey deÄŸiÅŸecek. PKK ÅŸehirleri kuÅŸatacak. Åžehirlerde büyük halk isyanları gerçekleÅŸecek. 2016 yıl final yılı olacak.”
Şimdi gündemde yukarıda özetini verdiğim tez var. Tez, Kürt siyasi aktörlerinin yanı sıra, özellikle Kürt camiasıyla sıcak ilişkiler geliştiren akademikler, kanaat önderleri ve gazeteciler tarafından seslendiriliyor.
2011 yılı kış mevsiminde de benzer bir ÅŸekilde “bahar ayları ile birlikte çok ÅŸey deÄŸiÅŸecek” denmiÅŸti. 2012 yılında çok ÅŸiddetli çatışmalar ve can kayıpları yaÅŸanmasına raÄŸmen, askerî açıdan tarafların pozisyonunu deÄŸiÅŸtirebilecek çapta bir “sonuç” doÄŸmamıştı.
2016 yılında farklı bir ÅŸey yaÅŸanabilir mi? YaÅŸanabilir de yaÅŸanmayabilir de! Bunu anlamak için tarafların “mücadele ve savaÅŸ” stratejilerine bakmamız gerekecek. Korkutucu da olsa, tarafların 2016 yılı baharına iliÅŸkin savaÅŸ taktiklerine dair bazı öngörü ve kestirimlerde bulunacağım.
PKK’nin mücadele stratejisi
GeçmiÅŸ deneyimlerden, yapılan açıklamalardan ve açık kaynaklara yansıyan deÄŸerlendirmelerden hareketle, PKK’nin bahar ve yaz stratejisini ÅŸu ÅŸekilde öngörebiliriz:
-- 1990-1993 tarihleri arasında icra ettiÄŸine benzer bir askerî strateji ile hareket edecek. Kendisinin “taarruzda” devletin de “savunmada” olduÄŸu bir “karşılaÅŸma” öngörecek. Åžiddet dalgasını orta yoÄŸunluklu savaÅŸ düzeyine çıkarmak isteyecek.
-- Temel yönelimi kıra dayalı “devrimci halk savaşı” olacak. Kırlarda güvenlik güçlerinin mobilizasyonunu önlemeye yönelik sabotaj, bombalama, mayınlama, pusulama eylemleri, askerî karakol ve tesislere yönelik baskınlar gerçekleÅŸtirmeye çalışacak. Ayrıca Botan-Behdinan, Dersim, Diyarbakır, Bitlis ve Amanos’da kırsal alanda kurtarılmış bölgeler planlayacak.
-- İlçe ve şehirlerde ise sık sık güvenlik güçlerini ve kamuya ait karakolları, askerî kuruluş ve tesisleri, kaymakamlık ve valilik binalarını ve diğer yapıları hedef alacak. Eşzamanlı olarak da ilçe ve illerde halk isyanları örgütleyecek; şiddet, hacim ve yoğunluğu fazla kitlesel aktiviteler planlayacak.
-- “Gerilla mücadelesinin” psikolojik etki gücünün arttırılması için Karadeniz ve Amanos’ta çatışmalı ortamlar yaratacak; Bingöl-Diyarbakır, Diyarbakır-Lice, Dersim-Ovacık karayollarında medyaya yansıyacak yol kontrolleri gerçekleÅŸtirecek.
-- Batı kamuoyunu etkileyebilmek için metropollerde ses getirecek eylemler planlayacak.
-- Türkiye’yi ekonomik zarara uÄŸratmak için ekonomik kaynaklara yönelecek. Kamu kurum ve kuruluÅŸları, baraj ve yol yapımında kullanılan araçlar yakılacak; dış ülkelere ihraç ürünleri taşıyan kamyon ve tırlar hedef alınacak.
Devletin 2016 stratejisi
Devlet ise bahar ve yaz aylarına muhtemelen şu strateji ile çıkacak:
-- 1993-1999 tarihleri arasında hayata geçirdiÄŸi alan hâkimiyeti konsepti için hazırlık yapacak. Buna göre, karakol ve kışlalarda saldırıları beklemeyecek; garnizon tipi mücadeleyi bırakıp dışarı çıkarak “ara, bul, yok et” mantalitesini harekete geçirecek.
-- Çatışmaların Hakkari-Şırnak hattında yoÄŸunlaÅŸtırılarak lokalize edilmesine çalışacak. Buna göre karlar erir erimez Botan-Behdinan hattında stratejik vadi ve tepeleri ele geçirmek için harekete geçecek. Ele geçireceÄŸi stratejik yerlerle,PKK’nin kurtarılmış bölgeler yaratmasının önüne geçecek. Ayrıca, savaşın planlandığı, koordine edildiÄŸi, lojistiÄŸinin saÄŸlandığı Zagros bölgesine yönelik sınır ötesi operasyonlar gerçekleÅŸtirecek. Böylece savaşın karargâhını dağıtmak, koordinasyonu bozmak, stratejik lojistik merkezlere girmek isteyecek, PKK’nin savaÅŸ kapasitesini düşürmeye çalışacak.
-- Savaşın Hakkari-Şırnak hattında lokalize olabilmesi için PKK’nin ülke içi giriÅŸ güzergâhlarını sıkı denetim altına alacak. Özellikle Batman, Bitlis, Dersim, Diyarbakır kırsalında kırsal geçiÅŸ noktalarına konuÅŸlanarak bunu saÄŸlamaya çalışacak.
-- Åžehirlerde PKK’nin “serhildanlar” geliÅŸtirememesi için sert-yumuÅŸak önlemler paketini devreye sokacak. Kamu düzenini tesis etmek için ÅŸiddeti üst düzeyde kullanmaktan çekinmeyecek. Silâhlı unsurların ÅŸehirlerde alan hakimiyeti kurmasının önüne geçecek. Çatışmalardan halkın en az etkilenmesi için “görünür çaba” sarf edecek; zarar gören yurttaÅŸların zararlarını tazmin edecek, insan hakları ihlâllerini aza indirmeye çalışacak, hak ve özgürlüklerin kapsamını geniÅŸletecek yasal düzenlemelere gidecek, halkın gönlünü kazanacak etkinlik ve aktiviteleri arttıracak, bölgedeki sivil unsurları daha fazla önemseyip dinleme yolunu tercih edecek.
Muhtemel sonuçlar
PKK’nin, askerî eylem stratejileri ile, büyük bir savaÅŸ tecrübesi bulunan Türk ordusunu Afganistan ordusu benzeri bir pozisyonda tutması mümkün deÄŸil. 32 yıllık savaÅŸ deneyimi, PKK-devlet savaşının Rus-Çeçen mücadelesi ÅŸeklinde geçtiÄŸini gösterdi. Bu bahar ve yaz aylarında da gerçekleÅŸecek olan, bu olacak.
PKK’nin Türk ordusuna 1990-1993 benzeri büyük kayıplar verdirebilmesi için, askerî açıdan tim-takım düzeninden bölük-tugay hiyerarÅŸisine geçmesi gerekir. Böyle bir kapasite artışı, havadan ileri teknoloji denetimlerinin çok yüksek olduÄŸu bir dönemde aşırı riskli.
Kır odaklı şehir kalkışmaları ise gerçekçi görünmüyor. Devletin alan hâkimiyeti yaklaşımı kır ile şehir arasında koordinasyona izin vermeyecek. Diğer taraftan, halkın çatışmalara aktif katılımdaki isteksizliği de bir diğer önemli gösterge. Kış ayları boyunca halk çatışmalara mesafeli durdu. Bu durum halkın kolektif tehdit algısından kaynaklanmaktadır.
Suriye’nin düştüğü durumu gören halk, Türkiye’nin de benzer bir duruma düşmesini arzu etmemekte; mevcut durumu, geliÅŸecek yeni durumdan daha“kabul edilebilir” bulmaktadır. Halkın bu tehdit algısı son geliÅŸmelerden sonra daha da bilenmiÅŸtir. Kolektif tehdit algısı bahar ve yaz aylarında da PKK’nin karşısına çıkacaktır.
Zaten PKK de ÅŸehirlere taşınan çatışmalı ortamın “halkın varlığını koruma özgürlüğünü geliÅŸtirme” ÅŸeklinde ifade ettiÄŸi yaklaşıma ciddi zararlar verdiÄŸini görmüştür. Ayrıca, bir kez daha ÅŸehirlerde çatışmaları tırmandırmanın doÄŸru bir seçenek olmayacağı yönünde sıklıkla dillendirilen eleÅŸtirilerle karşılaÅŸmaktadır.
Bombalama, mayınlama, sabotaj gibi eylemler de çatışmalı ortamın doğasının değiştirebilecek kadar etkili enstrümanlar değildir.
Batılı metropollerinde eylemler yapmak ise sivil kayıplara yol açacağından, hem ahlâkî sonuçlar doÄŸuracak, hem de uluslar arası kamuoyunda “seküler Kürt gerillası” imajına çok ciddi zararlar verecektir. Öcalan’ın da sıklıkla rahatsızlığını ifade ettiÄŸi TAK benzeri örgütlerin yapacağı eylemler ise PKK’yi olumsuz etkileyecek; PKK’nin TAK eylemlerini ahlâken ve vicdanen kınaması ve karşısına alması yönünde baskılara neden olacak.
PKK 1990-1993 yıllarında olduğu gibi büyük askerî kayıplarla sona erecek bir savaş stratejisini hayata geçiremezken, devlet 2012 ve 2014 yıllarında olduğu gibi kışlalarda beklemeyecek; alan kontrolüne dayalı bir strateji belirleyecek. Bu da savaşın kapasitesini ve dalga boyunu etkileyecek.
Henüz yorum yapılmamış.