Sosyal Medya

Güncel

Hizbullah liderinin ölümünde Rusların eli var mı?



Şam'daki füze saldırısı Moskova'ya açık bir meydan okumaydı. Saldırının öncesinde anlaşma veya koordinasyon var mıydı sorularını da beraberinde getirdi.

Suriye'de dört buçuk yıldan fazladır gerçekleÅŸen hava saldırılarından yirmi kadarı Ä°srail'e atfedildi. Ä°srail bunların hiçbirisini üstlenmezken, geçen ay BaÅŸbakan Benyamin Netanyahu Ä°srail'in Hizbullah'a yapılan silah sevkiyatlarını engellemek için operasyon yaptığını ilk kez kabul etti. Cumartesi akÅŸamı Güney Åžam'ın bir banliyösündeki bir binayı hedef alan hava saldırısını ise Ä°srail bir kez daha ne kabul etti ne de onayladı. Ama görünüşe göre Ä°srail'i kolaylıkla atfedilebilecek en önemli olanı bu saldırı. Ä°ddialara göre dört füzenin isabet ettiÄŸi binada hayatını kaybeden dokuz kiÅŸiden en göze çarpanı Samir Kantar'dı. Ä°srail karşıtı terör saldırılarının en önemli faillerinden birisi olan Kantar, Haran ailesini hedef alan 1979'daki Nahariye Saldırısını gerçekleÅŸtirmesinden ötürü yirmi dokuz yıl Ä°srail'de hapis yatmış ve 2008'de Ä°srail-Hizbullah arasındaki esir-cenaze takasında serbest kalmıştı.  

Ancak saldırının doğrudan intikam amaçlı olduğu su götürür. Biraz daha dikkatli ele alındığında saldırının zamanlaması, yeri ve hedefine yönelik birçok sorunun cevapsız kaldığı görülüyor. Kantar'ın ölmesi, defnedilmesi ve Hizbullah lideri Hasan Nasrallah tarafından methedilmesiyle birlikte açıkça görülüyor ki Kantar bir terör dehası değildi. Golan Tepelerindeki Dürzileri İsrail'e karşı seferber etmekle görevlendirilen Kantar bunda başarısız olmuş ve İsraillilerden çok Dürzilerin ölümüne sebep olmuştu. Kendi elemanlarını kullanmayı tercih eden Hizbullah'ın dışladığı Kantar öldürülmeden önce İran Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs Gücü ile işbirliği yapıyordu.

Eğer Kantar gerçekten İsrail füzeleriyle öldüyse, bu durum istihbaratın elinde Kantar'ın sınır ötesi bir saldırı planladığına dair bilgiler olduğunu gösterir. Ama yine de bu ne doğrudan bir tür 'önleme' amaçlı ne de Kantar'ın kanlı geçmişiyle alakalı bir saldırıydı.

İsrail'e atfedilen hava saldırılarının çoğu Suriye-Lübnan sınırı yakınlarında, Hizbullah'ın karargahlarına silah taşıyan konvoyları hedef almıştı. Şam civarında en az iki hedef tam isabetle vurulmuştu ama kezâ onlar da konvoylar ve silah depolarıyla ilişkili saldırılardı. Geçmişte askeri malzemeden ziyade şahısları hedef tek saldırı geçen Ocak ayında Hizbullah komutanları Cihat Muğniye ve Muhammed İsa ile İran Devrim Muhafızlarından Tugay Komutanı Muhammed Ali Allahdadi'nin Kuneytire yakınlarında öldürülmesiydi. Saldırıdan sonra İsrail güvenlik birimlerinde böyle önemli hedeflerin öldürülmesini müteakip Hizbullah ile İran destekli bir gerilimin yaşanabileceğinden korkanlar oldu. Sınırdaki bir patlamayla iki İsrail askerinin öldüğü misilleme ise 10 gün sonra gelmiş ve bu İsrail'de "sınırlı" (limited) olarak değerlendirilmişti.

Saldırının Yöntemi ve Zamanlaması Önemli

Kantar geçmişteki kötü şöhretine rağmen Muğniye, İsa ve Allahdadi ile aynı seviyede değildi. Lakin öldürülme yöntemi ve zamanlaması önemli. Yalnızca Şam'daki bir apartmana isabet eden füzelerden dolayı ölmüş olması değil, aynı zamanda bu saldırının Rus güçlerinin Suriye'de konuşlanmaya başlamasından ve Vladimir Putin'in Beşar Esad'ın hamiliğini üstlenmesinden üç ay sonra meydana gelmiş olması. Bu süre zarfında İsrail iddialara göre Suriye'de üç saldırı düzenledi fakat bunlar şimdilerde Sukhoi jetlerinin ve S400 füze sistemlerinin koruması altında olan Şam'a değil, sınıra yakın Kalamun bölgesindeki konvoylara yönelikti. Amerikan jetleri bile Rus jetleriyle çatışmaya girmekten kaçındığı için sadece IŞİD'in kuzeydoğudaki kalesi konumundaki Rakka üzerinde uçabiliyor.

Şam'daki bir hedefe matuf füzeler, her ne kadar iddia edildiği gibi Suriye hava sahası dışından ateşlenmiş olsa da, Rusya'ya karşı açık bir meydan okuma. Öncesinde bir anlaşma veya koordinasyon yoktuysa, İsrail'in böyle bir saldırıya kalkışmasını hayal etmek güç.

Cumartesi akşamından beri Rusya'dan herhangi bir karşılık gelmedi. Salı günü öğleden sonra Putin ve Netanyahu bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. İsrail Başbakanlık Ofisi'ne göre iki isim "terörle savaşı" konuştu. Kantar bu görüşmede gündeme geldi mi peki? Her hâlükârda Kremlin ölümcül saldırı hakkında herhangi bir hoşnutsuzluk dile getirmedi.

Moskova’nın Hesaplamaları      

Rusya'nın Suriye'de iki menfaati var. Birincisi Tartus limanında Akdeniz'de sahip olduğu tek üssü korumak (Sıcak sulardaki limanlar Ruslar için Çarlık Rusyasından kalma stratejik bir takıntı.) Diğeri ise Batı'ya Esad'ı görevinden uzaklaştıramayacağı gerçeğini dikte ettirmek. Rusların bu uğurda karşılaştığı aksilikler de oldu - sınır ihlali yapan bir Rus jetinin geçen ay Türkiye tarafından düşürülmesi veya isyancıların elindeki bölgeleri tekrar almaya matuf kara harekatının başarısız olması gibi. Rusya'nın karadaki müttefikleri İran ve Hizbullah ama anlaşılan Putin Suriye'nin güney komşusunu da kendi tarafında tutmak da istiyor.

Önce Esad'ın ayrılmasını isteyen ve şimdi de geri vites yapıp Rusya ile birlikte IŞİD'e odaklanmak üzere ortak diplomatik bir çözüm arayan Obama yönetiminin aksine, İsrail Esad'ın geleceği hususundaki resmi duruşu agnostik olageldi. Bazı İsrail savunma yetkilileri arasında Rusya'nın Suriye'de "İsrail'in ellerini bağlayabileceği" şeklindeki endişelere rağmen, söylenenlere bakılırsa iki ülke arasındaki koordinasyon oldukça iyi gidiyor. Geçtiğimiz ay bir Rus jeti Golan üzerinde kazara sınır ihlali yaptı ama çözüm hemen bulundu. Kıdemli bir İsrailli yetkili durumu "Biz onların ayağını çelmiyoruz, onlar da bizim," şeklinde izah etti.

2015 biterken, Suriye'de bir geçiş dönemi de ateşkes ilan etme teşebbüsleriyle beraber sona eriyor olabilir. Rusya Esad'ın varlığını sürdürmesini sağlama almış gibi. Bu da iç savaşın başından beri Esad'a iki yüz elli bin Suriyeliyi katletmesinde yardım etmiş İran ve Hizbullah için iyi haber demektir. Ancak İran, kara kuvvetlerinin çoğunu kıdemli subaylarının da dahil olduğu ağır kayıplardan sonra geri çekti. Hizbullah hala Suriye'de ama 1,400 civarında savaşçısını kaybetti, binlercesi de yaralandı ki bunun da silahlı kuvvetinin üçte biri olduğu tahmin ediliyor.

Tüm bunlar olup biterken, Rusya sıkı bir biçimde kontrolü elinde tutuyor ve Ä°srail'in güvenlikle ilgili kaygılarını da dikkate alıyormuÅŸ gibi gözüküyor. Böylesi bir sonuç, yani kendi adamlarının Rus hakimiyetindeki Åžam'da iddiaya göre Ä°srail tarafından ortadan kaldırılması, Tahran ve Nasrallah'ın Beyrut karargahındaki karar alıcıların tam olarak düşündükleri ÅŸey deÄŸildi.  

Kaynak: Haaretz
Dünya Bülteni için tercüme eden: Mustafa Doğan

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.