Türkmen Dağı'nda iç savaşın en kanlı günleri
Bayır Bucak'ta Suriye İç Savaşı'nın en kanlı günleri yaşanıyor. Dünyanın dört bir yanından getirilen binlerce paralı askerin kara harekatına Rus jetleri havadan destek sağlıyor. Gerçek Hayat dergisi yeni sayısında Türkmen Dağları'nda şiddetlenen savaşın nabzını tuttu.
Tarih 30 Eylül 2015. Suriye'de demokratik taleplerle baÅŸlayan sivil gösterilerin Esed rejimi tarafından ÅŸiddetle bastırılıp, halk hareketinin silahlı devrim giriÅŸimine evrilmesinden tam tamına 54 ay sonra…
Rusya Federasyonu, bu tarihte Suriye'ye yönelik ilk hava harekatına başlayacağını duyurdu. Açıklanan neden, dünyanın geri kalanının, bir ülkenin başka bir ülkeye bomba yağdırmasına sessiz kalmasını sağlayacak kadar önemliydi. Zira Rusya, hava kuvvetlerine ait jetlerin terör örgütü IŞİD'e ait noktaları hedef alacağını tüm dünyaya deklare ediyordu.
Rusya'nın Suriye'de operasyonlara başladığı tarihte, ülkenin en büyük gruplarının bileşenlerini oluşturduğu Fetih Ordusu, Cisr eş Şuur ile İdlip kentlerini çoktan almış, Gab bölgesinde önemli kazanımlar elde etmiş ve rejimin kalesi olan, Suriye Baas Yönetimi Başkanı Beşşar Esed'in memleketi Lazkiye önlerine kadar dayanmıştı. Temmuz ayında yine büyük grupların Ensarüşşeria çatısı altında Halep'te giriştikleri büyük operasyonların dumanı hâlâ tütüyordu. Bu ortamda Rus savaş uçakları belirlediği hedefleri tek tek vurmaya başladı.
Rusya'nın bahanesi var
Çok geçmeden Rus uçaklarının Fetih Ordusu ve Özgür Suriye Ordusu bileşenlerini hedef aldığı ve Suriye devrimini boğmaya çalıştığı anlaşıldı. ABD'nin Afganistan'a El-Kaide'yi, Irak'a hâlâ bulunamayan kitle imha silahlarını bahane ederek saldırmasına benzer bir bahaneyi kullanan Rusya, Suriye'ye giriş bileti olarak ülkedeki IŞİD varlığını kullanmış, ama ağır bombardıman uçaklarını IŞİD'in belini kırmak yerine Suriyeli muhalifleri öldürmek için Suriye semalarına göndermişti.
Türkmen Dağı'nda IŞİD var mı?
Rusya'nın IŞİD'i deÄŸil Suriyeli muhalifleri vurduÄŸu gerçeÄŸi, savaÅŸ uçaklarını Bayır Bucak'a yönlendirmesiyle artık saklanamaz bir noktaya taşındı. Zira Bayır-Bucak'a en yakın IŞİD unsuru Halep'in kuzeyindeki Azez'de konuÅŸlu durumda. Basit bir “Google Map" taramasıyla dahi iki nokta arasındaki uzaklığın 250 km'den fazla olduÄŸu görülüyor. 2013 yılında daÄŸda hücreler kurmak isteyen IŞİD'in önündeki en büyük engel Türkmen muhaliflerdi ve IŞİD bu muhalifler tarafından daÄŸdan kovulmuÅŸtu.
Bayır-Bucak bombardımanı 2 Ekim'de başladı
Lazkiye'deki Hmeyim Hava Üssü'nden kalkan Rus jetleri, 2 Ekim günü Bayır Bucak bölgesini vurmaya başladı. Jet bombardımanın dışında Rusya'nın Akdeniz'de kullandığı Tartus Üssü'nden gönderilen füzeler, Türkmen Dağı'ndaki muhalif savaşçıların üzerine yağıyordu. 2 Ekim'de başlatılan bu bombardıman, Esed yanlısı güçlerin Bayır-Bucak'a yapacağı kara harekatının ilk işareti oldu.
Lejyonerlerin iki motivasyonu
2011 yılında başlayan iç savaş, Suriye rejim ordusunu erittikçe eritti. Uzun bir dönem Esed motivasyonu mezhep taassubu ve para."
O lejyonerler bunlar mı?
Esed yanlısı güçlerin Bayır-Bucak'a yaptığı kara harekatının ilk safhası olan Gımam saldırısını cephe gerisinden izlerken zihnimde Ageydi'den duyduğum bu sözler yankılanıyordu. Zira sadece 2 km önümde şiddetli bir savaş sürüyor, yaralıların bağırışları kulağımıza kadar geliyordu. Irak'tan, İran'dan, Afganistan ve Lübnan'dan Beyrut'a taşınan oradan da Lazkiye'ye getirilerek Türkmen Dağı cephesine sevk edilen binlerce yabancı paralı asker, daha önce hiç gelmedikleri dağlarda, daha önce hiç tanımadıkları insanlara kurşun sıkıyordu. Büyük bir oyunun küçük bir sahnesinin figüranlarıydı onlar ve yüzlerce yıldır yaşadıkları toprakları savunan köylülere kurşun sıkarak affedilmez bir suçu işlemeye devam ediyorlardı.
Ä°ran “ölecek Åžii" taşıyor
Türkmen Dağı'nda Esed safında Türkmenlere karşı savaşan yabancı militanlar Asaib el Hak, Liva Zülkar, Fatıma Tugayları, Lübnan Hizbullahı, Mukaveme-i Suri gibi örgütlerin mensupları. Koordinasyon İran Devrim Muhafızları'nda, harekatta önemli destekçileri ise Rus savaş uçakları. Dakikada onlarca füze, bomba ve topun düştüğü mevzi ve köylerde yüksek ölçekte bir deprem etkisi oluşuyor. Ellerinde uçaklara yetişecek silah bulunmayan Türkmen savaşçılar çareyi tuttukları mevzileri boşaltmakta buldu. Jetlerin yardımıyla Esed güçleri geçtiğimiz hafta Türkmen Dağı'nda adım adım ilerleyerek Acısu, Avanlı, Züveyk noktalarını tamamen ele geçirdi. Son olarak Kızıldağ'ın da Rusya-İran-Esed güçleri tarafından ele geçirilmesiyle, Bayır-Bucak'ın neredeyse tamamında kontrol Türkmen savaşçılardan çıktı. Hem Türkmen Dağı hem Türkiye sınırına hakim tepeler Esed güçlerinin kontrolü altına girdi. Kızıldağ'a tank ve topçuların yerleştirilmesiyle de bölge bir ateş çemberinin içine alınmaya çalışıldı.
Ve Türk İHA'ları havalanır
Ta ki 22 Kasım'a kadar... Türkmen Dağı'nda hakimiyetin Esed güçlerine geçmesinin ardından Ankara'da Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında güvenlik zirvesi toplandı. Toplantının ardından Suriye-Türkiye sınırında Türk İnsansız Hava Araçları belirdi. Bu İHA'lar sınır koordinatlarını güncelledi ve hazırlıklar son aşamaya geldi. Artık savaş Türkiye sınırlarına
kadar dayandı. Rus-Esed güçlerinin topları artık Türkiye sınırına kadar düşmeye baÅŸlamışken, Türk obüsleri “angajman kuralı" gereÄŸi devreye girdi ve KızıldaÄŸ'daki bazı noktalara atış gerçekleÅŸtirdi. Sabahında ise Türk hava sahasını iÅŸgal eden Rus jeti Türkiye tarafından, uçak pilotlarını aramak için bölgeye gönderilen Rus helikopteri de Türkmen muhalifler tarafından düşürüldü. Bu hamleler KızıldaÄŸ için psikolojik duvarın aşılmasının ve Türkmen savaşçıların KızıldaÄŸ'ı geri alarak bölge güvenliÄŸini büyük ölçüde saÄŸlamasının önünü açtı.
Bölünmüşlük direnişi zayıflatıyor
Türkmen Dağı'nda cephenin oldukça bölünmüş olması ve Suriye genelinin dış manipülasyonlara alabildiğine açık bir hale gelmesi Bayır Bucak'ın en büyük handikapı. Suriye Türkmen sokağında sadece askeri açıdan değil siyasi yönden de birbirine rakip klikler oluşuyor. Bu da esaslı bir toparlanmanın önündeki en büyük engeli teşkil ediyor. Özellikle hükümetin net Suriye politikasına rağmen, sınır bürokrasisinin keyfiyete varan yaklaşımları da başta Türkmen Dağı direnişinin hanesine eksi puan olarak dönüyor.
Savaşın kimliğe etkisi
Bayır-Bucak, Suriye Türkmenlerinin etnik farkındalığının en yüksek olduÄŸu bölgesiydi. Humus ve Deyr ez Zor Türkmenleri yıllar içinde etnik kimliklerini kaybetti. Halep Türkmenleri ise ÅŸehir hayatının gereklilikleri ölçüsünde diÄŸer etnik kökenden Suriyelilerle kaynaşıp karıştı. Ancak yüksek daÄŸların kapladığı sık ormanların içindeki köylerde yaÅŸayan Bayır-Bucak Türkmenleri açısından yüzlerce yıl da geçse Türkmen kimliÄŸi belirleyici bir faktör olmaya devam etti. Ancak Suriye İç Savaşı'yla birlikte Bayır-Bucak'ın etnik kimliÄŸi de Türk-Ä°slamcı, hatta ümmetçi bir çizgiye doÄŸru kayıyor, Türkmen savaşçılar Türkmen Dağı'yla sırt sırta veren Kürt Dağı'nda direniÅŸlerine devam eden Arap muhaliflerle koordineli olarak Bayır-Bucak'ı savunmaya devam ediyor. Uzun bir süre Türkmen Dağı'ndaki direniÅŸi komuta eden Ahmet Arnavut, “Bu savaÅŸ bize azap deÄŸil, rahmet. Biz, bizi bildik, kendimize geldik" diyor.
Henüz yorum yapılmamış.