Dünya
Ankara-Washington: Akortsuz bir iliÅŸki
Obama ve Erdoğan 14 ay aradan sonra ilk yüz yüze görüşmelerini yapıyor. İki ülke özellikle Suriye konusunda aynı noktada değil. Bununla birlikte IŞİD ile mücadelede belli bir eşgüdümü kısmen de olsa yakalamış durumdalar. Fakat Ankara, güvenlik endişelerinin ABD tarafından hâlâ net olarak anlaşılmadığını düşünüyor.
Antalya’daki G-20 zirvesine katılan ABD BaÅŸkanı Barak Obama ve CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan Pazar sabahı bir buçuk saatlik bir görüşme için bir araya geliyor. IŞİD’in Paris’e yönelik saldırılarından hemen sonra bir araya gelen liderlerin gündemi Suriye ağırlıklı olacak. ErdoÄŸan’ın, Suriye’de kalıcı bir çözümün ilk adımı olarak güvenli bölge oluÅŸturulması önerisini bir kez daha gündeme getirmesi bekleniyor.
Ä°ki lider son yüz yüze görüşmelerini 5 Eylül 2014’te NATO zirvesi sırasında Galler'de yapmış; Filistin, Irak, Suriye ve IŞİD konusunda görüş alışveriÅŸinde bulunmuÅŸtu.
Bu görüşmede de aynı konuların gündeme gelmesi bekleniyor. ABD’nin Suriye konusunda kapsamlı bir politika ortaya koyamamasının bedelinin bölge ülkeleri tarafından ödendiÄŸini ve sorunu derinleÅŸtirdiÄŸini düşünen Ankara, Washington’un IŞİD ile mücadele çerçevesinde PKK’nın Suriye kolu PYD’ye verdiÄŸi destekten de rahatsız. ErdoÄŸan’ın özellikle Suriye konusunda ‘birlikte hareket etme zorunluluÄŸuna’ dikkat çekmesi bekleniyor.
ABD güvenli bölgeye ikna olmadı
Türkiye başından beri Suriye’de güvenli bölge oluÅŸturulmasından yana. Ankara, böyle bir güvenli bölge oluÅŸturulmuÅŸ olsaydı, IŞİD benzeri radikal örgütlerin güçlenemeyeceÄŸini ve ülke nüfusunun neredeyse yarısının yerinden edilmemiÅŸ olacağını düşünüyor.
Ancak güvenli bölge oluÅŸturulması konusunda Ankara, Washington’u uzun tartışma ve müzakerelere raÄŸmen ikna edebilmiÅŸ deÄŸil.
2015 Temmuz ayının sonunda, Türkiye ile Amerika arasında IŞİD konusunda varılan mutabakata göre, Ä°ncirlik IŞİD'e karşı Amerikan uçaklarına açılacak, Türk savaÅŸ uçakları da bu mücadeleye katılacaktı. Böylece Suriye’nin kuzeyinde ‘IŞİD’den arındırılmış bölge’ oluÅŸturulacaktı. Ä°ncirlik kullanılmaya baÅŸlandı ‘IŞİD’den arındırılmış bölge’ bir türlü oluÅŸturulamadı. Bu konuda ABD’den de Türkiye’nin beklentilerinin altında kalan açıklamalar geldi.
Mutabakata göre, Türkiye sınırındaki Azez ile Cerablus arasındaki bölge belli bir derinlikte bir tür fiili güvenli bölge haline dönüştürülecek ve havadan korunacaktı. Bu alan öncelikle IŞİD'den temizlenecek, güvenlik saÄŸlandığında da buraya Türkiye'ye kaçmış olan Suriyeli sığınmacılar dönmeye baÅŸlayacaktı. Amerikan yönetimi bu alanın IŞİD'den temizlenmesini vurgularken, ‘herhangi bir ÅŸekilde bölge’ tanımlaması yapmaktan kaçındı. Türkiye, aralarında PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD de dâhil “terörist” kabul ettiÄŸi bütün unsurların bu alandan uzak tutulmasını talep ediyor. Ancak Washington, PYD konusunda son zamanlarda tutum deÄŸiÅŸikliÄŸine gideceÄŸinin sinyallerini verse de henüz Ankara’nın istediÄŸi noktada deÄŸil.
PYD konusunda ABD’de kıpırdanma var ama…
ABD'nin IŞİD'e karşı Irak ve Suriye'de yürüttüğü DoÄŸal Kararlılık Operasyonu'nun sözcüsü Albay Steve Warren, 4 Kasım günü Savunma Bakanlığı muhabirlerinin sorularını yanıtlarken, PKK’nın Suriye’deki kolu olan PYD’nin silahlı birlikleri YPG’ye yapılan silah yardımıyla ilgili “Åžu andan itibaren, YPG’ye silah veya cephane saÄŸlamıyoruz” demiÅŸ ve ÅŸunları eklemiÅŸti:
“Åžimdiye kadar saÄŸladığımız silahlar, bir kez yaptığımız havadan yardımda saÄŸladığımız cephane, Suriye-Arap koalisyonu içindi. Åžu andan itibaren, gelecek takviyeler de Arap, seçilmiÅŸ Suriyeli muhalif üyelere gidecek.”
Bu açıklamanın ertesi günü DışiÅŸleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, günlük basın toplantısında bu konuyla ilgili sorulan soruya “Daha önce de söyledik, sahada IŞİD’i kovalamakta etkili olan IŞİD karşıtı savaşçıları desteklemeye devam edeceÄŸiz” diye yanıt verdi, gruplar arasında yapılan ayrımlara deÄŸinmedi.
Warren'ın sözleriyle ilgili olarak Türk DışiÅŸleri Bakanlık Sözcüsü Tanju Bilgiç de, açıklamanın memnuniyet verici olduÄŸunu, Türkiye’nin bunun sahada nasıl uygulanacağını ‘kararlılıkla’ takip edeceÄŸini söyledi.
Ancak yine de bu açıklamalar Ankara için yeterli değil. Ankara kendi güvenlik endişesinin Washington tarafından hâlâ net bir biçimde anlaşılmadığını düşünüyor.
Suriye’de geçiÅŸ dönemi tanımında yakınlaÅŸma
PYD’ye verdiÄŸi desteÄŸin müttefikiyle arasını bozduÄŸunun farkında olan Washington, Suriye’de olası bir geçiÅŸ dönemi için de kapsamlı bir politikayı yakın bir zamana kadar oluÅŸturamadı. Bu da Ankara ve Washington iliÅŸkilerindeki baÅŸka bir anlaÅŸmazlık konusu oldu.
Washington, Ekim ayının sonunda Suriye’de geçiÅŸ dönemiyle ilgili bir plan ortaya koymuÅŸ ancak bu plan Suriye rejiminin en önemli destekçilerinden Rusya ve Ä°ran tarafından kabul görmemiÅŸti. Fakat ABD’nin önerisi Ankara ve Washington’nun kısmen de olsa yeniden yakınlaÅŸmasına neden oldu.
ABD’nin planı Suriye’nin toprak bütünlüğünü, çok kültürlülüğünü koruyarak ve henüz çökmemiÅŸ devlet kurumlarının tamamıyla yıkılmasını engelleyerek, kontrollü ve yönetilebilir bir geçiÅŸ süreci ortaya çıkarmak üzerine kurulu ki bu da başından beri Ankara’nın savunduÄŸu formül.
Ancak yine de bunun nasıl saÄŸlanabileceÄŸi konusundaki görüş ayrılıkları devam ediyor. Obama’nın Suriye’ye küçük bir özel kuvvet birliÄŸinin gönderilmesi için yetki verdiÄŸinin Kasım ayı başında duyurulmasının hemen ardından ABD Savunma Bakanı Ashton Carter ABC Televizyonu’na röportaj verdi. ABD’nin daha fazla asker göndermeye hevesli olduÄŸunu söyledi. Ancak bunun için ‘IŞİD ile savaÅŸmaya istekli, hevesli ve kapasite sahibi gruplar bulunması gerektiÄŸini’ vurguladı.
ABD, Esed rejiminin yıkılmasından sonra kontrollü bir geçiş yapılamazsa, radikallerin iktidara geleceğini düşünüyor ve bu nedenle de adım atmakta aşırı ihtiyatlı davranıyor. Türkiye ise Esed rejimi kaldığı ve soruna çözüm bulunmadığı sürece ülkede radikal unsurların güç kazanacağını vurguluyor. Bu konunun da Erdoğan-Obama görüşmesinde bir kez daha gündeme gelmesi bekleniyor.
Paralel yapı da gündeme gelebilir
Ankara ve Washington arasındaki baÅŸka bir sorun da ‘paralel yapılanma’ örgütlenmesi. Ankara, 17 Aralık ve 25 Aralık 'rüşvet ve yolsuzluk operasyonları’ sonrasındaki süreçte müttefiki Washington’un yanında durmadığını düşündü. 17-25 Aralık operasyonlarından sonra, lideri ABD’de yaÅŸayan Gülen Cemaati ile hükümet karşı karşıya geldi. Türk hükümeti kendisine karşı casusluk faaliyeti içinde bulunduÄŸunu iddia ettiÄŸi birini barındırdığı için müttefikini eleÅŸtirdi. Ä°ki liderin görüşmesinde ErdoÄŸan’ın bu konudaki görüşlerini birkez daha aktarması bekleniyor.
İlişkilerdeki kırılmalar
Irak’ı iÅŸgal ederek OrtadoÄŸu’da birçok sorunun derinleÅŸmesine ve yenilerinin doÄŸmasına neden olan Bush yönetiminin ardından farklı bir politika vaadiyle 2008’de iktidara gelen Obama, OrtadoÄŸu’yu güç kullanmadan deÄŸiÅŸtirme politikasında Türkiye’nin güvenilir bir ortak olacağını düşünmüştü. Ankara da benzer bir umudu Obama yönetimi için taşıyordu. Ancak her iki ülkenin de hazırlıksız yakalandığı 2010 yılında baÅŸlayan Arap Baharı ile birlikte iliÅŸkileri tanımlamak için kullanılan ‘model ortaklık’ta sarsılmalar yaÅŸanmaya baÅŸladı, hedefler farklılaÅŸtı. Türkiye OrtadoÄŸu’da demokratik deÄŸiÅŸimleri desteklerken, ABD statükoyu koruma çabasına girdi.
Ankara’nın OrtadoÄŸu’daki deÄŸiÅŸime destek verilmemesi durumunda radikalizmin ortaya çıkacağı ve güçleneceÄŸi uyarılarına da aldırmayan Washington, Arap hareketlenmeleri sonrası ortaya çıkan karışıklığın aşırıcılığa yol açtığını düşündü. Bu nedenle de Mısır’da seçimle iÅŸbaşına gelen Mursi yönetimine karşı yapılan askeri darbeye karşı çıkmadı, darbe yönetimiyle iÅŸbirliÄŸine girmekten de çekinmedi. Bu da Türkiye için baÅŸka önemli bir hayal kırıklığı oldu.
Kendi halkına karşı kimyasal silah kullanan Suriye rejimine karşı, ABD’nin önce askeri müdahaleden söz etmesi ama ülkeden kimyasal silahların çıkartılmasını öngören anlaÅŸmadan sonra bu fikrinden vazgeçmesi, Türkiye’de, Amerika’ya karşı derin bir hayal kırıklığına yol açtı.
Türkiye’nin füze savunma ihalesini NATO dışındaki bir ülkeye, Çin’e vermiÅŸ olması, bu süreç henüz tamamlanmamış olsa da Amerika'yı tedirgin etmiÅŸ durumda.
Henüz yorum yapılmamış.