Türk mimarisinin nadide örneği, namazgâh

Açık havada namaz kılmaya mahsus yerler olarak bilinen Osmanlı mimarisinin önemli yapıları, namazgâhlar. Farsça olan namazgâh kelimesi namaz kılınan yer anlamı taşıyor. Ä°slam tarihinin ilk döneminden itibaren örneklerine rastlanan bu yapılar Osmanlı’da en nadide örnekleriyle kendini gösterdi.

Osmanlı coÄŸrafyasının çeÅŸitli yerlerinde inÅŸa edilen namazgâhlar çoÄŸu kere abdest almak için bir çeÅŸme veya kuyu ile birlikte yapılırdı. Genellikle seyahat ve kervan yolları ile mesîre yerlerinde yapılan namazgâhlarla insanlar ibadet ihtiyaçlarını karşılarlardı. Farklı tarzda inÅŸa edilmiÅŸ namazgâh örneklerini görmek mümkün.

“NAMAZGÂHLARIN YAÅžATILMASI GEREK"

Günümüzde sadece Ä°stanbul’da 150’ye yakın namazgâh taşının mevcut olduÄŸunu söyleyen sanat tarihçisi Yavuz Tiryaki, namazgâhlarla ilgili ÅŸunları söyledi: “ÇeÅŸitleri bakımından mihraplı, minberli, ordugâh tipi namazgâhlar dediÄŸimiz namazgâhlarımız vardır. Ölçüleri bunların bir hayli büyüktür. Binlerce insanın bir arada namaz kılabileceÄŸi geniÅŸlikte olanları vardır.

Ama daha sonra menzillerde menzil namazgâhları, çeÅŸme üzerlerinde fevkani namazgâhlar ya da daha küçük ölçekli bir ya da birkaç kiÅŸinin namaz kılabileceÄŸi sadece bir mihrap taşına sahip, kıble taşını gösteren namazgâhları mimarimizde yerini bulmuÅŸtur." 

Namazgâhlar bugün iÅŸlevsel niteliklerini kaybetseler de kültür tarihindeki önemli konumlarını hâlâ muhafaza ettiklerini söyleyen Yavuz Tirkayi sözlerini ÅŸu ÅŸekilde sürdürdü: "Namazgâhlar toplumun birer kültürel parçasıdır. Mutlaka temizlenmeli, oraların bir kitabeyle namazgâh alanı olduÄŸu mutlaka belirtilmeli. EÄŸer mümkünse hangi namazgâh olduÄŸu küçük de olsa bir kitabeyle açıklanmalı. Bunlar kaybolmamalı. Açık havada geçmiÅŸ dönemde namaz kılmak amacıyla kullanılan bu mekanların Ä°stanbul'da tekrar yaÅŸatılması gerekmektedir"

Kaynak: Kuzey Haber Ajansı