Kültür Sanat
'Aspendos'ta mesele mermerin rengi deÄŸil'
![](resimler/detay/103710.jpg?)
Günlerdir kamuoyunu meşgul eden Aspendos Antik Tiyatrosu’nun restorasyonunda kullanılan mermerin rengi meselesi hakkında konunun ilgilileri konuştu.
Star'dan Bedir Acar'ın haberine göre, Bundan bir süre önce, Hatay Arkeoloji Müzesi'ndeki mozaiklerin yanlış restorasyona kurban gittiÄŸi haberleri medyada yer almıştı. ‘Botokslu mozaikler' olarak sunulan haberde mozaiklerde yer alan suretlerin adeta ‘çarpılmış' yüz ifadesine yer veriliyordu. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu haber üzerine soruÅŸturma baÅŸlatmış, soruÅŸturma sonucuna göre de, henüz restorasyon iÅŸlemi bitmeden mozaiklerin fotoÄŸrafının çekildiÄŸi ve ardından art niyetle medyaya servis edildiÄŸi kayıtlara geçmiÅŸti.
Mevcut iktidara karşı histerik bir muhalefet arzusuyla her taşın altının kurcalandığı bu dönemde ‘Botokslu Mozaik' yalanı bir yana, geçmiÅŸte Türkiye'nin restorasyonlarla başı zaman zaman dertte oldu. Pek çok kültür varlığı, restorasyon adı altında tahribata uÄŸradı. Ancak, konu hiç bugünkü kadar gündeme getirilmedi.
BAKANLIK NE DÄ°YOR
Son olarak Aspendos Antik Tiyatorsu'nun merdivenlerinde beyaz mermer kullanıldığı ve dolayısıyla yanlış restore edildiÄŸi haberlerinin gündeme gelmesi üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı bir açıklama yaptı. Açıklamada 2000 yıllık antik tiyatronun orijinal basamaklarından numune alındığı ve özgün taÅŸlara en yakın özelliklere sahip, ‘Korkuteli Beji' rengindeki kireç taşının kullanılması kararı alındığı ifade edildi. Açıklamada, restorasyon çalışmalarının Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun kararı ile uygun bulunan projeler doÄŸrultusunda yapıldığı da vurgulandı.
Medyada yer alan ‘Restorasyon Antik Tiyatro'nun ruhuna aykırı' iddialarının aksine Kültür Bakanlığı'nın açıklamasından da anlaşılıyor ki restorasyon esnasında bilimsel bir çalışma yürütülmüÅŸ. Åžu satırlar bunun ispatı: ‘Orijinal taşın ve örnek alınan numunelerin analizleri yapılmak üzere laboratuvara gönderilmiÅŸtir. Laboratuvar sonuçları doÄŸrultusunda renk, doku gibi fiziksel özelliklerinin yanında, basınç dayanımı, kütlece su emme, yoÄŸunluk vs mekanik özellikleri ile de özgün taÅŸlara en yakın özelliklere sahip, homojen yapıda, ‘Korkuteli Beji' rengindeki kireç taşının kullanılması kararı alınmıştır.
Ancak, söz konusu tiyatronun orijinal taÅŸlarının yaklaşık 2000 yıllık olduÄŸu ve geçen zaman içinde çevresel etmenlerle (yaÄŸmur, rüzgar vb.) yıpranmış ve üzeri grileÅŸmiÅŸtir. Restorasyonda kullanılan taÅŸların rengi iklim ve tabiat ÅŸartlarının etkisi ile zamanla deÄŸiÅŸerek patina oluÅŸturacak ve orijinal taÅŸ malzemenin rengini alacaktır.'
Botokslu gazetecilik
Terör propagandası yaptığı iddiasıyla Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı tarafından hakkında soruÅŸturma baÅŸlatılan DoÄŸan Medya'nın yayın organı Hürriyet gazetesi bir süre önce “Botokslu Mozaik' yalan haberine imza atmıştı. Habere göre Hatay Arkeoloji Müzesi'ndeki mozaikler yanlış restorasyon kurbanı olmuÅŸtu. Ancak Kültür Bakanlığı'nın soruÅŸturmasına göre mozaiklerin restorasyonu henüz tamamlanmadan çekilen fotoÄŸraf medyaya servis edilmiÅŸ ve ortaya bu görüntüler çıkmıştı.
Mesele mermerin rengi deÄŸil
-Hassa Mimarlık sahibi Hilmi Şenalp:
Aspendos'ta malzemenin beyaz olması sorun deÄŸil, restorasyonda renk esas deÄŸildir. Bin yıllık yapının yanında yeni yaptığınız bir parça elbette aynı renk olmayabilir. Ama aynı taşı kullanmak lazım. Mutfak taşı diye dalga geçilen taÅŸ Marmara taşıdır ve dünyanın en kıymetli taÅŸlarındandır. Restorasyon mantığımız temelden yanlış. Bizde Avrupa'nın dayattığı bir restorasyon ÅŸekli var. II. Dünya savaşında Londra, Berlin, Paris baÅŸtan aÅŸağı yıkıldığı halde, kendileri sanki tarihiymiÅŸ gibi ÅŸehirlerini yeniden yaptılar. Ama aynı ÅŸeyi biz yapmaya kalktığımız zaman bir sürü kaideler uydurdular. Kendimize has, tarihi ve sivil mimarimize uygun bir restorasyon anlayışı oluÅŸturmalıyız. Bugün bir tarihi eserin sahibi kimdir deseniz iÅŸin içine Diyanet, Vakıflar, belediyeler, Kültür Bakanlığı girer... Ä°ÅŸi baÅŸtan almak lazım, yoksa sonuçlarla uÄŸraÅŸmak zorunda kalırız hep.
Kültür ve Turizm Bakanı Topçu: Sabah eline küreÄŸi alan restorasyon yapmıyor!
Bu ideolojik bir linçtir
Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu, Aspendos Antik Tiyatrosundaki tadilat eleÅŸtirilerine Antalya'da cevap verdi. Kültür varlıklarıyla ilgili yapılan çalışmaların belirli bir silsile içinde gerçekleÅŸtirildiÄŸini söyleyen Bakan Topçu: “Sabah eline kazmayı küreÄŸi alan gidip orada çalışmıyor. Bu iÅŸler teknik meseleler, uzmanları var. Cümle kurmaktan aciz insanlar bu iÅŸi siyasete alet ederse doÄŸru olmaz” dedi.
Bakan Yalçın Topçu, bu tür açıklamaların ideolojik linç olduÄŸunu, iktidarı yıpratmak için yapıldığını söyledi. Topçu ÅŸöyle dedi: “Kültür varlıklarımızla ilgili yapılan çalışmalar belirli bir silsile içinde olmakta yani birileri ideolojik bir linç, ÅŸuradan da ne çıksa da vursam, iktidarı yerle yeksan etsem, yani bu tür anlayışlardan vazgeçmek lazım. Kültür varlıklarımızın korunması siyasete alet edilecek bir ÅŸey deÄŸildir. Bunu eleÅŸtiri konusu yapanlar da bunu iyi bilirler.''
Kültür varlıklarının da artık siyasallaÅŸtırılmaya baÅŸlandığına dikkat çeken Topçu “Her ÅŸeyi siyasallaÅŸtırıyoruz, hep söyledim camiden kışladan okuldan siyaseti uzak tutalım, ÅŸimdi kültürden de uzak tutalım diyorum” dedi.
Muhalefet peÅŸindeler
-Prof. Dr. Sadettin Ökten: Restorasyonla ilgilenen kimseler Türkiye'nin Batıcı grubu. Bunlar zamanında kendilerine altyapı ve yer edinmiÅŸler ve Türkiye'yi Batı'nın hegomonik yapısı içinde algılamak istiyorlar. Türkiye'de ÅŸu anda bir halk iktidarı söz konusu. Oysa Batıcılar, ‘Bu halk, bu Müslümanlar birÅŸeyden anlamaz, bunları her türlü dışlamak lazım' düÅŸüncesinde. Restorasyon meselesinde bile muhalefet peÅŸindeler. Buradan da vuralım diyorlar. Samimiyetle restorasyon isteyenlerin sayısı çok az. Yoksa geçmiÅŸte tarihi eserler ayaklar altına alındı kimsenin gıkı çıkmadı. Ne zaman ki saÄŸ iktidarlar geldi, bu iÅŸler de gündeme geldi.Birgün Türkiye ciddi bir medeniyet sorunsalı hissederse, bu konuları daha geniÅŸ manada ele almak gerekiyor. Bir karar vermek lazım, neyi niçin koruyacağız, nasıl koruyacağız, biz kimiz, altyapımız, imkanlarımız ne? sorularını sormamız lazım. Bu maddi, manevi ve kültürel boyutları olan bir meseledir.
Henüz yorum yapılmamış.