Coğrafyamız
Kendi vatanındaki mülteciler
Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi Ağustos sayısında asırlardır Budistlerce etnik temizliğe maruz bırakılan Arakanlı Müslümanların tarihini ve onlara yönelik sürdürülen vahşetin gerçek boyutunu kapak konusu yaptı.
AraÅŸtırmacı Yazar Ekrem Saltık “Kendi Vatanında Mülteci Arakan'ın GözyaÅŸları” baÅŸlıklı makalesinde Arakan'ın tarihini, nasıl ve ne zaman Müslüman olduklarını, kurdukları Arakan Sultanlığı ile önemli bir ticari merkez iken bölgedeki hâkimiyetlerini nasıl yitirdiklerini ve son 3 yüzyıldır baÅŸlarına gelen felaketleri anlatıyor.
Osmanlı ArÅŸiv Uzmanı Kasım Hızlı ise “Anadolu Arakan'ın Neresine DüÅŸer” baÅŸlıklı yazısında, Arakanlı Müslümanların gerek Hicaz Demiryolu'nun yapımında gerekse Balkan SavaÅŸları esnasında yaptıkları yardımları arÅŸiv belgeleri ışığında açıklıyor. Makalede Arakan Müslümanları ve Myanmar ile ilgili ÅŸu önemli bilgiler yer alıyor:
1989'a Kadar Burma Olarak Anıldılar
60 milyonluk bir nüfusu sahip Myanmar'ın 1989 yılına kadar Burma olarak adlandırıldı. GüneydoÄŸu Asya'daki Çinhindi Yarımadası'nın en büyük ülkesidir. Yaygın inanç Budizm olsa da, Müslüman nüfusu Arakan bölgesinde yoÄŸunlaşıyor. Arakan, Myanmar-BangladeÅŸ sınırında, kuzey-güney doÄŸrultusunda uzanan Bengal Körfezi'nin doÄŸu kıyısındaki coÄŸrafyayı içine alıyor. Tarih boyunca Çin ve Hindistan arasındaki önemli bir geçiÅŸ noktası olan Arakan'ın tarihi milattan önce 300'lere kadar uzanıyor.
Arakan Ne zaman Müslüman Oldu?
Ä°slamiyet'in bölgede ortaya çıkışı yaygın görüÅŸe göre 8. yüzyıl itibariyle gerçekleÅŸti. Güney Asya-UzakdoÄŸu hattında deniz ticareti yapan Müslüman Araplar aracılığıyla Ä°slâmiyet'le tanışan Arakan, 1430 yılında bölgeye hâkim olan Mrauk-U Hanedanı'nın kurucusu Narameikla'nın (Süleyman Åžah) Müslüman olmasından sonra Güney Asya'da Müslümanlarca yönetilen önemli sultanlıklardan biri haline geldi. Ä°ki asır süren Arakan Sultanlığı'nda para ve madalyonlarının üzerine kelime-i ÅŸahadet ibaresi bulunuyordu.
Arakan Sultanlığı, Bengal Körfezi kıyısındaki kritik ticarî üslerden biri haline gelmiÅŸ, 17. yüzyıldaki siyasî ve ticarî yapısıyla Avrupa'nın önemli merkezlerinden Venedik'le kıyaslanabilecek bir güç ve ticaret potansiyeline eriÅŸmiÅŸti.
Budist Zulmü 1784'te BaÅŸlamış
Burma'yı tek krallık altında birleÅŸtiren Konbaung Hanedanı'nın ortaya çıkışı, Arakan Sultanlığı'nın yaklaşık 350 yıl süren hâkimiyetini sona erdirmiÅŸ, Burmalı Budistlerin 1784'teki Arakan iÅŸgali, bölgedeki Müslümanların sistematik olarak yok edilmeye çalışıldığı yeni bir devrin baÅŸlangıcı olmuÅŸ. Burma Krallığı'nın yaklaşık kırk yıl sürecek olan iÅŸgali sırasında Müslümanlar tapınak inÅŸaatı gibi yerlerde köle olarak çalıştırılmış ya da sistematik kıyıma uÄŸramışlar. Zulme dayanamayan çok sayıda Arakanlı, BangladeÅŸ'e göç ederken, bir kısmı da Burma içlerine sürülmüÅŸ.
Burma'daki müstakil devletleri topraklarına katarak bir imparatorluÄŸa dönüÅŸen Konbaung Hanedanı ordusuyla Müslümanların kaçış ülkesi BangladeÅŸ'e girince Ä°ngiltere harekete geçmiÅŸ ve iÅŸgali durdurmuÅŸ. Bu süreçte Arakan Müslümanları kuÅŸaklar boyunca baskı gördükleri Burma Krallığı'na karşı Ä°ngilizlerin safında yer almış, ülkede baskı görmekte olan diÄŸer etnik gruplar da bu saflaÅŸmada Ä°ngilizlerin tarafına geçmiÅŸ.
Saldırılar 1937'de Etnik TemizliÄŸe DönüÅŸmüÅŸ
Burma Krallığı, Ä°ngilizlere karşı 1824'ten baÅŸlayarak aralıklarla sürdürdüÄŸü bir dizi savaÅŸtan sonra 1889 itibariyle Hindistan valiliÄŸine baÄŸlı bir Ä°ngiliz sömürgesi haline geliyordu. Ancak yaklaşık yarım asır sonra Burma'daki Ä°ngiliz ve Hint aleyhtarlığının kontrol edilemez bir hal alması ve yerli halk ile Hint asıllı göçmenler arasındaki gerginlik, beraberinde özerklik taleplerini de getirmiÅŸ, Hintli göçmenlere yapılan saldırıların yoÄŸunlaÅŸtığı 1937 yılına gelindiÄŸinde Burma'nın Hindistan'dan ayrıldığı yeni bir dönem baÅŸlamıştı.
Müstakil bir Ä°ngiliz sömürgesi haline gelen Burma'ya Hindistan'ın bir parçası olan Arakan'ın dâhil edilmesiyle ülkedeki Budist çoÄŸunluk, Müslümanlarla mücadelesini etnik temizliÄŸe dönüÅŸtürmüÅŸ. Orta ve aÅŸağı Burma'da meydana gelen hadiseler sırasında binlerce Müslüman'ın öldürülmesi üzerine, hayatları tehdit altında olan 500 binden fazla insan bölgeyi terk etmek zorunda bırakılmış.
En Kanlı Katliam 1942'de Yaşanmış
Ä°ngilizlere karşı savaÅŸarak 1939 yılında Burma'yı iÅŸgale baÅŸlayan Japonların 1942 yılında Arakan'a girmesiyle de yeni bir anarÅŸi dönemi baÅŸlamış. Mart ayında bölgenin büyük ÅŸehirlerinden biri olan Minbya'ya saldıran Burmalı Budistler, silahsız ve savunmasız halde ormanlık alanlara kaçan yahut nehirlere atlayan insanları dahi takip ederek Arakan'daki binlerce insanı katletmiÅŸ. Birkaç gün içerisinde on binlerce insanın vahÅŸice öldürüldüÄŸü katliamlar Nisan ayı boyunca devam etmiÅŸ, Arakan'daki yerleÅŸim yerlerinin neredeyse tamamı yerle bir edilmiÅŸti.
20. yüzyıl Arakan tarihinin bu en kanlı ve travmatik katliamı sırasında yaklaşık 200 bin Müslüman türlü iÅŸkencelerle hayatını kaybetmiÅŸ, katliamdan kurtulabilmek için açlık ve sefalet içinde yollara düÅŸen mültecilerin sayısı birkaç yıl içerisinde 1,5 milyona ulaÅŸmıştı.
Rohingya Müslümanları
Arakan, II. Dünya Savaşı sonrasında imzalanan Pinlong AnlaÅŸması'na göre kurulan çok uluslu Burma Devleti'nin bir parçası olarak kabul edilmiÅŸ. Arakan, 1 milyon Budist Rakhin ve 4 milyon Müslüman Rohingyalıdan oluÅŸmaktaydı. Burma'nın bir eyaleti olan Arakan'ın kuzeyinde yaÅŸayan Rohingyalılar, farklı zamanlarda bölgeye gelen Türk, Arap, Acem, Kuzey Afrikalı, MoÄŸol, Patan ve Bengal Müslüman gruplarının karışımlarından oluÅŸuyordu.
Ä°ngilizlerin 1948 yılında bölgeden çekilmesiyle kurulan yeni hükümet, Rohingyalıların kendi geleceÄŸini belirleme hakkına sahip olduÄŸunu ilan etmiÅŸ. Kısa süreli bir bağımsızlık yaÅŸayan Rohingyalılar, kısmî bir baÅŸarı elde etmiÅŸ olsalar da bölgedeki Müslümanlara yapılan sistemli saldırılar tamamen sonlandırılamamış. 1962 yılında askerî bir darbeyle gelen General Ne Win idareyi ele alır almaz Rohingyalılara karşı etnik bir temizliÄŸe baÅŸlamış.
Camiler Kapatılmış İbadetler Yasaklanmış
Arakan Müslümanlarının sistematik bir ÅŸekilde fiilî ve psikolojik olarak kıyıma tabi tutuldukları bu dönemde, tüm siyasî hakları gasp edilen Müslümanların eÄŸitim kurumları ve camiler kapatılmış, namaz kılmak, oruç tutmak gibi dinî ibadetlerin tamamı yasaklanmış. Rohingyalıların 1948 yılında elde ettikleri sınırlı hakları tamamen yok sayan Myanmar yönetimi, Arakan'daki Müslümanları ortadan kaldırarak bölgeyi Budist yerleÅŸimcilere açmayı hedeflemiÅŸ. Ülkede yaÅŸanan trajedinin dünya kamuoyuna duyurulmaması için gazeteci ve turistlerin ülke sınırlarına sokulmadığı bu yıllarda, 1 milyondan fazla Müslüman, Burma'yı terk etmek zorunda kalmış.
Kendi Vatanlarında Yabancı Oldular
Arakan'da yaÅŸanan dramı açıkça ortaya koyan bir insan hakları kuruluÅŸu raporuna göre, 1962–1984 yılları arasında vahÅŸice öldürülen Müslüman sayısı 20 bin kiÅŸiyi aÅŸmış. Katliamlar sırasında yüzlerce kadına tecavüz edilmiÅŸ, Rohingyalıların tüm mal varlıklarına el konulmuÅŸ. 1978 yılının baharında, soykırımdan kurtulmaya çalışan yaklaşık 200 bin Arakanlı daha BangladeÅŸ'e göçmek zorunda kalmış, ancak BM'nin devreye girmesiyle Burma'ya iade edilen Arakan mültecileri, resmî vatandaÅŸ statüsü elde edemedikleri gibi ülkedeki etnik unsurlardan dahi sayılmayarak kimliksiz birer yabancı durumuna düÅŸmüÅŸler.
Ülkenin çeÅŸitli yerlerinden getirilen Budistleri Arakan'a yerleÅŸtirmeye çalışan Budist cunta yönetimi, bu amaçla 90'lı yıllar boyunca Rohingyalılar üzerindeki sistematik baskısını arttırmış. Evlilik, seyahat, eÄŸitim gibi hakları ellerinden alınmış olan Rohingyalılar, kendi topraklarında kimliksiz birer yabancı ve sığındıkları ülkelerdeyse birçoÄŸu resmî belgeye dahi sahip olmayan birer mülteci haline gelmiÅŸti.
Yok Edilmeye Çalışılan 10 Milletten Biri
20. yüzyıl boyunca Arakan da dâhil nereye giderlerse gitsinler ölümle burun buruna, vahÅŸet ve sefalet sarmalında hayat mücadelesi veren Rohingyalılar, uluslararası bir rapora göre, baskı ve ÅŸiddet yoluyla yok edilme tehlikesi yaÅŸayan dünya üzerindeki on milletten biri haline gelmiÅŸti. Asırlardır psikolojik ve fizikî bir kıyıma tabi tutulan 1 buçuk milyon kadar savunmasız Rohingyalı hâlâ Arakan'da ölümle burun buruna yaÅŸarken, bir o kadar Rohingyalı da yaÅŸama refleksiyle Arakan'dan göç ettikten sonra baÅŸta BangladeÅŸ ve Suudi Arabistan olmak üzere Pakistan, Malezya, Tayland ve bazı Körfez devletlerinde yarınsız bir hayat sürdürüyor.
Arakan Müslümanlarına Vefa Borcumuz Var
Budistlerin baskısı altında iken kendi acılarını bir kenara bırakan Burmalı Müslümanlar gerek Hicaz Demiryolu'nun yapımında gerek 1897'deki Osmanlı-Yunan Harbi'nde, hatırı sayılır yardımlar göndermiÅŸler. Ayrıca Birinci Dünya Savaşı'nda Ä°ngilizler tarafından Irak'ta esir edilen 12 bin kadar MehmetçiÄŸimize orada sahip çıktıkları gibi ÅŸehit düÅŸenlerin kabirlerini beklemiÅŸler.
Yedikıta Dergisi, yayınlanan makalenin sonunda “Osmanlı Devleti, Arakanlı Müslümanların da desteÄŸiyle Edirne'yi geri almayı baÅŸardı. Balkan Harbi'nde olmasa da Çanakkale'de, ordusunun ÅŸeref ve namusunu tekrar kazandı.” diyerek onların bize göstermiÅŸ olduÄŸu maddi ve manevi desteÄŸe karşı bugün hepimizin Arakanlı Müslümanlara vefa borcumuz olduÄŸunu hatırlamaya çağırıyor.
Henüz yorum yapılmamış.