Güncel
Güvenli bölgeye destek artıyor
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye’ye hava saldırılarına başlayan Rusya’nın her zaman bu savaşın içinde olduğunu, yeni olanın hava saldırılarına başlaması olduğunu söyledi; "Türkiye'nin başından beri talep ettiği Suriye içinde güvenli bölgeye destek artıyor" dedi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısından dönen Davutoğlu, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Rusya’nın gemilerle Suriye’ye silah taşıdığını söyleyen BaÅŸbakan, bunun gizli bir durum olmadığını, Rusya’nın her fırsatta Esed rejimine desteÄŸini ifade ettiÄŸini hatırlattı.
‘Bilanço kaygı verici’
Operasyonların ilk günkü bilançosunu da kaygı verici bulduÄŸunu belirten BaÅŸbakan, saldırıların Özgür Suriye Ordusu mevzilerine yapıldığını söyledi.
Temmuz ayında Esed’in asker bulamadıklarını söylediÄŸini hatırlatan BaÅŸbakan, rejimin taban desteÄŸinin zayıfladığına dikkat çekti.
Artık Ä°ran’ın karadan, Rusya’nın da havadan rejime destek saÄŸladığını ifade eden DavutoÄŸlu, bu iki ülkenin ÅŸimdiye kadar Suriye’ye dış müdahale fikrine karşı olduÄŸunu da anımsattı.
‘Temas kanallarımız açık’
“Bu nedenle Rusya’nın Türkiye ile karşı karşıya gelmesi riski var mı” sorusuna BaÅŸbakan, “Rusya ile temas kanallarımız açık. Türkiye’yi rahatsız edecek bir eylem içine gireceklerini düÅŸünmüyorum” yanıtını verdi.
Rusya’nın operasyonlar hakkında doÄŸru bildirimde bulunduÄŸunu ancak tam nereyi vuracaklarını bildirmediÄŸini söyleyen DavutoÄŸlu, “Rusya’nın vurduÄŸu hedefler tam da DAEÅž’in iÅŸine yarayan hedefler oldu” dedi.
‘Suriye’den sızma olursa gerekeni yaparız’
‘PYD’nin Kandil’le baÄŸlantısı nedeniyle Türkiye’nin vurması gerekmez mi’ sorusuna BaÅŸbakan, ÅŸöyle yanıt verdi:
“Irak’tan olduÄŸu gibi Suriye’den de Türkiye sınırına bir sızma olursa gerekeni yaparız. Kim Türkiye’nin ulusal güvenliÄŸini tehdit etmeye kalkarsa gerekli cevabı alırlar. Türkiye’ye dönük olarak doÄŸrudan bir giriÅŸim olursa gerekli tedbirleri alırız.
Türkiye zaten DEAÅž ile savaÅŸmaya ve gerekli cevabı vermiÅŸtir. Hatırlarsanız hava kuvvetleriyle vurduk. Dolayısıyla yeni bir durum o zaman ortaya çıktı. Åžuanda diplomatik olarak bu fikrin yerleÅŸmesine özen gösteriyoruz.”
‘Güvenli bölgeye ilgi arttı’
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, BM zirvesinde liderlerle yaptığı görüÅŸmelerde güvenli bölge konusunun sıkça tartışıldığını, bu konuya desteÄŸin arttığını söyledi.
Fransa’nın güvenli bölgeye açık destek verdiÄŸini ifade eden DavutoÄŸlu, eskiden bu konunun Türkiye’nin ulusal çıkarı olarak görüldüÄŸünü ancak artık gerçek amacının Suriyelileri ülkelerinde tutmak olduÄŸunun anlaşıldığını söyledi.
Mülteci akınını durdurmanın ilk yolunun Suriyelileri Suriye’de tutmak olduÄŸunu söyleyen BaÅŸbakan, sonraki adımda ülkedeki mültecilerin yönetiminin ve nihayetinde ülkelerine geri dönüÅŸünün planlanması gerektiÄŸini söyledi.
AB fonu kullanma teklifi
Avrupalıların mültecilerin Türkiye’de kalmasını istediÄŸini söyleyen BaÅŸbakan, “Biz de buraya geliÅŸler serbest olduÄŸu gibi gidiÅŸler de serbest dedik. Masrafları paylaÅŸalım gibi bir talebimiz de oldu, 1 milyar Euro Türkiye’ye vereceklerdi ama ÅŸimdi bu parayı sadece Türkiye’ye deÄŸil tüm komÅŸulara dağıtılacağını söylediler. Bu bizim için rahatsız edici bir durum oldu” dedi.
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, Türkiye’nin AB üyeliÄŸine hazırlanması için ayrılan fonun mültecilere harcanması gibi bir teklif de aldıklarını söyledi.
Bunun kabul edilemez olduÄŸunu ifade eden BaÅŸbakan, “Ben de ‘ya siz bizim üyeliÄŸimizden tam anlamıyla ümidinizi kestiniz ve artık böyle bir ÅŸey olmayacağına göre artık bu fonları burada kullanalım diyorsunuz bu vahim bir durum’ dedim, ‘ya da bir cebimizden alıyorsunuz diÄŸerine koyuyorsunuz biz verdik diyorsunuz’ dedim” diye konuÅŸtu.
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu’nun uçakta gazetecilerin sorduÄŸu sorular ve DavutoÄŸlu'nun cevapları ÅŸöyle:
Rusya bu savaşın içindeydi, yeni giriyor deÄŸil. BoÄŸazlardan geçen Rus gemilerinin ne taşıdığını nereye gittiÄŸini herkes biliyor. Tarsus’a Lazkiye’ye giden gemiler Suriye rejimine destek için gidiyordu. Rejime destek iki yerden geldi. Ä°nsan unsuru Ä°ran’dan, silahları Rusya’dan geldi. Bu gizli saklı bir durum deÄŸildi, Rusya Esed’e destek verdiÄŸini her yerde açık açık ifade etti. Bizzat Rus uçaklarının devreye girmesi söz konusu ÅŸimdi.
ABD uçakları IŞİD mevzilerine müdahalede bulunuyor. DAEÅž ile mücadele uluslararası bir mutabakat var zaten. Rusya’nın bu çatışmalarda ilk günkü bilançosu çok kaygı verici. Yaptıkları harekât tamamıyla ılımlı Özgür Suriye Ordusu mevzilerine yapılmış bir harekâttır. Bu açık bir ÅŸekilde, çökmekte olan Suriye rejimine destek anlamına geliyor.
Suriye rejimi nasıl ayakta duruyordu? Açık hava kuvvetleri üstünlüÄŸüyle ve rejimin saÄŸladığı çıkar alanı içindeki yapıların içeriden ve dışarıdan saÄŸladığı destekle ayakta duruyordu. GeçtiÄŸimiz Temmuz’da Esed asker bulamadıklarını söylemiÅŸti. Bu taban desteÄŸinin gittikçe zayıfladığını ortaya koydu.
Hava gücünü de gittikçe kaybetmeye baÅŸladılar. Rejimi destekleyecek havadan ve karadan bir desteÄŸe ihtiyacı var. Ä°ran karadan Rusya ise havadan destek saÄŸlıyor. Åžimdiye kadar baÅŸta Rusya olmak üzere Ä°ran’da Suriye’ye dışarıdan müdahale olmaması gerektiÄŸini söylüyorlardı.
Ama ÅŸimdi baktığımızda fiilen Rusya müdahale etmiÅŸ oluyor. Bu doÄŸru bir tutum deÄŸil. IŞİD’e karşı mücadele zaten sürüyor. Ilımlı muhalefeti yok etmek için yapılan askeri operasyonların fayda getireceÄŸi kanaatinde deÄŸilim.
Bu mesele üzerinden Türkiye ile Rusya’nın karşı karşıya gelmesi gibi bir risk ortaya çıkarır mı?
Rusya ile temas kanallarımız açık. Türkiye’yi rahatsız edecek bir eylem içine gireceklerini düÅŸünmüyorum.
Askeri operasyonları hakkında doÄŸru bir bildirimde bulundular ama tam nereye müdahalede bulunacaklarını bildirmediler. Rusya’nın vurduÄŸu hedefler tam da DAEÅž’in iÅŸine yarayan hedefler oldu.
Rejim unsurlarına Rusya bir alan açıyor. ABD’nin PYD ile tutumu ve lojistik iÅŸbirliÄŸi çok açık. Türkiye’nin güvenli bölge Azez- Cerablus hattına iliÅŸkin stratejisi ciddi anlamda zayıflatılıyor mu?
Bu görüÅŸmelerde ilk defa güvenli bölge konusu bayağı tartışıldı ama daha önce çok sıcak bakılmıyordu. Hollande’ın yaptığı açıklamada görüldüÄŸü gibi güvenli bölgeye Fransa açık destek veriyor. David Cameron ile de görüÅŸtüm.
Türkiye mülteci akınına açık kalacak ama Avrupa ise mülteci akınına kapalı olacak artık o eÅŸik geçildi. Avrupa mülteci akınını engellemek için üç ayaklı strateji gerekir ve bunu herkesle paylaÅŸtım. Bunu engellemenin ilk yolu Suriyelileri Suriye’de tutmaktır.
Ä°kincisi var olan mültecilerin yönetimi. Avrupalılar mültecilerin Türkiye’de kalmasını istiyorlar ama bizde buraya geliÅŸler serbest olduÄŸu gibi gidiÅŸler de serbest dedik. Masrafları paylaÅŸalım gibi bir talebimiz de oldu, 1 milyar Euro Türkiye’ye vereceklerdi bu mülteciler için ama ÅŸimdi bu parayı sadece Türkiye’ye deÄŸil tüm komÅŸulara dağıtılacağını söylediler. Bu bizim için rahatsız edici bir durum oldu.
Türkiye’nin üyeliÄŸe hazırlanması için fondan ayrılan paraları Suriyeli mültecilere harcanmasını talep ettiler bu çok vahim bir durum. Bende ‘ya siz bizim üyeliÄŸimizden tam anlamıyla ümidinizi kestiniz ve artık böyle bir ÅŸey olmayacağına göre artık bu fonları burada kullanalım diyorsunuz bu vahim bir durum” dedim ya da “bir cebimizden alıyorsunuz diÄŸerine koyuyorsunuz biz verdik diyorsunuz” dedim.
Nihayetinde bu Türkiye’nin güvenli bölge konusundaki taleplerini daha da haklı kılan bir husus. Üçüncüsü de gelecek dönemde Suriyelilerin geri dönüÅŸü için ÅŸimdiden hazırlık yapılması. Ama güvenli bölgeye ilgi de bunun bir çözüm olduÄŸu yönündeki kanaatte eskiye göre çok daha fazla. Eskiden bu konu gündeme gelince ‘Türkiye bunu kendi ulusal güvenliÄŸi için talep ediyor’ ÅŸeklinde düÅŸünüyorlardı. Åžimdi herkes görüyor ki güvenli bölgenin gerçek amacı, Suriyelileri kendi ülkelerinde tutmaktır.
Türkiye’nin elinde kuvvetli bir mülteci rezervi var. Batılıların ÅŸimdiye kadarki tavrına karşı Türkiye’nin bu mültecilerin üzerinden Batı’ya bir yaptırımı olmaz mı? Bu konuda Avrupa’nın aklını başına getirtecek bir yaptırımımız olamaz mı?
Eskiden neden Avrupa’ya gitmeyi düÅŸünmüyordu Suriyeliler, çünkü ‘Türkiye’de geçici olarak bulunuyoruz, Suriye’ye geri döneceÄŸiz’ diye düÅŸünüyorlardı. Åžimdi iÅŸ uzadıkça bir hayat kurmak istiyorlar, Türkiye’de bu hayat kurmanın sınırları var. Avrupa’da bir hayat kurabilmek için gidiyorlar. Avrupalıları üzerinde zaten psikolojik bir baskı uyanmış durumda ÅŸu anda. Onun için bu kadar çok Avrupalı Türkiye’ye gelmek ve bizimle görüÅŸmek istiyor bu konuda, hem kendi kamuoylarına hem de dünya kamuoyuna karşı bir ÅŸeyler yapıyor görüntüsü vermek istiyorlar.
Bu duyarlılığın uyanmış olması kötü bir ÅŸey deÄŸil. Biz ÅŸimdi o duyarlılık üzerinden hem mülteciler konusundaki maliyeti paylaÅŸma hem de Suriye içinde bir güvenli bölge oluÅŸturma için çaba sarf ediyoruz. Suriye’de oluÅŸan insani durumun bütün Avrupa’nın bütün insanlığın sorumluluÄŸunda olduÄŸunu bütün konuÅŸmalarımızda en temel vurgu buydu. Hem Genel Kurul konuÅŸmalarında hem de ikili görüÅŸmelerde bunu sürekli dile getirdik.
Ruslar ılımlıları vuruyor, ABD DAEÅž’i vuruyor, sizin yaptığınız açıklamada PYD’nin Kandil’le olan baÄŸlantısını vurguladığınız. Bunu tespit ettiÄŸinize göre Kuzey Suriye’de Türkiye’nin PYD’yi de vurması gerekmiyor mu?
Irak’tan olduÄŸu gibi Suriye’den de Türkiye sınırına bir sızma olursa gerekeni yaparız. Kim Türkiye’nin ulusal güvenliÄŸini tehdit etmeye kalkarsa gerekli cevabı alırlar. Türkiye’ye dönük olarak doÄŸrudan bir giriÅŸim olursa gerekli tedbirleri alırız.
Türkiye zaten DEAÅž ile savaÅŸmaya ve gerekli cevabı vermiÅŸtir. Hatırlarsanız hava kuvvetleriyle vurduk. Dolayısıyla yeni bir durum o zaman ortaya çıktı. Åžuanda diplomatik olarak bu fikrin yerleÅŸmesine özen gösteriyoruz.
Pazar günü seçim beyannamesini açıklayacağını söylediniz. CHP’nin seçim bildirgesini nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz.
CHP’nin seçim bildirgesi bana geldi. 7 Haziran’daki bildirgeyle dün açıklanan bildirgenin karşılaÅŸtırılmasının çalışmasını da yaptılar arkadaÅŸlar. Yeni fazla bir ÅŸey yok. 7 Haziran baÅŸarılı olunduÄŸu intiba delilmiÅŸ ki aynı üslup aynı muhteva aynı unsurlar devam ediyor. Üzerinde çok fazla yorum yapılacak bir husus görmüyorum.
MHP Genel merkezinde iki tane muhabirimizi (Akit gazetesi muhabirleri) kapatıp 8 saat boyunca darp ettiler. Daha sonra da sokağa attılar.
Mahkeme safhası sürüyor. Onun neticesini beklemek lazım.
Medya ortamının fotoğrafını da veriyor. Bu duruma gelişte acaba mevcut gerilimin etkisi nedir?
Gerilimleri düÅŸünmek herkesin ortak görevidir. Bir gerilim varsa iki taraflı var demektir. Herkesin çaba gösterip bu gerilimin iyileÅŸmesine katkıda bulunması lazım. Bazı kiÅŸisel faktörler veya baÅŸka ÅŸeyler bunların hepsinin incelenmesi lazım.
Ama dikkat ederseniz 7 Hazirandan sonraki kullandığımız üslupta kullandığımız politikalarda hep bu gerilimi düÅŸürme çabası var. Bize karşı blok siyaseti dediler yüzde 60 bize karşı çıkarmaya çalıştılar biz ona karşı siz biz diye bir tartışmaya girmedik. Aksine herkesle ayrı ayrı konuÅŸtuk. Gerilimin düÅŸmesi için ne gerekiyorsa yaptık. Sonra CumhurbaÅŸkanımız görev verdiÄŸinde koalisyon görüÅŸmelerinde özelikle CHP ile blok siyaseti lafına raÄŸmen son dakikaya kadar müzakere yürütüldü. MHP’nin her ÅŸeye hayır diyeceÄŸini bile bile gidip görüÅŸtük.
HDP’nin o saldırgan, agresif durumuna karşı onunla bile görüÅŸüldü. Ben görüÅŸtüÄŸüm gün silahlanma çaÄŸrısı yapıyorlardı neredeyse. Sonra koalisyon mümkün olmayıp Türkiye’de seçim hükümeti kurulması gerektiÄŸinde hepsinden bakan olması için talepte bulunduk. Hayır diyen onlar, blok siyaseti yapan onlar. Biz buraya girmeyiz dediler, tek HDP girdi onlar da sonra bir bahane ile çekildiler.
Buna raÄŸmen bizim tarafımızda son 4 ay içerisinde tek bir gerilime dayalı politika söz konusu olmuÅŸ deÄŸil. Son olarak da aday tanıtım programımızda çaÄŸrıda bulundum. Gelin hep beraber siyasi nezaket kuralları içerisinde rekabet edelim, ÅŸiddete karşı ortak tavır sergileyelim. Aileleri bu iÅŸe karıştırmayalım, vesaire tekliflerinde bulundum. Bir tek CHP’den mektup geldiÄŸi rivayeti var ama mektup nerede biz de bilmiyoruz. Bize gelen bir ÅŸey yok. Mektup yerine WhatsApp’le haberleÅŸsek daha kolay olacak.
40 ülke liderleriyle görüÅŸtünüz Türkiye’nin iç mesellerini soran oldu mu?
Hayır, hiç kimse sormadı. Ekonomi ile ilgili toplantıda, Amerikan Ticaret Odası ve TOB’un ortak tertip ettiÄŸi toplantıda hukuk devleti ve basın özgürlükleri, demokratikleÅŸme konusunda ne tür adımlar atmak istiyorsunuz ÅŸeklinde soru soruldu. Bunun dışında hiç kimse sormadı.
Obama ile ikili görüÅŸme olmamasına ne diyorsunuz?
Amerika’da, BM çok özel bir durum olmadıkça 193 ülke her biriyle tek tek görüÅŸme imkânı olmaz. Ama bir yemekte BM genel sekreterinin verdiÄŸi yemekte görüÅŸtük. Kerry ve arkasından Obama geldi, uzun süre görüÅŸtük.
Bizim Putin ve Obama ile görüÅŸmemiz de her ikisi de yemekten sonra görüÅŸmeye gittiler. Putin’le Türkiye, Amerika, Rusya üçlüsü nasıl olur onu konuÅŸtuk.
Obama ile de özellikle güvenli bölge, IŞİD’e karşı operasyon ve bu üçlü mekanizmayı konuÅŸtuk. Üçlü mekanizma konusunda da ciddi mesafe aldık her iki tarafta olabilecek Türkiye, Amerika, Rusya arasında üçlü bir mekanizma olacak, tabii bu Rusya’nın dünkü saldırısından önceydi. Ama bölgede, atmosferde var.
Daha sonra resepsiyonda uzun süre konuÅŸtuk. Putin görüÅŸmesi o sırada olmuÅŸtu. Putin görüÅŸmesiyle ilgili ‘yapıcı geçti ama anlaÅŸamadığımız çok husus var’ diye Obama bilgi verdi.
Seçimden nasıl bir sonuç bekliyorsunuz? Sandık güvenliÄŸiyle ilgili il ve ilçe kurullarını toplulaÅŸtırma kararları var sandıkların nerede kurulacağı önemli bu nedenle bir seçmen oy kullanamadığını beyan etse hukuki zeminde bu seçimin tekrarını yol açabilir diye bir tartışma var.
Öncelikle seçimlerde AK Parti tek başına iktidar. Åžuan herhangi bir alternatifi düÅŸünmekte doÄŸru deÄŸil. CHP ve MHP tek başına iktidar olacak diye bir iddiayı kendileri dahi diyemiyor ki halk inanıp oy versin. OluÅŸabilecek tek farkı AK Parti’nin tek başına iktidar olmasıdır. Bunun olması içinde çalışmalarımızı yoÄŸun bir ÅŸekilde sürdüreceÄŸiz.
Seçim güvenliÄŸi konusunda ne karar alınırsa YSK’da bir hukuk makamıdır bir siyasi makam deÄŸildir. O ÅŸekilde uygun görüyorsa bizden bağımsız olarak, biz de gereÄŸini yaparız Hükümet olarak da (seçim güvenliÄŸi anlamında) AK Parti olarak da o ÅŸartları halkımıza en iyi nasıl ulaÅŸabileceÄŸimiz anlamında.
Almanya’da oy kullanacak birisi ben 300 km öteye gidemiyorum. Gel ÅŸurada sandık kur yoksa oy kullanma hakkımı kullanamıyorum da diye bilir. Bunun sonu yok. Nihayet en doÄŸru kararı YSK verecek.
Seçimden tek başına iktidar çıkmazsa, bu kez koalisyon görüÅŸmeleri daha hızlı ve sonuç alıcı yürüyebilir mi?
Biz ÅŸu anda tek başına iktidarı düÅŸünüyoruz.
CHP’nin seçim vaatlerine baktığınızda gençlere yönelik, memurlara yönelik, emeklilere yönelik somut vaatler var. ÖrneÄŸin paso ligi kaldıracağız diyor. AK Parti biraz böyle popülizme kaçmama kaygısıyla sanki böyle bir kendi kendini baÄŸlamıyor mu? Gençlere, emeklilere ve memurlara yönelik daha somut öneriler vaatler getirmeyi düÅŸünüyor musunuz?
Aslında geçen seçim beyannamesinde vardı bunlar ama seçim beyannamesinin sunuÅŸu itibarıyla bazı eksiklikler oldu. Yeterince gündeme taşınmasında istediÄŸimiz sonucu elde edememiÅŸ olabiliriz. Geçen Seçim beyannamesi dışında da yeni söyleyeceÄŸimiz çok ÅŸey olacak. Somut önerilerin bir kısmı bizim tarafımızdan gerçekleÅŸtirilenler yâda gündemde olup daha iyi anlatılması gereken öneriler. Pazar günü daha yakından detaylı olarak göreceksiniz.
Emeklilerin taÅŸeron iÅŸçilerin memnun kalacağı yeni bir ÅŸeyler var mı?
Bunun hepsinin içinde olduÄŸu unsurlar. Önemli olan talep çıtasıyla ülkenin imkanlarının en optimumda buluÅŸtuÄŸunu tespit etmektir.
Filistin bayrağı BM’de dalgalandı. Bundan sonraki adım ne olur, bir de Türkiye Ä°srail iliÅŸkilerinin son durumu nedir?
O tören son derece anlamlı ve bizim için önemli bir törendi. Dikkat ederseniz törene de Mahmut Abbas’la da birlikte gittik. 29 Kasım 2012’de de BM üyesi olmayan statüsüyle kabul ettiÄŸinde Filistin Devleti’nin o salonda haklarını gözetecek ÅŸekilde konuÅŸan destekleyen bir biz vardık. Arap ülkelerinden, Batı’dan kimse yoktu. Ä°srail’i destekleyen Kanada DışiÅŸleri Bakanı vardı. (Mahmut Abbas bunu hiç unutmaz) Mahmut Abbas beyle birlikte gittik. Ayrıca Arap dünyasından Ä°slam dünyasından bir Lübnan BaÅŸbakanı vardı, bir de biz.
Ä°srail’le ilgili yeni bir geliÅŸme yok. Ä°srail Mescid’i Aksa’da sergilediÄŸi saldırgan tutum, bu her türlü normalleÅŸme çabalarının önüne konabilecek en büyük mayın. Bizim için Mescid’i Aksa ve Harem-i Åžerif’e yapılan en ufak saygısızlık bile normalleÅŸmenin önündeki en büyük engeldir. Hiç bir ÅŸekilde Kudüs’ün statüsü ve Ä°slam karakteri tartışma konusu yapılamaz. Buna dönük atılan adımlara en sert ÅŸekilde tepkimizi veririz.
PKK eylemleri siz ABD’de bulunduÄŸunuz zaman diliminde de devam etti. Operasyonlar konusunda bir deÄŸiÅŸiklik olacak mı?
Bu konudaki kararlılığımız kesindir. Terörle mücadele konusundaki hedeflere ulaÅŸana kadar operasyonlar sürecek. Åžehit haberleri üzerinden kimse provokasyona kalkışmasın. Åžehit haberleri bizim yüreÄŸimizi daÄŸlıyor. Seçim bizim için istikrar açısından önemli fakat aynı ÅŸeklide kamu düzeninin ve güvenliÄŸin saÄŸlanması da bizim için son derece önemlidir.
Silahlı unsurlar Türkiye’yi terk edene kadar bu mücadele sürer. Åžu ana kadar elde edilen netice de son derece baÅŸarılıdır. Ben ‘beli kırılmıştır’ dediÄŸimde birileri yanlış anlamayı tercih etti. BitmiÅŸ anlamına gelmedi ama beli büküldü. Beli bükülmesinin anlamı, planladıkları ÅŸeyleri yapamaz hale gelmiÅŸ olmalarıdır. Huzur ve güvenlik için operasyonlar sürecek.
New York’ta bu sefer kitapçıları ziyaret ettiniz mi?
Ä°lk defa herhangi bir kitapçıyı ziyaret edemeden dönüyorum. Büyük bir suçluluk duygusu içindeyim.
Henüz yorum yapılmamış.