Sosyal Medya

Güncel

Çekingen adımlardan somut vaatlere

64. Hükümet Alevilere ilk kez cemevlerinin hukuki statüsünün tanınacağı sözü verdi. 58. hükümetten bu yana Alevilerin talep ve beklentileri konusunda hükümet programlarında çekingen ifadeler kullanan AK Parti için bu bir ilk. "Geleneksel irfan merkezleri ve Alevi vatandaşlarımızın inanç ve kültür temelli talepleri karşılanacaktır" ifadesine hükümet programlarında demokratikleşme ve yeni anayasa başlığı altında yer verildi.



AK Parti ilk olarak 1 Kasım seçim beyannamesinde yer verdiÄŸi vaadini hükümet programına da taşıyarak Alevilere 4 yıl içinde bunu gerçekleÅŸtiriceÄŸini taahhüt etti. Hükümet önümüzdeki günlerde açıklayacağı 3, 6 aylık ve 1 yıllık Eylem Planları ile bunu hangi tarihte yerine getireceÄŸini gösterecek. 64. hükümet programında Alevilere yönelik olarak kullanılan diÄŸer ifadeler ise aslında daha önceki beyanname ve programlarda yer alanlarla neredeyse aynı. 

Düşünce, inanç, ifade ve girişim özgürlüğü insan onurunun ve kimliğinin ayrılmaz bir parçası olduÄŸu ve anayasal koruma altında olduÄŸu belirtildi. "Bu özgürlükleri sınırlayan yegâne unsur, eşit haklara sahip diğer vatandaşların özgürlük alanları ve onurlarıdır." denildi. Programda ÅŸu ifadeler yer aldı:

"Herkesin temel hak ve özgürlüklerden en ileri derecede yararlanacağı bir Türkiye’yi hedefliyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda, toplumdaki her bireyin yaÅŸam tarzını güvence altına alan bir yaklaşımı benimsiyoruz.

Bu bağlamda; geleneksel irfan merkezleri ve Alevi vatandaşlarımızın inanç ve kültür temelli talepleri karşılanacaktır. Cemevleri, eğitim sisteminde bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız."

Çekingen ifadelerden somut vaatlere 

2002 yılında iktidara gelen AK Parti, Alevi açılımı olarak tanımlanan süreci ilk kez 2009 yılında baÅŸlattı. 4 çalıştay düzenledi. 2002 - 2009 yılları arasında hükümet programlarında Aleviler konusunda çekingen olarak tanımlanabilecek ifadeler kullanıldı. 

Abdullah Gül'ün baÅŸbakanlık görevini üstlendiÄŸi ilk AK Parti hükümeti olan 58. hükümet programında 'alevi' kelimesi kullanılmadı."Ä°nanç özgürlüğünü sınırlayan hükümlerin evrensel hukuk ve özgürlük anlayışı içinde dikkate alınarak yeniden düzenleneceÄŸi" belirtildi. 

"Hukuk ve adalet anlayışımız gereÄŸi, hukukun üstünlüğü içinde devletin topluma ve bireylere dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep aidiyeti gibi

sebeplerle ayırım gözetmesi söz konusu olmayacaktır. Anayasamızda tanımlanan laiklik ilkesi ve din ve vicdan hürriyetine etkinlik ve iÅŸlerlik kazandırılarak, dinin, dini duyguların veya dince kutsal sayılan ÅŸeylerin siyasi veya kiÅŸisel çıkar yahut nüfuz saÄŸlamak amacıyla istismar edilmesi veya kötüye kullanılmasını Ã¶nleyebilecek bir din eÄŸitimi ve öğretimi, Anayasamızda tanımlanan çerçevede etkinlik ve verimliliÄŸe kavuÅŸturulacaktır. Böylelikle, hem vatandaÅŸlarımızın din eÄŸitimi ve öğrenimi alanındaki beklentileri karşılanacak, hem de bu alanda yaÅŸanan suistimallere son verilmek mümkün olacaktır."

ErdoÄŸan dönemi hükümet programları 

Recep Tayyip ErdoÄŸan tarafından 14 Mart 2003'te kurulan 59. AK Parti hükümeti, programını "ikinci roketleme aÅŸaması" olarak tanımladı. Ancak Alevilerin beklentileri konusunda somut vaat yer almadı. Hatta bir önceki hükümetin programıyla sadece bir kaç sözcük farkıyla aynı ifadeler kullanıldı. 

"Hukuk ve adalet anlayışımız gereÄŸi, hukukun üstünlüğü içerisinde, devletin, topluma ve bireylere dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep aidiyeti gibi sebeplerle ayırım gözetmesi söz konusu olmayacaktır. Bu konular etrafında ayrımcı politikalar peÅŸinde koÅŸanlar, karşılarında, AK Parti hükümetini aşılmaz bir engel olarak bulacaklardır."

ErdoÄŸan'ın kurduÄŸu ikinci hükümet olan 2007 yılında kurulan 60. hükümet programında ise Alevilere bakışı eleÅŸtirilen Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı'na yönelik ifadeler dikkat çekti. 

"Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı, her türlü siyasi görüş ve düşünce karşısında özerkliÄŸini koruyarak dinin birleÅŸtirici ve bütünleÅŸtirici özelliÄŸini, din kurumunun saygınlığını öne Ã§Ä±karmış ve toplumun bütün kesimlerinin ortak kabul ve teveccühünü kazanmıştır."

ErdoÄŸan ilk kez bu hükümet döneminde Muharrem iftarına katıldı. Alevilerle aynı sofrada buluÅŸtu. Aynı zamanda bu hükümet dönemi Alevi Açılımı çerçevesinde çalıştaylar da düzenlendi. Ancak Alevilerin bir kısmı bu çalıştayları desteklerken, bir kısmı da eleÅŸtirdi. Bazı aleviler bu çalıştayları 'top çevirme', 'oyalama' olarak gördü. 

ErdoÄŸan'ın yine baÅŸbakanlık görevini üstlendiÄŸi 2011 yılında kurulan 61.Hükümet demokratikleÅŸme hedefini "ileri demokrasi" olarak belirledi. ErdoÄŸan'ın 'ustalık dönemi' olarak tanımladığı bu hükümet programında ilk kez açıkça Alevilerden söz edildi. "KronikleÅŸmiÅŸ toplumsal sorunları örtünün altına iten, görmezden gelen politikaları asla benimsemedik ve benimsemeyeceÄŸiz." diyerek demokrasi eksikliÄŸi ile büyüyen; dil, din, mezhep, etnik köken gibi konularda Ã§ok boyutlu ve kalıcı çözüm arayışlarının süreceÄŸi belirtildi.

"Bütün etnik gruplara, müslim veya gayrimüslim, sünni veya alevi, başörtülü veya başı açık, yoksul veya zengin, kadın veya erkek, engelli veya engelsiz, ÅŸu veya bu siyasi görüşten tüm vatandaÅŸlarımıza aynı nazarla bakıyor, her bir bireyin temel hak ve özgürlüğünü en ileri düzeyde hayata geçireceÄŸi bir ortamı hedefliyoruz."

Davutoğlu ve Alevilere yaklaşım

 

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu'nun Hacı BektaÅŸ-ı Veli Kültürünü Yayma ve YardımlaÅŸma DerneÄŸi Cemevi’ni ziyareti.
[FotoÄŸraf: AA ArÅŸiv]

 

Ahmet DavutoÄŸlu'nun BaÅŸbakanlık görevini üstlenmesinin ardından hazırlanan 62. hükümet programında ise bir adım daha atıldı. Alevilerin talep ve beklentileri konusunda kaanat önderleri ve temsilcileriyle birlikte hareket edileceÄŸi söylendi. 

"Hükümetimiz, Yeni Türkiye’yi inÅŸa misyonu doÄŸrultusunda diÄŸer toplumsal kesimler gibi, Alevi vatandaÅŸlarımızın da inanç ve kültür temelli taleplerini karşılamayı hedeflemektedir. Hükümetimiz bu süreci Alevi vatandaÅŸlarımızın kanaat önderleri ve temsilcileriyle koordine ederek yürütmeye devam edecektir."

DavutoÄŸlu hükümet programında yer alan bu ifadeyi HacıbektaÅŸ'a ve Tunceli'ye giderek, Alevi dedeleri, akademisyenler ve kanaat önderleriyle istiÅŸare toplantılarında bir araya gelerek hayata geçirdi. Hacı BektaÅŸ Veli Türbesi’ne giriÅŸte ücret alınmasını kaldırttı, din dersi kitaplarının içeriÄŸinin tartışılabileceÄŸini söyledi, Tunceli Ãœniversitesi’nin adının Munzur olarak deÄŸiÅŸtirileceÄŸini açıkladı. Aleviler bu adımları taleplerinin için aralanan bir kapı olarak gördü ama tatmin olmadı. 

7 Haziran seçim beyannamesinde de Aleviler umduklarını bulamadılar. Çünkü beyannamede "Cemevleri, eÄŸitim sisteminde saÄŸlıklı bilgilendirme, üniversitelerde araÅŸtırma ve uygulama merkezleri oluÅŸturma gibi Ã§eÅŸitli konularda alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız." denildi sadece. 

AK Parti 1 Kasım seçimlerine giderken ise ilk kez cemevlerinin hukuki statüsünün tanınacağından bahsetti. 

"Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız. Aynı ÅŸekilde, geleneksel irfan merkezlerinin ve cemevlerinin ihtiyaçlarının karşılanması için 5393 sayılı Belediye Kanunu, 3194 sayılı Ä°mar Kanunu ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda gerekli deÄŸiÅŸiklikleri yapacağız."

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.