Sosyal Medya

Coğrafyamız

Müslüman Kardeşler'den şiddet manifestosu

Müslüman kardeşlerin demokrasi ve şiddet arasında gidip gelen tarihi üzerine Foreign Affairs'ten bir analiz...



Mısır'ın Hurghada bölgesinde gerçekleÅŸen plansız ve anlamsız saldırı, Mısır'daki Ä°slamcı gençlerin ortak olarak paylaÅŸtığı ÅŸiddet ve umutsuzluÄŸun ne kadar derin olduÄŸunun bir göstergesi. Ancak Mısır'da giderek büyüyen Ä°slamcı isyancıların genel durumu Hurghada saldırısının ortaya çıkardığı tablodan çok daha karmaşık ve bir o kadar da çok yönlü. 


Öncelikle her ne kadar Selefi cihat yanlılığı IŞİD gibi örgütleri üretmişse de bu, Mısır'da bugün yaşanan ve İslami hareketlerin tasarladığı şiddet olaylarını açıklamada yeterli değil. Şiddet taraftarı gruplara katılan ya da kendileri bu tür gruplar oluşturan gençlerin tamamı Selefi cihat yanlısı değil. Gençler daha çok Müslüman Kardeşler içindeki farklı gruplara ya da Sisi'yi devirmeyi arzulayan diğer İslamcı gruplara üyeler.

Her ne kadar kendine has bir biçimde oluşan bu İslami şiddet kolu "Selefi cihat" taraftarlığından daha az ölümcül olsa da yine de Mısır'ın milli güvenliğine yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ayrıca Ortadoğu ve diğer bölgelerdeki İslami gruplar üzerinde olumsuz etkileri oluyor.

Şimdiye kadar Selefi cihat yanlıları, değişimi gerçekleştirmek için şiddete başvurmayı tam anlamıyla meşru gösteren neredeyse tek İslami gruptu. Grubun mukabili ise dünyadaki en büyük organize İslami grup olan Müslüman Kardeşler idi. Mısır merkezli olan grubun çok sayıda uluslararası şubesi bulunmakta ve Mısır merkezi diğer şubeler üzerinde en etkili olan şubeydi. Yakın geçmişe kadar şiddet taraftarı olan Mısır Müslüman Kardeşler'i şiddeti terk ederek değişim aracı olarak siyaseti kullanma yolunu seçti. Ancak bu durum değişmeye başladı. Müslüman Kardeşler içinde devrimci bir kanat oluştu ve bu kanadın içinde de şiddet yanlısı unsurlar varlık gösterir oldu.

Bu yeni kanat büyük oranda 2013 yılı Ağustos ayında Rabia ve Nahda meydanlarındaki kıyamların küllerinden doğdu. Müslüman Kardeşler bağlantılı seçilmiş devlet başkanı Muhammed Mursi'nin darbe ile görevden indirilmesinin ardından yaklaşık bin kişiye varan İslamcı öldürüldü. Genç İslamcılar, şiddet yolu ile intikam alma yoluna gitti. Molotof kokteylleri ve kundaklama ile polis araçlarını ateşe verdiler ve güvenlik güçlerini öldürmeye başladılar. Sisi'nin İslami medya kurumlarını kapatmasının ardından Müslüman Kardeşler faaliyetlerini Türkiye'den yönetmeye başladı. Burada Mısır el An (Mısır Şimdi) gibi şiddet içerikli yayın yapan uydu kanalları kurdular. İşin ilginç yanı bu kanalların şiddet yanlısı faaliyetleri desteklemeyen grubun muhafazakar üyeleri tarafından kurulmuş olmasıydı.

Bu gidişat Müslüman Kardeşler'in muhafazakar üyelerini endişelendirdi. Bu üyeler, grubun devlete karşı silahlı mücadeleyi çok fazla sürdüremeyeceğini biliyor ve bu yüzden şiddet yanlısı faaliyetleri kınıyorlardı. Genel Mürşid vekili Mahmud İzzet, Londra merkezli Genel Mürşid Yardımcısı İbrahim Münir ve Genel Sekreter Mahmud Hüseyin tarafından temsil edilen bu muhafazakar cenah, geçtiğimiz yıl düşük seviyeli şiddet içerikli faaliyetlere müsaade ederek grup üzerinde liderlik iddiasında bulundu. Bu cenah silahlı şiddet faaliyetlerini reddeden ve Müslüman Kardeşler'in devrimci kanada yakınlığı ile bilinen yeni sözcüsü Muhammed Muntasır'ı azlettiklerini belirten bildiriler yayımladı.

Buna karşılık grubun devrimci kanadı, Müslüman Kardeşler'in üst düzey liderliğinin otoritesine meydan okuyarak, liderliği barışçıl protestolar uygulama yolunu seçmesinden ötürü etkisiz kalmakla suçladı.

Diğer taraftan muhafazakar cephe, Müslüman Kardeşler'in uluslararası finans akışını kontrol altında tutarak önemli bir adım atmış oldu ki Sisi ilk olarak grubun iç finansal faaliyetlerine darbe yapma yoluna gitmişti. Çünkü Mısır içinde dolaşan para şiddet yanlısı faaliyetleri yürütmek için yeterli olmayacaktı.

Aslında 2015 sonbaharından itibaren grubun şiddet taraftarı kanadı tarafından Mısır içinde yürütülen faaliyetlerde gözle görülür bir azalma görülmekteydi. Ancak bu faaliyetler yeniden alevlenmeye başladı.

Bir nevi KardeÅŸlik cihadı olarak adlandırılabilecek bir çeÅŸit radikal Müslüman KardeÅŸler'in tohumları atılmış oldu. Devrimci kanadın 2015 yılı başında etkisinin artması ile birlikte kanadın liderlerinden bazıları bir grup alime ÅŸiddet meselesini ÅŸer'i açıdan ele alan el kitapları yazdırmaya baÅŸladı. Neticede “Darbeye Karşı Halk DireniÅŸ İçtihadı” baÅŸlıklı 93 sayfadan oluÅŸan bir kitap ortaya çıktı. Selefi cihat yanlısı olmayan alimler tarafından kaleme alınan bu kitapla Müslüman KardeÅŸler'in öğretisi ÅŸiddet yöntemi ile baÄŸdaÅŸtırılmaya çalışıldı. Alimler ne Sisi'yi ne de hükümetini mürtet ilan etmiÅŸ ancak dini açıdan ehil gördükleri lider Muhammed Mursi'yi darbe ile devirmekten sorumlu “ehl-i bagi” yani “isyankar” olarak tanımlamıştı.

Tekfir meselesi etrafında gelişen bu teorik çaba, alimler tarafından Selefi cihat yanlılığının yıkıcılığına yaklaşmadan Müslüman Kardeşler öğretisini şiddetle bağdaştırmaya yönelikti.

Mısırlılar, ve daha çok Ä°slamcılar, diÄŸer Müslümanları tekfir eden bakışa karşı çok olumsuz bakış açıları sergilediler. Kitabın yazarları bir kez bile Seyyid Kutub'a atıfta bulunmamaya çok dikkat ettiler. Bunun yerine Müslüman KardeÅŸler'in kurucusu Ä°mam Hasan el Benna'ya bolca atıfta bulundular. Onun, devlete karşı ÅŸiddet kullanmayı meÅŸru gösteren “güç”baÅŸlıklı konuÅŸmasını kullandılar.

Cihadı yeniden kuramsallaştırma yeni bir şey olsa da, bu çabaların nereye varacağı pek net değil. Aslında, Mısır İslami hareketleri her ne kadar bir dönüşüm sürecine girdiyse de neticenin nereye varacağını kestirmek zor.

Mısır gençlerinden bazıları Müslüman KardeÅŸler'in “marjinal cihat” oluÅŸturma çabasından memnun olmayabilir ve bunun yerine daha ciddi ve ‘adanmış' yapılara kayabilir. Ancak kesin bir ÅŸey var ki o da kızgın ve silah altına girmeye hevesli Ä°slamcı gençlerin sayısı, hükümetin Ä°slamcılara uyguladığı baskının artması ve Müslüman KardeÅŸlerin ÅŸiddet yanlısı kanadının da binlerce genci etkisi altına almaya devam etmesi ile daha da artacak.

Sonrasında Sisi ve hükümetini "isyankar" ya da "mürted" ilan etmek o kadar da zor olmayacak. IŞİD zaten Giza Vilayeti'nde düşük yoÄŸunluklu faaliyetler yürütmeye ve kendine adam toplamaya devam ediyor. Ve eÄŸer IŞİD, Mısır'da kendine daha muhkem bir mevki edinirse, ortamı daha radikal bir hale getirip Müslüman KardeÅŸler'in ÅŸiddet yanlısı kanadından gençleri Hilafet'in tarafına çekebilir.

Notlar

* Metinde bulunan "Selefi cihat yanlıları" ve "Selefi cihadın yıkıcılığı" gibi ifadeler metnin kaynağı tarafından kullanıldığı şekliyle Türkçe'ye aktarılmıştır.

* İslamcı, İslami ve muhafazakar / tutucu gibi kavramlar da yine metnin aslındaki muhtevaya uygun olarak Türkçe'ye aktarılmıştır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.