Sosyal Medya

Güncel

Dokuz şüpheli nasıl kaçtı?

Savcılık Ankara saldırısıyla ilgili basında çıkan haberler nedeniyle 9 şüphelinin kaçtığını duyurdu. Peki gazetecilerdeki bilgiler polisin elinde yok muydu? Vardıysa polis bu şüphelilerin kaçmasını engellemekte hızlı davranamadı mı? Emniyet İstihbarat Dairesi'nin eski başkanı Sabri Uzun'a sorduk.



Ankara saldırısını gerçekleÅŸtiren iki canlı bombadan birinin kimliÄŸini açıklayan Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı, aynı açıklamada, 9 ÅŸüphelinin de basında çıkan haberler nedeniyle kaçtığını duyurdu. Açıklamada ÅŸu ifadelere yer verildi:

"Åžüphelilerin yerlerinin tespit edilip, yapılacak operasyonlarla gözaltına alınma iÅŸlemlerinin gerçekleÅŸtirilmesine çaba gösterildiÄŸi sırada, bazı basın yayın organları sorumsuzca davranarak, bir kısım ÅŸüphelilerin ad ve soyadlarının baÅŸ harflerini yazmak suretiyle haber yapmaları neticesinde, bombalama eylemi ile kuvvetli irtibatları olduÄŸu düÅŸünülen 9 kiÅŸinin kaçmasına sebep olmuÅŸlardır. Kaçan kiÅŸiler hakkında Sulh Ceza HâkimliÄŸi'nden "yoklukta tutuklama kararı" alınmıştır.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Kenan Ä°pek de, "Yapılan bir haber nedeniyle aranan çok önemli bir fail firar etti. Toplam 9 kiÅŸi aranıyor. Basınımız bu sorumlulukla hareket etmeli" ifadesini kullandı. 

Ä°pek, "Güvenlik zaafı varsa bu kamuoyuyla paylaşılacak" diye de ekledi. Peki güvenlik zaafı var mı? Bu dokuz ÅŸüpheli nasıl kaçtı? Gazeteciler bu bilgileri polis kaynaklarından edindiÄŸine, dolayısıyla da ÅŸüphelilerle ilgili bilgiler polisin elinde olduÄŸuna göre, bu ÅŸüpheliler neden yakalanamadı? 

Al Jazeera'nin sorularını yanıtlayan Emniyet Ä°stihbarat Dairesi'nin eski baÅŸkanı Sabri Uzun, "Medya üzerinden bir savunma yapmak bana göre pek hukuki ve ahlaki deÄŸil" diyerek ÅŸu ifadeleri kullanıyor:

"Medyaya 'Siz suçlusunuz, haber yaptınız, kaçtılar' demek kendi kendine çeliÅŸki çünkü bu haberi medyaya veren devletin güvenlik görevlileri. Bu savunma pek akıllı adam iÅŸi deÄŸil. Bu mantık pek savunulacak mantık deÄŸil."

Uzun, medyanın da bu haberleri kötü niyetle yapmadığını belirtiyor:

"Medya bunu yayınlarken suçlu kaçsın diye mi yayınladı? Asla öyle bir niyet olduÄŸunu düÅŸünmüyorum. Niyete göre iÅŸlem yapılır; ceza kanununda bir söz vardır: “Suçun unsurlarının oluÅŸması”. Medyada böyle bir suç iÅŸleme temayülü yok, böyle bir niyet yok."

Uzun, medyanın bilgilendirilmesi noktasında da, kendisinin görev döneminde gerçekleÅŸen, 2003'teki HSBC ve sinagog saldırılarındaki uygulamalarını hatırlattı:

"15-20 Kasım 2003 patlamaları olduÄŸunda, bizim medyaya yapmadık çünkü benim dairemin görevi deÄŸildi, ama yabancı medyaya bizim daireden günlük bülten hazırladık. Hem onlar saÄŸdan soldan duyma haberler yapmasın hem de dost düÅŸman bütün devletlere bizim istediÄŸimiz haberi verelim ve o ülkeler arasında eÅŸitliÄŸi saÄŸlayalım istedik. O eÅŸitliÄŸi saÄŸlaman lazım; bu bir kamu görevidir, kısacası dürüst olman lazım."

Kaynak: Al Jazeera

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.