Güncel
Libya'da 'ulusal mutabakat' bekleyiÅŸi
Kaddafi'nin devrildiği 2011'den bu yana istikrar arayışının sürdüğü Libya'da ulusal mutabakat çabaları devam ediyor.
Fas'ın Suheyrat şehrinde imzalanan anlaşmayla kurulan ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından desteklenen Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin (UMH), Tobruk'taki Temsilciler Meclisi'nin (TM) ve Trablusmerkezli Milli Genel Kongre'nin (MGK) tam desteğini alamamasının Libya'yı yeni bir siyasi krize sürükleyeceği belirtiliyor.
Suheyrat şehrinde 19 Ocak'ta Fayiz es-Sirac başkanlığında kurulan hükümetin kendisine tanınan on günlük sürede tüm grupları yeniden ikna ederek yeni hükümeti kurması gerekirken, Libya Siyasi Antlaşması'na Tobruk ve Trablus Meclisi üyelerinin çoğunluğunun destek vermemiş olması, hükümetin kuruluş sürecini ve sonrasını olumsuz etkiliyor.
UMH, kuruluş aşamasında yaşanan sıkıntılar ve kabine yapısı nedeniyle tepki ve itirazlar ile karşılaştı. Trablus ve Tobruk hükümetlerinden gerekli desteği alamaması halinde UMH, Libya'da BM destekli üçüncü hükümet olmaya aday. Yapılan görüşmeler sonucu Sirac'dan on gün içerisinde bakanlıkların sayısının azaltıldığı yeni bir hükümet kurması istendi. TM'nin on gün içinde yeniden kurulacak UMH'ya bir kez daha güvenoyu vermemesi durumunda Libya'daki mevcut siyasi krizin daha da artacağı tahmin ediliyor.
Arap Baharı sonrası çatışmaların ve iç karışıklıkların devam ettiği Libya'da son günlerde yaşanan siyasi gelişmelerin, ülkedeki istikrar ve güvenliği yeniden sağlayıp sağlamayacağı merak ediliyor. Devrik lider Muammer el-Kaddafi'nin 20 Ekim 2011'de öldürülmesinin ardından Libya'daki devrim süreci, Arap Baharı'nı yaşayan diğer ülkelere kıyasla daha farklı ilerlemeye devam ediyor.
Libya'da son olarak gelinen durumda Trablus merkezli MGK ile TM çatısı altında iki farklı hükümet bulunuyor. UMH'nın güvenoyu alması durumunda MGK'nın kendisini feshetmesi gerekiyor.
Ülkedeki siyasi anlaşmazlıktan doğan otorite boşluğundan faydalanan DAEŞ ise Libya'da yeni bölgeler ele geçirmeye devam ediyor. Siyasi krizin yanında ekonomik sıkıntıların da halkı etkilemesi yeni insani krizlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.
Libya'da son günlerde yaşanan siyasi süreç
Fas'ın Suheyrat şehrinde BM öncülüğünde bir araya getirilen Tobruk ve Trablus hükümet yetkilileri Libya Siyasi Antlaşması'nı 17 Aralık'ta imzaladı.
Antlaşmanın ana başlıkları, "Ulusal birliğin korunması, iç işlerine müdahalenin reddi, ulusal uzlaşı hükümetinin kurulması, yargı bağımsızlığının sağlanması ve güç kullanma tekelinin devlete bırakılması" gibi konuları içeriyor. Antlaşma gereğince, Tobruk ve Trablus hükümetlerinden beşer kişilik milletvekillerinden oluşturulacak Başkanlık Konseyi'nin, başbakan ve yardımcılarını belirlemesine karar verildi. Hükümetin kurulmasından iki yıl sonra da seçimlerin yapılması kararlaştırıldı.
BM Güvenlik Konseyi (BMGK) 23 Aralık'ta yaptığı toplantıda Libya'da Ulusal Mutabakat Hükümeti kurulmasını içeren Libya Siyasi Anlaşması'na destek kararı verdi. Yapılan açıklamada BM üyesi ülkelerden, anlaşmaya ve kurulacak uzlaşı hükümetine destek vermeleri ve anlaşmanın dışında olan kişi ve kuruluşlar ile temasa geçmemeleri istendi.
UMH Başbakanı Sirac, destek arayışı çerçevesinde 11 Ocak'ta gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinde Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü.
Hükümet, 19 Ocak'ta Sirac başkanlığında kuruldu. Başbakan Sirac yaptığı açıklamada, "32 bakan ile kurduğumuz hükümeti güvenoyu alması için meclise sunduk. Hükümetimiz onay aldıktan sonra Trablus'ta göreve başlayacaktır" dedi. Sirac konuşmasında hükümetin öncelikli hedefinin silahlı gruplarla mücadele olacağının sinyalini verdi.
Tobruk'taki Temsilciler Meclisi ise 26 Ocak Pazartesi günü yapılan toplantıda UMH'yı veto etti ve yeni hükümetin kurulması için on gün mühlet verdi.
UMH'nın kuruluş süreci ve kabine yapısı
UMH'nın kuruluÅŸ sürecinde yaÅŸanan anlaÅŸmazlıklar yeni hükümetin ilan edilmesinde iki günlük gecikmeye neden oldu. Bu sürede 24 bakandan oluÅŸması planlanan kabine üyelerinin sayısı 32’ye çıkarıldı. Sirac'ın yeni kurulan hükümette görev alacak bakanlar için tanınmış siyasi liderler yerine bölge ve kabile temsilcilerini tercih etmesi dikkati çekti.
Libya'nın tanınan güçlü siyasetçilerinin kabinede yer almaması bir diğer sorun olarak değerlendirildi. Kabine dışı kalana isimlerin başında ise ülkenin en güçlü iki partisi olan Ulusal Güçler İttifakı Lideri Mahmud Cibril ve Adalet ve İnşa Partisi Lideri Muhammed Savan geliyor.
Sirac'ın sahadaki güçlü grupları ikna etmek için her birine bakanlık vermeye çalıştığı, bu nedenle kabinedeki bakanların sayısının 24'ten 32'ye çıkartıldığı öne sürüldü. Bu durumun ise bakanlıkların çalışma alanlarının ayrımının net yapılamamasına neden olduğu görüldü.
Veto edilen ilk UMH'da dışişlerinden sorumlu 3 bakanlık yer alıyordu. Bunlar, Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası İşbirliği Bakanlığı, Arap ve Afrika İlişkileri Bakanlığıydı. Ulaştırma işlerinden sorumlu da iki farklı bakanlık vardı. Havacılık ve Hava Ulaşımı Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı.
Çalışma Bakanlığı da "Çalışma Bakanlığı ve Mesleki Eğitim Bakanlığı" olarak ikiye bölünmüştü. Her gruba eşit oranda bakanlık vermek amacıyla oluşturulan UMH'nın bu yapısı güvenoyu alamamasındaki en büyük etkenlerden biri olarak görülüyor.
UMH'ya karşı çıkanların gerekçeleri
Libya Siyasi Antlaşması gereğince kurulan UMH'nın ülkedeki egemenliğini sağlayabilmesi için çözmesi gereken çok fazla sorun yer alıyor. Bunların başında, hükümetin kuruluş çalışmalarında yeterli desteği alamaması geliyor. Söz konusu antlaşma, Trablus ve Tobruk Meclisi başkanları ile bazı milletvekilleri tarafından boykot edildi. 136 üyesi bulunan MGK'dan 50 kişi ve TM'nin ise 188 üyesinden 80'i antlaşmayı imzalamıştı.
Darbeci general olarak tanınan Halife Hafter ise antlaşmanın bazı maddelerini kabul etmediği gerekçesiyle çekimser kaldı. Yaşanan anlaşmazlıkları göz önünde bulunduran BM temsilcileri de bunun üzerine imza töreninin ardından "Diğer gruplar, anlaşmayı kabul etmeleri için cesaretlendirilmeli" şeklinde antlaşmaya bir açıklama ekledi.
Bu süreç içinde, UMH'nın kurulması için oluÅŸturulan dokuz kiÅŸilik BaÅŸkanlık Konseyi'nden iki temsilci, anlaÅŸmazlıklar nedeniyle istifa etti. Libya Siyasi AntlaÅŸması’na göre hükümetin kurulması için BaÅŸkanlık Konseyi’nin dokuz üyesinin onayı gerekiyor. UMH'nın meÅŸru olmadığını savunanların gösterdiÄŸi nedenler arasında iki üyenin istifa etmesi de yer alıyor.
UMH'nın güvenoylamasının sadece Tobruk'taki mecliste yapılıyor olması da Trablus tarafındakilerin UMH'ya karşı çıkma gerekçelerinden biri. TM'nin UMH'ya güvenoyu vermesi halinde MGK'nın alacağı karar da don günlerde ülke gündemini işgal eden konular arasında yer alıyor. 136 üyesinden sadece 50'sinin Libya Siyasi Antlaşması'nı kabul etmiş olması, MGK'nın UMH'yı tanımayacağı iddialarını güçlendirirken, UMH'nın ilan edilmesinin ardından MGK'dan bazı yetkililerin yaptıkları açıklamaların bu iddiaları doğrular nitelikte olduğu gözlendi.
MGK üyesi Abdulkadir Huveyli, Libya Siyasi Antlaşması'nın imzalanmasından sonra AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Sirac başkanlığında kurulacak hükümet, Libyalılar arasında sürdürülen diyalogdan uzaklaşmak anlamına geliyor ve ülkenin ulusal egemenliğini ihlal ettiği için başarılı olma ihtimali yok" değerlendirmesinde bulunmuştu.
BM temsilcilerini iÅŸaret ederek "Leon-Kobler hükümeti" olarak adlandırdığı UMH’nın ülkenin baÅŸkenti Trablus'a girmesinin, "Savaşın, kargaÅŸanın ve istikrarsızlığın Bingazi kentinden Trablus'a sıçrayacağı anlamı taşıdığını" söyleyen Huveyli her türlü dış müdahalenin Libya halkını birleÅŸtireceÄŸini belirtmiÅŸti.
Trablus merkezli hükümet yanlısı birliklerden Fecr-i Libya Güçleri de UMH'yı desteklemediğini ifade eden açıklamalar yapmıştı.
UMH'nın ilanı sonrası gelen tepkiler
Tobruk Hükümeti milletvekillerinden Ebubekir Beyra da TM'nin uluslararası baskıya boyun eğmeyeceğini ve UMH'ya onay vermeyeceğini dile getirdi. TM bünyesinde yer alan gruplardan Misrata Belediyesi, yeni kabineden kendilerine sadece Sağlık Bakanlığının verilmesi nedeniyle UMH'dan memnun olmadıklarını açıkladı.
UMH'nın kuruluÅŸ sürecinde BaÅŸkanlık Konseyi’nden ayrılan iki kiÅŸiden biri olan Ömer el-Esved konseyin diÄŸer üyelerini dürüst olmamakla suçlarken, UMH'nın baÅŸarılı olamayacağını vurgulayarak, "Onların kararları ahlaki ve siyasi olarak yozlaÅŸtıklarını gösteriyor. Bakanlıklara seçilen isimler yetkinliklerine göre deÄŸil yasal olmayan etkenlerle belirlendi" görüşünü savundu.
UMH'yı bekleyen diğer sorunlar
UMH'nın TM'den güvenoyu alamamasının nedenleri arasında kabinede yer alan 32 bakanlığın fazla olması gösterildi. Sirac'dan bu sayının düşürülmesi talep edildi. Yeni kurulacak kabinede bazı gruplara verilen bakanlıkların iptal edilecek olması, bu grupların UMH’ya verdikleri destekleri çekme ihtimalini de beraberinde getiriyor.
Başbakan Sirac hükümetin kuruluş ilanı konuşmasında yakın zamanda Trablus'ta göreve başlayacaklarını söyledi ancak UMH, Tobruk'taki meclisten güvenoyu alabilirse Trablus'a gidebilmek için Trablus Hükümeti'ni ve bazı silahlı grupları ikna etmek zorunda kalacak. Ayrıca UMH'nın ülkedeki tek egemen güç olabilmesi için MGK'nın da kendisini feshetmesi gerekiyor.
BM'nin yol haritası UMH'yı Libya ulusal ordusunu kurmakla görevlendiriken, Libya Siyasi Anlaşması ise ulusal ordunun inşa sürecine dair ayrıntılı bir yol haritası veya takvim içermiyor. Ülkede, El-Kaide ve DAEŞ'in de yer aldığı yüzlerce faklı silahlı grubun varlığı da UMH'nın çözmesi gereken başlıca sorunlar arasında yer alıyor.
Libya'ya askeri müdahale iddiaları
İtalya öncülüğünde kurulacak bir koalisyonun DAEŞ ile mücadele adı altında Libya'ya askeri müdahale yapacağı iddiaları halihazırda gündemdeki yerini koruyor. İtalya'nın, Sicilya Adası'nda bölgede gözlem yapması için 4 adet AMX tipi savaş uçağını görevlendirmesi dikkat çekti.
İtalya yaptığı resmi açıklamayla, UMH talep etmediği sürece Libya'ya askeri operasyon yapmayacaklarını belirtti.
Londra merkezli Şarku'l-Evsat gazetesi ve bazı yerel kaynaklar ise ABD, İngiltere ve Rusya askerlerinin Libya'nın Tobruk şehrine konuşlandığını, Fransız askerlerinin ise kısa sürede bölgeye varacağını iddia etti.
Tobruk Hükümeti Sözcüsü Hatem el-Ureybi söz konusu iddialara dair yaptığı açıklamada, batılı devletlerden DAEŞ'e yönelik sadece hava saldırısı yapmalarını talep ettiklerini ancak asker göndermelerini istemediklerini belirtti.
Dış müdahale UMH'ye olan desteği azaltabilir
Batılı devletlerin öncülüğünde Libya'da DAEŞ ve El-Kaide'ye yönelik kara operasyonunun başlatılması, UMH'nın destek aldığı Libyalıları da kaybetmesine neden olabilir.
Son bir yıl içinde kontrol alanını genişletmeye başlayan DAEŞ, 8 Şubat 2015'te ülkenin en büyük petrol limanına sahip Sidra'nın bitişiğinde yer alan El-Nevfeliyye bölgesini ve Haziran ayında Sirte şehrini ele geçirdi. DAEŞ'in özellikle son günlerde petrol bölgelerine yönelik saldırıları dikkat çekiyor.
Trablus'un doğusundaki Ras Lanuf Limanı'nda DAEŞ ile petrol tesisleri muhafızları arasında çıkan çatışmalar sonucu dört petrol deposunda yangın çıktığı bildirilmiş, Ulusal Petrol Kurumu Başkanı Mustafa Sanullah hasarın çok büyük olduğunu kaydetmişti.
Öte yandan eski Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Başkan Yardımcısı Michael Morell de bir süre önce yaptığı konuşmada, "Bir gün uyanıp DAEŞ'in, aynen Irak'ta olduğu gibi Libya'da geniş toprakları ele geçirdiğini görürsem şaşırmam" dedi.
Suriye ve Irak'ta gerileyen DAEŞ'in Libya'da güçlenmek istediği basında sık sık geçen haberler arasında yer alıyor.
Libya'da siyasi kriz öncesi günlük bir buçuk milyon varil petrol üretilirken yaşanan savaş ve siyasi kriz nedeniyle bu oran 400 bine düşmüş durumda. 6 milyon Libyalıdan yarım milyonu son 4 senede evsiz kaldı. İşsizliğin çok yüksek olduğu ülkenin birçok bölgesinde gıda ve sağlık sıkıntısı çözülmesi gereken sorunların başında geliyor.
Henüz yorum yapılmamış.