Güncel
"Refahyol'u ben yıktım"
28 Şubat sürecinin kibirli patronu Aydın Doğan, hükümet yıkma itirafını sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan'a değil, Yeni Şafak'ın sahipleri Ahmet Albayrak ve Nuri Albayrak'a da yaptı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Kanal 7 ve Ülke TV ortak yayınında Aydın DoÄŸan'ın kendisine, "Öyle dönemler oldu ki, biz hükümet getirdik, hükümet götürdük" dediÄŸini anlattı. ErdoÄŸan'ın bu sözleri gündeme bomba gibi düÅŸtü. Aydın DoÄŸan ise sahibi olduÄŸu Hürriyet gazetesinde cumartesi günü ErdoÄŸan'ı yalanlamaya çalıştı. DoÄŸan, "Hayatım boyunca seçilmiÅŸ hiçbir lidere, hiçbir devlet insanına böyle veya bu manaya gelecek bir ÅŸey söylemedim. Asla söylemem" ifadelerini kullandı. Oysa Aydın DoÄŸan'ın 'hükümetler yıkmakla' övündüÄŸüne birçok kiÅŸinin ÅŸahit olduÄŸu biliniyor. DoÄŸan, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'a Conrad Otel'de söylediklerinin benzerini 2000 yılında Yeni Åžafak'ın sahipleri Ahmet Albayrak ile Nuri Albayrak'a söylemiÅŸti.
DoÄŸan, Ahmet Albayrak ve Nuri Albayrak'a, "Refah-Yol ÅŸirketlerimize 60-70 kiÅŸilik teftiÅŸ ekipleri göndermeye baÅŸlamıştı. Baktım ki bizi bitirmeye çalışıyorlar operasyonu baÅŸlatıp hükümeti yıktım" dedi. Nuri Albayrak, Üsküdar'daki DoÄŸan Holding binasında Aydın DoÄŸan ile yaptıkları o görüÅŸmeye iliÅŸkin çok önemli detaylar verdi. Albayrak'ın tarihi görüÅŸmeye iliÅŸkin önemli açıklamaları ÅŸöyle:
GAZETECÄ°LERÄ° KOVDU BÄ°Z SAHÄ°P ÇIKTIK
"1998 yılında zor durumda olan Yeni Åžafak'ı dört ortak olarak satın aldık. Sonra ortaklarımız bırakıp gitti, yalnız kaldık. Durumu deÄŸerlendirdik, Müslümanların sesinin güçlü ÅŸekilde duyurulmasını saÄŸlayacak medyaya çok ihtiyacımız vardı. 'Bizim de hizmetimiz Allah rızası için bu yönde olsun' diyerek gazeteye sahip çıkmayı sürdürdük. Aslında gazetecilikle ilgimiz de yoktu. Yeni Åžafak'ı aldığımız için çok da eziyet gördük ama gazeteciliÄŸi öÄŸrenmeye çalıştık. 28 Åžubat önemli bir süreçti. Medya susturuldu, iktidarın isteÄŸi doÄŸrultusunda hareket etmeyen çok sayıda gazeteci kovuldu. Bu gazetecilere Yeni Åžafak kucak açtı. Yeni Åžafak, Milli Gazete ve Akit dışında o gücün dediÄŸini yapmayan gazete yoktu."
CÄ°DDÄ° YAYINLAR YAPTIK
"Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı ErdoÄŸan ÅŸiir okuduktan sonra hapse girdi ve 1999 yılında grubumuza operasyon yapıldı. Bir suç unsuruna rastlanmadı ve soruÅŸturmalar takipsizlikle sonuçlandı. Türkiye'de 22 bankanın battığı, tüm kurumlarda çok büyük yolsuzların yapıldığı 2000'li yıllarda ciddi yayınlar yapıyorduk. Dönemin bakanları, baÅŸbakan yardımcıları sabah kalktıklarında ilk olarak Yeni Åžafak'ı okuyorlardı. Vatanını ve milletini seven insanlardan Yeni Åžafak'a müthiÅŸ derecede bilgi ve belge akışı oluyordu. Belgesiz haber yapmıyorduk."
DOÄžAN ÇOK DEFA BÄ°ZÄ° DAVET ETTÄ°
"Gazetenin genel müdürlüÄŸüne Mehmet Atalay'ı getirmiÅŸtik. Medya camiasında çok sayıda toplantı oluyordu ancak hiçbirine katılmıyorduk. Kurumu temsilen Genel Müdürümüz, Yayın Yönetmenimiz katılıyordu. Aydın DoÄŸan, Atalay'a "Yeni Åžafak'ın patronlarıyla görüÅŸemiyoruz" diyerek bizi davet etmiÅŸti. Bu davet 5 ay içinde birkaç defa tekrarlayınca 'Gidelim bari' dedik. Üsküdar'daki DoÄŸan Holding binasında buluÅŸtuk. SaÄŸ olsun, kendisi bizi karşıladı. GörüÅŸme esnasında bize iÅŸ ortaklıkları da teklif etti. Tabii biz hiçbirini kabul etmedik."
Ä°ÅžTE O TARÄ°HÄ° Ä°TÄ°RAF
"DoÄŸan görüÅŸmenin bir yerinde, 'Refah-Yol Hükümeti iktidara geldikten sonra ÅŸirketlerime Maliye'den 15, Hazine Dış Ticaret'ten 5, Gümrük'ten 10 kiÅŸi geliyor ve denetleme yapıyorlar. 60-70 kiÅŸilik teftiÅŸ ekibi bizi inceliyor, hesapları denetliyorlar. Baktım ki bunlar bizi bitirmeye çalışıyorlar, biz de operasyon için düÄŸmeye bastık ve Refah-Yol'u yıktık' dedi."
O zaman 'uğraşırım'
"Aydın DoÄŸan, sohbetimiz sırasında bizden bir de ricada bulundu. 'Nazlı Ilıcak benim aleyhimde çok yazı yazıyor, rica etsem ona söyler misiniz, benim hakkımda yazmasın' dedi. Ahmet abim de (Albayrak) 'Biz bilgisiz, belgesiz, hukuki altyapısı olmayan haber ve yazı yayımlamıyoruz. Bu konuda dikkat ederiz' karşılığını verdi. Aydın Bey memnun kaldı. Bunun üzerine biz kendisine 'Åžahsımızla ilgili deÄŸil ama sizin gazetede de Emin ÇölaÅŸan var. Müslümanlara, Ä°slam'a, dindarlara hakaret ediyor. Siz de kendisine söylerseniz, Müslümanlara hakaret etmesin' dedik. 'Ben yazarımıza bir ÅŸey demem' ifadelerini kullandı. 'Siz söylemezseniz biz de söylemeyiz' deyince, 'O zaman ben patronla uÄŸraşırım' diyerek tehdit etti. Tehdit üzerine Ahmet abi masaya elini vurarak 'Aydın Bey, yarın baÅŸlayalım' cevabını verdi ve kalktık... Sert bir ÅŸekilde kalkınca Aydın DoÄŸan ortamı yumuÅŸatmaya çalıştı. 'Ben Kelkitliyim, siz Oflusunuz. Hepimiz Karadenizliyiz' gibi sözler söylemeye baÅŸladı."
CHP Lideri kapısında bekliyordu
"O dönem CHP baraj altı kalmış, Deniz Baykal istifa etmiÅŸ ve Altan Öymen de CHP Genel BaÅŸkanı olarak seçilmiÅŸti. Sohbetin sonunda tartışma yaÅŸanınca kapıya çıktık. Altan Öymen'in kapının önünde Aydın DoÄŸan'ı beklediÄŸini gördük. O sırada Aydın DoÄŸan bizi Altan Öymen ile tanıştırdı. Altan Bey'e 'Yeni Åžafak'ı nasıl buluyorsunuz?' diye sorduk. Cevabı, 'Tebrik ediyorum. Yeni Åžafak bu dönem yazılamayanları yazan gazetedir' oldu."
Başsavcı'nın oğlu maaşlı elemanıydı
"Aydın DoÄŸan'la o görüÅŸmeden sonra tüm gazeteler Yeni Åžafak ile uÄŸraÅŸmaya baÅŸladı. Dönemin Ä°stanbul DGM BaÅŸsavcısı Aykut Cengiz Engin'di. Önce bunlar gazetelerde altyapısı olmayan haberleri yapıyor, savcılık soruÅŸturma baÅŸlatıyor, sonra bu kupürler delil olarak kullanılıyordu. Çok dikkat çekici bir noktadır, o dönem Aykut Cengiz Engin'in oÄŸlu yurtdışında DoÄŸan'ın bir ÅŸirketinde çalışıyordu. Bu haberlerden sonra bize operasyonlar yapıldı ve operasyonlarda hukuk gözetilmedi. Ä°stanbul, Trabzon, Ankara ve Konya'daki ÅŸirketlerimize aynı anda operasyon yapıldı. Halbuki biz sabahtan akÅŸama kadar ÅŸirkette çalışırdık. Bir tebligatla gelseler ÅŸubeye de gidecektik. Fakat gece 23.00'de baskın yapıp 10 yaşındaki çocuklarımıza varıncaya kadar Organize Åžube'ye götürdüler. O dönem Maliye bize ceza keserdi ama ben cezayı Milliyet gazetesinden öÄŸrenirdim. Öyle organize çalışıyorlardı. O dönem hakkımızda çıkan haberlerin kupürlerini hatıra olarak saklıyorum."
Tehdit etti operasyonları organize etti
"Åžirketlerimize operasyonların hepsini Aydın DoÄŸan organize etti. Onun isteklerini yerine getirmeyince bizimle uÄŸraÅŸmaya baÅŸladı. 2000 yılının sonlarına doÄŸru ihale karşılığı iÅŸ yaptığımız Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi'ne müfettiÅŸler gelmiÅŸti. Maliye, Ticaret Bakanlığı ekipleri belediyede 6 ay boyunca çalıştı ve detaylı rapor hazırladı. Bu rapor da dönemin Ä°çiÅŸleri Bakanı Saadettin Tantan'a sunuldu. Raporda, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre hiçbir yasadışı durumun tespit edilmediÄŸi açık ÅŸekilde ifade ediliyordu. Tantan da bu dosyaları alıp dönemin BaÅŸbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'a gitti ve usulsüzlüÄŸe rastlanmadığını anlattı. Aynı gün Tantan'ı görevden aldılar ve yerine RüÅŸtü Kazım Yücelen geldi. Yücelen ısmarlama müfettiÅŸleri belediyeye gönderdi ve sadece 2 aylık çalışma sonunda yalan evraklarla dolu bir dosya hazırladılar. Yeni rapora göre bizim 700-800 yılla yargılanacağımız dosyalar kurgulandı. Dönemin belediye baÅŸkanı Ali Müfit Gürtuna da onlara çanak tuttu."
Hep kendi çıkarı için...
"Türkiye 2008'de dünyadaki ekonomik krizden hasar almadan kurtuldu. 'One minute' ile birlikte 2009-2010 gibi paralel yapının saldırıları baÅŸladı. Bu saldırılara bizimle baÅŸladılar. Bursa'da 15 bin liralık bir kum hikayesi soruÅŸturmaya döndü; jandarma, vali ve savcı, Ahmet Albayrak'ı çete lideri gibi göstermeye çalıştı ancak baÅŸarısız oldular. MÄ°T krizi ve Gezi olaylarında baÅŸarılı olamayınca 17-25 Aralık sürecini baÅŸlattılar. Bu süreç ülke için bir facia olabilirdi ancak ucuz atlatıldı. Refah Partisi Ä°l Yönetimi'nde görev yaptım, Ä°BB Meclis üyesi olarak çalıştım. Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyespor ve Trabzonspor Kulübü BaÅŸkanlığı yaptım. Bizim için en önemli konu ülkenin huzur ve saadetidir. Hep bunun için mücadele ettik ancak bunlar hep kendi çıkarları için çalıştı. DoÄŸru tek de olsa bir gün ortaya çıkar. DoÄŸan'ın en büyük yanlışı kendini doÄŸru deÄŸil de güçlü olarak hissetmesidir."
Operasyon fiyasko
"14 AÄŸustos 2001'de AK Parti kuruldu, 12 Eylül'de Albayrak operasyonu yapıldı. Bu operasyonda 30 kiÅŸi sorgulandı ve ÅŸirketimizden 3 kiÅŸi tutuklandı. Ancak 3'ü de ilk mahkemede serbest bırakıldı ve operasyon fiyaskoyla sonuçlandı. 'Ben kimseyi tehdit etmedim, ben hükümeti yıkmadım' diyen Aydın DoÄŸan o dönem bu iÅŸlerin içinde fiilen yeraldı. DoÄŸan kendini çok güçlü hissediyordu. Güçlü olan doÄŸru, dürüst olandır ancak o hiçbir dönem doÄŸru olmadı. Maddi olarak kazanmıştır belki ama dürüstlükten kaybetmiÅŸtir. ErdoÄŸan, iktidara geldiÄŸi zaman kendini muktedir göremedi. Ä°ktidar baÅŸka bir ÅŸey. Tüm kurum ve kuruluÅŸların anahtarı halkın meÅŸru seçtiÄŸi iktidarın cebinde deÄŸildi. Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, TSK, Emniyet... Bütün kurumlarda dış mihrakların eli vardı. DoÄŸan da onlarla birlikte çalışıyordu. Mesela PKK bugün neden güçsüz? Hiçbir kurumda tutunacak dalı kalmadı. Lojistik desteÄŸi sadece DoÄŸu ve GüneydoÄŸu'daki belediyelerden alabiliyor. Türkiye'nin güçlenmesinden dolayı Batı paniklemiÅŸ durumda. 2007'de ülkeyi kaosa sürüklemeye karar verdiler. '367 kararını' icat edip CumhurbaÅŸkanı seçtirmediler ve o dönemin en kritik kararı da CumhurbaÅŸkanı'nın halk tarafından seçilmesinin yolunun açılması ve AK Parti'nin ülkeyi seçime götürmesidir. AK Parti seçime gitti, daha güçlü geldi ve Abdullah Gül CumhurbaÅŸkanı oldu."
Henüz yorum yapılmamış.