Sosyal Medya

Kültür Sanat

Sivrisineğin Yaratılışı

Peygamberimizin risaletinin ilk dönemiydi. Allah-u Zülcelâl bir ayet-i kerime ile putperestlere sinek üzerinden misal vererek ders veriyordu:



“Ey insanlar! (Size) bir misâl getirildi; ÅŸimdi onu dinleyin! Åžübhesiz ki Allah’dan baÅŸka (kendisine) yalvarmakta olduklarınız bir sinek dahi yaratamazlar; isterse bunun için hepsi toplansınlar! Sinek onlardan bir ÅŸey kapacak olsa, bunu ondan geri alamazlar. (Yardım) isteyen de âciz kaldı, kendinden istenen de!” (Hacc; 73)

MüÅŸrikler bu ayetin iÅŸaret ettiÄŸi gerçeÄŸi anlamaya çalışmak yerine sinekle misal vermenin ne gibi bir maksadı olduÄŸunu tartışmaya baÅŸladılar. Bunun üzerine ÅŸu ayet-i kerime nazil oldu: "Åžüphesiz ki, Allah sivrisinekle veya ondan daha küçüÄŸüyle misal vermekten çekinmez. Ä°man edenler, onun Rablerinden gelen hak olduÄŸunu bilirler. Ä°nkâr edenler ise, 'Allah bu misâlle ne demek istedi?' derler..." (Bakara, 26) 

Sinek Arapların günlük dilinde çok küçük ve deÄŸersiz ÅŸeylerin misali olarak kullanılıyordu. Nitekim Peygamberimiz de bir hadis-i ÅŸerifte, “Dünyanın Cenab-ı Hakkın yanında bir sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, kâfirler bir yudum su ondan içemeyeceklerdi."(Ä°bni Mace, Zühd 3; Tirmizl Zühd: 13) buyurur. 

Bu sebeple sineÄŸi misal vermek edebi yönden Kuranın icazına uygun bir seçimdir. Ayette açık olarak anlaşılan mana, sinek kadar küçük bir ÅŸeyi bile yaratamayacak, hatta bir sinekle baÅŸ edemeyecek mahlukları Allah'a eÅŸ koÅŸmanın akılsızlığına dikkat çekmektedir. Bunun yanında ayette sineÄŸin yaratılışının misal olarak seçilmesi boÅŸ yere deÄŸildir. 

Sivrisinekler küçük ve önemsiz görünürler ancak insanlık tarihinde insanların ölümüne sebep olan hayvanların başında gelir. Çünkü Anophel isimli sivrisinek cinsi sıtma salgınlarına, Culex cinsi sivrisinek filaryoz ve ensefalite, Aedes cinsi sivri sinek ise sarı hummaya sebep olan mikroorganizmalar taşır. 

Sivrisinek küçüktür ama küçük olması onunla mücadeleyi daha da zorlaÅŸtırır. Aslan kaplan gibi hayvanlardan korunmak ve onları avlayıp yok etmek daha kolaydır. Hâlbuki sivrisinekler küçük bir delikten evlere girip insanları uykuları sırasında ısırırlar. Bu sırada daha önce hastalıklı insanları ısırırken kendilerine bulaÅŸan mikrobu yeni insanlara bulaÅŸtırırlar. Böylece hiçbir hayvan cinsinin öldüremeyeceÄŸi kadar insanın ölümüne yol açabilirler. Bu sebeple ayette Allah'ın yarattığı sivrisinekle bile baÅŸ etmekten aciz kalışa iÅŸaret edilmesi boÅŸuna deÄŸildir. Evet, Allah'ın yarattığı küçücük bir sinek bile bizi böylesine aciz bırakabilmektedir. 

SivrisineÄŸin yaratılışının misal verilmesinin baÅŸka sebepleri de vardır. Bilgisiz bir insan, ilk bakışla sivrisineÄŸi yaratmanın basit bir iÅŸ olduÄŸunu zannedebilir. Oysa bir sivrisinek yaratmak, baÅŸka herhangi bir canlıyı yaratmaktan daha kolay deÄŸildir. Çünkü bu küçücük canlının her bir uzvu mükemmel bir ÅŸekilde tasarlanmıştır. Mesela kan emmesi için sineÄŸin aÄŸzına takılan hortum adeta bir mühendislik harikasıdır. Dört kesici bıçak ile iki yarım oluktan yapılmış bu hortum, tam da sondaj iÅŸlerine uygun bir tasarıma sahiptir. SineÄŸin başında bulunan kaslar, tıpkı bir enjeksiyon gibi kanı çekerek, kısa sürede emilmesini saÄŸlamaktadır. Sivrisinek bir kerede kendi ağırlığından fazla, hatta kendi ağırlığının altı katına kadar miktarda kan emer. Bu ziyafetten sonra günlerce hiçbir ÅŸey yemeden durabilir. 

Bu hortum sadece fiziki yapısıyla deÄŸil aynı zamanda kimya laboratuarı gerektiren hususi maddeler salgılamasıyla da harikulade bir araçtır. SivrisineÄŸin hortumundaki bıçaklar, deriyi delerken kurbanın ilk anda acıyı hissetmemesi için, hususî bir madde salarak lokal anestezi yapar. Böylece uykudaki kurban uyanmaz veya kımıldamaz. O da yetmez, sineÄŸin hortumu, kanı emmeden önce, kanın hortum içinde pıhtılaşıp akışkanlığını kaybetmemesi için de özel bir madde salgılar. 
Sivrisinekler rastgele kiÅŸileri ısırmaz. Bazı türleri hiçbir zaman insanları ısırmaz. Ä°nsanları ısıran türler, o türün diÅŸileridir. Bakara suresi, 26. Ayette seçilen kelime de diÅŸi bir kelimedir. “Beuzaten” kelimesi hem diÅŸi kelimedir, hem de sivrisinek vızıltısını andıran söyleniÅŸiyle edebi bir mucizedir. 

DiÅŸi sivrisinekler yumurta yapmak için protein, vitamin ve maddelere ihtiyaç duyar. Ön ayaklarına yerleÅŸtirilen alıcılar sayesinde sivrisinek, ihtiyaç duyduÄŸu maddeleri bulmak için kanında en fazla vitamin bulunan kiÅŸiyi nefesinin ve terinin kokusundan tanır ve ona doÄŸru yönelir. Hatta sivrisineklerin avlarının kokusunu camın arkasından bile alabildikleri tespit edilmiÅŸtir. 

Sinek vızıltısı biz insanlar için sadece rahatsız edici bir sestir. Ekseriyetle vızıltıyı, hiçbir mana ifade etmeyen söz manasında kullanırız. Halbuki sivrisinekler, saniyede yaklaşık 500 kere kanat çırparak çıkardıkları o vızıltıyla, birbirleriyle çok incelikli bir ÅŸekilde anlaşırlar. Çünkü her bir sinek vızıltısının melodisi farklıdır ve sinekler bu sayede birbirlerinin cinsiyetini ve özelliklerini anlarlar ve böylece eÅŸlerini en uygun ÅŸekilde seçerler. 

DiÅŸi Sinekler, yumurta bırakmak için uygun yeri seçmek konusunda da ihtiyaç duydukları alıcılara sahiptir. Bu alıcılarla yumurtalarını bırakacakları yerin rutubetini ölçer, en uygun su birikintilerine bırakırlar. Yumurtadan çıkan yavrular, durgun su birikintilerindeki suyu süzerek burada bulunan bakteri, çiçek tozu (polen) ve tek hücreli bitkiler gibi gıdalarla beslenirler. 

Sivrisinekler, pis sularda çoÄŸalan, insanları rahatsız eden, hastalık bulaÅŸtıran, sevimsiz mahlûklardır. Allah-u Teâlâ onlar gibi küçücük ve önemsiz gördüÄŸümüz bir varlıkla bile bize azap dokundurabildiÄŸini göstermekte, böylece gerçek azabını gözümüzün önünde canlandırıp gereÄŸi gibi saygı duymamızı ihtar etmektedir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.