Sosyal Medya

Güncel

"İmzadan vazgeçtim, canımla uğraşıyorum"

Güneydoğu’daki çatışmalarla ilgili bildiride imzası olan akademisyenlerden Doç.Dr. Kemal İnal’ın fakültedeki odasına çarpı işareti kondu. Üzerine de "PKK’ya destek veren Kemal İnal’ı üniversitede istemiyoruz" yazılı not yapıştırıldı. 5 gündür fakülteye gidemediğini söyleyen İnal "İmzadan vazgeçtim, canımla uğraşıyorum" dedi.



GüneydoÄŸu’daki çatışmalarla ilgili bildiride imzası olan akademisyenlere çeÅŸitli illerde üniversiteler ve savcılıklar soruÅŸturma baÅŸlattı. Gözaltına alınan akademisyenler de oldu. Akademisyenler ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Gazi Ãœniversitesi Ä°letiÅŸim Fakültesi öğretim üyeleri Doç.Dr. Kemal Ä°nal ve Betül Yarar’ın odasına ise kırmızı boya ile çarpı kondu.  Kapının üzerine ise "PKK’ya destek veren Kemal Ä°nal’ı, Betül Yarar’ı üniversitede istemiyoruz. Gazi Ä°letiÅŸim Ãœlkücüleri." yazılı not yapıştırıldı. 

"BaÅŸbakan’a sesleniyorum"
Öğretim Ãœyesi Ä°nal, yaÅŸananlardan sonra bildiriden imzasını çekti. “Ä°mzadan vazgeçtim canımla uÄŸraşıyorum” diyen Ä°nal yaÅŸadıklarını şöyle anlattı:
"Güvenilir bir öğrencim aradı, söyledi. Odamı yakmak istemişler ama başka odalara sıçrar diye vazgeçmişler. Kalabalık grup halinde fakültenin önünde bekliyorlarmış. 5 gündür fakülteye gidemiyorum. Bu durumda yapabileceğim bir şey yok. İmzadan vazgeçtim canımla uğraşıyorum. Güvenlik kameraları odamı görüyor. Kimin yaptığı güvenlik kameralarından ortaya çıkarılabilir. Pazartesi günü suç duyurusunda bulunacağım. Şuna özellikle dikkat çekiyorum. Başbakan da öğretim üyesi, en çok onun anlaması gerekiyor. 30 yıllık akademisyenim. İşim kalemle düşünceyle. Binlerce öğrenci yetiştirdim. Silahla şiddetle işim olamaz. Öldürmeleri kim yaparsa yapsın kabul etmem."

Çok gergin ve dağılmış bir halde olduÄŸunu söyleyen Ä°nal,  bildiride amaçlarının sivil kayıplara dikkat çekmek olduÄŸunu anlattı:
"Ben olayın buralara kadar nasıl vardığı konusunda şaşkınım. O dilekçe devleti hukuk devleti olmaya davet eder bir şeydi. Onun dışında örgütün bombalı eylemlerini tasvip ettiğimiz söylenemez. Öyle bir şeyimiz yok. Keşke metinde örgütü eleştiren bir iki şey de olsaydı. Bu bir eksiklik kabul ediyorum bunu. "

Dekan: Kimsenin güvenliği tehdit altında olamaz
Ä°letiÅŸim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir AvÅŸar ise odanın yakılmak istendiÄŸi iddialarını yalanlayarak  kimsenin güvenliÄŸinin tehdit altında olmayacağını söyledi:

"Ä°ki çocuk girmiÅŸ, silinebilir boya ile iÅŸaret yapmışlar. Zaten fotoÄŸrafı da kendileri çekmiÅŸler. Bunu da arkadaÅŸlarımız fark eder etmez polise haber verip gerekli raporları tutturduktan sonra temizlemiÅŸler. Yakma, yıkma, kırma bir ÅŸey yok. Daha neler. Yarım saat bile kalmamış. Hiç kimsenin güvenliÄŸi tehdit altında olamaz. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir. EÄŸer bir suç iÅŸlenmiÅŸse onun gereÄŸini yapacak merciler bellidir.  Açıklamaların içeriÄŸini benimsemiyoruz diye hayati tehlikeli ile karşı karşıya gelecekleri anlamına gelmiyor. Hocaların can güvenliÄŸinden endiÅŸe içinde olmak istemem hem de öğrencilerimin böyle saçma sapan ÅŸeyler içinde olmasını istemem. Böyle bir ÅŸeye izin vermeyiz.Bilim öğretmeye çalışıyoruz. "

Ne demiÅŸlerdi
'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi' 11 Ocak'ta Ankara ve İstanbul'da düzenledikleri basın açıklamalarında "Bizler bu suça ortak olmuyoruz" başlıklı bir bildiri yayınladı. Türkiye ve yurt dışından 89 üniversiteden 1128 akademisyenin imzaladığı bildiride şöyle deniyordu:

"Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlâl etmektedir.
Devletin baÅŸta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleÅŸtirdiÄŸi katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokaÄŸa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleÅŸen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaÅŸayan vatandaÅŸların uÄŸradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriÅŸ, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz. Müzakere koÅŸullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluÅŸturmasını talep ediyoruz."

CumhurbaÅŸkanı'ndan tepki 

ErdoÄŸan'ın akademisyenleri sert bir dille eleÅŸtirerek mandacılıkla suçladığı konuÅŸmasının ardından önce YÖK, "Teröre destek veren bildiri ile ilgili olarak hukuk çerçevesinde gereÄŸi yapılacak" açıklaması yaptı. Bildiriye yönelik tepkiler büyüdü. Bir grup akademisyen "Devletin yanındayız" diyerek karşı bildiri kaleme aldı. Ãœniversitelerarası Kurul açıklama yaparak, "akademik özgürlüğün, bir ülkenin varlığını tehdit aracı olarak istismar edilemeyeceÄŸini" belirtti. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.