Sosyal Medya

Güncel

'Anayasadan önce 657'yi değiştirin'

Yeni Söz gazetesi yazarı Kemal Özer, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na ilişkin çarpıcı bir yazı kaleme aldı.



İşte o yazı:

Anayasamızı darbeciler yaptı da, diÄŸer kanunlarımızı kim yaptı? Yine pek çoÄŸunu darbeciler. Bunların en kıdemlilerinden biri, bu ülkenin başının en büyük belalarından olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu.

Son söylenmesi gerekeni peÅŸinen söyleyeyim ki, 1965 yapımı 657 deÄŸiÅŸmeden anayasayı deÄŸiÅŸtirseniz de, bu ülkenin bürokratik vesayetini asla ortadan kaldırmazsınız.

Aslına bakarsanız mevcut anayasanın 20-30 maddesi dışında deÄŸiÅŸmeyen neresi kaldı ki? Bu anayasayı yapanlar cidden zeki ve öyle kurnaz kimselermiÅŸ ki, deÄŸiÅŸtir deÄŸiÅŸtir bir türlü dönemin iÄŸrenç ruhundan uzaklaÅŸamıyorsunuz.

Bu ister bir kanun, ister bir eÅŸya, isterse de bir bilgi olsun, onu üreten ona kendi ruhundan üfürüyor. TeÅŸbihte hata olmasın, tıpkı Allah (c.c.)'ın eÅŸrefi mahlûkat olan insana kendi ruhundan üfürdüÄŸü gidi.

Bir bilginin sahibi kâmil bir kimse ise ondan kimseye zarar gelmez. Fâsık biri ise o bilgi dünyayı cehenneme çevirebilir. Her tür emtiada da böyle, kanunlar da, keÅŸifler de…

657 her ne kadar Suat Hayri Ürgüplü'nün baÅŸvekilliÄŸi döneminde kanunlaÅŸmış ise de, hazırlığı Ä°nönü'nün baÅŸvekilliÄŸi dönemine ait.

Bize kanunları meclislerin yaptığını söyler dururlar. Pek çok kimse bunun böyle olduÄŸunu zannedebilir. Oysa o kanunların hepsine yakınını bürokratlar hazırlar, siyasetçileri ikna ederler, Meclis'e gelir, komisyonlarda görüÅŸülür. Genel Kurul'da ise son ÅŸeklini alır.

Yani milletvekilleri kanun yazmaz, sadece gelen kanunu inceler; ya olduÄŸu gibi, ya da kıyısından köÅŸesinden birkaç müdahale eder ve kabul edilir.

Åžimdi kendisine vesayet hakkı sunan, atanana kadar seçilmiÅŸler karşısında iki büklüm olup, atandıktan sonra da siyasetçilere kan kusturan bürokrasi, kendini var eden kanunu deÄŸiÅŸtirir mi? DeÄŸiÅŸtirmez!

Bu kanun değişmeden vesayet kalkar mı? Kalmaz!

Bu kanun deÄŸiÅŸmeden bu ülkenin önü açılır mı? Açılmaz!

Bu kanun varken, bu ülke iflah olur mu? Çok zor!

657'nin, memurluÄŸun kırmızı kitabı demekte hiçbir beis yok.

Bu kanun, kamunun kapısından gireni, nükleerden bile koruyan bir zırh. 657 zırhın kapsamındaki birini CumhurbaÅŸkanı dahi, iÅŸi, ahvali ve ahlakı kötü birini memurluktan def edemiyor.

Adam devlete kapağı attı mı, bir gram alın teri dökmeden bir ömür yatar da, ona kimse bir ÅŸey yapamaz. O isterse çalışır, istemezse çalışmaz. Zaten 104 gün hafta sonu tatili, uzatmalar hariç 15 gün resmi tatil, raporlar, izinler, geç gelmeler, erken çıkmalar, kaytarmalar der; 100 gün ya çalışıyor, ya da çalışmıyor. Çalışıyor dediysek, iÅŸ yapıyor demedik. Keyfi yeterse daireye gidip geliyor.

Ä°çlerinde öyleleri var ki, küresel ÅŸirketlere maÅŸalıktan tutun da, devletini, milletini satmaya kadar her türlü ihanetin içinde yer alıyor. Elbette mesaisini zayi etmeden, maaşını hak etmek için canhıraÅŸ çalışanlar da var. Hangisinin daha çok olduÄŸunu siz bizden daha iyi bilirsiniz.

Biz fanilere, devleti siyasetçilerin idare ettiklerini dikte ettiler. Oysa biliyoruz ki, hiçbir seçilmiÅŸin yetkisi, basit bir atanmış kadar bile deÄŸil. Bir milletvekili düÅŸünün, bakan olmadıkları müddetçe hangi memura söz geçirebilir. Hangi genel müdür, müsteÅŸar onları umursar.

Bürokrat hata eder, bedelini siyasetçi öder. Bürokrat çalışmaz, bedelini siyasetçi öder. Bürokrat ihanet eder, bedelini siyasetçi ve ülke öder. Siyasetçi cefasını, bürokrat ise sefasını sürer bu ülkede.

Millet kazanır, bürokrasi yer, içer, harcar. Millet bayram seyran dinlemez çalışır, vergisini verir. Ä°flas ederse esnaf, bürokrasi evindeki kilimini, perdesini, hatta ekmeÄŸini bile alır gider. Esnaf iflas ederse aç kalır, siyasetçi kaybederse esâmesi okunmaz da, 657'li bir gün maaşını alamazsa kazan kaldırır, devlet durur. Maaşını bir gün bile ödeyemeyen siyasetçi onu oraya getiren bile olsa, 657'li onun dahi düÅŸmanı kesilir.

Millet en basit hatasında siyasetçiyi yerle bir eder de, hiçbir güç -buna askeri darbeler de dâhil- onları yerinden edemez.

Bu milletin tek bir mükellefiyeti var, o da 657'lileri memnun etmek! Bütün bir millet aç kalır da, 657'linin az alanı, çok alanı aç kalmaz.

'Kısaca 657'li kral, biz tebaa! 657'li patron, millet ırgat. 657'linin yeri saÄŸlam, onu oraya getiren siyasetçi ise içi su alan gemi gibi... En iyisini onlar bilir. Onlar hiç hata etmez. Ederse de bedelini millet öder. Onlar efendi, halk maraba! Yat derlerse yatacaksınız, iyi derlerse iyidir, gel emri verdiklerinde gidecek, kovduklarında terk edeceksiniz.

Onların ceketinin düÄŸmesi bile sizden kıymetli. Mutlu olmak istiyorsanız, onlara ‘üf' bile dememelisiniz. Ama iyi bir gelecek arzu ediyorsanız, ‘anayasayı deÄŸiÅŸtirin' diye dört partiye de baskı yapın. Hayatta kalmak istiyorsanız, bu dört partiye ‘TBMM açıldıktan ve hükümet kurulduktan sonra ilk iÅŸin 657 sayılı Kanunu çöpe atıp yenisini yap, adaletsizliÄŸe son ver, 657'linin zulmünü bitir, diplomayı, torpili deÄŸil, batılılar gibi liyakati esas al' demek olmalı.

Ben siyasi parti olsaydım, bu halka 1300-1500 lira asgari ücretten çok, 657'i deÄŸiÅŸtirip; özel, kamu ayırımına son vermeyi vaat ederdim. O kalkmadan bu ülkenin geleceÄŸinin olmadığını söylerdim. Yeni 657'leri bürokratlara deÄŸil, onların kahrını çekenlere yazdırır ve onların oylamasına sunardım.

Bu ülke, 657'yi deÄŸiÅŸtirmeden asla vesayetten kurtulamaz. Bu ülke, ehiller yerine diplomalıların vesayetinden kurtulmadan, geliÅŸemez, ilerleyemez, daha fazla büyüyemez. Haydi Türkiye, 657 prangasından kurtul ve ÅŸahlan!

657 ile Yeni Türkiye olmaz!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.