Güncel
Çalıntı kitap ihbar hattı gibi oldum
Hollanda’da İslam bilim tarihi üzerine doktora yapan Hüseyin Şen yurtdışına kaçırılan kıymetli elyazmalarının yuvasına geri dönmesi için çalışıyor. Şen, iki kayıp kitabı bulduktan sonra “çalıntı kitap ihbar hattı” gibi olduğunu, mail, facebook ve twitter’dan pek çok duyarlı insandan çalıntı olması muhtemel yazmalarla alakalı bilgilendirme mesajları geldiğini söylüyor.
ÇoÄŸumuz Hüseyin Åžen'i, Konya Yusuf AÄŸa Kütüphanesi'nden çalınarak Amerika'ya kaçırılan 2 kıymetli elyazması kitabın yerini tespit edip yetkililere haber vermesiyle tanıdık. Kitaplar Åžen'in gayreti ve Sare DavutoÄŸlu'nun yakın alakasıyla yuvalarına döndü. Bu olaydan sonra Åžen, Türkiye'den çalınarak yurt dışına kaçırılan pek çok elyazmasının izini sürmeye devam ediyor. Åžen ile çalışma alanlarını ve yakın zamanda kendisine “ihbar” edilen elyazması kitapları konuÅŸtuk.
Bilim tarihi çok yaygın bir çalışma alanı değil. Nereden aklınıza geldi?
Ben Hollanda'nın Almelo kentinden doğdum. Aslen Aydınlıyız. Almelo'da liseyi bitirdikten sonra küçüklüğümden beri hayalim olan Uçak ve Uzay Mühendisliği bölümünü bitirdim.
İslam bilim tarihine ilginiz ne zaman başladı?
Mezun olduktan birkaç sene sonra bilim tarihine merak duymaya baÅŸladım. Åžimdi doktora danışmanım olan Hollanda asıllı Ä°slam matematik tarihi uzmanı Prof. Jan P. Hogendijk ile tanıştım. O anı hiç unutamıyorum. Tanıştığımızda, “Hüseyin, bu senin tarihin, bu tarihe sahip çıkmalısın. Bak Hollanda'da benden baÅŸka kimse yok, gel benim öğrencim ol, ben seni eÄŸitmek ve yetiÅŸtirmek için elimden geleni yaparım” dedi.
Teklifi kabul ettiniz mi?
Etmez miyim! Onun daveti üzerine bilim tarihi alanına girdim ve Utrecht Üniversitesi'nde bilim tarihi ve felsefesi bölümünde mastırımı tamamladım. Şimdi de yine aynı üniversitede matematik bölümünde III. Murad döneminde başmüneccimlik yapan ve rasathane kurdurmuş olan mucit ve çok yönlü bilim insanı Takiyüddin üzerine doktora yapıyorum.
BÄ°R DEDEKTÄ°F GÄ°BÄ°
Amerika'da Pensilvanya Kütüphanesi'nde Konya Yusufağa Yazma Eserler Kütüphanesi'nden çalıntı iki yazmayı buldunuz. Nasıl dikkatinizi çekti?
İnternette araştırma yaparken Konya'dan çalınan yazmalardan biri hakkında bir slayt çıktı. Slayt dikkatimi çekince bu hırsızlık olayının peşine düştüm.
Bir dedektif gibi adeta… Ä°lk olarak ne yaptınız?
Evet, aynen öyle! Bu yazmaların nerelere satılmış olabileceğini düşünürken, aklıma gayet yeni ama önemli bir koleksiyon olan Lawrence Schoenberg koleksiyonu geldi. Nispeten yeni olan ve ABD'li bir zengin tarafından oluşturulan bu koleksiyonun kataloğu kütüphanemde vardı Alllah'tan! Raftan alıp baştan sona taramaya başladım ve uzun süre geçmeden slaytta bilgileri verilen yazma ile bilgileri hemen hemen örtüşen bir yazma buldum, sonra ikinci bir yazma daha tespit ettim. Hemen yetkili mercilere mail göndererek durumu bildirdim. 1,5 sene sonra Konya Yazma Eserler Bölge Müdürü Bekir Şahin Bey'den müjdeli haber geldi. Bekir Bey uzun bir süreçten sonra yazmaların iade edildiğini müjdeliyor ve teşekkür ediyordu. Çok mutlu oldum tabii. Ertesi günü de konuyla yakinen ilgilenen Başbakanımızın eşi Sare Davutoğlu Hanımefendi bu fakiri aradı ve güzel sözleriyle onurlandırdı. Devlet büyüklerimizin konuya bu şekilde sahip çıkması gerçekten harika birşey. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.
SATIÅž MAALESEF DURDURULMADI
Çalıntı yazmaları bulduktan sonra size başka çalıntı kitaplarla ilgili haberler de geldi mi?
Gelmez olur mu? Çalıntı yazma kitap ihbar hattı gibi oldum bu olaydan sonra! Bu yazmaları bulduğum haberi medyada yer alınca, duyarlı vatandaşlarımızdan da çalıntı olması muhtemel yazmalarla alakalı mail, twitter ve facebook mesajları gelir oldu.
Mesela?
ABD'de baÅŸka bir önemli müze koleksiyonunda 10'un üzerinde yazma var, üzerinde Türk koleksiyonlarına ait envanter numaraları ve mühürler taşıyan. Bunu da ilgili kurumlara ilettik. Bunun dışında, bana yaklaşık bir buçuk ay önce yine bir mail geldi. Dünyaca meÅŸhur çevrimiçi müzayede sitesi Ebay'de çalıntı olması muhtemel bir yazma, Avusturya'da kimliÄŸi bilinmeyen biri tarafından satışa çıkarılmıştı. Osmanlı dönemine ait çok güzel bir Molla Câmî Divânı “bir Kur'an yazması” diye satışa çıkılmıştı.
Eserin ne olduğunun farkında değiller yani?
Ya ne sattığının farkında değildi, ya da öyle gözüküyordu. Satış sayfasında yer alan fotoğraflardan birisinde yazmanın içinde yer alan mühür açıkça görülüyordu ve günümüzde büyük çoğunluğu Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde yer alan III. Selim koleksiyonun mührüydü. Satışın durdurulması için Viyana Türk Büyükelçiliği'ni aradım ve aynı anda da Kültür Bakanlığı'nı bilgilendirdim. Neticede satış durdurulmadı ve yazma yanlış hatırlamıyorsam 10 bin euro'ya satıldı. Kültür Bakanlığı'ndan konuyla ilgilenecekleri söylendi. Yazmanın şu andaki akıbeti hakkında maalesef herhangi bir malumatım yok.
MÃœHÃœRLER USTACA KAZINIYOR
Bu yazmalar çalındıktan sonra nerelere satılıyor?
Bu eserler çalındıktan sonra bir şekilde aracılar vasıtasıyla yurt dışına kaçırılıyor. Orada ya açıktan müzayedelerde ya da el altından satılıyor. Örneğin, benim Pensilvanya Üniversitesi'nin koleksiyonunda bulduğum yazmalar, Londra'da sanat ticareti yapan meşhur bir şirket tarafından satılmış. Böyle durumlarda en çok dikkat çeken şey, yazmalar konusunda son derece profesyonel ellerden geçiyor olması. Mesela çalıntı yazmaların içindeki kütüphane mühürlerinin veya envanter numaralarının çok profesyonelce kazınmış olduğunu görüyoruz çoğu zaman.
Peki bu işler yaygın olarak hangi ülkelerde yapılıyor?
Her ne kadar bu yazmaları Amerika'da tespit etmiş olsam da, kanaatimce özellikle Körfez ülkelerindeki umumi ve özel koleksiyonlarda Türkiye'den çalıntı çok yazma ve başka kültür varlıkları olabilir.
Nasıl yani?
Körfez ülkelerinde son 10-20 yılda artan zenginlik ve bunun beraberinde İslam sanatı koleksiyonerliğine artan merak, müzayedelerde fiyatların tabiri caizse uçmasına sebebiyet verdi. Artık bırakın bir yazmayı, bir varağın bile birkaç milyon Pound'a alıcı bulabildiği bir dönemden bahsediyoruz.
Bu da muhtemel hırsızlar için ciddi bir teşvik oldu. Körfez ülkelerindeki büyük yazma koleksiyonlarının oluşumunu sırf müzayedelerden alınan yazmaların sayısı ile açıklamak imkânsız.
Bu tür vakaları önlemek için ne yapılmalı?
Kültür Bakanlığı'nın her şeyi takip etmesini elbette bekleyemeyiz. Ama en azından araştırmacıların veya duyarlı vatandaşların, şüpheli bir durumla karşılaştıkları durumda, kolaylıkla bilgilendirmede bulunabilecekleri bir website veya mobil uygulama hazırlanabilir. Ayrıca, yazmaların görselleri de ücretsiz internette kullanıcıların hizmetine sunulmalı. Bu hem araştırmacıların işini kolaylaştırır, hem bu eserlerin çalınmasını zorlaştırır, zira açıktan internette birebir görselleri bulunan bir yazmayı piyasada satmak, damgaları kazınmış olsa bile çok zordur.
Peki elyazması çalıntı olmasa da bunların yurtdışına satılması yasak değil mi?
Elbette yasak. Mesela Hollanda'da Bouwman Books adında bir ÅŸirket, senelerdir Arapça ve Osmanlıca yazmalar satıyor. Türkiye'den bir araÅŸtırmacı arkadaÅŸ bu satıcıda müellif hattı bir Osmanlı eserini gördüğünü ve Ä°stanbul'dan bir kütüphaneye bildirerek satın alınmasını saÄŸladığını söylemiÅŸti. Bu yazmaları Türkiye'den bu satıcıya temin eden birileri olmalı. Kapalıçarşı'da bir Kur'an yazması gördüm. Fiyatını sormak için girdiÄŸim dükkânın sahibi, birçok yazmayı yurt dışına sattığını, bunun hiç problem olmadığını söyledi bana. Ä°nanılmaz bir ÅŸey…
O anı unutamıyorum
El yazmaları ile nasıl tanıştınız?
İlk temasım yaklaşık 10 yıl önce kısa bir TV çekimi için gittiğimiz Hollanda'nın Leiden şehrinde bulunan Leiden Üniversitesi Kütüphanesi'nde oldu. Çalışmalarımı ve henüz bilim tarihi bölümüne başlamadığım o dönemde, bilim tarihi konusunda yaptığım araştırmaları konu alan kısa programın çekimi için ricamız üzerine depodan el-Cezerî'nin mekanik aletlere dair yazması çıkarılmış ve ben kamera önünde yazmayı anlatmıştım. Asırları aşmış ve yüzyıllara tanıklık etmiş bir objeye ilk defa dokunmanın bana verdiği heyecanı hiç unutamıyorum. Kâğıt ve mürekkepten ibaret son derece hassas bir objenin bunca yüzyılı zarar almadan atlatması insana inanması güç geliyor.
YENÄ°ÅžAFAK
Henüz yorum yapılmamış.