Dünya
BM'de 'etkisiz' Ban dönemi
Birleşmiş Milletler zirvesinin üçüncü gününde Başbakan Davutoğlu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ile bir araya gelecek. Ban Ki-Moon 2007'den beri görevde. Ancak bu süre boyunca BM'nin siyasi krizlere hızlı ve somut yanıt vermesi konusunda etkili olamadı.
1945 yılında, Ä°kinci Dünya Savaşı sonrası yeni bir savaÅŸa engel olmak için oluÅŸturulan BirleÅŸmiÅŸ Milletler’in sekizinci Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, 1 Ocak 2007’de göreve baÅŸladı. 2013’te görev süresi bir dönem daha, 2016 sonuna kadar uzatıldı.
Ban Ki-Moon, 8 yıllık görev süresi boyunca Güvenlik Konseyi'nin veto hakkına sahip 5 daimi üyesi ülkenin (ABD, Rusya, Fransa, Ä°ngiltere, Çin) kararlarının belirleyici olduÄŸu büyük çatışmalar ve krizlerin hiçbirinde etkili olamadı.
Güney Koreli Ban Ki-Moon, BM Genel Sekreteri olmadan önce ülkesinin DışiÅŸleri Bakanıydı. Bu sürede Güney Kore basını onu, ‘üstlerine koÅŸulsuz itaat eden, detaycı ve kolay gülümseyen tam bir bürokrat’ olarak tanımlamıştı.
Ban, göreve gelirken “Ben savaşın içinde büyüdüm. BirleÅŸmiÅŸ Milletler’in ülkeme yeniden inÅŸa ve toparlanmasında nasıl yardım ettiÄŸini gördüm. Beni bu alanda kariyer yapmaya iten en önemli ÅŸeylerden biri bu oldu. Genel Sekreter olarak BM’nin barış, kalkınma ve insan haklarını geliÅŸtirme yolunda anlamlı sonuçlar almaya kararlıyım” demiÅŸti.
Görevde olduÄŸu sekiz yıl boyunca öncelikle OrtadoÄŸu, Afrika, Güney Asya ve Balkanlar’da çatışmalar ve krizler hızla büyüdü. Bu süreçte BM, açlık, kuraklık ve salgın hastalık gibi insani krizlere, geliÅŸmekte olan ülkelerde toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸine ve çevre sorunlarına odaklandı.
Ä°lk OrtadoÄŸu turunda ‘havan topu’
Ban göreve geldikten iki ay sonra OrtadoÄŸu ülkelerine bir tura çıktı. 22 Mart’taki ilk durağı BaÄŸdat’tı. Dönemin Irak BaÅŸbakanı Nuri El-Maliki'yle ortak bir basın toplantısı düzenliyordu. Maliki “BM Genel Sekreteri’nin ziyareti, Irak’ta istikrara doÄŸru ciddi bir yol alındığının iÅŸaretidir” dedikten hemen sonra, 80 metre mesafeye bir havan topu düÅŸtü.
Ban Ki-Moon BaÄŸdat’a, Irak hükümeti desteÄŸiyle Åžii milislerle Sünni milis gruplar arasında süren görüÅŸmeler hakkında bilgi almak için gitmiÅŸti. GörüÅŸmelerin amacı Åžii ve Sünni grupların El Kaide’ye karşı birlikte mücadele yürütmelerini saÄŸlamaktı. Havan topunun patlamasının ardından Ban Ki-Moon ‘Irak’ta sosyal ve siyasi geliÅŸim için daha fazlasını yapmanın yollarını umarım buluruz’ dedi ve BaÄŸdat'tan ayrıldı.
BM ve Ban Ki-Moon, Irak'a istikrar getirecek yolların bulunması konusunda bir şey yapamadı.
Bugün El Kaide’den kopan IŞİD örgütü Irak topraklarının önemli bir kısmını elinde bulunduruyor. Bu durum bir yıldan uzun süredir devam etmesine raÄŸmen, Åžii ve Sünni milisler arasında anlaÅŸma hâlâ saÄŸlanmış deÄŸil.
Ancak Ban, BM’nin Irak’taki varlığını artırdı. 18 vilayette yaklaşık 600 çalışanı bulunan BM, insani yardım, eÄŸitim ve kalkınma konusunda danışmanlık görevi yapıyor. Åžii milisler tarafından iÅŸlenen insan hakları ihlalleri raporu da ciddi yankı buldu. Ancak BM, Ä°ran’ın etkisi altındaki Irak hükümetinin politikalarının, ülkede yaÅŸayan her kesimi kucaklayıcı olabilmesini saÄŸlamada katkı sunamadı.
2015 Mart’ında BaÄŸdat’a yaptığı son ziyarette Ban Ki-Moon, IŞİD’in kontrolüne geçen bölgelerde insanların savaÅŸtan nasıl etkilendiÄŸine dair istatistik verileri bir kez daha paylaÅŸtı. Dünyayı krizden etkilenen insanlara destek olmak için daha fazla yardım yapmaya çağırdı. “BM, Irak halkı ve hükümetine yardımcı olmak için elinden geleni yapmaya devam edecekti” dedi ama BM'nin elinden fazla bir ÅŸey gelemedi.
Ä°srail-Filistin sorununda Ban dönemi
Ban Ki-Moon, göreve geldikten sonra çıktığı ilk OrtadoÄŸu turunda Filistin ve Ä°srail’i de ziyaret etti. Batı Åžeria’ya gidip Mahmud Abbas’la görüÅŸtü ancak Gazze’ye giderek Hamas'ın seçimle göreve gelmiÅŸ olan BaÅŸbakanı Ä°smail Heniye ile görüÅŸmedi. Bu gezi sırasında Ä°srail’in inÅŸa etmeyi planladığı yerleÅŸim bölgeleriyle ilgili endiÅŸelerini dile getirdi.
Her ne kadar Ä°srail-Filistin barış görüÅŸmelerinde Ban döneminde de bir ilerleme kaydedilmese ve Ä°srail’in özellikle Gazze’ye yönelik saldırıları devam etse de, Ban Ki-Moon görevde olduÄŸu süre boyunca Filistin’in devlet olma iddiasını destekledi. Ancak siyasi olarak yeterince etkin olmayan Genel Sekreter’in bu desteÄŸi söylemde kaldı.
Eylül 2011’de Filistin Lideri Mahmud Abbas, Filistin’e tam üyelik verilmesi için Ban’ın kapısını çaldığında, bu istek reddedildi. Ancak 31 Ekim 2011’de Filistin, BM’nin önemli kuruluÅŸlarından biri olan UNESCO’da devlet olma statüsü kazandı.
Bundan sonra en önemli adım da Kasım 2012’de geldi. Ban Ki-Moon’un 21 Kasım 2012’de ‘Filistin Devleti’nin kurulmasının zamanı geldi’ sözlerinin hemen ardından, 29 Kasım 2012’de Filistin’in BM’deki ‘gözlemci kuruluÅŸ’ statüsü, ‘üye olmayan gözlemci devlet’ statüsüne yükseltildi. Ban oylamanın ardından, alınan kararın taraflar arasında doÄŸrudan görüÅŸmelerin baÅŸlamasının aciliyet arz ettiÄŸini bir kez daha gösterdiÄŸini söyledi. ‘Bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti’yle ‘güvenliÄŸini saÄŸlamış bir Ä°srail Devleti’ arasında barışın inÅŸası için çabaları artırma çaÄŸrısı yaptı.
Filistin’in yeni statüsünde Ban Ki-Moon’un önemli bir rol oynadığı söylenemez. Filistin'in elde ettiÄŸi baÅŸarıda, Ä°srail’in Filistin üzerindeki artan baskısına tepki gösteren uluslararası toplumun desteÄŸi etkili oldu.
Ban, son olarak 2014 Haziran’ında Ä°srail’in Gazze saldırısında BM Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı. ABD DışiÅŸleri Bakanı Kerry ile yaptığı görüÅŸmeler sonucunda insani yardımların ulaÅŸtırılması için tarafları ateÅŸkese ikna etmeyi baÅŸardı. Ancak Ä°srail her seferinde ateÅŸkesin süresi dolmadan yeniden saldırdı.
Arap Baharı’nda Suudi Arabistan eleÅŸtirisi
Ban Ki-Moon baÅŸlangıcında Arap Baharı'na mesafeliydi, ‘BM ülkelerin içiÅŸlerine karışmaz’ demiÅŸti. 2012'de, eylemlerin Arap coÄŸrafyasında büyümesi üzerine söylemini deÄŸiÅŸtirdi. “Bu süreçte insan hakları için gösteri yapanların yanında olacağız. OrtadoÄŸu ve Kuzey Afrika’da tarihi bir süreç yaşıyoruz. Bu süreçte daha çok demokrasi isteyenlere yardım etmeliyiz” dedi. Uzun yıllar sonra yıkılan diktatörlüklerin ardından yapılan seçimler için olumlu açıklamalar yaptı.
Bir konuÅŸmasında “Suudi Arabistan dahil Arap dünyasında birçok ülke deÄŸiÅŸiyor. Arap Baharı’ndan beri liderler halkların sesini dinlemeye baÅŸladı” dediÄŸinde, insan hakları karnesi zayıf olan Suudi Arabistan’la ilgili yorumu için Avrupa’da birçok basın kuruluÅŸu tarafından eleÅŸtirildi.
Ancak Suriye ve Yemen’de durum farklı bir yönde seyretti. Suriye’de bir araya gelemeyen birçok muhalif grubun rejim güçleriyle iki yılı aÅŸkın süre savaÅŸmasının ardından ülkede açlık, yerinden edilme gibi büyük sorunlar baÅŸ gösterdi. Ancak asıl sorun radikal örgütlerin ülkenin büyük bir kısmında kontrolü ele geçirmesi oldu. BM Güvenlik Konseyi’ndeki (BMGK) özellikle iki ülkenin, ABD ve Rusya’nın anlaÅŸmazlığı sonucu, Suriye ile ilgili baÄŸlayıcı bir karar alınamadı. BM’nin ateÅŸkes giriÅŸimleri de baÅŸarısız oldu.
Suriye konusunda BMGK’yı eleÅŸtirdi
BM aracılığıyla Suriye’de krize son vermek için 30 Haziran 2012’de Cenevre’de yapılan konferansta, baÄŸlayıcı olmayan bir takım kararlarda taraflar uzlaÅŸmış göründü. Ancak uzlaşılan kararları hayata geçirmek için hiçbir zaman harekete geçilemedi.
Ocak 2014’te yapılan ikinci Cenevre Konferansı ise Ban Ki-Moon’un yarattığı bir diplomatik krizle baÅŸladı. Ban, Suriye'deki rejimi destekleyen Ä°ran'a konferansa iki gün kala davet mektubu gönderdi. Suriyeli muhaliflerin tepkisi sonucu daveti geri çekti. Ä°ran’ın eksikliÄŸinde yapılan konferanstan ‘Cenevre 1’de alınan kararların uygulanması’ sonucu çıktı ama henüz hiçbir ilerleme olmadı.
BMGK üzerinde karizmatik etkisi dahi bulunmayan Ban Ki-Moon, konseye eleÅŸtirisini 2014’te yapılan BM Genel Kurulu’nda dile getirdi. Aynı konuÅŸmada Suriye’de gelinen son durum için de ÅŸunları söyledi:
“SoÄŸuk savaşın hayaleti geri döndü. Arap baharı ÅŸiddetli bir ÅŸekilde yönünü kaybetti. Ä°kinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bu çapta bir mülteci ve yerlerinden edilmiÅŸ insan problemiyle karşılaşılmamıştık. BM hiç bu kadar acil insani yardım ulaÅŸtırma sorumluluÄŸu altına girmedi.
“Suriye ve Irak’ta her geçen gün barbarlığın arttığını izliyoruz. Bu aşırıcı gruplar uluslararası barış ve güvenliÄŸe açık bir tehdittir ve çok yönlü uluslararası yanıt verilmesi gerekmektedir.
“Suriye’de BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçmemesi hem insani acılara hem de Güvenlik Konseyi ile BM sisteminin güvenilirliÄŸine zarar vermiÅŸtir.”
Bugün Suriye’nin de, Ä°ran ve Suudi Arabistan’ın uçaklarını gönderdiÄŸi Yemen’in de insani yardım ihtiyaçları karşılanamıyor. Sorun fon eksikliÄŸi deÄŸil, çatışmaların sürüyor olması ve yardımların ulaÅŸtırılması için uygun zeminin ve ateÅŸkesin saÄŸlanamaması...
Göçmen krizi
Suriye’deki savaÅŸ dördüncü yılını doldururken çoÄŸunlukla komÅŸu ülkelere sığınan milyonlarca göçmen, Suriye’ye uzunca bir süre geri dönemeyeceklerini anlayınca çareyi Avrupa’ya ulaÅŸmaya çalışmakta buldu. Afrika, Afganistan ve hatta Balkanlardan da göçmenlerin eÅŸlik ettiÄŸi kafileler, aylardır tren garlarında, sınır kapılarında, sokaklarda ve tarlalarda bekliyor.
BM, göçmenlere acil ihtiyaçların ulaÅŸtırılması konusunda çalışıyor ancak bu göçmenlerin ülkelerine geri dönebilmesi için kalıcı çözüm bulmada baÅŸarısız.
Åžimdiye kadar göçmenlerle ilgili verileri dünyayla paylaÅŸan BM’nin Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, göçmen ölümleri yüzünden ‘çok üzgün olduÄŸunu’ söyledi. Liderleri konuyu tartışmak üzere bir araya getirmek için Eylül sonunda yapılan BM zirvesini bekledi.
Ban Ki-Moon, yerlerinden edilmiÅŸ insanlarla ilgili olarak Avrupa ülkelerinin ortak politika belirlemesi gerektiÄŸini savundu. Ama bununla ilgili somut bir adım atmadı. Ülkelere daha fazla sığınmacı kabul etmeleri ve “göçmenlere karşı daha ÅŸefkatli olmaları” yönünde çaÄŸrıda bulundu.
Nükleer silahlar sorunu
Ban Ki-Moon, ülkesi Güney Kore ile Kuzey Kore arasında yapılan görüÅŸmelere büyük önem verdi. Öyle ki, 20 yıl sonra Kuzey Kore’ye giden ilk BMGS olmaya karar verdi. Ancak 20 Mayıs 2015’te yapacağı bu ziyaret, iki gün kala Kuzey Kore tarafından iptal edildi.
Ban Ki-Moon, görüÅŸmeler süresince Kuzey Kore’nin nükleer silah üretimini diplomatik bir dille eleÅŸtird, konuyu çoÄŸunlukla BMGK’nın eline bırakmayı tercih etti.
Ä°ran’ın nükleer programı sebebiyle baÅŸlatılan görüÅŸmeler de BM aracılığıyla yapıldı. Ancak anlaÅŸmaya varılan süreçte yine BMGK ve Almanya etkili oldu. Ban, zaman zaman endiÅŸelerini ve memnuniyetini dile getirmekle yetindi.
BMGK reformunda uzlaÅŸma yok
Ban Ki-Moon’un özellikle Suriye konusunda yetersiz kalmakla eleÅŸtirdiÄŸi BMGK'de reform yapılması tartışmaları 1994'ten bu yana sürüyor. Daimi beÅŸ üyeden sadece Fransa’nın desteklediÄŸi ve önerilerle katkıda bulunduÄŸu reform çabalarında da Genel Sekreter’in etkisi yetersiz kaldı.
Göreve baÅŸladığı 2007 yılından itibaren ‘reform daha güçlü bir BM için en büyük öncelik’ dedi ve BM’nin çeÅŸitli kurumlarında birçok reformu hayata geçirdi. Ancak reforma en çok ihtiyaç duyulan BMGK bunlardan biri olmadı.
Reformla ilgili beÅŸ daimi üyenin temsilcileriyle görüÅŸmeler yapan Ban, Eylül 2013’teki zirve sırasında “Neredeyse bütün üyeler reformu destekliyor ama nasıl yapılacağında uzlaşılamıyor” açıklaması yapmıştı.
Kaynak: Al Jazeera
Henüz yorum yapılmamış.