Sosyal Medya

Dünya

''Avrupa'da baskı IŞİD'i büyütüyor''

Belçika merkezli Irkçılığa Karşı Avrupa Ağı Direktörü Michael Privot'a göre İslamofobi yükselmeye devam edecek. Bu da IŞİD’in Müslümanları kutuplaştırma stratejisine çok uygun bir durum. Çünkü IŞİD, Müslümanların, toplumun çoğunluğu tarafından köşeye sıkıştırılmasını ve çıkacak iç savaşta IŞİD’e katılmalarını umuyor.



Paris saldırılarının ardından Fransa ve Avrupa genelindeki Müslümanlara karşı Ä°slamofobi'nin artması endiÅŸeleri dile getiriliyor. Charlie Hebdo saldırılarından sonra artan Ä°slamofobik saldırılar bunu doÄŸrular nitelikte. AraÅŸtırmalar Fransa’da Ä°slamofobik saldırıların bu yılın ilk dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre üç kat arttığını gösteriyor.

Fransa’daki Ä°slamofobi’ye Karşı Ortak GiriÅŸim'in (The Collective Against Islamophobia) rakamlarına göre 2014’ün ilk dokuz ayında 110 Ä°slamofobik saldırı gerçekleÅŸti. 2015 yılının aynı döneminde bu sayı 330'a yükseldi. Ä°badet yerlerine, mezarlara ve kiÅŸilere direkt olarak 103 saldırı gerçekleÅŸti. 227 saldırının da tehdit, taciz ve göz korkutma ÅŸeklinde gerçekleÅŸtiÄŸi kaydedildi. Belçika’daki Ä°slamofobya’ya Karşı Ortak GiriÅŸim’e göre 2011 yılından bu yana islamofobik saldırılar yüzde 94 oranında artış gösterdi. 2014 yılında 184 islamofobik saldırı kaydedildi.

Belçika merkezli Irkçılığa Karşı Avrupa Ağı (ENAR) Avrupa BirliÄŸi ülkelerinde ırkçılığa karşı mücadele eden 160 kuruluÅŸun çatı örgütü. Örgütün Direktörü Michael Privot, Paris saldırıları ardından Avrupa’da IŞİD’e katılanların niteliklerini, örgüte katılma nedenlerini, bunlar için alınan önlemleri ve artan Ä°slamofobi'yi Al Jazeera Türk’e anlattı.

“IŞİD’e katılanların çoÄŸu suça bulaÅŸmış kiÅŸiler”

Michael Privot, özellikle Belçika ve Fransa’dan örgüte katılanların çoÄŸunlukla Müslüman olarak doÄŸanlardan oluÅŸtuÄŸunu, az sayıda da olsa sonradan Müslüman olanların örgüte katıldığını belirtiyor. Privot, sosyo-ekonomik anlamda ise örgüte katılanların profillerinin çeÅŸitlendiÄŸini belirtiyor. Bu profilleri şöyle açıklıyor:

“IŞİD’e katılanlar daha çok mahrum bırakılmış geçmiÅŸi olanlardan geliyor. Hatırı sayılır bir çoÄŸunluk da geçmiÅŸte suça bulaÅŸmış, sabıkası olan kiÅŸilerden oluÅŸuyor. Kadınlardan ise özellikle daha çok orta sınıftan katılanlar var.  Ortak yönleri, haklarından mahrum edilmiÅŸ kimseler, toplumun bir parçası olamamış, eÅŸit ÅŸanslar sunulmamış, söz hakkı bulamamış kiÅŸiler olmaları. Ä°slamofobi’den çekmiÅŸ kiÅŸiler gibi. Bunların hepsi tek tek IŞİD’in güçlü asker hikâyesine iyi eklemlenmiÅŸ durumlar. Tüm bunlar,  IŞİD'in üye toplarken kullandığı söylemde açık bir ÅŸekilde deÄŸindiÄŸi konular. Aralarında üniversite seviyesinde kiÅŸiler de olsa da çoÄŸunluÄŸunun eÄŸitimi üniversite seviyesinin altında.”

“Ä°yi eÄŸitimliler ‘sessiz hicret’i tercih ediyor”

Michael Privot bu ülkelerde eÄŸitim öğretim seviyesine iliÅŸkin fırsat eÅŸitsizliÄŸi, toplumun bir parçası olamamaları nedeniyle her zaman bir sınıf sorunu olduÄŸundan söz ediyor. EÄŸitim seviyesi yüksek olanların bu eÅŸitsizlik nedeniyle ülkeyi terk ettiÄŸini belirten Privot, bu durumu “sessiz hicret” olarak adlandırıyor:

Belçika ya da Fransa’yı terk eden çok iyi eÄŸitimli Müslüman profesyoneller Londra, Kanada, ABD, Singapur veya Åžangay'a gidiyor. Çünkü onlara oralarda kendilerini geliÅŸtirme fırsatları sunuluyor. EÄŸer bu eÄŸitim seviyeniz yoksa ve aynı derecede ayrımcılığı hissediyorsanız, alt sınıf hicrete katılmanız muhtemeldir ki bu da IŞİD’e katılım anlamına gelebilir.

 
Michael Privot IŞİD'e katılanların çoğunun sabıkalı olduğunu belirtiyor. [Fotoğraf: Facebook]

 

“Hükümetler toplumla daha fazla etkileÅŸim içinde olmalılar”

Privot, Avrupa’da hükümetlerin radikalleÅŸme sürecini izleyeme çalıştığını belirtiyor. Ancak zamanında müdahale etmenin zor olduÄŸunu ifade ediyor. Michael Privot ‘a göre hükümetlerin toplumla daha fazla etkileÅŸim içinde bulunmaları gerekiyor. Ancak etkileÅŸimin uygulanmasının zor olduÄŸunu ifade ediyor:

“Bu gerçekten Ä°ngiltere hariç Belçika’da ya da Avrupa’da tam olarak uygulanabilmiÅŸ deÄŸil. Ä°ngiltere’de bile toplum odaklı polislik gayretleri muhafazakâr hükümetten çok çekti. Ve tabii ki bardağın ne zaman taÅŸacağını öngörmek çok zor. Kimlik kartlarına ve pasaportlara el koymak, gerçekten gitmek isteyenler için de ideal bir çözüm deÄŸil." 

Michael Privot’a göre Ä°slamofobi , özellikle Müslümanlara veya Müslüman olduÄŸu düşünülen kiÅŸilere ya da bu kesime ait binalara yönelik faÅŸizm Fransa’da, Ä°ngiltere’de, Ä°sveç’te, Belçika’da, Hollanda’da ya da en azından nefret suçu ve nefret dili vakalarının olduÄŸu ülkelerde giderek artıyor. Ancak ilk defa Avrupa BirliÄŸi'nden ırkçılığa karşı mücadele eden bir örgüt olarak kendi çalışmalarına kulak verdiÄŸini söylüyor.

“Geçen ekim ayında Avrupa Komisyonu antisemitizm ve Ä°slamofobi Ã¼zerine ilk defa Avrupa BirliÄŸi’nde üst düzeyde bir toplantı organize etti. Hala gidecek uzun bir yolumuz var ama bu yine de iyi bir baÅŸlangıç.

“Ä°slamofobi  yükselmeye devam edecek”

Privot’a göre Ä°slamofobi yükselmeye devam edecek. Bu da IŞİD’in Müslümanları kutuplaÅŸtırma stratejisine çok uygun bir durum. Çünkü IŞİD Müslümanların toplumun çoÄŸunluÄŸu tarafından köşeye sıkıştırılmasını ve çıkacak iç savaÅŸta IŞİD’e katılmalarını umuyor.  

Åžimdiye kadar yetkiler Ä°slam ve Cihadizmi  birbirinden ayrı tutmaya Ã§alıştılar, ama bir noktada çok daha fazla saldırı olduÄŸunda mesela bunu yapmaya devam etmeyecekler.  Bu da Müslümanlar için çok zor olacak.”

Michael Privot‘a göre Avrupa toplumunda genel hissiyat şöyle; toplum kaygan bir yokuÅŸtan aÅŸağı kayıyor, herkes bundan kaçınmaya istekli gibi görünüyor. Ama kimse bu döngüyü kırmak için bir pozisyon almak istemiyor ki bu da hiç iyi bir durum deÄŸil.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.