Dünya
Akdeniz: 'İnsanlığın mezarı'
Sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu, Suriyeli mülteci çocukların sahile vuran cansız bedenlerini ele aldığı yazısında ''El kadar mülteci çocukları Akdeniz'in sularına terk eden dünya şimdi batmayacaksa, ne zaman batacak!'' ifadesini kullandı.
Günlerdir paylaşılan Suriyeli mülteci çocukların fotoÄŸrafları içler acısı... En kötüsü de kıyıya vuran balinalar için kampanyalar baÅŸlatılırken bu fotoÄŸraflara karşı insanların 'görmedim,duymadım,bilmiyorum' ÅŸeklindeki tavrı. KöÅŸe yazısında konuyu ele alan Sabah gazetesi yazarı HaÅŸmet BabaoÄŸlu bu duyarsızlığa isyan ediyor: ''El kadar mülteci çocukları Akdeniz'in sularına terk eden dünya ÅŸimdi batmayacaksa, ne zaman batacak!''
Ä°ÅžTE HAÅžMET BABAOÄžLU'NUN O YAZISI;
Åžairin dediÄŸinin anlamı kalmadı; Akdeniz sana, bana, bize, insan olana yaraÅŸmıyor artık. Yaralıyor. Çok acıtıyor. El kadar mülteci çocukları Akdeniz'in sularına terk eden dünya ÅŸimdi batmayacaksa, ne zaman batacak!
Ama diliyorum ki, Akdeniz'de boÄŸulan mülteci yavrucakların fotoÄŸraflarına bakarken önce az ÅŸekerli kahvesini höpürdetip sonra da "Kaçacaklarına, kendi ülkelerini yaÅŸanacak yer kılsınlar!" diye cık cıklayan emekli bürokrat da bu dünyayla birlikte batsın!
"Durdukça yosundan yeÅŸil/kulaç attıkça mavi" bir deniz kalmadı artık orada... Kapkara bir çukur olacak yakında!
Bu gidiÅŸle, kıyıların tamamı hali vakti yerinde olanlar için şık bir "beach club"a dönüÅŸtürülürken, Akdeniz "insanlığın mezarlığı" olmaya ayrılacak. Peki mehtaplı akÅŸamlarda yakamozların altında cesetlerin yüzdüÄŸünü unutacak mıyız? Ne yazık ki, evet! Modern insan aklın sarhoÅŸudur; düÅŸündükçe bulanıklaşır zihni, baktıkça körleÅŸir. Unutmasına bile gerek kalmaz.
Daha geçen yüzyılın ortasında 40 milyon Avrupalı baÅŸka coÄŸrafyalara iltica etmiÅŸti. O yüzden 1951'de kabul edilen Cenevre SözleÅŸmesi'nin en önemli gündem maddesi Avrupalı mültecilerdi. Åžimdi o Avrupa 40 bin OrtadoÄŸulu sığınmacıya bile katlanamıyor. Gerçek ortada iÅŸte! MülteciliÄŸin, sığınmacılığın bile "beyaz"ı var.
Sürekli huzur arıyorsun... Bulamazsın. Huzursuz bir dünyada huzur ne arar! "Huzurda"olduÄŸunu bilenlerden ol, yeter!
BuluÅŸmak giderek ürkütüyor. Bir tür hesaplaÅŸma, zor bir sınav, gereksiz bir alışveriÅŸ gibi algılanıyor. Korkarım, yeni kuÅŸaklarda bu duygu daha da geliÅŸecek. Bir genç geçen gün "Whatsapp'tan, Twitter'dan, Face'tan muhabbet ediyoruz, ne güzel iÅŸte! Ötesi yük!" diyordu. Onu eleÅŸtirmek kolay ama farkına bile varmadan bir doÄŸrunun altını çiziyordu:BaÅŸkasının kanlı canlı varlığı sorumluluÄŸun baÅŸladığı yerdir.
ÖÄŸrenmek için baÅŸkalarına, bilip anlamak için yalnızlığa ihtiyacımız var.
Henüz yorum yapılmamış.