Sosyal Medya

Dünya

Cibuti şimdi de etnik çatışmalarla sarsılıyor

Sürekli işsizlik ve ekonomik krizle boğuşan Cibuti'de son dönemde etnik çatışmalar da had safhaya çıktı...



Bu yıl 21 Aralık’ta Cibuti güvenlik güçleri tarafından 50 kiÅŸi öldürüldü. 150’den fazla yaralı kiÅŸi kayıp. Bu olay hem yoÄŸun bir savaÅŸ bölgesi içindeki “barış merkezi” olarak bilinen ülke içinde hem de ülke dışında ÅŸok etkisi yarattı. DiÄŸer yandan yaÅŸanan geliÅŸmeler ülke içinde bulunan cemaatler arasında öfke ve zorbalığı da ateÅŸledi, özellikle kurbanların aileleri arasında. Bunun bir örneÄŸi, Yonis Moussa.

Güvenilir kaynaklara göre, bu üzücü ve endiÅŸe verici olaylar Yonis Muussa’nın babasının ya da ailesinin yas töreninden sonar gerçekleÅŸti ve güvenlik güçleri tören yerine saldırıda bulundu. Hükümet güçlerine göre ise, güvenlik güçleri bazı hain kiÅŸilere karşı kendilerini savundu. Fakat ailenin önde gelen isimleri, devlet baÅŸkanı Guelleh ve onun özel güvenlik yetkilileri tarafından hedef alındıklarını savunuyor. EÄŸer bu görüş kabul edilirse, bu olaylar, bu küçük Afrika Boynuzu halkı içinde bir sivil itaatsizliÄŸin baÅŸlangıcı olacak. Sebep ise sadece güvenlik güçlerinin silahları tarafından öldürülen bu kiÅŸiler deÄŸil. Guelleh sistematik ve kasti olarak birilerini tecrit ediyor. Dr. Hamoud, Abdurahman Muhammed Guelleh, Ch. BeÅŸir ve Boreh gibi, hepsi Yonis Moussa’nın ailesinden olan kiÅŸiler bunun en büyük örneÄŸi. Yonnis Moussa’nın ailesi için, yine aynı olayın gerçekleÅŸtiÄŸi gün, eski temsilcilerini kanlar içinde görmek de oldukça endiÅŸe vericiydi. En kötüsü ise, Muhammed Daher Robleh vakası. Robleh, vatandaÅŸlıktan çıkarıldı ve sürgün edildi. Tüm bu meseleler, toplumsal ve siyasi meselelerine çözüm getirmek için aileyi bir araya getirdi. 

Aslında bu olayları hükümet ve Yonis Moussa arasındaki bir meydan okumaya indirgemek yanıltıcı olabilir. Pazartesi günü yaşanan olaylar, siyasi ve toplumsal arka planlarına bakmaksızın tüm Cibutili insanların keyfini kaçırdı. Dahası, etnik kutuplaşma Cibuti tarihinde hiçbir zaman bu noktada olmamıştı. Guelleh, bir Cibuti kimliği ve meritokrasisi inşa etmek yerine, bir aristokrasi inşa etti. Aday olduğundan beri, Guelleh yönetimi, yakınları kayırmaya eğilimli yapıları ile karakterize edildi. Çünkü adaylık süreci de, hem bürokrasi hem de hükümet içindeki temel pozisyonları paylaşan aile fertlerinin içinde bulunduğu etnik arka plana dayanıyordu.

Ãœlkedeki eÅŸitsizliÄŸin temel nedeni etnik bölünme. Bunun sonucu olarak bu olay, ülkede var olan toplumsal, ekonomik ve politik sıkıntıların patlamasında bardağı taşıran son damla oldu. Ä°ÅŸte bu yüzden 16 yıllık baÅŸarısızlık hikayesi tanımını kullandım. 

DiÄŸer mesele ise ülkedeki ekonomik sorunlar. Guelleh iktidara geldiÄŸinden beri maden iÅŸletme endüstrisine yönelik çeÅŸitli kurumlar oluÅŸturdu ve bu kurumlar içinde aile üyelerine ve yakın arkadaÅŸlarına öncelik verdi. Son 16 yıldır devlet, ülkedeki elit sınıfı zenginleÅŸtirmek ve büyütmek için bir araç olarak kullanıldı. Guelleh, devlet düzenlemeleri halkı tam anlamıyla soyan bir sınıf yarattı. Dahası birçok yabancı ve yerli yatırımcı, Guelleh ailesinin, hükümet üyelerinin ve bürokratların dokunulmazlığı nedeniyle engellendi. Sonuç olarak, istihdam aktiviteleri küçüldü, iÅŸsizlik oranı neredeyse gençler arasında yüzde 80’e ve genel olarak ise yüzde 60’a yükseldi.

Nüfusu 1 milyon civarında olan bir ülke için bu iÅŸsizlik oranı aşırı derecede fazla. Ä°ÅŸ olanakları yaratmak yerine, rejim, farklı fikirleri olan iÅŸ adamlarını engelleyerek her özel aktiviteyi denetimi altına almayı ve baÅŸta Etiyopya ile yaptığı “kapı kapı dolaÅŸma anlaÅŸması” olmak üzere, Cibuti’li giriÅŸimcilerin iflasıyla sonuçlanan anlaÅŸmalar yapmayı seçti. Dahası, bu yıl Nisan ayında, devlet limanları yetkililerinin yöneticisi ve devlet baÅŸkanının yakın aile üyesi olan Abubakar Haddi, Cibutili transitçilerin toplamda devlet hazinesine bir aylık dönem içinde 150.000$ depozito vermelerine neden oldu. Böylece her biti 10 Cibuti’li istihdam eden 100’den fazla transitçi kapanmış oldu. Bu toplumda bir öfkeye sebep oldu. Özellikle de eÅŸit bir rekabet ortamına sahip olmayan özel sektör için. 
Dahası Guelleh’in rejimi toplumsal meselelerle ilgili bir ÅŸey yaptığı da söylenemez. ÖrneÄŸin bürokrasi, konut, fakir altyapı, saÄŸlık hizmetlerinin ve enflasyonun küçülmesi gibi konularda önüne geçmesi imkansız bir yolsuzluk mevcut.

Bu meseleler vatandaÅŸlar arasındaki ümitsizliÄŸin yaygınlaÅŸmasına neden oluyor, özellikle de batılı ülkelere mülteci olarak giden entelektüeller arasında. 

2012’de RADD yerel seçimleri kazandığında, Cibuti halkı iktidardaki UMP partisine bir mesaj gönderdi. Buna ek olarak, bir baÅŸka mesaj da, yeni kurulan bir muhalif partinin birçok koltuk kazanmasıyla, 2013’deki parlamento seçimlerinde gitti. Yine de, UMP tarafı bu maÄŸlubiyetlerden ders almadı ve bazı batı ülkelerinin paralı askerleri olmakla ve çok mantıksız bir ÅŸekilde uluslar arası terör gruplarıyla baÄŸlantıları olmakla suçlayarak muhalefeti baskı altına almaya baÅŸladı. Guelleh’e göre, bazı yabancı milletler, özellikle Fransa, Çin’in ülkede yatırım yapmasına karşı. Çin’in ülkeye yatırım yapmasının ne kadar gerçekçi olduÄŸunu tartışmak baÅŸka bir mesele; gerçek olan Guelleh’in 15 yıldır devam eden hatalarının üstünü örtmek için bir bahane üretmesi.

Yukarıda da belirttiÄŸim gibi, geçtiÄŸimiz Pazar gerçekleÅŸen olaylar nüfusun toplumsal acısında bardağı taşıran son damlaydı. En az 20 yıl sürecek bir siyasi ve ekonomik bir mücadelenin baÅŸlangıcı olacak gibi duruyor. Siyasi olarak bir taraftan Guelleh için eÅŸit bir alanda mücadele eden kiÅŸileri kabul etmek çok zor, diÄŸer taraftan ise, muhalefet oldukça belirlenimci ve demokratikleÅŸme ve ülkedeki iktidar deÄŸiÅŸimi konularında hiç esnek deÄŸil. Buna ek olarak, ekonomik mücadeleler de kaçınılmaz olacak. IMF’nin 2015 raporunun da gösterdiÄŸi gibi, hem iç hem de dış borçlar zirveye ulaÅŸtı ve 2017-18 yılı GSMH içinde yüzde 81’e çıktı. 

Sonuç olarak, IOG ülkede siyasi bir karışıklık arasında dördüncü bir dönem baÅŸlıyor. Fakat bu sefer bu pürüzlü ve mücadeleli bir alan olacak. Hem muhalefet hem de sivil toplum başında olacak. 21 Aralık’ta gerçekleÅŸmiÅŸ olan ülkedeki bu tarz olayların en amansızı Bulduqo olayı, ülkenin politikasını tanımlayan konu haline gelecek.

Ali Farah
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

Dünya Bülteni için çeviren: Cansu Gürkan

kaynak:dunyabulteni.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.