Sosyal Medya

Dünya

Avrupa hafızasını kaybetti

İki dünya savaşında milyonlarca insanı yerinden edilen Avrupa, kendi tarihini çabuk unuttu. Çaresiz mültecileri denizde ve karada ölüme terkeden AB, vahşetin baş faili oldu. Batı'nın utanç karnesini dolduran “göçmen soykırımı”, sözde demokrat ülkelerin ırkçı tutumuna ve kıta güvenliğini insan yaşamından “kutsal” sayan politikalara yönelik eleştirileri artırdı.



SavaÅŸ ve çatışma ortamlarını arkalarında bırakarak Avrupa'ya gitmek isteyen göçmenler ya botlarının batırılması sonucu umut yolculuÄŸunu tamamlayamadan ölüyor ya da 'Büyük Kale'nin tel örgülerini geçemeyerek geri çevriliyor. Kuzey Afrika ve OrtadoÄŸu'dan Avrupa'ya ulaÅŸmaya çalışırken hayatını kaybeden binlerce göçmene dün yenileri eklendi. Libya açıklarında iki teknenin batması sonucu en az 200 kiÅŸi yaÅŸamını yitirirken, Avusturya'da bir otobanda terkedilmiÅŸ kamyonetin içinde bulunan cesetlerin sayısı 71'e yükseldi. Batılı ülkeler, “sıradanlaÅŸan" bu cinayetleri kendi iç hesapları uÄŸruna görmezden gelirken, yakın tarih ise “göçmen Avrupa"nın nereden geldiÄŸini hatırlatmaya yetiyor.

AÇIKÇA ÇÄ°FTE STANDART

Bundan yüz yıl önce I. Dünya Savaşı'ndaki büyük göçlerle nüfus yapısı deÄŸiÅŸen Avrupa'nın, kendi tarihini bu kadar çabuk unutup çatışmalardan kaçan insanlara kapısını kapaması, çifte standardın en bariz örneÄŸini teÅŸkil ediyor. Acı göç tecrübesini II. Dünya Savaşı'nda da yaÅŸayan Avrupa, son yıllarda evlerinden sürülen sivilleri anlamak ÅŸöyle dursun, üstüne onları insanlık dışı muamelelere maruz bırakıyor. Avrupa BirliÄŸi'nin (AB) sebep olduÄŸu göçmen cinayetleri, sözde demokrat liderlerin ırkçı tutumlarına ve kıta güvenliÄŸini insan yaÅŸamından önde tutan politikalarına yönelik tepkileri de artırıyor.

GÖÇMEN 'AVRUPALI' OLMAYINCA

AB'nin eski Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana'nın “Avrupa'nın mülteci hafıza kaybı" olarak nitelendirdiÄŸi durum, göçmen düÅŸmanı üye ülkelerin hem uluslararası normları hem de kendi birlik kurallarını hiçe saydığını gösteriyor. Ä°ki dünya savaşında milyonlarca Avrupalı sivil, iÅŸgaller ya da sınırdışı edilmeler nedeniyle evlerinden sürülmüÅŸ, uluslararası kamuoyu bu insanların yerleÅŸtirilmesi ve yaÅŸadıkları acıların azaltılması için mücadele vermiÅŸti. Aynı dramı bugün "Avrupalı olmayanlar" yaşıyor. Suriye ve Afganistan baÅŸta olmak üzere Kuzey Afrika, OrtadoÄŸu ve Asya'dan binlerce insan, Batı'nın bizzat faili ya da dolaylı olarak tarafı olduÄŸu iç karışıklıklardan kaçmaya baÅŸlayınca hafızasını yitiren Avrupa, sığınacak bir liman arayan bu insanlara sırt çeviriyor.

EN ÇOK IRKÇILARA YARADI

Geçen yüzyılda büyük acılar yaÅŸamış olan Avrupa'ya kendi tarihini hatırlatan ve AB liderlerine sorumluluklarını yerine getirmeleri çaÄŸrısında bulunan Solana'ya bugüne kadar kimse kulak vermedi. Solana, yaÅŸadığı hayal kırıklığını, “Kendi geçmiÅŸimizi ne çabuk unuttuk! Bugünkü fikir, kendilerini ulusal kimliÄŸin muhafızları olarak gören popülist partiler tarafından besleniyor" sözleriyle anlatmıştı. Ä°spanyol siyasetçinin de altını çizdiÄŸi gibi, "Avrupalı" kimliÄŸini ve güvenlik endiÅŸelerini insani deÄŸerlerden üstün tutan zihniyet, göçmen karşıtlığını körüklerken, Macaristan'dan Ä°sveç'e kadar birçok Avrupa ülkesinde ırkçı ve Neonazi partiler mülteci sorunu üzerinden oy toplamaya devam ediyor.

Almanya'dan utanmaz teklif

II. Dünya Savaşı'ndan sonra yaÅŸanan en kötü mülteci krizi, sığınmacılara kimin ne kadar yardım yaptığını gösterme açısından da bir sınav oldu. 2 milyondan fazla Suriyeli sığınmacıya ev sıcaklığı sunan Türkiye'nin yaptığı yardım, kağıt üstünde “insan hakkı" savunucusu Batı'ya ders olacak nitelikte. Göçmen krizine duyarsız kalan Avrupa ise çözümü kendi topraklarında aramıyor. Almanya Ä°çiÅŸleri Bakanı Thomas de Maiziere'nin, AB'nin iltica taleplerinin deÄŸerlendirileceÄŸi mülteci kamplarını Türkiye'de kurması gerektiÄŸini söylemesi de bu yaklaşımın en bariz örneÄŸi oldu. Euronews kanalına röportaj veren Maziere, “Büyük bir mülteci kampının Türkiye'de kurulabilmesi için AB fonlarından faydalanabiliriz. O mülteci kampında kimin Avrupa'ya alınacağına karar verebiliriz" dedi. AB, göç politikaları kapsamında Türkiye'ye 469 milyon euro fon ayırmış durumda. Ancak bu rakam, ÅŸuana dek mülteciler için 6.5 milyar dolar harcayan Türkiye'nin yardımlarının yanında devede kulak kalıyor.

ÇÖZÜM YOK ETMEK!

Türkiye, sınır bölgesinden giriÅŸ yapan Suriyelilere yardıma devam ederken, Avrupa ise kendi koyduÄŸu kuralları bile çiÄŸniyor. Kalıcı yerleÅŸimleri önlemek ve kendilerine sığınmak isteyen insanların gözünü korkutmak isteyen AB, “çözüm"ü, kaçakçıların kullandığı botları imha etmek ve tekneleri geri yollamakta buldu. Akdeniz'de birçok tekne ya battı ya da kasten batırıldı. Yunan polisinin tekneleri hedef alması, görüntülerle de kanıtlandı. AB üyesi Slovakya'nın ülkeye alacağı 200 Suriyeli sığınmacının Hristiyan olmasını ÅŸart koÅŸması da hasır altı edildi.

Dublin sözde kaldı

 

 

 

 

 

 
 



Avrupa'da göçmenlerin ayak bastığı ilk ülkeye iltica baÅŸvurusu yapmasına imkan veren Dublin AnlaÅŸması, 25 AB ülkesince ihlal ediliyor. Göç sorununa "çözüm bulamayan" Almanya, iç savaÅŸtan kaçan Suriyelilere iltica baÅŸvurusu yapma hakkı veren Dublin AnlaÅŸması'nı sessiz sedasız askıya aldı. Berlin'i, Sırbistan sınırına tel örgü çeken Macaristan izlerken, BudapeÅŸte yönetimi, AB'nin Schengen sınırlarını koruması konusunda destek vermemesinden yakınıyor.

Nefes almak bile parayla!

 

 

1998'den bu yana 20 binden fazla kiÅŸi Avrupa'ya ulaÅŸmaya çalışırken yaÅŸamını yitirdi

 

 

 
 



BirleÅŸmiÅŸ Milletler Mülteciler Yüksek KomiserliÄŸi Sözcüsü Melissa Fleming'e göre, Akdeniz'i geçerek Avrupa ulaÅŸan kaçak göçmen sayısı 300 bini geçti. Åžimdiye kadar 200 bin göçmen Yunanistan'a, 110 bin göçmen ise Ä°talya'ya ulaÅŸtı. Libya açıklarında iki teknenin batması sonucu hayatını kaybeden 200 göçmenle birlikte Akdeniz'de ölenlerin sayısının 2 bin 500'ü aÅŸtığını ifade eden Fleming, botlarda yaÅŸanan tüyler ürpertici olayı ÅŸöyle anlattı: “Hayatta kalan göçmenlerle konuÅŸtuÄŸumuzda bize, tıka basa dolu teknelerde insan kaçakçılarının geminin en alt kısmında kalanlardan dışarı çıkıp nefes alabilmeleri için para istediÄŸi söylendi. Kaçakçılara daha fazla para ödeyebilenlerin güvertede durmasına izin veriliyor, diÄŸerleri ise zorla gemin en alt kısmına itiliyor."

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.