EÄŸitim
Döndüler ama kalpleri burada kaldı
180 farklı ülkeden 80 bin misafir öğrenciye ev sahipliği yapan Türkiye, özellikle son 10 yılda bu alandaki çalışmalarını arttırdı. Uluslararası Öğrenci Şurası programı için yeniden ülkemize gelen mezun öğrencilerin birbirinden ilginç hikayeleri var. Kimisi Türkiye’yi 'İngilizce konuşulan bir Avrupa ülkesi' zannederken, kimi Arapların yaşadığı bir ülke olduğunu düşünüyormuş. Çok iyi düzeyde Türkçe bilen öğrencilerden neredeyse tümü ülkesine geri dönüyor ama her fırsatta yeniden ziyarete geliyorlar.
UDEF tarafından gerçekleÅŸtirilen Uluslararası ÖÄŸrenci Åžurası, 3 Kasım'dan bu yana dünyanın 50 farklı ülkesinden akademisyen, kanaat önderi, STK temsilcisi, Türkiye mezunu ve Türkiye'de öÄŸrenim gören misafir öÄŸrencilerin katılımıyla Ä°stanbul'da sürüyor. Dünyanın dört bir yanından gelip ülkemizde buluÅŸan, okulları bittiÄŸinde ülkelerine dönen mezun öÄŸrencileri, hem özledikleri Türkiye ile hem birlikte okudukları arkadaÅŸlarıyla buluÅŸturan etkinlik, 11 yıllık 'misafir öÄŸrenci' serüvenine de ışık tutuyor.
2004 yılında gönüllü bir grup olarak baÅŸlayan, SADER ile devam eden ve Bâb-ı Âlem Uluslararası ÖÄŸrenci DerneÄŸi ile faaliyetlerini sürdüren misafir öÄŸrenci çalışmaları, UDEF'in çatısı altında birleÅŸmiÅŸ durumda. 180 ülkeden 80 bin misafir öÄŸrencinin bulunduÄŸu ülkemizde, misafir öÄŸrencilere 40 ÅŸehirde kurulan 49 dernek ile hizmet veren UDEF, saÄŸladığı desteÄŸi 'maddi ve manevi' ÅŸeklinde belirtiyor. Türkiye'ye gelen misafir öÄŸrenci sayısının 250 bine çıkarılması hedeflenirken, mezun olan ve ülkelerine geri dönen öÄŸrencilerle de baÄŸlantı kesilmiyor.
“Sudan'da her ÅŸeyi kitaplardan öÄŸrendim, Türkiye'de ise yaÅŸayarak"
Dünyanın yüzlerce farklı köÅŸesinden gelen misafir öÄŸrencilere kucak açan Türkiye, bu öÄŸrenciler için 'ikinci ev' oluyor. Hizmet etme düÅŸüncesiyle ülkelerine geri dönseler de Türkiye'yi ve burada kazandıklarını asla unutmuyorlar. Her birinin Türkçesi de çok iyi durumda. Bu öÄŸrencilerden biri Endonezyalı Andhika Rahman. 31 yaşındaki Rahman, lisans eÄŸitimini Sudan'da tamamlamış ve yüksek lisans için Türkiye'ye gelme fikrini Sudan'daki arkadaÅŸlarından edinmiÅŸ. Okulda aldığı tarih derslerinden bir fikir sahibi olduÄŸu Türkiye'yi 'Avrupai' bir ülke olarak hayal eden Andhika Rahman'ın dikkatini o zamanın Türk Lirasındaki sıfırlar çekmiÅŸ ve beklediÄŸinden güzel bir ülke ile karşılaÅŸmış.
Türkiye'de ÅŸahit olduÄŸu yardım organizasyonlarını ülkesinde sürdürüyor
7 yıl boyunca yaÅŸadığı Türkiye'yi ÅŸimdi çok özlediÄŸini söyleyen Endonezyalı Andhika, kar ile ilk defa burada karşılaÅŸmış. Ülkesine döndükten sonra Türkiye'de gördüÄŸü insani yardım çalışmalarını örnek alan projelerde yer alan Andhika, türkiye'nin insani yardım konusunda Ä°slam aleminin önderi olduÄŸunu vurguluyor. Ülkesi Endonezya'da, baÅŸta Suriye, Somali, Arakan olmak üzere 45 farklı ülke için çalışmalar yürüten bir yardım kuruluÅŸunda dış iliÅŸkilerle ilgilenen Andhika Rahman, Endonezya'ya sığınmış Arakanlı mülteciler için de çalışmalar yürütüyor ve bu konuda ilhamı Türkiyeli yardım gönüllülerinden aldığını belirtiyor. Sudan'da okurken her ÅŸeyi kitaplardan öÄŸrendiÄŸini ancak Türkiye'de her ÅŸeyi hayatın içinde öÄŸrendiÄŸini kaydediyor.
“Türkiye'de herkesin Ä°ngilizce konuÅŸtuÄŸunu zannediyordum"
Dr. Hanifa Mbithe, Kenyalı. 7 yıl kaldığı Türkiye'de Ä°stanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiÅŸ. Kenya'da iken Türkiye'nin bir Avrupa ülkesi olduÄŸunu düÅŸünen Dr. Hanifa, herkesin Ä°ngilizce konuÅŸtuÄŸunu zannettiÄŸi için havaalanına ilk indiÄŸinde büyük bir ÅŸaÅŸkınlık yaÅŸamış. “Türkiye ile ilgili çok az bilgim vardı ve buraya geldikten sonra anladım ki onların da hepsi yanlışmış" diyen Hanifa, lisans eÄŸitimi için birçok ülkeye baÅŸvurmuÅŸ ve ilk burs cevabı Türkiye'den gelince Müslüman bir ülke olduÄŸu için düÅŸünmeden yollara düÅŸmüÅŸ.
“Türkiye'de insanlığı öÄŸrendim"
Åžimdi eÅŸinin memleketi olan Tanzanya'da doktorluk yapan Hanifa Mbithe, bu ülkede hem doktorların hem imkanların çok az olduÄŸuna dikkat çekiyor. Ä°lk seneler Türkiye'ye alışmakta zorlanan ve sıcak bir ülkeden geldiÄŸi için çok üÅŸüdüÄŸünü söyleyen Kenyalı Hanifa, “Daha sonra o kadar alıştım ki geri dönmek bile istemedim" diyor. Ülkesinde “Türk" olarak tanındığını söyleyen Hanifa, Türkiye'den ne öÄŸrendiniz sorusuna, “Tek kelime ile insanlığı öÄŸrendim" ÅŸeklinde cevap veriyor.
“Türkiye'den gelen hastadan asla para almam"
“Kenya'ya gelen herkes bizden bir ÅŸey almadan hiçbir ÅŸey vermiyordu. Sadece Türkler bize Allah rızası için, karşılıksız yardım etti" açıklamasında bulunan Dr. Hanifa Mbithe, en büyük hayalinin bu özelliÄŸi çocuklarına öÄŸretmek olduÄŸunu belirtiyor. “Birisi bana yardımda bulunduÄŸunda ÅŸimdi benden ne isteyecek acaba" diye düÅŸündüÄŸünü dile getiren Hanifa, “Türkiye'de her zaman yatacak yerim, yiyecek yemeÄŸi ve bir ailem var" diyor.
Türkiye'de karşılıksız olarak eÄŸitim masrafları karşılanan Doktor Hanifa, ülkesine gelen Türklerden tedavi için asla para kabul etmiyor. Ve hastaneye gelen Türk hastaların hemen kendisini çağırdığını belirtiyor.
“Ben Türkiye'ye gelmeden önce Ä°HH bize geldi"
Yakup Sawadogo ise Burkina Faso'dan gelmiÅŸ ülkemize. 33 yaşındaki Yakup, 8 yıl kaldığı Türkiye'de önce UludaÄŸ Üniversitesi'nde Kamu Yönetimi okumuÅŸ, sonra da Marmara Üniversitesi'nde yüksek lisansını tamamlamış. Türkiye ile Ä°HH Ä°nsani Yardım Vakfı'nın Burkina Faso'da yürüttüÄŸü kurban organizasyonları sayesinde tanışan Yakup, kurban dağıtımı için ülkesine gelen yardım görevlisine okumak istediÄŸini söylemiÅŸ ve Türkiye'de bunun mümkün olup olamayacağını sormuÅŸ. Yardım görevlisi Türkiye'ye döndükten sonra Yakup'u unutmamış ve misafir öÄŸrenci olarak ülkemize gelmesi için yardımcı olmuÅŸ. “Ben Türkiye'ye gelmeden önce Ä°HH bize geldi" diyen Yakup Sawadogo, Türklerin Arap olduÄŸunu zannediyormuÅŸ.
“Türkiye'ye geldiÄŸimde cebimde 100 dolar vardı, bir daha ailemden kuruÅŸ almadım"
Sadece ortaokulda gördüÄŸü birkaç tarih dersinden tanıdığı Türklerin savaÅŸçı olduÄŸunu düÅŸünen Yakup, ilk yurtdışı tecrübesi olarak geldiÄŸi Türkiye'de bütün korku ve endiÅŸelerinden arınmış. “Ülkemde kalsam 4 yıllık bölümü 8 yılda zor bitirirdim çünkü sistemde hala çok fazla sorun var" ÅŸeklinde konuÅŸan Yakup, ÅŸimdi ülkesiyle Türkiye arasında ticaret köprüsü kuruyor.
Okumak üzere Türkiye'ye gelip eÄŸitimin bitirdikten sonra Burkina Faso'ya dönen ilk kiÅŸi olan Yakup Sawadogo, 2013 yılından bu yana Türkiye'den bölgeye gitmek isteyen giriÅŸimcilere ve bölgeden ülkemize gelmek isteyenler iÅŸ adamlarına rehberlik yapıyor. Aynı zamanda Ä°HH Ä°nsani Yardım Vakfı'nın bölgedeki partner kuruluÅŸlarından birinde Genel Sekreterlik görevini yürütüyor. “Memleketten gelirken cebimde sadece 100 dolar vardı" ÅŸeklinde konuÅŸan Burkina Fasolu Yakup Sawadogo, “Gelirken yanımda getirdiÄŸim 100 dolar hariç 8 yıl boyunca ailemden tek kuruÅŸ almadım. Beni Türkiye okuttu" diyerek üç kuruma özellikle teÅŸekkür ediyor; Ä°HH, Hüdayi Vakfı ve Ä°lim Yayma Vakfı.
“1 doktora 40 bin hasta"
Dr. Mehbuba Busser Kemal, Etiyopyalı. 2005 yılında ülkemize gelerek 9 Eylül Üniversitesinde tıp okuyan Dr. Mehbuba, 2012'de ülkesine dönerek doktor olarak göreve baÅŸlamış. Etiyopya'da bir doktora 40 bin hasta düÅŸtüÄŸünü belirten Mehbuba, ülkesinde Hristiyanların okuma oranlarının çok yüksek olduÄŸunu ve sistemde birçok sorun olduÄŸunu vurguluyor. HabeÅŸistan'da doktor ihtiyacı çok fazla olduÄŸu için bir yandan doktorluk yaparken bir yandan uzmanlık yapmak için ülkesine dönen Mehbuba Kemal, 3 yıldır bu konuda resmi bir geliÅŸme olmasını bekliyor.
Türkiye ile ilgili olarak sadece Osmanlı Tarihi dersinde birkaç bilgi edinen bunun dışında Türkiye hakkında hiçbir bilgisi olmayan HabeÅŸistanlı Dr. Mehbuba, burayı Müslüman bir ülke olduÄŸu için tercih etmiÅŸ ve ilk yurtdışı tecrübesi olan Türkiye'yi beklediÄŸinden çok daha güzel bulmuÅŸ.
“Ülkeme dönünce yabancılık çektim, Türkiye denilince aklıma merhamet geliyor"
“Ä°nsanlar öyle sıcak ki, Türkiye'de bulunduÄŸum süre içinde yabancı olduÄŸumu unuttum" diyen Mehbuba, abisinin de eÄŸitimini Ä°ngiltere'de sürdüÄŸünü ancak bir türlü alışamadığını söylüyor. “Türkiye" denilince aklına, 'sıcaklık', 'merhamet' ve 'paylaşım' kelimelerinin geldiÄŸini belirten Mehbuba Kemal, “Ülkeme döndüÄŸüm için yabancılık çekiyorum" diyecek kadar kendini Türkiye'ye ait hissediyor.
“HabeÅŸistan'ı Ä°ngilizler sömüremediÄŸi için Osmanlı'yı unutmadılar"
Etiyopyalı DiÅŸ Hekimi Nesredin Hojele, eÄŸitimini Ä°stanbul Üniversitesi'nde tamamlamış bir DiÅŸ Hekimi. 8 yıl boyunca Türkiye'de yaÅŸayan Hojele, diÄŸer 24 kardeÅŸinden daha ÅŸanslı. Lise eÄŸitimini bitirdikten sonra yurtdışı eÄŸitim için iki Müslüman ülke olarak Malezya ve Türkiye'ye baÅŸvurmuÅŸ. Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu'na olan hayranlığı nedeniyle Türkiye'yi tercih etmesi tavsiyesinde bulunan tarih öÄŸretmeni abisini dinleyen Nesredin, “Osmanlı Torunları" düÅŸüncesiyle geldiÄŸi Türkiye'de 28 Åžubat dönemine denk geldiÄŸi için biraz ÅŸaÅŸkınlık yaÅŸamış. Buna raÄŸmen özellikle Ä°stanbul'da hiç yabancılık çekmediÄŸini belirten Nesredin, Avrupa ve Amerika'da siyahileri sevmediklerini ama Türkiye'de asla böyle bir durum olmadığını söylüyor.
“Etiyopya'ya en fazla yatırımı Türk iÅŸ adamları yapıyor"
Ülkesine döndükten sonra 'Türkiye'de Okuyan Etiyopyalı ÖÄŸrenciler BirliÄŸi'ni kuran Nesredin Hojele, Türklerin Bilal-i HabeÅŸi ve hicret sırasında Müslümanlara kapılarını açan NecaÅŸi nedeniyle HabeÅŸistan/Etiyopyalı kiÅŸileri ayrıca sevdiklerini ve Afrika bölgesinde sömürge olmayan tek ülke olan HabeÅŸistan'ın tarihini Ä°ngilizler yazmadığı için Osmanlıyı unutmadıklarını belirtiyor. Burada okuyan Etiyopyalılar için 'çifte vatandaÅŸ gibiyiz' benzetmesinde bulunan Hojele, “Biz Türkiye'de hiç yabancılık çekmedik, istiyoruz ki HabeÅŸistan'a gelen Türkler de hiç yabancılık çekmesin. Bunun için çalışıyoruz" diyor.
Afrika kıtasında Çin'in çok büyük giriÅŸimleri olduÄŸu halde Türkiye'den dönen öÄŸrencilerin de aracılığı sayesinde Etiyopya'da en çok yatırım yapan yabancıların Türkler olduÄŸunun altını çizen Nesredin Hojele, son 20 yılda iÅŸbirliÄŸinin arttığına ve iki ülke arasındaki iliÅŸkilerin daha önce hiç olmadığı kadar iyileÅŸtiÄŸine dikkat çekiyor.
Henüz yorum yapılmamış.