Sosyal Medya

Kültür Sanat

Musiki, insanı kemâle ulaştıran ilahi bir araçtır

Bebek Hümayunuabad Camii din görevlisi Ahmet Atmaca Hocaefendi ile öznesinde musiki olan bir sohbet gerçekleştirdik...



Ahmet Atmaca Hoca “Musiki bizi terbiye eden, kiÅŸiyi, insan-ı kâmil makamına, oradan da Allah’a kavuÅŸturan ilahi bir sanattır.” diyor…

Ahmet Atmaca imam, örnek bir ÅŸahsiyet… Musiki üstadı… Bebek Humayunuabad Camii’nin din görevlisi olan Ä°mam-Hatibi Ahmet Atmaca Hocaefendi ile öznesinde musiki olan bir sohbet gerçekleÅŸtirdik.

Ä°brahim Ethem Gören: Ahmet Hocam, musikin deyince ne anlamamız gerekir?

Ahmet Atmaca: Musikiden ne anlamamız gerektiÄŸini tesbit edebilmemiz için ilk önce kâinatın yaradılışına, insanın yaradılışına ve musikinin kâinat-insan ekseninde bunlarla olan iliÅŸkisine bakmamız gerekiyor.

Efendimiz (sav) bir hadislerinde “Allah güzeldir, güzeli sever” buyuruyor. Bu açıdan Allah, güzel olduÄŸu ve güzeli sevdiÄŸinden dolayı her ÅŸeyi güzel yaratmıştır. Bu keyfiyet Allah’ın Cemal sıfatının bir yansımasıdır.

Kur’an-ı Kerim’de, Allah (cc) insanı, ahsen-i takvim üzere yani en güzel bir ÅŸekilde yarattığından bahsetmektedir. (Tîn Suresi)

BaÅŸka ayetlerde gökyüzünden, yıldızlardan, bunların yaradılışında Allah’ın yaratma sıfatında kusursuzluÄŸa, ahenge dikkatlerimiz çekilmektedir. “Biz onları yıldızlarla donattık.” (Saffat Suresi, 6)

“O ki, birbirine uygun yedi gök yaratmıştır. O Rahman'ın yarattığında hiçbir nizamsızlık göremezsin. Haydi çevir gözü(nü), görebilir misin hiçbir çatlak, bir kusur? Sonra gözünü tekrar tekrar döndür (bak). Göz (aradığı bozukluÄŸu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.” (Mülk Suresi 2-4)

SANAT, KÂÄ°NATA ALLAH’IN CEMAL SIFATININ YANSIMASIDIR

Bu noktada biraz önce ifade ettiÄŸimiz Allah’ın cemal sıfatını hatırlatmak gerekiyor. Allah’ın insanı ve kâinatı yaratışındaki güzellik, O’nun cemal sıfatının bir gereÄŸidir. Hakk Teâlâ, her ÅŸeyi güzel yaratmış, kullarından da iÅŸlerini güzel yapmasını istemiÅŸtir. Öyle ki sanatı, Allah’ın Cemal sıfatının kâinata yansımasıdır, diye tarif edersek hata etmiÅŸ olmayız.

Åžimdi musikinin az önceki anlattıklarınızla nasıl bir ilgisi vardır?

Bir duyguyu, bir fikri kulaÄŸa hoÅŸ gelebilecek ÅŸekilde bir sanat anlayışı içerisinde terkip etmek olarak isimlendirebileceÄŸimiz musikinin birçok tarifi yapılmıştır.

Hazret-i Mevlana’ya göre musiki “Allah âşıkları için ruhun gıdası olmuÅŸtur.” Zira musikide sevgiliyle kavuÅŸma ümidi vardır.

Abdülkadir Meragi’ye göre “Ä°kâa denilen usulatdan herhangi birisiyle tertib olunmuÅŸ ve kulaÄŸa mülayim gelen namelerin cem’ edilmiÅŸ haline musiki” denir. Mezkur tarifleri daha da çoÄŸaltmamız mümkündür.

Pekiyi, musiki ile ilgili söylenenleri ve yapılan tarifleri incelediÄŸimiz zaman musikiden ne anlamamız gerekir?

Musiki, mutlak güzeli aramada, ona kavuÅŸmada ruhlarımızı terbiye eden, olgunlaÅŸtıran, cihanÅŸumül, ilahi bir duygudur. Burada bezm-i elest nazariyesini hatırlamakta fayda var.

Hatırlayalım Hocam…

Allah Teâlâ, ruhları yaratıp onlara elest meclisinde “Ben sizin Rabbiniz deÄŸil miyim?” diye sorduÄŸu zaman tüm ruhlar Allah’ın bu hitabındaki hoÅŸluktan kendilerinden geçtiler. Ve hepsi birden “Kalu bela/Evet Ya Rabbi, Sen bizim rabbimizsin” diye cevap derdiler.

Ä°ÅŸte insan yeryüzüne geldikten ve bu dünyadaki imtihanı baÅŸladıktan sonra hep Cenab-ı Hakk’ın o hitabındaki hoÅŸluÄŸu aradı. Mimar telif ettiÄŸi eserde/yapıda, ÅŸair mısralarının arasında, musikiÅŸinas bestelerinde, enstrümanında, müzehhip tezyinatta, hattat aharli kağıdın müÅŸfik yüzünde hep o sesi ve o sesteki güzelliÄŸi yakalamanın peÅŸinde oldu.

Kanaatimce “musiki” deyince anlamamız gereken bunlar olmalıdır. Musiki, insanı kemale ulaÅŸtıran ilahi bir araçtır. Musiki bizi terbiye eden, insan-ı kâmil makamına, oradan da Allah’a kavuÅŸturan ilahi bir sanattır. Bunu böylece anlamamız gerektiÄŸi kanaatindeyim.

Musiki serencamınız nasıl başladı?

Az önceki ifadelerimde musikinin; daha genel ifadeyle sanatın, Allah’ın, “cemal” sıfatının kâinata yansıması olduÄŸunu; güzeli, güzelliÄŸi aramak olduÄŸunu, bunun da din duygusu gibi insanın fıtratında var olduÄŸunu ifade ettim. Buradan hareketle insanlar, güzeli arama duygusunu farklı ÅŸekillerde hayatına yansıtır. Kimisi dinleyici konumundadır, kimisi seyr ü temaÅŸa mevkiindedir, kimisi de ressam, müzisyen, tiyatrocu, yazar, imar, musikiÅŸinas gibi icracı olarak hayatına yansıtır.

Rabbim bize de musikiyi ve onu icra etmeyi nasip eyledi. Böyle bir yetenek/kabiliyet verdi. Musiki ile serencamım ilkokul döneminde baÅŸladı. Sesimin güzel olmasından dolayı öÄŸretmenlerim okul içinde ve okul dışındaki etkinliklerde bana halk musikimizden eserler okuturlardı. Musiki icrasıyla birlikte bazen ÅŸiir de okumuÅŸluÄŸum vardı. Ä°lkokul yıllarında okulla birlikte mahallemizin camiine Kur’an-ı Kerim öÄŸrenmeye giderdim. Oradaki imam efendi bana Kur’an-ı Kerim ile birlikte ezan okumayı, müezzinlik ve imamlık yapmayı öÄŸretmiÅŸti. Bazen ezan okutur, bazen de müezzinlik yaptırırdı. O dönemde kısa sureleri cemaate okurdum.

Ä°mam Hatip Lisesi yıllarımda okulun ilahi grubunda hem korist hem de solist olarak yer almam ve Kur’an-ı Kerim okuma yarışmalarına katılmam beni musikiye daha bir baÄŸladı. Ä°mam olup Ä°stanbul’a tayinim çıkınca ilk musiki eÄŸitimimi ülkemizin yetiÅŸtirdiÄŸi çok kıymetli hafız bestekarlardan Amir AteÅŸ Hoca’dan aldım.

Bu alanda ne kadar eğitim aldınız?

Kendisinden iki yıl kadar Mevlid-i Åžerif, ilahi, ezan ve kamet gibi dini musikimizin önemli formlarını meÅŸk ettim. Bazı bakamları da öÄŸrendim.

Hangi makamları?

UÅŸÅŸak, saba, rast, segâh, hicaz ve hüseyni gibi makamları…

Daha sonra…

Daha sonra, Amir AteÅŸ hocamın tavsiyesi ile kendisinin de hoca olduÄŸu ve ÅŸu anda baÅŸkanlığını yaptığı Üsküdar Musiki Cemiyeti’ne kaydoldum. Burada üç yıl boyunca önemli hocalardan repertuvar, nazariyat, solfej, usul, beste etüd, edebiyat ve ÅŸan gibi alanlarda eÄŸitim aldım. Teknik olarak da musikiyi öÄŸrenmeye çalıştım.

Üsküdar Musiki Cemiyeti’nin önemine de deÄŸinelim isterseniz...

Hayhay… GeçmiÅŸi, Osmanlı dönemine dayanan Türk musikisinin en önemli eÄŸitim kurumlarından biridir söz konusu müessese. Türkiye’de konservatuarlar yokken bugünkü konservatuarlara zemin teÅŸkil etmiÅŸ, hoca yetiÅŸtirmiÅŸ bir önemli eÄŸitim kurumudur Üsküdar Musiki Cemiyeti. Bir çok önemli icracı sanatkâr ve bestekâr burada yetiÅŸmiÅŸtir.

GeçmiÅŸ musiki kültürünü günümüze taşıyan ve gelecek nesillere ulaÅŸmasında önemli bir yeri olan müstesna eÄŸitim kurumlarımızdan biridir.

Üsküdar Musiki Cemiyeti’ni bitirdikten sonra Prof. Dr. Alaaddin YavaÅŸca Hoca ile tanıştım. Ve onun öÄŸrencisi oldum. Alaaddin YavaÅŸca Hoca musiki hayatımda benim için bir dönüm noktası oldu?

MUSÄ°KÄ° KARAKTERÄ°MÄ° ALAADDÄ°N YAVAÅžCA Ä°LE KAZANDIM

Nasıl bir dönüm noktası?

EÄŸitim anlamında, musiki kültürü, musiki edebi ve ahlakı anlamında… Bu manada beni terbiye etti, dönüÅŸtürdü. Hocamın rahle-i tedrisinde beÅŸ yıl bulundum. Hocam bana musiki karakteri kazandırdı.

Kendisinin kadim musikimizde ne derece üstad olduÄŸunu söylemeye gerek yok. Bir iki kelimeyle özet geçmek gerekirse medeniyetimizin mihenk taÅŸlarından biridir. Kendisinden ilk önce Ä°TÜ Konservatuar’da ders aldım. Orada iki yıl misafir öÄŸrenci olarak bulundum. Kendisinden iki yıl süreyle Türk musikisi meÅŸk ettim.

Daha sonra…

Hocamız Ä°TÜ’den ayrılarak Haliç Üniversitesi’ne geçti. Ben de hocamın tavsiyesi üzerine ismini andığımız eÄŸitim kurumunun konservatuarının ses eÄŸitimi bölümünde yüksek lisans yapmaya baÅŸladım. Burada çok önemli hocalardan baÅŸta Prof. Dr. Alaaddin YavaÅŸca Hocam’dan ve Doç. Dr. Çetin Körükçü gibi pek çok önemli üstattan edebiyat, solfej, nazariyat, prozedi, usul, makam analizi ve tasavvuf felsefesi gibi dersler aldım.

Tüm bahsettiklerimle eÅŸ zamanlı olarak üç-dört yıl kadar Mehmet Kemiksiz Bey yönetimindeki Hüdai Tasavvuf Korosu’na devam ettim. Yine TRT Ä°stanbul Radyosu sanatçılarından neyzen Ahmet Åžahin Bey ile birlikte cami musikisi zerine önemli çalışmalar yaptım.

Şu anda Neler yapıyorsunuz?

Åžu anda öznesinde tasavvuf musikisi olan bir albüm üzerinde çalışıyorum. Ä°nÅŸallah birkaç ay içerisinde musikiseverlerin beÄŸenisine arz etmiÅŸ olacağız.

Ä°nÅŸaalah…

Ayrıca tasavvuf musikisi üzerine tv programları hazırlıyorum.

Eyvallah. Bundan sonraki hedefleriniz neler?

Bundan sonraki en büyük amacım öÄŸrenci yetiÅŸtirmektir. Ä°nÅŸallah bunun da alt yapısını hazırlayıp ilgililere duyuracağız.

Nerede ders vereceksiniz?

Camiimizde olabilir, baÅŸka bir mekânda olabilir. Ä°nÅŸallah yakın zamanda bunun duyurusunu bir ÅŸekilde yapmış oluruz.

EĞİTÄ°MÄ°MÄ°ZÄ°N ANLAM KAZANMASI Ä°ÇÄ°N GELECEK KUÅžAKLARA AKTARILMALIDIR

Malum olduÄŸu üzere malın zekâtı kırkta bir iken ilmin zekâtı yüzde yüz. Siz bu anlamda hâlihazırda neler yapıyorsunuz?

Aldığımız eÄŸitimin, yaptığımız çalışmaların bir anlam ifade edebilmesi için onu mutlaka gelecek kuÅŸaklara aktarmamız gerekiyor. Kadim medeniyetimizi, kültürümüzü gelecek kuÅŸaklara ancak bu ÅŸekilde taşımamız mümkün olacaktır.

Cami musikisi yahut dini musiki deyince ne anlamalıyız?

Cami musikisi dini musiki kültürümüzün bir bölümünü teÅŸkil eder. Musikimizi, dini musiki ve ladini musiki ÅŸeklinde ikiye ayırıyoruz, her ne kadar ben bu ayrıma katılmasam da…

MUSÄ°KÄ° TABÄ°AT SEVGÄ°SÄ°YLE MÜNDEMÄ°ÇTÄ°R

“Musiki” dediÄŸimiz zaman bunun içerisinde tabiat sevgisi de mündemiçtir. Herhangi bir varlık için, bir karşı cins için yapılmış bir beste de olabilir söz ettiÄŸim. Edep dairesi içerisinde olduktan sonra bunların hepsi dinin; dini musikinin çerçevesi içerisindedir. Bizim “la dini” musiki olarak nitelendirdiÄŸimiz eserlerin bir bölümü de din dışı deÄŸildir. Dinin alanı bu anlamda geniÅŸtir

Cami musikisinin bir özelliÄŸi de ses musikisidir.

Bunu biraz açar mısınız?

Enstrümansız icra edilir. Mücerret sese dayanır.

Dini musikiyi iki baÅŸlık altında inceliyoruz. Tekke Musikisi ve Cami musikisi. Biraz önce de ifade ettiÄŸim gibi cami musikisi dini musikimizin önemli bir kolunu teÅŸkil etmektedir.

Cami musikisi bünyesine neler dâhil?

Ezan, kamet, Kur’an-ı Kerim tilaveti, sala, ilahi, Miraciye, Mevlid-i ÅŸerif ve naatlar gibi forumları barındırır uhdesinde.

CAMÄ° MUSÄ°KÄ°SÄ°NDE ZAHÄ°DANE BÄ°R TAVIR HÂKÄ°MDÄ°R

Cami musikisinde zahidane bir tavır hâkimdir.

Tekke musikisi için de bir paragraf açalım istersiniz…

Tekke musikisi, enstrümanların eÅŸlik etmesiyle birlikte saz ve söz ahengiyle icra edilen bir musiki koludur. Forum olarak cami musikisiyle ortak yönleri olduÄŸu kadar ayin gibi farklı formları da vardır.

TEKKE MUSÄ°KÄ°SÄ°NDE COÅžKU HÂKÄ°MDÄ°R

Tekke musikisinde coÅŸku ve lirizm hâkimdir.

Tekke musikisine bakış açısında sorunlar görüyor musunuz?

Bizler, bir dönem tekke ve tekke kültürü adına, musiki adına fetret devresi yaÅŸadık. Bunların getirmiÅŸ olduÄŸu bir takım problemler var. Bu hususlar ayrı bir mülakat konusudur.

Pekâlâ… Günümüzde tekke musikisinin icra edildiÄŸi yerler nereleri?

Karagümrük’te Cerrahi Tekkesi var. Ä°stanbul’da bu alanda en çok bilinen mekan burasıdır. Åžu anda faaliyet halinde olan tekkeler içerisinde musiki icrası anlamında en sistemli yer Cerrahi Tekkesi’dir.

Bunun dışında Anadolu’da ve Balkanlarda musiki meÅŸklerinin bazı tekkelerde icra edildiÄŸi bilgimiz dâhilindedir.

Cemaatinizle ilahi okuyor musunuz?

Önceleri, belki 1980’li yıllarda, belki 1990’lı yılların başında camide ilahi okumak veya baÅŸka bir yerde ilahi okumak dediÄŸiniz zaman bundan hoÅŸnut olmayan çevreler vardı. Hamdolsun ÅŸu anda bu olumsuzluk büyük oranda dağılmış durumda. Ben de kendi camiimde özellikle Ramazan-ı Åžerif ayında, teravihlerde muhtelif makamlarda ilahiler okuyorum.

Ne türden tepkiler alıyorsunuz?

Cemaatim bundan memnun… Olumlu, gayet hoÅŸ geri dönüÅŸler alıyorum, Ä°bdret esnasında cemaatim dinlenmiÅŸ oluyor. Kendi duygularını bu ÅŸekilde ifade ediyorlar. Bu uygulama aynı zamanda bizim kültürümüzde ibadet ile sanatın birleÅŸimi olarak ifade edilebilir. Ecdadımız ibadette daha güzeli yakalama adına sanat ile ibadeti birleÅŸtirmiÅŸlerdir. Bu durum camilerimizde de kendini gösterir. Bunu kültürümüzün diÄŸer ÅŸubelerinde de görmemiz mümkündür.

Eyvallah… Çocuklara, gençlere ve komÅŸunuz olan Bebek Kahve sakinlerine camii, cemaati, ezanı, kaameti sevdirmek için neler yapıyorsunuz?

Cenab-ı Hakk, Sevgili Peygamberimize (sav) ve onun ÅŸahsında tüm insanlık âlemine hitaben “Sen kaba olsaydın onlar senin etrafından dağılır giderlerdi. Allah’ın yoluna iyilikle, güzellikle, yumuÅŸak bir üslupla davet et” buyuruyor.

“Sen (o zaman), sırf Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuÅŸak davrandın. EÄŸer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi.” (Ali Ä°mran Suresi, 159’uncu Ayet-i Kerime)

BÄ°R DAVRANIÅžI/AHLAKÄ° OLGUYU SEVDÄ°RMEK Ä°ÇÄ°N GÜZEL TEMSÄ°L ÅžARTTIR

Bizim bir ÅŸeyi sevdirmemiz için onu ilk önce güzel bir ÅŸekilde temsil etmemiz ve güzel bir üslupla, bir sanat anlayışı çerçevesinde muhataplarımıza sunmamız gerekiyor. Bu anlamda Kur’an-ı Kerim öÄŸrettiÄŸimiz öÄŸrencilerimiz var. Ayın belli dönemlerinde hafta sonları cemaatimizle yaptığımız sohbet programlarımız var. Bu gibi ortamlarda camii, cemaati, ezanı kendi camiimizden baÅŸlamak üzere topluma sevdirme gayretindeyiz.

Bu baÄŸlamda din görevlilerine ne tür sorumluluklar düÅŸüyor?

Nu’man b. BeÅŸir (ra)’dan rivayetle Allah Rasulü (sav) ÅŸöyle buyurur: “Dikkat edin! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki, o iyi/doÄŸru/düzgün olursa bütün vücut iyi/doÄŸru/düzgün olur; o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.”

Bu anlamda ben Diyanet Camiası’ndaki tüm hocalarımızın, Diyanet teÅŸkilatımızın, bizim toplumumuzun kalbi olduÄŸuna inanıyorum. Bizlerin, topluma güzel ÅŸeyler sunabilmemiz için ilk önce güzelliÄŸi kendi hayatımızda uygulamamız gerekiyor.

Cenab-ı Hakk bizlere cami gibi bir mabette görev yapmayı nasip eyledi. Bütün camilerimizin ibadethanenin yanında aynı zamanda bir eÄŸitim kurumuna dönüÅŸtürülmesi gerekir. Nitekim, Efendimiz (sav) Mescid-i Nebevi’yi inÅŸa ettikten sonra onun hemen yanına Ashab-ı Suffa için Suffa Mektebi’ni inÅŸa etmiÅŸtir.

Musiki üzerinden konuÅŸtuÄŸumuz için Diyanet teÅŸkilatımızın personelini eÄŸitme noktasında geniÅŸ çerçeveli bir program hazırlamalıdır.

Bu işler Osmanlı asırlarında nasıl oluyormuş?

Eslafa baktığımızda ÅŸunu görürüz. Ä°stanbul’da, özellikle selatin camilerinde musiki eÄŸitimi olmayan imam ve müezzine rastlanamazdı.

Günümüzde de cami görevlileri atanmazdan önce mevcut eÄŸitimleriyle eÅŸ zamanlı olarak en azından iki yıllık musiki eÄŸitiminden geçmelidir. Bizler, güzeli, güzelliÄŸi ancak bu ÅŸekilde yakalayabilir ve etrafımıza sevdirebiliriz.

BEBEK MEDENÄ°YETLERÄ°N BULUÅžMA NOKTASIDIR

Bebek Camii’nde hizmette bulunuyorsunuz? Bebek semti için neler söylemek istersiniz?

Bebek semti medeniyetlerin buluÅŸma noktasıdır. Bu semtte asırlar boyunca Müslümanlarla birlikte Yahudiler ve Hıristiyanlar da huzur içerisinde, iç-içe yaÅŸamışlardır. Osmanlı’da böyle bir yaÅŸama ve yaÅŸatma kültürü vardı. Åžimdi dünyanın, OrtadoÄŸu’nun halipürmelali ortadadır.

Dünyadaki savaÅŸlara, kavgalara, çekiÅŸmelere baktığımız zaman günümüz insanının ne kadar tahammülsüz, ne kadar ben merkezli düÅŸündüÄŸünü ve yaÅŸadığını görürüz. Bebek, bu anlamda geçmiÅŸ kültürüyle insanlığa takdim edeceÄŸimiz numune bir yaÅŸama alanıdır.

HER MEKÂN AÄ°T OLDUÄžU MEDENÄ°YETÄ°N DÄ°LÄ°NÄ° KONUÅžUR

Mimar Kemalettin’in mimari üslubunu yansıtan cami lisan-ı hali ile size ve cemaatinize neler söylüyor?

Mekânların da kendine göre dili vardır. Her mekân ait olduÄŸu medeniyetin dilini konuÅŸur, biz iÅŸitemesek de… Mimar Kemalettin Bey’in müstesna eseri olan Hümayunuabad Camii de Bebek’te gören gözlere, iÅŸiten kulaklara, Ä°slam kültürünün tercümanlığını yapıyor.

Ä°nsanların huzur bulduÄŸu, arındığı, içerisine girdiÄŸinde ruhaniyetini, ihtiÅŸamını hissettiÄŸi bir ibadethanedir camiimiz. Bunu hem cemaatimiz hem de ilk defa Bebek Camii’ne namaz kılmaya gelenler “Hocam bu camiinin ruhani bir havası var” cümleleriyle ifade etmekte. Bu keyfiyet, Mimar Kemalettin Bey’in eserini ihlasla, samimiyetle ve ihsan mertebesinde yaptığının göstergesidir.

Ä°HSAN Ä°MANIN ESTETÄ°K BOYUTUDUR.

Hocam sözü baÄŸlayacakken güzel bir kavrama deÄŸindiniz. Åžimdi burada sözü “ihsan”a getirmezsek olmaz… Nedir ihsan?

Ä°hsan, imanın estetik boyutudur. Yaptığı iÅŸi güzel yapmaktır. Bu noktada hafızalara Sevgili Peygamberimizin (sav) Cibril hadisini hatırlatmamız gerekiyor. Malum, hadis uzun… MeÅŸhur hadisin bir bölümünde Cebrail (as) Peygamberimize (sav) “Ä°hsan nedir?” diye soruyor. Efendimiz de (sav) “Ä°hsan, Allah’ı görüyormuÅŸ gibi ona ibadet etmendir. Her ne kadar sen Allah’ı görmüyorsan da O seni görüyor.” buyuruyor.

Mimar Kemalettin Bey’in eserini yukarıda ifade ettiÄŸimiz duygularla meydana getirmesinin yanında camiimizde namaz kılan, Allah’ın güzel kullarının da camiinin bu ruhani havasına katkıları olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Mekânlar insanın karakterini etkilediÄŸi gibi, insanların karakteri de mekânlara tesir eder. Mekânların dilini oluÅŸturur. Böyle karşılıklı bir insan-zaman-mekân iliÅŸkisi söz konusudur.

Gönlünde musikiye açık kapılar bulunanlara nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Bir defa insanın amacı Allah’a ulaÅŸmak ve Allah’ın rızasını kazanmaktır, yahut böyle olmalıdır. Bu anlamda musiki bizim için muhteÅŸem bir araçtır. Gönlümüzü terbiye etmede, insan-ı kamil makamına ulaÅŸmada çok önemli bir yeri vardır musikinin...

Gönlünde musiki aÅŸkı olanlara son olarak ÅŸunu söylemek gerekir… KiÅŸi, dinleyici konumundaysa mutlaka daha güzel, ruhunu olgunlaÅŸtıran eserleri dinlemeli. KiÅŸinin maddi imkânı varsa musikiye, sanata destek olmalı. KiÅŸi, icracı konumundaysa insanlığa kendi musiki kültürünü, sanat kültürünü sunmada sürekli bir arayış içerisinde olmalıdır. Efendimiz (sav) bir hadisi ÅŸerifinde “Ä°ki günü birbirine eÅŸit olan aldanmıştır” buyurmaktadır.

Musiki adına, sanat adına her gün yeni bir gün, yenilenmiÅŸ bir gün. Ve o yenilenen günde musikisever geçmiÅŸten güç alarak yarına dair daha güzel ÅŸeyler söylemeli ve yapmalıdır.

Ä°lginiz için teÅŸekkür ederim.

Ben teÅŸekkür ederim Ä°brahim Ethem Bey.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.