Güncel
Liderler bu sesi duyacak mı?
G-20 Zirvesi 15-16 Kasım'da Antalya'da yapılacak. Gündemdeki konulardan biri mülteci krizi. Suriye'deki savaş 4 milyondan fazla Suriyeliyi vatanından etti. Suriyeli mülteciler liderlerin kendilerini duymasını istiyor.
Suriye'deki savaÅŸ 4 milyondan fazla Suriyeliyi vatanlarından etti. 2 milyon 200 bini Türkiye'de yaşıyor. 15-16 Kasım'da Antalya'da yapılacak G-20 Zirvesi'nde mülteciler konusu da Türkiye'nin talebiyle liderlerin gündeminde olacak. Vatanından uzak Suriyelilerin, liderlerden beklentisi ülkelerindeki savaşın bir an önce bitmesi ya da göç koÅŸullarının iyileÅŸtirilmesi...
Suriye’deki savaÅŸ uzadıkça, diÄŸer ülkelerde olduÄŸu gibi Türkiye’deki Suriyeliler için de hayat zorlaşıyor. Çalışamayan, iÅŸ bulamayan Suriyelilerin çoÄŸu yardıma muhtaç durumda. Kimi hasta, kiminin ailesi paramparça olmuÅŸ, kimi aç... Bir ÅŸekilde iÅŸ bulup çalışan ise kıt kanaat geçiniyor.
Bodrum katında iki oda 10 kişi
Tıpkı 60 yaşındaki Bekir Hüseyin ve ailesi gibi… Yaklaşık dört yıl önce Türkiye’ye geldiler. Åžam’ın kırsal kesimindeki evleri bombardımanda yıkılınca baÅŸka çareleri kalmamıştı. Esenler’de iki odalı bir bodrum katında evli olan iki oÄŸlu, gelinleri ve torunlarıyla yaşıyorlar. Yani toplamda üç aile, 10 kiÅŸi... Ä°ki odalı evde hayata tutunmaya çalışıyorlar.
Ev rutubetli, eski… DoÄŸalgaz yok, soba yok… Elektrik sobasıyla ısınıyorlar. Ama dertleri bununla da sınırlı deÄŸil. Yatalak bir hastaları var. 34 yaşındaki oÄŸlu Imad Hüseyin Türkiye’ye geldikten sonra hasta olmuÅŸ. Bekir Hüseyin nedenini ÅŸöyle anlatıyor:
“Türkiye’ye geldikten sonra bir süre çalıştı. Bazen iÅŸ buldu. Bazen bulamadı. Hanede 10 kiÅŸi varız. Türkiye pahalı, geçinmek zor. Çok düÅŸünüyordu, ne yapacağız, nasıl geçineceÄŸiz diye. DüÅŸünmekten hasta oldu. Geçen mayıs ayında bir gece aniden rahatsızlandı. Acile götürdük. Tansiyonu 28’e fırlamış. 14 gün hastanede yattı. Sonra çıktı. Sonra tekrar götürdük. Dört ay yattı. Åžimdi evde bakıyoruz.”
34 yaşında felç oldu
Babası bunları anlatırken 34 yaşındaki Imad Hüseyin aÄŸlamaya baÅŸlıyor. Babası Bekir Hüseyin tüm yükün aÄŸabeyinde olmasına üzüldüÄŸünü zaman zaman aÄŸladığını söylüyor. Suriye’de otobüs ÅŸoförlüÄŸü yaparak hayatını kazanan Imad Hüseyin’in ÅŸimdi tüm vücudu felç. Yutkunma yetisi yok. Bu yüzden boÄŸazından açılan bir delikten besleniyor. Sadece gözlerini oynatabiliyor. Doktorlara göre yaÅŸaması bile mucize. Ömür boyu bakıma ihtiyacı var. 24 yaşındaki eÅŸi Sozdar da kalp hastası. Yakın zamanda by-pass operasyonu yapılmış. Ä°ki küçük çocuÄŸu var. Onlar da Imad Hüseyin’in aÄŸabeyinin eline bakıyor.
Bütün yükü sırtlayan aÄŸabey de bir tekstil atölyesinde kot taÅŸlama iÅŸçisi olarak çalışıyor. Sabah 7.30’da evden çıkıyor, akÅŸam 10’da eve geliyor. Bazen bin lira kadar alıyor. Bazen daha az. Anlattıklarına göre bu paranın 600 lirası kiraya, 200 lirası faturalara gidiyor. Geri kalanı ile geçinmeye çalışıyorlar. Okul çağındaki iki torun Suriyelilerin açtığı Åžamuna okuluna gidiyor. Okula da para ödeyemiyorlar.
Åžimdi bir yanda ömür boyu bakıma muhtaç genç bir oÄŸul, bir yanda geçimlerini saÄŸlaması gereken 10 kiÅŸi. Bekir Hüseyin bir yolunu bulup Avrupa’ya gitmek istediklerini söylüyor. Ama bu durumda çok zor olduÄŸunu ekleyip kendilerine uzanacak bir yardım eli bekliyor.
Sekiz kiÅŸi dükkanda yaşıyorlar
Ahmed Abdullah 54 yaşında. Aslen Ä°dlipli, savaÅŸtan önce Halep’te yaşıyordu. Bir sene önce altı çocuÄŸu ve eÅŸiyle birlikte Türkiye’ye geldi. Bir kızı daha var, o da Suriye’de evli. Esenler’de bir mahalle arasındaki bir dükkânda yaşıyorlar.
Suriye’de polislik yapan Ahmed Abdullah Halep’te evleri bombalanınca önce memleketleri Ä°dlip’e gittiklerini anlatıyor. Ancak orada da bombardıman ve çatışmalar yoÄŸunlaşınca Türkiye’ye gelmeye karar vermiÅŸler:
“Çocuklarım için geldim. Onlar için endiÅŸelendim. Sürekli bombardıman ve çatışmalar vardı. Bir evim vardı bombardımanda yıkıldı.”
Anlattığına göre bir arkadaşı vasıtasıyla Esenler’e geldiler ve bu dükkânı buldular. KomÅŸuların yardımı ile bir kaç eÅŸya yerleÅŸtirdiler. Yaklaşık bir yıldır burada yaşıyorlar. Banyo yok, bu yüzden dükkânın tuvalet bölümünü de banyo olarak kullanıyorlar. Mutfak da yok. Bir perde ile ayırdıkları arka bölümün köÅŸesini mutfaÄŸa, bir köÅŸesinin yatak odasına çevirmiÅŸler.
Bu dükkâna 500 lira ödüyorlar. Faturalar da var. Toplam masraflarının 700 lirayı bulduÄŸunu söylüyorlar. Baba iÅŸ bulamamış. EÅŸi, çocukların bakımıyla uÄŸraşıyor.17 yaşındaki oÄŸlu Muhannet bir Suriye okulunda temizlik iÅŸleri yapıyor. 800 lira civarında para kazanıyor. 11 yaşındaki kardeÅŸi ise öÄŸleye kadar okula gidiyor, öÄŸleden sonra bir tekstil atölyesinde ortacı olarak çalışıyor. Bazen komÅŸulardan borç alarak geçimlerini saÄŸlıyorlar. Baba Ahmed Abdullah çocukları için üzüldüÄŸünü söylüyor:
"Kızım okuldan dönüyor. Sonra tekstil atölyesine gidiyor. Annesine diyor ki 'Anne okuldan dönen çocuk yemek yer. Dinlenir. Ama benim iÅŸe gitmem lazım.' ÇocuÄŸum için üzülüyorum."
Ahmed Abdullah bir iÅŸ bulup çalışmak, çocuklarına bakmak istiyor. Tabii bir de dükkândan çevirdikleri evde deÄŸil ‘gerçek bir evde’ yaÅŸamak....
Emre itaatsizlikten bir yıl hapis yattı
Tarık, 23 yaşında. Suriye’de liseyi dokuzuncu sınıfa kadar okumuÅŸ. Ä°ç savaÅŸ baÅŸladığında Åžam’da yaşıyordu. Dört kardeÅŸler. Ä°ki erkek kardeÅŸi Ürdün’de. Küçük kardeÅŸi, annesi ve babasıyla hâlâ Suriye’de, kendisi ise Ä°stanbul’da hayata tutunmaya çalışıyor.
Anlattığına göre Tarık, Suriye’deyken okulu bıraktıktan sonra berberlik yapmaya baÅŸladı. Sonra askere gitti. AskerliÄŸinin son döneminde iç savaÅŸ baÅŸladı. Ondan protestoculara gerektiÄŸinde ateÅŸ etmesi istendi. O ise reddetti. Gerisini ÅŸöyle anlatıyor:
“Sokakta protesto yapanlara ateÅŸ etmemi istediler. Ama reddettim. Çünkü onlar bizim kardeÅŸlerimizdi. Hepimiz kardeÅŸiz. Nasıl onlara ateÅŸ edebilirdim? Emre itaatsizlikten hapse atıldım. Bir yıl boyunca mahkemeye çıkmadım.”
“70 kilodan 45 kiloya düÅŸtüm”
Tarık, bir yıl boyunca hapisteyken ailesi de onu aradı. Hastanelere, hapishanelere, karakollara baktılar. Ancak ondan haber alamadılar. Tarık bu süre zarfında en az üç hapishane deÄŸiÅŸtirdiÄŸini söylüyor. Orada yaÅŸadıklarını ise ÅŸöyle anlatıyor:
“Bir yıl boyunca ne ben ailemden haber aldım, ne onlar benden. Her türlü iÅŸkence gördük. Neler olduÄŸunu anlatmayacağım. Hepsini sosyal medyadan öÄŸrenebilirsiniz. Ama küçük bir koÄŸuÅŸta 200 kiÅŸi oluyorduk. DoÄŸru dürüst yemek yoktu. 70 kilo girdim, 45 kilo çıktım. Hijyen yoktu. Banyo tuvaletler çok pisti. Hasta oluyorduk. Bizi doktora diye götürüyorlardı. Ama dövüp geri getiriyorlardı.”
Tarık anlattığına göre bir yıl sonra ÅŸartlı salıverildi. Hapisten çıktıktan sonra bir ay ne konuÅŸabildi ne yemek yiyebildi. Psikolojisi çok kötüydü. Hemen Suriye’den kaçmak istedi. Ancak ÅŸartlı salıverildiÄŸi için pasaport alma hakkı yoktu. Bu yüzden rüÅŸvetle pasaport aldı. Önce Lübnan’a gitti. Bir ay orada kaldı. Orada iÅŸ bulamayınca Malezya’daki bir akrabasının yanına gitti. Bir berber dükkanında iÅŸ buldu. Ancak üç aylık vizesinin süresi dolunca ikâmetini uzatması gerekiyordu. Uzatamadı. Türkiye’ye geldi. Burada aÄŸabeyinin bir arkadaşı onu aldı, Zeytinburnu’nda bir eve götürdü. Tarık sonrasını ÅŸöyle anlatıyor:
“Küçücük bir odada 8-9 kiÅŸi kalıyorduk. Çok zordu. Ama mecburdum kalmaya. Bir ay kaldım orada. Sonra babamın bir arkadaşı vardı. onun da burada bir Türk arkadaşı vardı. Halil aÄŸabey. Çok iyi biriydi. Bana çok yardım etti. Bana dükkân açtı. Neden bu iyiliÄŸi yaptı? Ä°yi bir Müslümandı çünkü. Yadım etmek istedi. Ama ben Türkçe bilmediÄŸim için yapamadım. Yürütemedim iÅŸi. Para kazanamadım. Ona daha fazla yük olmak istemedim. TeÅŸekkür ettim, özür diledim ayrıldım.”
Avrupa hayali hüsranla bitti
Tarık, daha sonra Avrupa’ya gitmeye karar verdi. Sosyal medyadan insan kaçakçıları ile anlaÅŸtı. Parayı ucu ucuna denkleÅŸtirdi. Edirne’ye gitti. Anlattığına göre Edirne’den sınıra arkadaÅŸları ile birlikte 13 saat yürüdü. Sınırdan kaçmaya çalışırken güvenlik görevlileri gördü. Onlardan kaçmaya çalışırken bir taşın üzerine düÅŸtü. Yaralandı. Bacağı incinmiÅŸti. Bacağı bir ay sargıda kaldı, bir ay yattı. Ä°yileÅŸince Fatih’te bir berberde iÅŸ buldu. Åžimdi bu berberde çalışıyor. ArkadaÅŸları ile ev tutmuÅŸ. KiÅŸi başı 250 lira veriyorlar. Ä°ki odalı evde 9 kiÅŸi kalıyorlar.
Tarık Avrupa hayalinden vazgeçiÅŸ deÄŸil. Tekrar denemek istiyor. Nedeni ise ne iÅŸ ne para:
“SevdiÄŸimden deÄŸil. YaÅŸamak için ama yalnız deÄŸil tabii ki. Asıl gitmek istememin nedeni belki annemi babamı kardeÅŸlerimi de oraya getirebilirim. Dört yıldır ailemden ayrı yaşıyorum. Onlarla yaÅŸamayı özledim. Ailemi özledim. Artık ailemle birlikte yaÅŸamak istiyorum. Ailemi Türkiye’ye getiremem, burada hayat çok zor. Ben zor geçiniyorum.”
Halbuki hepsinin Suriye’de iyi bir hayatları vardı. Kendilerine ait evleri, arabaları, iÅŸleri vardı. Durumları kendilerini geçindirecek kadar iyiydi. Ancak ülkede çıkan iç savaÅŸ onların da hayatlarını kararttı. Aradan geçen dört yıldan fazla zamanda her ÅŸey onlar için daha kötüye gitti.
Henüz yorum yapılmamış.