Sosyal Medya

Dünya

'Güvenli bölge kurmamanın bedelini ödüyoruz'

ABD’deki düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü uzmanı Williams Galston, Suriyeli sığınmacaılar konusunda güvenli bölgenin kurulması gerektiğini söyledi.



Amerikanınsesi'nde yer alan habere göre: ABD'deki düşünce kuruluÅŸlarından Brookings Enstitüsü uzmanı Williams Galston, uluslararası toplumun Suriye'deki çatışmalardan kaçan sığınmacılar için sınırın Suriye tarafında daha önce bir güvenli bölge oluÅŸturmamanın bedelini pahalıya ödemekte olduÄŸunu savundu.

Suriyeli sığınmacı krizi ve bu krizin ABD'deki yansımaları Brookings Enstitüsü'nde düzenlenen panelde tartışıldı.

Panelde konuşan uzmanlar, Paris ve San Bernardino saldırılarının bazı Amerikalılar arasında Suriyeli mültecilere yönelik şüphelere yol açması ve bu durumun ülkedeki Müslüman toplumu üzerindeki etkilerini ele aldı.

Brookings Enstitüsü'nde Dış Politika Programı Uluslararası Düzen ve Strateji Projesi uzmanı Elizabeth Ferris, uluslararası toplumu sığınmacı yükünü yeterli düzeyde paylaşmadığı gerekçesiyle eleştirdi.

“KÃœRESEL SORUMLULUK PAYLAÅžIMI EKSÄ°K"

Ferris, “Çok az sayıda hükümetin ortaya çıkıp, ‘biz yardım edebiliriz' demesi, sorumluluk ve yük paylaşımı adına çok büyük bir eksiklik. Varil bombalarından kaçmaya çalışan bu insanlara karşı duvarlar örüldüğünü mü görmek istiyoruz? Dünyayı kapsayan uluslararası bir eyleme geçilmedikçe neler olacağını düşünmek korkutucu. Bu sadece OrtadoÄŸu ya da Avrupa deÄŸil, küresel bir mesele ve Amerika da artık daha fazla kenarda duramaz” diye konuÅŸtu.

ABD'de sığınmacıların kabulü sürecinde son derece bürokratik ve uzun işlemler bulunduğunu sunumunda ayrıntılarıyla anlatan Ferris, bu süreçlerin esnetilmesine yönelik planların da, ülkedeki siyasi ortamda sığınmacılara yönelik tartışmaların yoğunluğu nedeniyle şu an mecburen askıda olduğunu belirtti.

Brookings Enstitüsü'nde Yönetim Araştırmaları Programı'ndan William Galston da, ABD'de Suriyeli sığınmacılara ilişkin tartışmaların ve kamuoyu hissiyatının Paris ve San Bernardino saldırılarından derin etkilendiğini istatistiklerle anlattı.

Galston, saldırılardan önce geçen Eylül yapılan bir ankete göre, o dönemde Amerikalılar'ın yüzde 75'inin sığınmacılar için ya şu anki düzeyde ya da daha fazlasını yapması gerektiği görüşünü dile getirdiğini, Paris saldırılarından sonra ise, çoğunluğun Suriyeli sığınmacılara karşı bir tavır takındığını kaydetti.

Ulusal güvenlik ve 'terörizm'i en öncelikli mesele olarak görenlerin oranının da, saldırılardan önce geçen Nisan ayında yüzde 20 seviyesinden geçen Aralık ayında ikiye katlanarak yüzde 40'a yükseldiğini belirten Galston, yine Aralık ayında sivil özgürlüklere müdahale ile güvenlik arasındaki dengeye ilişkin yapılan bir ankete göre, Amerikalıların yüzde 40'ının sivil özgürlüklere dair endişe dile getirdiği, yüzde 60'lık kesimin ise güvenliği açığı riskini daha büyük endişe kaynağı olarak gördüğünü söyledi.

Galston, Paris ve San Bernardino saldırılarının Amerikalılar arasında yurtdışında 'terörist'lere karşı daha güçlü eyleme geçilmesine yönelik desteği de arttırdığını ifade ederken, geçenlerde yapılan bir anketin, IŞİD'e karşı sadece hava saldırılarıyla yetinmeyip, muharip asker gönderilmesini de içeren bir askeri adımdan yana olanların sayısının daha fazla olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.

“IŞİD'E KARÅžI SAVAÅžI KAYBEDÄ°YORUZ"

Galston, sadece yüzde 23'lük bir kesimin ABD ve müttefiklerinin IŞİD'e karşı savaşı kazanmakta olduğunu düşündüğünü, bunun üç katı oranında Amerikalı'nın ise savaşı kaybetmekte oldukları görüşü taşıdığını da aktardı.

Suriye'de güvenli bölge tartışmalarına da değinen Galston'a göre, sığınmacı krizine çözüm bulmak için uğraşan uluslararası toplum güvenli bölge oluşturmamanın bedelini ödüyor.

Galston, “Bence biz ve Avrupa olarak, Suriye'de bir güvenli bölge oluÅŸturmama ve bunu kalıcı hale getirmemenin bedelini pahalıya ödüyoruz. EÄŸer bunu yapmış olsaydık, sınırda bekleyen onbinlerce kiÅŸinin ÅŸu anda gidebileceÄŸi ve korunabileceÄŸi bir yer olurdu.Dolayısıyla eylemsizlik her zaman en güvenli yol deÄŸil, ama bizim izlediÄŸimiz politika bu” dedi.

Galston, son 5 aydaki olayların ABD'de Müslümanlar'a bakışta siyasi tartışmalara kısa vadeli olumsuz etkilerinin olduÄŸunu ancak Amerikalılar'da “kökten” bir deÄŸiÅŸim yaratmadığını da savundu.

“Ä°SLAM KARÅžITLIÄžI DÃœZEYÄ° 11 EYLÃœL DÖNEMÄ°NDEN BÄ°LE FAZLA"

Brookings Enstitüsü'nde ABD'nin Ä°slam Dünyası ile Ä°liÅŸkileri Projesi'nden Robert McKenzie de, ABD'de 30 eyaletin valisinin Suriyeli sığınmacılara kapılarını kapatacaklarını duyurduÄŸunu hatırlatarak, bu tip “aşırı” söylemlerin sadece söylemden ibaret kalmadığını, siyasi etkilerinin de olduÄŸunu söyledi.

McKenzie, Suriye'de 6,5 milyon yerlerinden olmuş, dünya genelinde de 4,5 milyon Suriyeli sığınmacı varken ABD'nin çatışmalar başlamasından bu yana 2 bin 500, yarım milyon Müslüman'ın yaşadığı Michigan eyaletinin de sadece 250 Suriyeli sığınmacı kabul ettiğine dikkati çekti.

Siyasi arenadaki bazı söylemlerin “sadece Hıristiyan sığınmacı alalım” deme düzeyine kadar vardığına iÅŸaret eden ve bunun çok tehlikeli olduÄŸunu vurgulayan McKenzie, ülkedeki baÄŸnazlık ve Ä°slamofobi düzeyinin 11 Eylül'deki düzeyden bile fazla olduÄŸunu belirtti.

McKenzie, çok sayıda eyalette temas kurduğu Müslümanlar'ın, şu anki ortamın 11 Eylül sonrasından çok daha kötü olduğunu söylediğini aktardı.

“OBAMA'NIN CAMÄ° ZÄ°YARETÄ° ÖNEMLÄ° AMA YETERLÄ° DEĞİL"

Buna karşın, 11 Eylül'den bu yana ABD'nin kabul ettiği 784 bin sığınmacıdan sadece 5'inin 'terör' faaliyetleri nedeniyle tutuklandığını kaydeden McKenzie, ABD Başkanı Barack Obama'nın cami ziyaretinin önemli ama geç kalmış bir adım olduğu görüşünü dile getirdi.

Yönetimin ABD'deki Müslüman Amerikalılar'ın olağanüstü başarı hikayelerini de anlatması gerektiğini vurgulayan McKenzie, örneğin Michigan-Flint'teki kirli su kriziyle mücadelede Müslümanlar'ın kent halkı için biraraya gelerek para topladığını ve 30 bin şişe su dağıttığını hatırlattı.

McKenzie, yine aynı eyalette Müslümanlar'ın geçen yıl yoksul Detroit halkının su faturalarını ödemek için 100 bin dolar toplaması, Detroit'in mahallelerini yeniden canlandırabilmek için büyük miktarlarda para arttırılması, Florida'da da yine Müslümanların yoksul çocuklar için 5 bin kullanılmış bisiklet tedarik etmesi gibi örnekleri anlatarak, “Bunlar bilinmeyen ama anlatılması gereken hikayeler” ifadesini kullandı.

McKenzie, Suriye'de bugün barış ilan edilse bile insanların geri dönecek durumda olmadığına dikkati çekerek, Suriyeli sığınmacı sorununun daha yıllarca süreceği öngörüsünde bulundu.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.