Güncel
Çözüm sürecinin yeni formatı ne olacak?
Buzdolabına kaldırılan Çözüm Süreci 1 Kasım seçimlerinin ardından kurulacak AK Parti hükümetinin gündemindeki en önemli konulardan biri. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 'sürece ihanet eden' HDP ile yola devam etmenin mümkün olmadığını söyledi.
2013 yılının ilk aylarında baÅŸlayan çözüm süreci 2015 yılı Nevruz’u öncesinde tam da arka arkaya en önemli geliÅŸmeler beklenirken dondu. 7 Haziran seçimleri sonrasında yaÅŸananlar ise sürecin adeta “tepe taklak” olmasına yol açtı. Åžiddet hiç kimsenin tahmin etmediÄŸi bir hızla tırmandı.
Suruç’taki bombalı saldırının ardından iki yıl sonra PKK’nın saldırıları baÅŸladı. Gelen ÅŸehit haberleri ile birlikte “çözüm atmosferi” yerini güvenlik önlemlerine ve her geçen gün artan gerilime bıraktı. Hükümet sürecin devamı için koÅŸulunun örgütün silah bırakması olduÄŸunu belirtti, kamu güvenliÄŸinden kesinlikle taviz verilmeyeceÄŸinin altını çizdi.
Nevruz sonrasında HDP heyeti ile görüÅŸmelerin durduÄŸu, HDP heyetinin 5 Nisan’dan sonra Ä°mralı’ya da gidemediÄŸi biliniyor. Ancak bilinen baÅŸka bir nokta, devlet heyetinin en azından bir süre öncesine kadar Ä°mralı’ya gittiÄŸi ve Abdullah Öcalan ile görüÅŸtüÄŸü. Bu görüÅŸmelerden kamuoyuna yansıyan tek mesaj Öcalan’ın sürecin bozulmasına iliÅŸkin “her kesime tepkili” olduÄŸu.
Format deÄŸiÅŸikliÄŸine iliÅŸkin ipuçları
1 Kasım seçimleri öncesinde AK Parti’nin mesajı çözüm sürecinin ne olursa olsun devam edeceÄŸi yönündeydi. Seçim kararı alındıktan sonra 12 Eylül tarihinde düzenlenen parti kongresinde yayınlanan Türkiye Bülteni’nde, sürece iliÅŸkin önemli vurgulara yer verildi.
“Çözüm süreci, Türkiye’de demokratik standartların yükseltilmesini, tüm vatandaÅŸlarımızın huzur, refah ve güven içinde yaÅŸamasını amaçlamıştır. Ancak terör örgütü, çözümden yana bir duruÅŸ sergilememiÅŸ, tam tersine kamu düzenini bozacak ÅŸekilde ÅŸiddet eylemlerine devam etmiÅŸtir. Devletin en temel yükümlülüÄŸü kamu düzenini korumak ve bu ÅŸekilde vatandaÅŸlarının güvenliÄŸini saÄŸlamaktır. Bu noktada son olarak mevcut ÅŸartlarda esaslı bir deÄŸiÅŸim olmadığı, PKK Türkiye’deki silahlı varlığını sonlandırmadığı taktirde, çözüm sürecinin aynı formatta yürütülmesinin imkanlarının hayli zayıfladığını ifade etmek gerekir.”
“HDP ile devam etmek mümkün deÄŸil”
Bu, seçim öncesinde AK Parti’den çözüm sürecinin devamına iliÅŸkin en ayrıntılı ipuçlarının yer aldığı deÄŸerlendirmelerden biriydi. 1 Kasım seçimlerinden AK Parti’nin yüzde 49 oyla çıkması bir çok baÅŸlıkta olduÄŸu gibi bu konuda da geleceÄŸe iliÅŸkin beklentileri de etkiledi.
Seçim sonrasında konuya iliÅŸkin ilk deÄŸerlendirme AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten geldi. Çelik, “Yapacakları tek ÅŸey bu silahları gömmektir. Kamu düzeni konusunda tam hakimiyet saÄŸlandıktan sonra o buzdolabı meselesi yeniden gündeme alınır. Buzdolabından çıkarılabilir; ama terörle mücadelenin herhangi bir aÅŸamasında kamu düzeni tam saÄŸlanmadan karşı taraftan gelen 'Çözüm sürecini yeniden devreye sokalım' türü çaÄŸrıların hiçbirini ciddiye almıyoruz.” dedi.
Hükümet’te sürecin koordinasyonunu üstlenen BaÅŸbakan Yardımcısı Yalçın AkdoÄŸan ise çözüm sürecinin akıbetiyle ilgili ilk açıklamasını NTV’ye yaptı. AkdoÄŸan, “Çözüm sürecinin sahibi, mimarı biziz. Neticeye ulaÅŸtırmak için çaba gösteriyoruz.” dedi.
AkdoÄŸan’ın sözlerindeki en önemli vurgu ise format deÄŸiÅŸikliÄŸine yani HDP heyeti, Ä°mralı, Kandil üçgeninde yapılan görüÅŸmelere iliÅŸkindi.
“Burada PKK nasıl sürece ihanet ettiyse, nasıl demokratik çözüme isyan edip silahla bir yere varmak için hareket ettiyse HDP de makas deÄŸiÅŸtirdi ve sürece ihanet etti. Barajı geçmek için paralel yapıyla ortak hareket etti. Süreci açık bir ÅŸekilde bozan aktörler ile yol yürünmesi mümkün deÄŸil. Bundan sonra tüm toplumsal kesimler bizim muhatabımızdır.”
AkdoÄŸan bu açıklamasının hemen arkasından gelen Ä°mralı ayağı ile görüÅŸmelerin nasıl süreceÄŸi sorusuna ise net yanıt vermedi. Ä°mralı ile daha önceki hükümetler döneminde de “Devlet yetkililerinin” görüÅŸtüÄŸünü hatırlattı ancak “o muhtevayla hareket etmek için ÅŸartların olgunlaÅŸması gerekir” dedi.
Bu deÄŸerlendirmeler Ak Parti’nin çözüm sürecinde ısrarcı olacağını ortaya koyuyor. Ancak format deÄŸiÅŸikliÄŸi sürecin gidiÅŸatını da deÄŸiÅŸtirebilir.
“HDP’siz deÄŸil, içinde sadece HDP olmayan”
Bu gidiÅŸatın nasıl ÅŸekilleneceÄŸine iliÅŸkin olarak Al Jazeera’nin sorularını yanıtlayan gazeteci Muhsin Kızılkaya bir çok kesimin meseleye dahil edilmesi durumunda hedefe daha kolay ulaşılabileceÄŸini düÅŸünüyor.
“HDP'siz deÄŸil de sadece HDP’li olmayan bir yöntem olabilir. HDP’nin de içinde olduÄŸu bir çok kesimi meseleye dahil ederseniz daha kolay olur. Toplumun baÅŸka kesimlerinin içinde olmadığı, HDP’nin sadece postacılık yaptığı bir sistem doÄŸru deÄŸildi. Biraz da sivil toplum kuruluÅŸları, insanlar fikirlerini söylesin, baÅŸka akıllar da devreye girsin diye bir yaklaşım yoktu. Hepsinin bir arada olduÄŸu bir sistem mümkün. Herkesi ilgilendiriyor ama sadece üç kiÅŸi konuÅŸuyordu. ÖrneÄŸin Ä°mralı’daki görüÅŸmelerde oradaki aktöre baÅŸka ÅŸeyler söyleyebilecek birkaç kiÅŸi daha görüÅŸmelere katılırsa Öcalan’ın tavrı da baÅŸka olur, durumu daha da ciddiye alır.”
Yeniden baÅŸlaması durumunda görüÅŸmelerin bu defa “istikÅŸafi” olmayacağını da söyleyen Kızılkaya, “Hükümet Ä°mralı ile görüÅŸmelere izin verirse bu defa net olarak kongre tarihi gibi konuların takvime baÄŸlanması ÅŸart olur” dedi.
Format deÄŸiÅŸikliÄŸinin sürecin içinde yer alan kesimlerin geniÅŸlemesini beraberinde getireceÄŸini düÅŸünen bir diÄŸer isim ise OrtadoÄŸu Stratejik AraÅŸtırmalar Merkezi(ORSAM) BaÅŸkanı Åžaban KardaÅŸ. KardaÅŸ, alternatif arayışında ilk adresin Kürt toplumu olacağı görüÅŸünde.
“Kürt sorununda Kürtleri temsil eden sadece PKK ve HDP gibi bir algı yaratmamak, pazarlıkla kazanım elde ettik gibi görünmelerini engellemek için daha çoÄŸulcu bir yapının ortaya çıkmasını hedefliyorlar. Bu zaten önceki sürecin eksik yönlerinden biriydi. HDP dışında Kürt siyasetinde Kürt milliyetçiliÄŸini savunan daha ufak siyasi partiler var, yenileri de kurulabilir. Hiç kimse HDP’yi dışarıda bırakacağız demeyecektir. Ama terörle mücadele devam ederken HDP’nin ikili oynamaya devam etmesi durumunda gösterilen ayrıcalıklar ortadan kalkar. DemirtaÅŸ, silah bırakma çağırısı sorulunca “Ben kimim ki?” demezse sorun çözülür.”
Kaynak: Al Jazeera
Henüz yorum yapılmamış.