Sosyal Medya

Güncel

Soma Kömür İşletmeleri'nden hayatını kaybeden madenci yakınlarına 'temlik oyunu'

Sayıştay raporu: 301 kişinin hayatını kaybettiği madene işleten firmanın, işçi ailelerinin tazminat alacaklarına karşı hileli (muvazaalı) yönteme başvurdu



Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen ve 301 kiÅŸinin yaÅŸamını yitirdiÄŸi maden faciasından 36 gün sonra, ocağı iÅŸleten Soma Kömür Ä°ÅŸletmeleri A.Åž.’nin, işçi ailelerinin tazminat alacaklarına karşı hileli (muvazaalı) yönteme baÅŸvurduÄŸu iddiası Sayıştay raporunda yer aldı. Åžirketin, TKÄ°’den gelecekte çıkartacağı kömür için aldığı 182 milyon 134 bin 867 lirayı, bir bankaya temlik gösterdiÄŸi, bankanın da buna dayanarak baÅŸlattığı icra takibiyle, ’öncelikli alacaklı’ durumuna geldiÄŸi öne sürüldü.

DHA'nın haberine göre, Soma’da, 13 Mayıs 2014 tarihinde yaÅŸanan ve 301 madencinin yaÅŸamını yitirdiÄŸi faciadan sonra, ocağı iÅŸleten Soma Kömür Ä°ÅŸletmeleri A.Åž.’nin, işçi alacakları ve tazminatlara karşı gelecek hacizlere karşı yürüttüğü yöntem, Sayıştay denetçileri tarafından ortaya çıkarıldı. TKÄ°’nin 2014 yılı hesaplarına yönelik Sayıştay’ın denetim raporları, TBMM’ye ulaÅŸtı. Bu raporlara göre, facianın yaÅŸandığı ocağı rödövans sistemiyle iÅŸleten Soma Kömür Ä°ÅŸletmeleri A.Åž.’nin, madenci ailelerinin tazminat alacaklarına karşılık hileli bir yönteme baÅŸvurduÄŸu tespiti yapıldı. 

Faciadan 36 gün sonra, haciz kararlarının uygulanmasını engellemeye çalıştılar

Sayıştay raporuna göre; ÅŸirket, faciadan 36 gün sonra Soma 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ihtiyati haciz kararlarının uygulanmasını engellemek için harekete geçti. Åžirket, kazadan sonra kapatılan ve ne zaman açılacağı belirsiz ocaÄŸa dair tahakkuk etmiÅŸ bir alacağı olmamasına raÄŸmen, ileride yapacağı kömür üretimi için 182 milyon 134 bin 867 TL’yi devretmek (temlik) için TKÄ° Genel Müdürlüğü’ne yazı yazdı.

TKÄ°’den de gerekli onay yazısının gelmesi ile Soma Kömür Ä°ÅŸletmeleri A.Åž., 182 milyon 134 bin 867 TL tutarındaki alacak yazısını, bankaya devretti. Banka da, haciz iÅŸlemiyle öncelikli alacaklı durumuna geldi. Bu durumu Sayıştay denetçileri, hileli (muvazaalı) olarak deÄŸerlendirdi. Raporlarda bu durum, ÅŸu cümlelerle ifade edildi:

"TemliÄŸin yüklenici firmanın kendisinin veya ortağı olduÄŸu firmaların tutarı belli olmayan ’doÄŸmuÅŸ ve doÄŸacak’, ’açılmış ve açılacak’ borç ve taahhütleri kapsadığı, böylece ölen işçilerin hak sahiplerine yapılacak ödemelerin ötelenmesi ya da engellenmesine sebebiyet verildiÄŸinden, konunun ilgili bakanlıkça incelenmesi önerilmektedir." 

"Hayatını kaybeden madencilerin yakınları tazminatları hiç alamayabilir"

Sayıştay raporuna göre, faciadan sonra, ÅŸirket alacakları için toplam 348 ihtiyati haciz kararının ulaÅŸtığı TKÄ° Genel Müdürlüğü’nün, bu alacaklar için, sıra cetveli oluÅŸturduÄŸu bilgisi yer aldı. Bu haciz kararlarından 334’ünün ise, ölen madencilerini ailelerin, 30 bin TL ile 500 bin TL arasındaki haciz kararları olduÄŸu belirtildi. Åžirketin, kurumdan aldığı onay sonrasında bankaya devrettiÄŸi temlikin, alacağın da, yine 25’inci sırada olduÄŸu raporda yazıldı. Bu iÅŸlemle birlikte, sıra cetvelindeki 334 madenci yakınının, paraları çok ileri bir zamanda alacakları ya da hiç alamayacakları ileri sürüldü. Raporda Sayıştay denetçileri ayrıca, ÅŸunları yazdı:

"Yüklenici firmayla imzalanan rödövans sözleÅŸmesiyle temlik iÅŸlemine izin ÅŸartının getirildiÄŸi, dolayısıyla haklı sebeplere dayalı olarak TKÄ°’nin talep edilen izni vermeme hakkına sahip bulunduÄŸu, temlik talebinin onaylandığı Ä°ÅŸletme Daire BaÅŸkanlığı’nın yazısında ’ocaklarda yapılan denetimler sonucu tespit edilen eksikliklerin giderilmesi ve firma tarafından tekrar kömür üretimine baÅŸlanması durumunda, iÅŸ programı doÄŸrultusunda faaliyet göstermek kaydıyla’ ifadesinin yer aldığı, buradan da anlaşılacağı gibi ocaklarda eksikliklerin tespit edildiÄŸi, ancak bu eksikliklerin onay tarihinde henüz giderilmediÄŸi, ayrıca bu tarihte kaza nedeniyle firmanın iÅŸlettiÄŸi ocakların tamamının kapatılmış olduÄŸu, kazadan 36 gün sonra kapatılmış ocaklardaki eksiklikleri gidermenin de mümkün olmadığı, kaldı ki yüklenici firmanın iÅŸlettiÄŸi Işıklar ocağında Eylül 2014, Ata Bacası yer altı ocağında ise Mart 2015 ayında yeniden üretime baÅŸlanabildiÄŸi, kazanın meydana geldiÄŸi Eynez ocağında ise denetim tarihi olan Temmuz 2015 itibarıyla bile üretime baÅŸlanamadığı." 

Enerji Bakanlığı soruşturma başlatmış

Sayıştay raporunu kendi Twitter hesabından da yayımlayan CHP Ä°stanbul Milletvekili Aykut ErdoÄŸdu, konuya iliÅŸkin yaptığı deÄŸerlendirmede, şöyle dedi:

"Soma’da kazadan hemen sonra 301 madenci ölmüşken, maden iÅŸletilemezken ÅŸirket gidiyor ve ’ben burada kalan kömürü çıkartacağım’ diyor. Ardından kendisine taahhüt verilmesini istiyor. Bu durum, sözleÅŸmeye uygun deÄŸil, ancak buna raÄŸmen 182 milyon TL taahhüt verilmiÅŸ. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, ben bunu TKÄ° genel müdürüne sordum, ’paranın daha çok olduÄŸunu ama hiç ödeme yapılmadığını’ söyledi. Yani genel müdür tatmin edici bir açıklama yapmadı, ancak yine onun açıklamasına göre, Enerji Bakanlığı bu iÅŸlemden dolayı, Sayıştay’ın da talebi doÄŸrultusunda soruÅŸturma açmış" dedi. 

Bankanın bu iÅŸleminin işçi ailelerinden önceye alındığını da ifade eden Aykut ErdoÄŸdu, "Toplam 334 madenci ailesi alacaklı durumda. Bu alacak 25’inci sıraya giriyor. Bu iÅŸlemle, TKÄ° ile müştereken ve hileli bir iÅŸlem yapılmıştır. Ä°nsanların daha kırkı çıkmadan bunun yapılması iç acıtıcı bir durum" diye konuÅŸtu. 

 

"Ailelere verdikleri zararı karşılamamak için bir niyetle hareket ettiler"

Sayıştay raporundaki tespitler üzerine yaşananlara tepki gösteren Somalı madenci ailelerinin avukatı Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ise, bu işlemin bir tür kamu alacağı olduğu için, manevi tazminatlarla ilgili alacakların önüne geçtiğini söyledi. Kozağaçlı, şöyle dedi:

"Burada katliamın 36’ncı gününde ileride, ailelere verdikleri zararı karşılamamak için bir niyetle hareket ettiklerini gösteriyor. Bu bir alacak önceliÄŸidir. Birçok ÅŸirket bu tür yöntemlerle, alacak talebinin önüne geçiyor, bu açıdan planlanmış, hileli bir iÅŸlem gibi görünüyor. Gündelik hayatta çok rastlanan bir ÅŸey bu durum. Gerçek borcunu ödememek için sahte borçlularla süreci uzatırlar. Gerçek borçlarından kurtulur. Hileli ve tehlikeli bir iÅŸlem. Zaten bunun da olmaması lazım. Çünkü rödövans hizmet alım sözleÅŸmeleriyle iÅŸletme ruhsatını, mülkiyetini devretmiyoruz. Madenler, kamunun malı. Devlet iÅŸletir. Burada hizmet alım sözleÅŸmesi yapılıyor. Åžimdi, yemek hizmeti alıyoruz diyelim. İşçiler yokken yemek verilmiyorken, yemek ÅŸirketiyle anlaÅŸma olmaz. Bu ÅŸirketle da yapılan hizmet alım sözleÅŸmesi, eÄŸer hizmet alınmıyorsa doÄŸal olarak sözleÅŸme sona erer. Bu aÅŸamada artık ÅŸirketin taahhüde ihtiyacı yok. EÄŸer ek bir sözleÅŸme yapmazsan buna ihtiyaç yok."

Madenin kendi mallarıymış gibi bankaya ipotek gibi gösterildiğini de savunan Selçuk Kozağaçlı, şunları ekledi:

"Sen bu yazıyla, resmen madeni bu kişilere satmış oluyorsun. Madeni kendi babalarının malı gibi neredeyse ipotek gibi göstererek banka kredisini alıyorlar. Devlet resmen kefil oluyor. Bunun güvencesini, 182 milyon TL ile devlet veriyor. Oysa bu madenin çalıştırılıp çalıştırılmayacağı, bu insanların çalıştırıp çalıştırmayacağı belli değil. Şirketin yönetim kurulu başkanı 301 kişinin ölümünden dolayı yargılanıyor. Mahkemenin ne karar vereceği belli değil. Bu haliyle bakıldığı zaman gayri ahlaki bir kurtarma operasyonu. Bizim tezimiz, bu şirketin, bu madenle ilişkisi bitmiştir. Ne zaman hizmete alacağı bile belli değildir. TKİ madeni bir kayyuma ya da başka bir aracı şirkete vermesi lazım. Artık hizmet üretmeyen, hizmet üreticisinin uzaklaştırılması lazım."

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.