Sosyal Medya

Coğrafyamız

George Sabra: PYD'yi kabul etmeyeceÄŸiz

Suriye’de geçiş hükümeti kurulması için yapılması beklenen Cenevre görüşmelerinde muhalifleri temsil edecek heyetin Başkan Yardımcısı George Sabra, PYD'nin toplantılara katılmasını kabul etmeyeceklerini söyledi. Al Jazeera Türk'e konuşan Sabra, belli bir takvime bağlanmış gündem kendilerine iletilmezse, toplantıya gitmeyeceklerini de açıkladı.



 

GEROGE SABRA KÄ°MDÄ°R?

1947'de Şam'ın kırsalında doğan George Sabra, 1967'de Şam'daki öğretmen okulundan ve 1971'de Şam Üniversitesi Coğrafya Bölümü'nden mezun oldu. Indiana Üniversitesi'nde eğitim teknolojileri üzerine yüksek lisans öğrenimi gördü. Uzun yıllar Suriye'de öğretmenlik ve okul idareciliği yaptı.

Suriye Demokratik Halk Partisi üyeliÄŸi yapmış olan Sabra, sol eÄŸilimli muhalif kimliÄŸiyle tanınıyor. Sabra, siyasi görüşleri nedeniyle baba Esed döneminde 8 yıl hapis yattı. 

Devrimden sonra tekrar tutuklanan Sabra, Eylül 2011'de serbest bırakılmasının ardından Suriye'yi kaçak yollarla terk etmek zorunda kaldı.

George Sabra, 2012’de Suriye Ulusal Konseyi Genel SekreterliÄŸi'ne seçildi. Hristiyan olmasına raÄŸmen Ä°slâmi kesimle iliÅŸkisi, liberal kimliÄŸi ve Suriye içerisinde iyi bilinmesi Sabra'yı önemli muhalif isimlerden biri haline getirdi.

Suriye’deki iç savaÅŸa siyasi çözüm bulmayı amaçlayan Cenevre-3 toplantısının 25 Ocak’ta baÅŸlaması bekleniyordu ancak toplantı için BM Özel Temsilcisi Steffan de Mistura henüz davetiyeleri bile göndermedi. Rusya, toplantıya katılacak olan muhalifler listesine itiraz ediyor. PYD’nin temsilcilerinin de çaÄŸrılmasında ısrarlı davranıyor. Muhalifler ise buna karşı çıkıyor. Ayrıca görüşmelerin baÅŸlayabilmesi için Suriye’ye yönelik bombardımanın durmasını ve insanları açlığa mahkûm eden kuÅŸatmaların da kaldırılmasını talep ediyor.

Muhalifler adına toplantıya  katılacak heyetin BaÅŸkan yardımcısı olan George Sabra, Al Jazeera’ye verdiÄŸi mülakatta, takvimli bir gündem kendilerine iletilmezse toplantıya gitmeyeceklerini söyledi.

Ä°stanbul’daki evinde konuÅŸtuÄŸumuz eski öğretmen Sabra’ya, "Cenevre-3 toplantısının önümüzdeki hafta yapılma olasılığını birden ona kadar deÄŸerlendirirseniz kaç verirdiniz?" diye sorduÄŸumuzdaysa ÅŸu yanıtı aldık:

"Dört ya da beşten daha yukarı değil."

Sabra ile olası müzakereler öncesi, soruna müdahil olan ülkelerin pozisyonlarını, müzakere taktiklerini sorduk.

Riyad’dan yeni döndünüz. Orada, müzakerelerde izleyeceÄŸiniz taktiÄŸi belirlediniz mi? ÖrneÄŸin; Muhalefet, Cenevre-2’de rejimin oyalama taktiÄŸi izlediÄŸini söylemiÅŸti. Yine aynı tekniÄŸi izlerse ne yapacaksınız?

Biz takvimli bir gündem istiyoruz. Tam yetkili geçici bir hükümetin nasıl oluşturulacağını görüşmek istiyoruz. Siyasi sürecin omurgası budur. Askeri konulara bu konuyla paralel olarak girilebilir.

George Sabra

Tabii ki konuÅŸtuk. Rejimin zaman kazanmaya yönelik oyunlara girmesi olasılığına karşı Cenevre görüşmeleri için BM Özel Temsilcisi Sayın de Mistura’dan takvime baÄŸlı bir gündem ortayla koymasını istedik. Biz takvimli bir gündem istiyoruz. Tam yetkili geçici bir hükümetin nasıl oluÅŸturulacağını görüşmek istiyoruz. Siyasi sürecin omurgası budur. Askeri konulara bu konuyla paralel olarak girilebilir.

Takvime bağlanmış bir gündem size iletildi mi?

Hayır, böyle bir gündem bize ulaştırılmadı.

Bu isteğiniz yerine getirilmezse ne yapacaksınız?

Katılmayacağız. Bu gündem toplantı için gelecek davetiyenin içinde olmalı.

PYD’nin Cenevre’ye gelip gelmemesi konusunda ABD ve diÄŸer Batı ülkeleri size ne söylüyorlar?

ABD ve Avrupalılar bu konuya çok değinmiyorlar. Bu konu en çok Rusya tarafından dile getiriliyor.

Fakat, Biden Türkiye temasları sırasında PYD ve PKK’nın ayrı tutulmasını istemiÅŸti. PYD, Suriye’de ABD ile iÅŸbirliÄŸi yapıyor. ABD, PYD’nin de Suriye görüşmelerinde olmasını istiyor mu?

Bizim için PKK ile PYD arasında bir fark yok. PYD, PKK’nın Suriye koludur. Ancak PYD’nin katılımını reddetmek için baÅŸka bir sebebimiz var. O da PYD’nin Suriye muhalefetinin bir parçası olmaması. PYD, Suriye muhaliflerinin bir bileÅŸeni deÄŸil. Daha çok rejime yakın. PYD muhalefetten çok Esed rejimine yakındır. GeçtiÄŸimiz hafta rejimin İçiÅŸleri Bakanı Muhammed Åžaar ile PYD arasında Haseke ve Kamışlı’da toplantılar düzenlenmiÅŸti. PYD, nasıl muhalif olsun ki? Suriye’nin Cezire bölgesinde rejimin ve PYD’nin güvenlik noktalarında görev yapanların arasında hediye alışveriÅŸi bile var. Dolayısıyla biz PYD’nin Cenevre’de muhaliflerin heyetine katılmasını iki nedenden ötürü reddediyoruz Birincisi onlar muhalif falan deÄŸiller. Onlar rejime daha çok yakınlar. Ä°kincisi PYD, terörist bir grup olarak nitelendirilen PKK’nın koludur.

PYD’nin Cenevre’de muhaliflerin heyetine katılmasını iki nedenden ötürü reddediyoruz. Birincisi, onlar muhalif falan deÄŸiller. Onlar rejime daha çok yakınlar. Ä°kincisi PYD,  terörist bir grup olarak nitelendirilen PKK’nın koludur.

George Sabra

PYD Cenevre görüşmelerine davet edilirse ne yapacaksınız?

Biz herhangi bir gücün muhaliflerin heyetine karışmasına karşı olduÄŸumuzu açıkladık. Muhaliflerin heyetini belirleme yetkisi olan tek taraf Yüksek Müzakere Konseyi. Muhaliflerin belirledikleri müzakere heyetinden herhangi bir ismin çıkarılmasını ya da heyete herhangi bir ismin eklenmesini ya da alternatif bir heyetin oluÅŸturulmasını kabul etmeyeceÄŸiz. Muhaliflere bu hakkı Viyana mutabakatı veriyor. O mutabakatta Suudi Arabistan’a muhalifleri birleÅŸtirme inisiyatifini verilmiÅŸti. Riyad’da Aralık ayında düzenlenen muhalifler toplantısı muhaliflerin bugüne kadar yaptığı en geniÅŸ katılımlı toplantıydı. 117 muhalif figür katıldı o toplantıya. Ulusal Koordinasyon Komitesi Suriye’den gelerek katıldı. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) da vardı. Çok sayıda bağımsız muhalif isim de vardı. Bir ilk olarak o toplantıda silahlı gruplar da temsil edildi. Bu bizim çözüm konusunda ciddiyetimizi yansıtan bir gerçek. Bu yüzden biz muhaliflerin Cenevre heyetine isim eklenmesine ya da çıkarılmasına izin vermeyeceÄŸiz.

PYD ülkenin belli bir kısmını kontrol ediyor. Suriye için bir çözüm konuşulacaksa masada olmaları gerektiğini iddia ediyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

PYD’nin Suriye topraklarının bir kısmındaki askeri varlığı geçicidir ve Suriye Kürtlerini temsil etmeyen bir varlıktır. SMDK’nın bir bileÅŸeni de 13 Kürt partisini içinde barındıran Ulusal Kürt Konseyi (ENKS). Riyad toplantısına da geldiler. Yüksek Müzakere Konseyi ve Cenevre müzakere heyetinde de temsil ediliyorlar. Söz ettiÄŸim Kürt partileri içinde 1957 yılından beri muhalefet yapan Kürt isimler var. Abdülbasit Sida, Fuat Alliko, Mustafa Oso, Abdülhekim BeÅŸÅŸar gibi. Bu isimler Suriye Kürtlerini gerçekten temsil ediyor. Bundan dolayı PYD, Suriye’de belli bir alanda var olmasını Ä°ran, Suriye rejimine ve maalesef ABD’nin desteÄŸine borçlu. Daha ötesine söyleyeyim. PYD’nin politikası şüphe uyandırıcı bir politika. Ne Kürtlerin ne de Suriyelilerin genelinin onayına sahip deÄŸil. Çünkü bölücü bir çizgi izliyor. Bu da Suriyelilerin kabul etmeyeceÄŸi bir ÅŸey.

PYD’nin müzakerelere katılmaması konusunda ilkesel bir kararınız var mı? Riyad toplantısına katılan tüm gruplar bu konuda hemfikir mi?

Kesinlikle fikir ayrılığı yok bu konuda muhalifler arasında. Yüksek Müzakere Konseyi’nin tamamı müzakereler için seçilen herhangi bir ismin silinmesi ya da eklenmemesi konusunda yüzde yüz mutabakat içindeler.

Buna Ulusal Koordinasyon Komitesi de dâhil mi?

Evet. 

Cenevre’de herhangi bir karar aldığınızda sahadaki grupların bu kararlara baÄŸlı kalması konusunda güvence verebilecek misiniz? Mesela Riyad toplantısına gelen Ahrur-ü Åžam'ın sonra toplantılardan çekildiÄŸine dair söylentiler çıktı. Sonuç bildirgesini imzaladılar ama.

En azından Riyad toplantısına katılan tüm silahlı gruplar, Cenevre’den çıkacak kararlara baÄŸlı olacaklar. Neden? Çünkü Riyad toplantısı siyasi çözümün çerçevesini belirleyen Riyad Belgesini ortaya koydu. Silahlı gruplar da bu belgenin hazırlanma sürecinde vardı ve onu imzaladılar. Dolayısıyla katılan tüm silahlı gruplar Riyad anlaÅŸmasına baÄŸlı kalmak zorunda. Bizce de bu silahlı grupların Riyad toplantısına katılmış olması bir güç faktörü. Uluslararası arena bize bu konuda bir teÅŸekkür borçlu. Çünkü, anlaÅŸmaları ve varılan tüm mutabakatları sahada uygulayacaklarına dair güvence veriyorlar. 

Suudi Arabistan Yemen’e askeri operasyon baÅŸlattı ve buraya kaynaklarının önemli bir kısmını aktarıyor. Bu, Suriyeli muhaliflere olan desteÄŸini etkiliyor mu?

Bence Suriye hâlâ Suudi Arabistan’ın önceliklerinden biri. Suudlar, Suriye’deki savaşın tüm Arapların savaşı olduÄŸunu biliyorlar. Çünkü, Ä°ran nüfuzunu Suriye üzerinden diÄŸer Arap ülkelerine geniÅŸletti. Åžam rejimi Suriye’yi Ä°ran’a bir koridor olarak verdi. Suriye’nin Suudi Arabistan’ın önceliÄŸi olduÄŸuna bir kanıt olarak Türkiye CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın Riyad ziyaretinde Suudlar’la oluÅŸturmuÅŸ olduÄŸu yüksek stratejik konseyi gösterebilirim. Bizce doÄŸru yönde atılmış bir adım ve bu hem Riyad’ın hem Türkiye’nin Ä°ran’a karşı Suriye halkına desteÄŸinin kuvvetli bir biçimde devam ettiÄŸinin göstergesi. Çünkü, Ä°ran’ın bölgeye yönelik saldırıları bu iki ülke ve diÄŸer Arap ülkeleri için tehdit teÅŸkil ediyor.

Avrupa sığınmacı kriziyle karşı karşıya kalınca ve IŞİD’in Paris’teki saldırısına benzer saldırılarla birlikte Esed’in gitmesi konusunda geri adım attı. Benzer bir tutum ABD’de de var. Ä°stikrar olsun da nasıl olursa olsun, noktasındalar sanki. Bu durum Suriye muhaliflerini nasıl etkiliyor?

Maalesef, ABD çok tereddütlü bir politika izliyor. Geri adım atmış durumda. Özgürlük ve demokrasi meselesinde tüm bölgeyi, özellikle de Suriye’yi hayal kırıklığına uÄŸrattılar. ABD’nin bu tutumu Avrupa’yı da etkiledi.

George Sabra

Maalesef, ABD çok tereddütlü bir politika izliyor. Geri adım atmış durumda. Özgürlük ve demokrasi meselesinde tüm bölgeyi özellikle Suriye’yi hayal kırıklığına uÄŸrattılar. ABD’nin bu tutumu Avrupa’yı da etkiledi. Arap Baharı bölgesinde özgürlük ve demokrasi yerine terör konusuna odaklanmaya yönelik çabalar var. Bu bizi Suriyeli muhalifler olarak etkiledi ancak Suriye halkı geri adım atmayacak. Kararlı adamlarını sürdürecek. Buna bir örnek verecek olursam Rusya askeri müdahalesinin üzerinden üç ay geçmesine raÄŸmen rejimi yeniden ayaÄŸa kaldıramadı. Ve Suriye Devrimi tüm enerjisiyle hâlâ devam ediyor ama Devrim Batı’nın kendisini yarı yolda bıraktığını hissediyor.

Rusya’nın müdahalesi belki rejimi ayaÄŸa kaldıramadı ama onun ömrünü uzattı.

Evet, rejime bir doz umut verdi. Ancak sahada herhangi somut bir ilerleme sağlayamadı.

Batı geri adım atıyor, Rusya’nın ve Ä°ran’ın Suriye rejimine desteÄŸi devam ediyor. Ãœstelik ÅŸimdi Ä°ran’ın üzerindeki ambargolar kaktı. Rejime olan desteÄŸine yeni kaynaklar aktarabilecek. Bunlar muhaliflerin elini zayıflatmayacak mı?

Bu bir varsayım. Bize göre zaten sahada rejim diye bir ÅŸey kalmadı. Karada Ä°ran, havadaysa Rusya savaşıyor. Onlar bu aÅŸamayı belli bir çözümü dayatmak için kullanıyorlar. Rejim, müttefikleri karşısında da güvenilirliÄŸini kaybetti. Bundan dolayı Rusya ve Ä°ran kendi çıkarlarını kendi elleriyle almaya çalışıyorlar. Ancak bizce vakit hiç onların lehine iÅŸlemiyor. Bundan dolayı ellerindeki maksimum gücü kullanıyorlar. Çünkü Rusya’nın da bölgedeki askeri varlığı kabul gören bir durum deÄŸil. Bu meseleyi bölgedeki müttefiklerimizle beraber çözeceÄŸiz. Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye ile. Rusya’nın ve Ä°ran’ın bölgedeki varlığından zarar gören tüm ülkelerle çözeceÄŸiz.

Rusya’nın müzakereleri sabote etmeye çalıştığını baÅŸka bir açıklamada siz de söylediniz. Ama bir yandan da zamanın Rusya lehine iÅŸlemediÄŸini iddia ediyorsunuz. 

Rusya ekonomisi zorda. Ukrayna’da da sorunla karşı karşıya. Batı ile de gerginlik yaşıyor. Eli zayıf. Rusya elini güçlendirmek, uluslararası arenada kaybettiÄŸi gücünü yeniden kazanmak ve ABD’nin çekilmesiyle OrtadoÄŸu’da oluÅŸan boÅŸluÄŸu doldurmak için harekete geçti. Bir güç merkezi olmaya çalışıyor. Saldırı politikası izliyor. Putin içerideki konumunu güçlendirmek için dışarıda güç arayışında. Bu yüzden zaman Rusya’nın lehine iÅŸlemiyor. Aksine, Suriye’deki varlığı onlara maddi, askeri ve güvenlik açısından bir yük. Ayrıca, iÅŸler Rusya’nın istediÄŸi gibi gitmiyor. Bu yüzden müzakereler konusunda bir sürü itiraz öne sürüyor.

Muhalifler, Cenevre 2’nin baÅŸarısızlığından rejimi sorumlu tutuyor. Rejimle müzakere masasına oturduÄŸunuzda nasıl bir taktik izleyeceksiniz? Cenevre-2’de rejim, konuyu ‘terör’ çerçevesinde tartışmaya çalışmıştı. Bu sefer de aynı ÅŸeyi yaparsa, tepkiniz ne olacak?

BM’nin 2254 sayılı kararı bir geçiÅŸ döneminden söz ediyor. Bu geçiÅŸ süreci için tüm tarafların verdikleri sözleri tutmaları gerekiyor. Suriye’deki terör, siyasi terördür. Terörle mücadele siyasi çözümün bir parçası olması gerekiyor. Terör ancak ve ancak, Suriye halkı tarafından bitirilebilir, o da Suriye Devleti halka iade edildiÄŸinde ve halkın bütün kesimleri yönetime dâhil edildiÄŸinde olur. Hem rejimle hem IŞİD ile savaÅŸan tek güç muhalifler. Rejim zaten IŞİD’e karşı savaÅŸmıyor. Tüm hava operasyonları IŞİD’i geriletemedi. Ancak muhalifler IŞİD’i doÄŸu Guta’dan ve Ä°dlib’den çıkarmıştı. Rejim IŞİD’e direnmeden çekiliyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.