Sosyal Medya

Coğrafyamız

Türkiye, Libya'ya neden vize uygulamamalı?

Türkiye'nin Ortadoğu başta olmak üzere son on üç yılda dünyanın dört bir yanındaki ülkelerle vize uygulamasını karşılıklı olarak sonlandırması turizm başta olmak üzere pek çok sektörü hareketlendirmiş ve oldukça olumlu yankı bulmuştu. Ancak Arap Baharı olarak isimlendirilen süreci takiben Türkiye yeniden vize uygulamasını gündeme aldı.



Mısır'daki darbenin ardından Mısır'la kapıda vize uygulaması rafa kalktı. Ancak savaşın gölgesindeki Libya'ya yeniden vize uygulanmasına dair karar Mısır'dan da daha sarsıcı etkilere sahip olabilir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenlik gibi eski Türkiye'yi hatırlatan gerekçelerle Libya'ya vize uygulaması geçen yüzyıl boyunca Arap ülkeleriyle mesafeli durulan günlere dönüÅŸ anlamı taşıyor. Bununla birlikte vize uygulaması beraberinde pek çok reel sorun da doÄŸuracak.

Sağlık alanında yaşanacak sorunlar

Son yıllarda saÄŸlık alanında yaptığı yatırımlarla büyük bir atılım gerçekleÅŸtiren Türkiye'ye baÅŸta komÅŸuları olmak üzere farklı ülkelerden hastalar tedavi için gelmektedir. Halihazırda kaos ve çatışma ortamının hâkim olduÄŸu Libya'da saÄŸlık sorunu yaÅŸayan çok sayıda Libyalı da tedavi için Türkiye'yi tercih ediyor. Ülkemize Libya hükümeti desteÄŸiyle gelen hastalar dışında, bireysel olarak kendi imkânlarıyla gelen Libya vatandaÅŸlarının sayısı da oldukça fazla. Türkiye'de verilen saÄŸlık ve tedavi hizmetlerine yurt dışından artan bu ilgi, aynı zamanda ülkemiz ekonomisine de hatırı sayılır bir katkı saÄŸlıyor.  Kendi imkânlarıyla gelen hastalar genelde Ä°stanbul (özellikle Amerikan Hastanesi, Koç Vakıf Hastanesi, Bezmiâlem Vakıf Hastanesi, Medicalpark, Medipol), Ä°zmir, Bursa ve Ankara'da özel hastanelerde tedavi oluyor. Almanya, ABD gibi yurt dışındaki diÄŸer seçenekleri deÄŸerlendirebilecek maddi imkânlara sahip bu kiÅŸilerin tercihlerini Türkiye'den yana kullanmalarında hem Türkiyeli doktorların baÅŸarısı hem coÄŸrafi yakınlık hem de Türkiye ve Libya halkları arasındaki tarihî kardeÅŸlik bağı etkili.

Ancak Türkiye Cumhuriyeti tarafından alınan Libya vatandaÅŸlarına vize uygulanması kararı, bu insanların hem tercihlerini hem de ülkemize duydukları yakınlığı olumsuz etkileyecektir.

Acil müdahale gerektiren hasta ve yaralıların vize için bekletilmesi ölümleri arttıracak

Libya'da devam eden çatışmalar ülke içerisinde ciddi sıkıntılara sebep olmaktadır. Ülkedeki çatışmalara farklı çıkar hesaplarıyla müdahil olan çok sayıda dış unsur sebebiyle de buradaki çatışmaların yakın zamanda sona ermesi beklenmemektedir. Bir yandan Libya üzerinden bölgede kendilerine çıkar saÄŸlamak isteyen devletler burada hesaplaşırken bir yandan da Türkiye'nin OrtadoÄŸu'daki etkisini ve saygınlığını yok etmek isteyen Mısır, BAE gibi komÅŸu ülkeler, Libya'daki çatışmaları körüklemektedir. Bu kaos ortamında en büyük zararı ise yine sivil halk görmektedir. Çatışmalara baÄŸlı ölüm oranlarının hâlâ daha çok yüksek olduÄŸu Libya'ya vize uygulanmaması, saldırı veya çatışmalarda yaralananlardan en azından bir kısmının tedavi için hızlıca Türkiye'ye nakledilmesine ve burada tedavilerine imkân veriyordu.

Ä°ki ülke arasındaki ticaret hacmi azalacak

Türkiye ile Libya arasındaki ticaret, çatışmalara raÄŸmen devam etmektedir. Her gün onlarca küçük tüccar diyebileceÄŸimiz Libyalı, 50 ile 200 bin dolar arasında bir parayla ticaret maksadıyla Türkiye'ye gelmektedir. Bu ise günde 30 milyon dolar civarında bir rakama tekabül etmektedir. Ayrıca kayıt altına alınmayan bavul ticareti gibi ticari faaliyetler de eklenince Libya ile söz konusu ticaret hacmi kat kat artmaktadır. Bu verilere göre Türkiye'nin Libya'ya ihracatı yılda 4 milyar dolara ulaÅŸmaktadır. Olası bir vize uygulamasında söz konusu bavul ticaretini yapan tüccarların Çin, Malta, Hindistan gibi ülkeleri tercih etmeleri söz konusu olacaktır.

Türkiyeli iÅŸ adamları Libya'ya giriÅŸte sorun yaÅŸayacak

Gerek Kaddafi döneminde gerekse devrimden sonraki süreçte Türkiye'den birçok ÅŸirket Libya'da inÅŸaattan altyapı ve üstyapı projelerine, elektrik santrali yapımına kadar çeÅŸitli alanlarda ihaleler alıp çalışmalar yapıyor. Söz konusu firmalar, bu projelerini Türkiye'den götürdükleri çalışanları ile yürütüyorlar. Libya'da hatırı sayılır bir ağırlığı bulunan bu firmalar, Libya'nın tamamında faaliyet gösteriyor. Günümüzde Türkiyeli firmalar bölgedeki çalışmalarını durdurmuÅŸ olsa dahi, gerek çatışma bölgelerinde gerekse bu bölgelerin dışında, iÅŸ takibi ve yaptıkları iÅŸlerle ilgili alacaklarını temin etmek için sık sık Libya'ya gidip gelmektedir. Söz konusu firmaların aldıkları ihalelerin tutarı 20 milyar doların üzerindedir.

Turizm etkilenecek

Libya'da devam eden çatışmalar maalesef güvenlik zaaflarına yol açmakta, bu da özellikle uyuÅŸturucu kaçakçılarının buradaki faaliyetlerini arttırmasına, gençler arasında uyuÅŸturucunun yaygınlaÅŸmasına sebep olmaktadır. Aileler de evlatlarını bu ortamdan uzaklaÅŸtırmak için tatil adı altında rehabilite amacıyla Türkiye'ye göndermektedir. Genelde Ä°stanbul ve yaylaları tercih eden Libyalı aileler, birkaç ay buralarda kalmaktadır. Bunun dışında savaÅŸ ortamından uzaklaÅŸmak isteyenler de Türkiye'ye kısa süreli ziyaretler yapmaktadır.

EÄŸitim için gelen öÄŸrenciler etkilenecek

EÄŸitim bir ülkenin geleceÄŸini inÅŸa etmede en önemli unsurlardan biri olması yanı sıra, kültürünün baÅŸka ülkelere aktarılmasında ve ülkenin tanıtımında da son derece etkilidir. ÖÄŸrenciler sayesinde ülkeler kendi kültür ve inançlarını baÅŸka ülkelere aktarır. Türkiye de son yıllarda yabancı öÄŸrencilerin ilgi gösterdiÄŸi ülkelerden biri. Libyalı gençler de gerek lisans gerekse yüksek lisans ve doktora eÄŸitimi için Türkiye'yi tercih ediyor. Bu konuda Türkiye'ye olan ilgi her yıl daha da artıyor. Ancak eÄŸitim için Türkiye'yi tercih eden Libyalı öÄŸrenciler öncelikle Türkçe öÄŸrenmek için üniversitelere kayıt yaptırmadan önce bir yıl dil kurslarına kayıt yaptırıyor. Vize uygulaması bu öÄŸrencilerin seyahat konusunda sıkıntı yaÅŸamasına sebep olacağından gençlerin eÄŸitim tercihleri baÅŸka ülkelere yönelecektir.

Siyasi olarak Türkiye zor durumda kalabilir

Libya'da çatışmaların temel sebebi olarak devrimden sonra ülkeye istikrarın gelememesi gösterilmektedir. Bu ana sebep etrafında bilhassa Tobruk tarafının ileri sürdüÄŸü baÅŸka sebepler de bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi de hem uluslararası kamuoyunda Türkiye'yi zor duruma düÅŸürmek hem de Libya halkının ülkemize olan muhabbetini azaltmak için Tobruk tarafının sürekli dillendirdiÄŸi Türkiye'nin Libya'nın istikrarını istemediÄŸi, bu sebeple ülkede karışıklık çıkardığı, Trablus tarafının ise Türkiye'nin ajanı olduÄŸu yalanıdır. Ancak Trablus tarafı bütün bu ithamlara raÄŸmen her ortamda Türkiye'ye olan güvenini dile getirmektedir. Türkiye ile ortak çalışmaya hazır olduklarını ifade edip Türkiye'nin Libya'nın genel maslahatlarını düÅŸündüÄŸünü her ortamda savunmaktadırlar. Tobruk tarafına dış destekçilerinin yaptığı maddi manevi yardımların ne kadar büyük olduÄŸu ise herkesin malumudur. Buna karşın Trablus bölgesinde baÅŸta ilaç olmak üzere temel ihtiyaç maddeleri ve hizmetlerde dahi ciddi sıkıntılar yaÅŸanmaktadır. Ancak bu ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda onların Türkiye'den ciddi bir talepleri bulunmamaktadır; zira Türkiye'de son dönemde yaÅŸanan olaylardan ötürü sıkıntılar olduÄŸunu görmekte ve ayrıca yük olmak istememektedirler. Bölgede insani yardım çalışmaları yürüten Ä°HH ise fon sıkıntısı sebebiyle yüklü tutarlı projeleri hayata geçirememektedir. Kızılay, kendilerinden talep edilmesine raÄŸmen maalesef bölgede çalışamamaktadır. Ancak yaÅŸadıkları tüm zorluklara raÄŸmen bölge halkı ve siyasiler Türkiye'ye karşı büyük bir teveccüh içerisinde, Türkiye huzura kavuÅŸsun, bizler bu duruma sabrederiz demektedir.

Siyasi çekiÅŸmelerden kaçan büyük Libyalı tüccarların Türkiye tercihi deÄŸiÅŸecektir

Libya'dan Türkiye'ye üç farklı grupta insan gelmektedir. Bunlardan ikisi Türkiye'ye yerleÅŸmek veya yatırım için gelirken küçük bir kısmı da baÅŸka ülkelere geçmek için Türkiye'yi tercih etmektedir.

Ticaret erbabı her zaman için çatışmalardan uzak durup ticari faaliyetlerinin sürmesini istediÄŸinden çatışma bölgelerinde kalmak istememektedir. Batı'nın Kaddafi dönemindeki paraları Libya'ya iade etmemesi, iÅŸ adamlarını güvenli gördükleri Türkiye'ye yönlendirmiÅŸtir. Bu kiÅŸiler Türkiye'de iÅŸ yeri, fabrika vb. çalışma alanları açmaktadır. Libya'ya karşı baÅŸlatılacak bir vize uygulaması bu kiÅŸileri tedirgin edecek, yatırımların durmasına veya geri çekilmesine sebep olacaktır. Bu yatırımlar yukarıda bahsettiÄŸimiz 4 milyar doların dışındadır.

Elçilik veya konsolosluk olmaması vize alımına imkân vermiyor

Libya'da ÅŸu an için resmî olmamakla beraber fiilî olarak iki ayrı yönetim bulunmaktadır. Bunlardan biri Mısır sınırına yakın Tobruk'ta, diÄŸeri ise ülkenin büyük kesimine hâkim olan Trablus'tadır. Yüz ölçümü 1,8 milyon kilometrekare civarında olan Libya Türkiye'nin iki katı büyüklüÄŸündedir. Ülkede çatışan taraflar arasında gerek sivil gerekse asker, hiç kimse diÄŸer bölgeye geçmemektedir. Türkiye'nin Libya'daki tek temsilcisi ise Misrata'daki konsolosluktur. Misrata, Trablus yönetiminin kontrolünde ve ülkenin kuzeybatı sahil kesimindedir. Çatışmaların olmadığı dönemde merkezî noktalarda konsolosluk ve elçilikler olması sebebiyle vize uygulaması sorun olmayabilirdi.

Hiç ÅŸüphesiz Türkiye'nin istikrarı ve güvenliÄŸi önceliklidir. Yukarıda da belirtildiÄŸi üzere Tobruk Meclisi kendi halkının maslahatını düÅŸünmeden, ÅŸuursuzca dile getirdiÄŸi yalan ve iftiraları ile Türkiye'nin Libyalı cihatçı gurupların yol güzergâhı olduÄŸunu ve özellikle Türkiye'nin bu grupları desteklediÄŸi iddialarını dış basında vurgulamakta, bu durum da Türkiye üzerinde ciddi bir baskıya sebep olmaktadır. Kaldı ki Türkiye söz konusu geçiÅŸleri engellemek konusunda her türlü tedbiri almaktadır. Elbette vize uygulaması kararı da bu çerçevede ortaya konmuÅŸtur ancak bu, yukarıda sayılan olumsuzlukları da beraberinde getirecek bir seçenek olduÄŸundan uygulanması konusunun tekrar deÄŸerlendirilmesi gerekmektedir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.