Dünya
BM'de reformu 'veto hakkı' engelliyor
70. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bir kez daha gündeme gelen BM'nin yapısına yönelik reform görüşmeleri 20 yılı aşkın süredir devam ediyor. 193 ülkenin yarısından fazlası yapıyı eleştiriyor ancak BMGK üyesi beş ülkenin yapısal değişiklik tekliflerini veto yetkisi olduğu için reform yapılamıyor.
Suriye’de dört buçuk yıldır süren savaÅŸ, Ukrayna’daki çatışmalarda sivillerin ölümü gibi dünya çapındaki krizlere çözüm bulunamaması, BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki (BMGK) reform çalışmalarını yeniden ve daha güçlü bir ÅŸekilde gündeme getiriyor. Türkiye'nin 'Dünya 5'ten büyüktür' diyerek katıldığı BM’deki yapısal reform kampanyası, 1990’lardan bu yana birçok ülke tarafından kuvvetli ÅŸekilde dile getiriliyor.
1945’te kurulan BirleÅŸmiÅŸ Milletler’de, 70 yılda sadece bir kez, 1965 yılında reform yapıldı. BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) geçici üye sayısını 6’dan 10’a çıkaran deÄŸiÅŸiklikle, karar tasarılarının kabulü için gerekli 7 oy sayısı da 9’a çıkarıldı. BeÅŸ daimi üyenin (ABD, Rusya, Fransa, Ä°ngiltere, Çin) veto hakkına dokunmayan bu deÄŸiÅŸiklikten sonra hiçbir öneri ve reform tasarısı hayata geçmedi.
Ancak BM üyesi 193 ülkenin yarısından fazlası, BM’nin dünyadaki birçok soruna etkili ÅŸekilde müdahale edemiyor oluÅŸunu eleÅŸtiriyor. Özellikle BM Genel Kurulu’ndaki oylamada üçte iki çoÄŸunluk saÄŸlansa bile beÅŸ daimi üyeden birinin veto etmesi halinde geçemeyen tasarılar ve sistemin bu sebeple kilitlenmesi eleÅŸtirilerin odağında. Dünyanın her bölgesinden bir daimi üye bulunmaması ve geçici üyelerin ortalama 15 yılda bir seçilebilmesi de eleÅŸtirilere yol açıyor. Kendi bölgesini ilgilendiren konularda söz sahibi olamayan ülkeler, bu konularda BM’nin ağır iÅŸleyiÅŸinden de ÅŸikâyetçi.
Sistemin daha saÄŸlıklı iÅŸleyiÅŸi için yapılan reform ve yapısal deÄŸiÅŸiklik önerilerinin önünde ise büyük bir engel duruyor; yapılacak her deÄŸiÅŸiklik için yine beÅŸ daimi üyenin onayına ihtiyaç duyulması.
BeÅŸ daimi üyeden hiçbirisinin itiraz etmemesi halinde, BM Genel Kurulu’nda da üçte ikilik çoÄŸunluÄŸun öneriyi desteklemesi gerekiyor.
Ä°ki farklı öneri var
Reform çalışmalarına katılan ülkeler iki farklı öneriyi tartışıyor. Birincisi geçici üyelerin sayısının ve BMGK üzerindeki etkilerinin arttırılması. Bölgesel olarak biraz daha güçlü olan ülkelerin en fazla sekiz, on yılda bir seçilebilmesi… Bugünkü ÅŸartlarda sıranın yeniden aynı ülkeye gelmesi yaklaşık 20 yılı bulabiliyor. Bu öneri, sık seçilen ve bazı kriterleri karşılayan ülkelerin üyelik sürelerinin iki yıldan daha uzun olmasını da kapsıyor. Mısır, Güney Kore ve Türkiye, kendi bölgelerinin temsil gücünün az olduÄŸunu söyleyerek bu görüÅŸü savunan ülkelerden bazıları.
Ä°kinci öneri ise, veto hakkı bulunan daimi üyelerin de geçici üyelerin de sayısının artması. Daimi üyelerinin sayısının artışında bölgesel kotalar oluÅŸturulması ve her bölgeden ekonomik ve nüfus anlamında en güçlü ülkenin birer koltuÄŸu olması…
Bu grubun başını çeken ülkeler Almanya ve Japonya. 1997 yılında BMGK’ya daimi üye olabilmek büyük bir kampanya baÅŸlatan bu iki ülkeye sonradan Hindistan ve Brezilya da dâhil oldu.
G4 tasarıyı oylamaya sunmuştu
G4 olarak adlandırılan bu dört ülke, Temmuz 2005’te BMGK’ya dördü kendileri, ikisi de Afrika’dan olmak üzere toplam altı daimi üye ve dört geçici üye eklenmesi için karar tasarısı sundu. Washington açıkça daimi üyelik konusunda destekledikleri tek ülkenin Japonya olduÄŸunu söyledi. Ancak taslaÄŸa göre, bu dört ülke birlikte üye olacak ya da hiçbiri Konsey’e dâhil olmayacaktı.
TaslaÄŸa BMGK içinden Rusya, Çin ve ABD destek vermezken; BM Genel Kurulu’nda da üçte ikilik çoÄŸunluÄŸu saÄŸlayamadı.
Türkiye’nin tutumu
Türkiye’nin genel tutumu daha sık ve daha eÅŸitlikçi bir koltuk dağılımı. Bir ülkenin 20 yılda bir oraya gelmesindense, özellikle belli bir bölgeyi ilgilendiren konular gündemdeyken o bölgeden daha fazla ülkenin karar aÅŸamalarında etkili olması... Al Jazeera’ye konuÅŸan, BM’de reform çalışmalarına katılan Türk yetkililer “Türkiye olarak birçok ÅŸeyin ortasındayız ama bizi ilgilendiren konularda BMGK’da bir ÅŸey konuÅŸulduÄŸunda orada yokuz. Konulara ve gündeme göre, bölgesel olarak önemli rol oynayan ülkelerin ya kalıcı ÅŸekilde ya da daha sık seçilmek suretiyle içeride olması gerekir” dedi. Türkiye, daimi üyelik isteyen Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerin de daha sık ÅŸekilde içeride olması gerektiÄŸi yaklaşımında.
Kaynaklar, Türkiye’nin aslında vetonun kalkması gibi büyük talepleri olduÄŸunu, ancak ÅŸimdilik daha olabilir olanın peÅŸinde olduÄŸunu belirtti:
“Dünya beÅŸten büyüktür söyleminin temelinde yatan mesele bu. Yoksa siz beÅŸ ülkenin insafına kalıyorsunuz. Biz diyoruz ki, Rusya baÅŸta olmak üzere Suriyeli mülteci akınına uÄŸramayan bu beÅŸ ülke, nasıl Suriye konusunu tartışıyor ve ben etkili olamıyorum? Girseniz belki yine etkili olamayacaksınız, oy çokluÄŸu, veto sebepleriyle. Çok büyük dramatik deÄŸiÅŸikliklerin olması lazım, gerçekçi olmak gerekirse yakın vadede böyle bir ÅŸey gözükmüyor. Burada bütün mesele ÅŸu ki; hiçbir ÅŸey yapmazsak da böyle beÅŸ üyeyle devam edecek.”
Veto hakkında düzenleme önerileri
Veto hakkının ortadan kalkmasını talep eden tek ülke Türkiye deÄŸil. Birçok ülke bu öneriyi defalarca dile getirdi. BM içerisinde reform toplantılarına katılan kaynakların Al Jazeera’ye aktardığına göre, veto hakkıyla ilgili en çok tartışılan iki mesele, veto hakkına sahip olan ülkelerin, bu hakkın verildiÄŸi Ä°kinci Dünya Savaşı sonrasındaki güçlerini kaybetmiÅŸ olmaları ve kendileriyle ilgili olmayan konularda dahi veto hakkını koz olarak kullanmaları.
ÖrneÄŸin Çin için Suriye’deki durumun hiçbir etkisi yok. Ama bu konuyla ilgili tasarılar, baÅŸka konularda pazarlık etmek üzere Çin’in eline koz veriyor.
Alman yetkililer, “1945’te yenilmiÅŸ olabilirim ama üzerinden 70 yıl geçti, benden finansal anlamda çok ÅŸey istiyor ve bekliyorsunuz, daimi üyelerden çok daha fazlasını yaptığım halde söz hakkım yok” diyor. Ä°ngiltere ve Fransa’nın 1946’daki siyasi, askeri ve ekonomik konumları artık olmadığı halde veto haklarını korumasını eleÅŸtiriyorlar.
2013 yılında, daimi üye olan Fransa’da dahi bu konuyla ilgili düzenleme yapılması talebi geldi. Düzenleme, kitle katliamı ya da savaÅŸ durumlarında BMGK’nın hızlı karar alması gereken hallerde, daimi üyelerin ortak taahhüdüyle gönüllü olarak veto haklarını askıya almalarını içeriyor. DışiÅŸleri Bakanı Laurent Fabius, öneriyi teklif haline getirdikten sonra ÅŸunları söylemiÅŸti:
"Fransa, özellikle Güvenlik Konseyi’nin geniÅŸletilmesi aracılığıyla daha temsiliyetçi bir BirleÅŸmiÅŸ Milletler Örgütü taraftarıdır. Ancak, bu tür bir ilerlemeyi saÄŸlayabilecek bir anlaÅŸmanın henüz uzağındayız. Gelecekte bu tür iÅŸlevsizliklerin önüne geçmek için yaÅŸanan tıkanmalardan dersler çıkarmamız gerekmektedir. Aksi halde, meÅŸruiyet kaybını kabullenmek durumunda kalabiliriz. Söz konusu uygulama, BirleÅŸmiÅŸ Milletler Åžartı’nda deÄŸiÅŸiklik yapılmaksızın, daimi üyelerin ortak taahhüdüyle gerçekleÅŸmesini öngörüyor.”
Bir kararın reddedilmesi için iki veto gerekliliÄŸi veya vetonun tamamen kalkması da konuÅŸulan önerilerden… Ancak henüz böyle bir radikal deÄŸiÅŸiklik noktasına gelinmedi. Yine de vetonun kalkması halinde çoÄŸunluk neye göre belirlenecek, üçte iki kuralı getirilecek mi gibi detaylar ÅŸimdiden konuÅŸulmaya baÅŸladı.
70 yılda 192 karar tasarısı veto sebebiyle geçirilmedi
1945’ten bu yana 192 kez karar tasarıları bir veya birden fazla üye tarafından veto edildi. ABD veto hakkını 79 kez kullanırken, Fransa 16 kez kullandı. Çin 9, Ä°ngiltere ise 29 tasarıyı veto etti. Eski Sovyetler BirliÄŸi 90 kez veto hakkı kullanırken, Rusya çoÄŸunluÄŸu Ukrayna ve Suriye’yi ilgilendiren karar tasarıları olmak üzere 67 kez veto hakkını kullandı.
BirleÅŸmiÅŸ Milletler Örgütü’nde bugüne kadar toplam 290 kez veto hakkı kullanılmış oldu.
G20 alternatif olma yolunda
BMGK içerisinde söz hakkı olmayan bazı ülkeler, son dönemde ekonomik meselelerin dışında siyasi konuları da G20 gündemine taşımaya baÅŸladı. BMGK üyeleri bu durumdan rahatsız. Siyasi konuların BM’de konuÅŸulması gerektiÄŸini vurguluyor. Ancak Brezilya ve Hindistan gibi ülkeler söz sahibi olmak istedikleri konuları, BMGK’nın yapısında bir deÄŸiÅŸiklik olmayacağı eleÅŸtirisiyle G20’ye taşıyor.
G20’i siyasi bir yapıya evirmeye çalışan ülkelerin başında da Avustralya ve Kanada geliyor. Kanada, 2010 yılında BMGK'ya aday olmuÅŸ, ancak 32 oy alarak seçilememiÅŸti. Al Jazeera’ye konuÅŸan Kanadalı yetkililer, “Bu hezimetin ardından ‘beni doÄŸrudan ilgilendiren ve siyasi ve ekonomik sonuçları olan konularda karar alıp bana sorulmaması farklı bir mesele’ diyerek gündemimizdeki konuları G20’ye taşımaya baÅŸladık” dedi.
Yakın zamanda değişiklik olur mu?
BMGK’nın yapısında olabilecek deÄŸiÅŸiklikler için de beÅŸ üyeden hiçbirisinin veto etmemesi gerektiÄŸinden, yakın zamanda ciddi bir yapısal deÄŸiÅŸiklik zor görülüyor. Ancak BM’ye üye ülkeler, beÅŸ daimi üyeye politik baskı yaparak somut önerilerle gitmek için çalışmalarına devam ediyor. “Nasılsa deÄŸiÅŸim olmaz diyerek hiçbir ÅŸey yapmazsak, zaten hiçbir ÅŸeyi deÄŸiÅŸtiremeyiz” diyen ülkelerin BM temsilcileri, herkesin kabul edeceÄŸi kurallara baÄŸlayarak reform yapmak için süreci devam ettiriyor.
BMGK üyeleri de her öneriye açık olduklarını söylüyor, reform istemeseler dahi politik baskıdan dolayı açıkça ‘hayır’ diyemiyor.
BMGK’da tasarıların kabul edilmesi için 10 geçici ve beÅŸ daimi üyenin oluÅŸturduÄŸu 15 koltuktan, üçte ikilik çoÄŸunluk gerekiyor. Ancak çoÄŸunluk saÄŸlansa dahi, beÅŸ daimi üyeden birisinin veto etmesi halinde karar geçmiyor. Daimi üyelerden bir ya da daha fazlası çekimser kalırsa, çoÄŸunluk kuralı iÅŸliyor.
Kaynak: Al Jazeera
Henüz yorum yapılmamış.