Sosyal Medya

Kürsü

Gömün Beni Değiştirmeden

Bizler şeytanı hedefimize aldık, yenmek ya da yakalarsak öldürmek için. hal bu ki yaradan ne diyor. “sen benim Salih kullarıma erişemezsin.”



Gömün Beni DeÄŸiÅŸtirmeden

Türkiye’de Müslümanlar vardı.Ä°slamcılar gelmeden önce

Bizler ÅŸeytanı hedefimize aldık, yenmek ya da yakalarsak öldürmek için. hal bu ki yaradan ne diyor. “sen benim Salih kullarıma eriÅŸemezsin.”

Åžiddetin kaynağı nedir sadece ÅŸeytan ve ÅŸeytanın yaptığı mühendislik midir? Yoksa adaletsiz bataklıklar mıdır? Toplumu germek midir?

Şeytanı nasıl yeneceğiz. Elimizde silahla bekleyerek mi? Salih ve adil kul olarak mı?

Karardığında ortalık bir aydınlık beklersin. Fakir olup aç kalınca el atacak birini beklersin. ÜmitsizliÄŸe düÅŸtüÄŸünde umut olacak birini beklersin. Ä°ÅŸsiz kaldığında sana iÅŸ verecek birini ararsın. Varsa bir yeteneÄŸin keÅŸfedilmeyi beklersin.

Biz Ä°slamcılar bir ÅŸeyleri kaybettik. Heyecan kalmadı.Okuma alışkanlığımız kayboldu. MuhalifliÄŸimiz kalmadı. Åžöhrete, Kadına, yemeÄŸe, paraya, makama, teorisyenliÄŸe bulaşır olduk. Gençlerimiz kalmadı. Çocuklarımız bize benzemiyor. Ä°nsicamı kaybettik. Bir araya gelip kurduÄŸumuz platformlar menfaatçilerin saldırısına dayanamayıp çatırdıyor. Samimiyetimiz bozuldu. Åžeytan hep galip geliyor. Salihler akim kaldı.Ellerimiz kollarımız baÄŸlandı. Ganimet peÅŸine koÅŸar olduk. Ganimete bulananlara raÄŸbet eder olduk. VerdiÄŸimiz oy bile adalet yerine iktidar olunsun diye verilir oldu. Adaletduygusunu kaybettik.

Sarp yokuÅŸu, nedir o sarp yokuÅŸu?

Harun’un beni öldürürler veya fitne çıkar diye ses çıkarmadığı buzağıya tapma olayına Musa’nın müdahale etmesidir.

Cemaat fertlerinin cemaat menfaatleri adına kölelikten azat olmasıdır.

Ä°ktidar elden gitmesin diye, inadına sarılmaktan vazgeçmektir. Çünkü samimi olmayan sarılmalar olayı kurtaramayacaktır.

Adalet aramaktan çok, anketler sonucu yapılan toplum mühendisliÄŸidir.

Suriye de Amerika’yı haklı,Rusya’yı haksız bulmak deÄŸil ilkesel olmaktır.

YokuÅŸu görüp pes etmemektir. Hâlbuki zirveyi çıkamasak bile gayret göstermeli, belki biri vazife addedip yokuÅŸu tırmanabilir.

Yargılamak yerine, anlamaya çalışmaktır.

“Ey Musa biz Allah’ı açıkça görmedikçe senin sözünleasla inanmayacağız.

(Bakara: 55)

Tart adalet terazisiyle inanacağını bulursun.

“Sonra ÅŸükredesiniz diye sizi ölümünüzden sonra yeniden diriltmiÅŸtik.”

(Bakara:56)

Ölüm gelip bizi bulmadan, ölüm uykusundan dirilmektir.

Sarp yokuÅŸ algıdan kurtulup, özgür düÅŸünebilmektir.

Olaylara ayetlere tek pencereden bakmak yanlış, her ayeti farklı yorumlayanı anlayabilmektir. Sarp yokuş.

Allah resulü her insanın karşılaÅŸabileceÄŸi, yaÅŸayacağı zorluklarla karşılaÅŸtı. Onları anlayabildi. Bizlerden de görüÅŸünde isabet edenlerin hayatı zorluklarıyla yaÅŸayanlardır.

Adalet temelli deÄŸilse hedefi ve geleceÄŸi son nokta yeni Osmanlıcılık olandan kurtulup asrısaadeti örnek almaktır.

Her insanın kafasındakileri gerçekleÅŸtirmek için odaklandığı ve fırsat bulursa uygulayacağı bir dönem vardır. Bunun için 10 yıl yeterlidir. Her on yılda bir öncekini fikrenaÅŸabilmektir.

Sırtımızdaki yükü indirmek vaktidir, Rahatlamak için.

Adaletli bir yerde yaşamak varken, soğan sarımsak mı istiyorsun. Buyurun o zaman orada yaşayın.

Yunus as gibi taraftarlar az da olsa orayı terk etmek yerine hakta sebat etmektir.

Taptığımız buzağıyı kurban etme vaktidir.

Adaletsizlikten, yozlaÅŸmadan, tarafgirlikten içi daralıp çare bulmak içininzivaya çekilmektir.

Sırf çocuÄŸu burs alsın diye gelirini az göstermemektir.

Üniversite tercihi yaparken paralı meslekler yerine çocuÄŸun istidadını dikkate almaktır.

İşe, makama eleman alırken eş dost değil hak edeni almaktır.

“Hiçbir günah gizli kalmaz.” Bilincinde olmaktır.

Åžimdide Üstat Sezai Karakoç’tan günümüz Ä°slamcılarını çok güzel anlatan masal ÅŸiirini okuyalım.

“DoÄŸuda bir baba vardı

Batı gelmeden önce

 Birinci oÄŸul batı kapılarında

Büyük törenlerle karşılandı

Sonra onuruna büyük ÅŸölen verdiler

Söylevler söylediler babanın onuruna

Öldürdüler onu ve gömdüler kimsenin bilmediÄŸi bir yere

Baba bunu havanın ansızın kabaran gözyaşından anladı

Öcünü alsın diye kardeÅŸini yolladı

Ä°kinci oÄŸul Batı ülkesinde

Gezerken bir ırmak kıyısında

Bir kıza rastladı dağların tazeliğinde

Üçüncü oÄŸul Batıda…

Patron oldu ama hala uşaktı

..

Dördüncü oÄŸul okudu bilgin oldu

Kendi oymak ve ülkesini

Kendi görenek ve ülküsünü

Günü geçmiÅŸ bir uygarlığa yordu

BeÅŸinci oÄŸul bir ÅŸairdi

Babanın git demesine gerek kalmadan

Geldi ve batının ruhunu sezdi

Büyük ÅŸiirler tasarladı trajik ve ağır

Batının uçarılığına ve doÄŸunun kaderine dair

Topladı tomarlarını geri dönmek istedi

Çöllerde tekrar ede ede ÅŸiirlerini

Kum gibi eridi gitti yollarda

 

Sıra altıncı oğulda

O da daha batı kapılarında görünür görünmez

Alıştırdılar tatlı zehirli sulara

Ä°çkiler içti

Baba ölmüÅŸtü acısından bu ara

Yedinci oÄŸul büyümüÅŸtü

Bir şafak vakti Batıya erdi

En büyük Batı kentinin en büyük meydanında

Durdu ve tanrıya yakardı önce

Kendisini deÄŸiÅŸtiremesinler diye

Batılılar!

Bilmeden

Altı oğlunu yuttuğunuz

Bir babanın yedinci oğluyum ben

Gömülmek istiyorum buraya hiç deÄŸiÅŸmeden

Babam öldü acılarından kardeÅŸlerimin

Ruhunu üzmek istemem babamın

Gömün beni deÄŸiÅŸtirmeden

…“

Åžükrü Çıblak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.