Ekonomi
Selvi: Ekonominin patronu kim olacak?
Abdülkadir Selvi, Başbakan Davutoğlu'nun kabine planıyla ilgili bilgiler verdi...
Yeni Åžafak Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü "Ekonominin patronu kim olacak?" baÅŸlıklı yazısında BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu'nun yeni kabine için planladıklarını ele aldı. Selvi, "Yeni sistemde ekonomin patronu BaÅŸbakan DavutoÄŸlu olacak. Mini kabine doÄŸrudan BaÅŸbakan'a baÄŸlı olarak çalışacak. BaÅŸbakan hem ekonominin patronu, hem kaptanı olacak. Böylece ekonomin patronu Ali Babacan mı olacak, yoksa Berat Albayrak mı gelecek sorusu da böylece ortadan kalkacak. Belki mini kabinede yer alacaklar ama ekonominin patronu BaÅŸbakan olacak" dedi.
Ä°ÅŸte Abdülkadir Selvi'nin yazısından bir bölüm:
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu açıkladı.
Yeni hükümette, “Mini kabine” ÅŸeklinde üç ayrı yapılanmaya gidilecek.
Bu bir anlamda sistem deÄŸiÅŸikliÄŸine iÅŸaret ediyor.
Hangi baÅŸlıklar altında, ”Mini kabine” oluÅŸturulacak.
1-Ekonomi
2-Güvenlik
3-Reformlar
Yeni bir durumla karşı karşıyayız. Ancak bunun küçük bir provası daha önce yapılmıştı.
BaÅŸbakan, güvenlikle ilgili doÄŸrudan kendisine baÄŸlı bir birim oluÅŸturmuÅŸtu.
MGK'dan farklı bir yapılanma.
BaÅŸbakan'ın baÅŸkanlığında yapılan güvenlik toplantısına ilgili bakanlarla birlikte istihbarat birimleri, askerler ve bürokratlar katılıyor.
Güvenlikle ilgili konuların bizzat BaÅŸbakan'ın baÅŸkanlığında ele alınıp, takibinin BaÅŸbakan düzeyinde yapılmasının ayrı bir önemi vardı.
BaÅŸbakan, güvenlik konusunda saÄŸlanan bu baÅŸarıyı ÅŸimdi ekonomi ve reformlara taşımayı hedefliyor.
Yeni bir sistem bu.
Sadece ekonomiyle ilgili geliÅŸmeler takip edilmeyecek, dünya ekonomisinin nereye gittiÄŸi sorusuna cevap aranacak, uzun soluklu perspektif geliÅŸtirilecek.
BaÅŸbakan, ekonomiyle ilgili düÅŸündüÄŸü yeni yapılanmayı ÅŸöyle anlattı: ”Hükümeti kurduktan sonra mini kabine ÅŸeklinde bir mekanizma düÅŸünüyorum. Birisi, ekonomi alanında, yani ilgili bakanların ve bürokratların katılıp, dünya ekonomisindeki geliÅŸmeleri ve Türkiye'ye yansımalarını konuÅŸabileceÄŸimiz bir yapı. Geçen sene bunu bir iki kere yaptık.”
Aynı durum, reformlar konusunda da geçerli.
AK Parti yeni dönemde reformlar ve ekonomi öncelikli olarak hareket edecek.
Ama PKK'ya yönelik operasyonların sürdüÄŸü, Suriye'de iç savaşın devam ettiÄŸi bir dönemde, “Güvenlik” öncelikli gündem maddelerimizden biri olmaya devam edecek.
AK Parti, 3 Kasım 2002 tarihinde tek başına iktidara geldiÄŸi anda tüm dünyayı ÅŸaşırtıcı bir ÅŸekilde AB hedefine odaklandı, ekonomiye ağırlık verdi ve reformlara yöneldi. O günkü ÅŸartlar dikkate alındığında reformlar konusu daha çok AB hedefine endeksli olarak geliÅŸti. Ta ki 2007 yılında, 27 Nisan e-muhtırası ve CumhurbaÅŸkanlığı seçiminde yaÅŸanan kriz, reformların önemli gündem maddesi haline getirdi.
Hem ekonomi, hem reformların dönemsel olmaktan çıkarılması lazım. BaÅŸbakan'ın ”Mini kabine” ÅŸeklinde bir yapılanmaya gitmesi bu açıdan yararlı olacak.
AK Parti, ÅŸunun farkında. 7 Haziran'da yüzde 40.9'a indiren halk, 1 Kasım'da 9 puan artırdıysa, bunun bir sırrı olmalı. Halkımız Türkiye'yi daha iyi yöneteceÄŸine inandığı için AK Parti'yi tekrar iktidara getirdi. AK Parti, 9 puanlık artışı çok iyi analiz etmeli. 1 Kasım'da AK Parti'ye oy verenler arasında 7 Haziran'da sandığa gitmeyen AK Partililerin bir bölümü var. Dindar Kürtler ve daha önce MHP'ye oy veren milliyetçi-muhafazakar kesimler var. Ama ÅŸimdiye kadar AK Parti'ye hiç oy vermemiÅŸ; Adil Gür'ün deyimiyle, “Cebini”, “Cüzdanını”, ”EkmeÄŸini” düÅŸünen bir kesim gelecek kaygısıyla, ülkenin, ekonominin daha iyi yönetileceÄŸi inancıyla AK Parti'yi tercih etti. Tekrar altını çiziyorum, bunların bir kısmı AK Parti'ye hiç oy vermemiÅŸ kesimlerdi.
AK Parti'yi tek başına iktidara taşıyan en önemli unsur, ”Ä°stikrar” kaygısıydı. Oyunu hangi gerekçeyle verirse versin AK Parti, kendisine oy veren yüzde 9'luk kesimi kazanmak durumunda. Hem rakamla yazıyorum hem oran olarak söylüyorum. AK Parti, 1 Kasım seçimlerinde kazandığı yüzde 9 oranında ve 4.5 milyonu aÅŸan oyu, ”Emanet oy” olarak görerek, bunu kalıcı hale getirecek bir strateji takip etmeli.
AK Parti, 1 Kasım seçimlerinde yüzde 49.5 oy almakla birlikte, havuzunu geniÅŸletti. AK Parti'ye oy verebileceklerini ifade edenlerin oranı yüzde 55'e çıktı. AK Parti bu süreci iyi yönetebilirse, 2019'da yapılacak olan CumhurbaÅŸkanlığı, milletvekilliÄŸi ve yerel seçimlerde, üçte üç yapabilir. O nedenle AK Parti, kaybedecek tek bir oyu yok. Ama kazanabileceÄŸi birkaç puanlık oy kendisini bekliyor.
Bu süreçte en önemli unsurlardan biri, ekonomi olacak. Türkiye, AK Parti'nin devraldığı 3 Kasım 2002'deki Türkiye deÄŸil. AK Parti'nin 14 yıldır yönettiÄŸi bir Türkiye var. Kendi baÅŸarısıyla yarışacak bir ekonomi politikalarına ihtiyaç var. Ekonomide yeni bir hikayenin yazılması gerekiyor. O nedenle BaÅŸbakan DavutoÄŸlu'nun ”Mini kabine” yaklaşımı önemli.
Henüz yorum yapılmamış.