YaÅŸam
Teknolojiye insanî boyut
İnsanoğlu, çakıltaşları ile oynayan çocuklar gibi eşyanın dış formu, türlü biçimiyle oynayadursun; tabiat var oluşundan bu yana düzenini, uyumunu koruyor.
2000'lere doğru bir kuşku büyümede gönlümüzde; ölü bir duyarlılığın gündeme getirdiği sinsi ve süslü bir tehlike ile karşı karşıyayız. İnsanlık "Evreka, evreka" çığlıkları atıyor ama "özlediğini" bulmuş değil hâlâ...
Ultramodern çaptaki teknik gelişmelere rağmen "kuşku çağı vizyonu" bir türlü değişmiyor. Çünkü nükleer uygarlığın ve teknolojik büyümenin temelinde tehdit var. İnsanlığın yararına gibi görülen her buluşun bünyesinde aynı zamanda bir ölümcül ya da bulunuyor mutlaka. Sığınakları yıkılan insanın önünde tek bir yol kaldı: Silaha sarılmak!.. Şimdilik kullanmasa da yedeğinde bulunduruyor.
Neden ölü bir duyarlık diye isimlendirdik çağın görüntüsünü? Ölü bir duyarlık; çünkü, eşyanın yüzeyinde dolaşıyor. Ölü bir duyarlık; çünkü, eğreti bir estetik kurgulama ile gerçek güzeli köreltiyor; erdem ve değer kavramlarını çarpıtıyor. Ölü bir duyarlık; çünkü, dinamikleri, her an patlamaya hazır dinamitlerden oluşuyor. Ölü bir duyarlık; çünkü, metafizik kaygısı yok. Ve artık insanoğluna düşen, yeni bulgular ve kurgular kaosundan sıyrılıp, bu ölü duyarlığı yepyeni bir gündönümüne taşımaktır. Benzetişi uygunsa, makinenin yüreğine cemre düşürmek. İşte insanlığın özleyişi budur ve ancak o zaman "Evreka, evreka" çığlıkları atmaya hakkı olabilir.
Victor Hugo, yeryüzü karmaşasını anlattığı bir şiirinde "Ve mezarın çözdüğü dolaşık yumak"demektedir. İşte kâinattaki hikâyemizin özeti bu. Yani bütün bildiklerimiz zaten var olana getirilen bir yorum. Olan'ın acemi ve âciz bir tefsiri. Asıl sır, kaosun içinde gizli. Kâinatın çözülemeyen üstün formülü... Karınca sürüleri gibi eşyayı ötesinden berisinden tutup sağa sola sürüklüyoruz ama bunun "niçin"i üzerinde pek durmuyoruz. Birçok bilimadamı "o benim işim değil" diyor. Çünkü düzensizliğin özündeki gizli düzeni yakalamak farklı bir gayret gerektiriyor. Bu nasıl bir kaostur ki, mekanik bir düzene ve sistematik bir işleyişe bağlı... Kaosun "düzensizliğin düzeni" olarak tanımlanması boşuna değil...
Tartışmayı Tartışmak, Olcay Yazıcı, Ötüken Yayınları, İstanbul 1992
Henüz yorum yapılmamış.