Sosyal Medya

EÄŸitim

Sosyoloji okudu, komilik yapıyor

Komilik yapan sosyolog, iktisatçı bir garson, kamu yönetimi mezunu özel güvenlik görevlisi… Üniversite okumak yetmiyor. Üniversitelilerin bazıları işsiz, bazıları ise mesleğiyle ilgisi olmayan vasıfsız işlerde çalışıyor.



Üniversite mezunu 657 bin iÅŸsiz var. Üniversiteli iÅŸssizlerin anlattıkları, hem eÄŸitimdeki nitelik sorununu hem de pek çok bölümdeki arz talep dengesizliÄŸini ortaya koyuyor.  

MuÄŸla Üniversitesi Ä°ktisat Bölümünü bitiren D.B. iki yıldır iÅŸsiz.  O da, diÄŸer üniversiteli iÅŸsizler gibi adını vermek istemiyor. Ailelerinin, arkadaÅŸlarının iÅŸsizlikle ilgili sorularından bunaldıklarını, kimliklerinin açıklanmasını istemediklerini söylüyorlar.

D.B. mezuniyetten sonra garsonluk, sekreterlik gibi geçici iÅŸler yaptı. Yeniden KPSS’ye hazırlanıyor. Biri atama bekleyen öÄŸretmen, diÄŸeri iktisat mezunu olup bir maÄŸazının deposunda çalışan iki kardeÅŸi ile birlikte oturuyor.

"Sigortasız günde 20 TL'ye çalıştım"

D.B., üniversitede okurken akademisyenlerin, "Bankacılığa tenezzül etmeyin, en son seçeneÄŸiniz olsun" dediÄŸini hatırlıyor. Åžimdi ise bankacı olarak bile iÅŸ bulmanın çok zor olduÄŸunu anlatıyor:

"ÖÄŸrenciyken garsonluk yapıyordum. Mezun oldum iÅŸ bulamayınca bir süre devam ettim. Günde 20 TL’ye sigortasız çalışıyordum. ÖÄŸrenciyken yaptığın bir iÅŸe devam etmek çok acı. Bir süre de restoranda kasiyer olarak çalıştım. Åžimdi iÅŸsizim. Bankalara baÅŸvurdum ama iÅŸ bulamadım. Muhasebe, insan kaynakları departmanında çalışabilirim ama baÅŸvurularım olumlu sonuçlanmadı. Muhasebeci olarak iÅŸe almak isteyenler 500 TL’ye stajyer gibi çalıştırmak istiyor. Büyük bir marketin insan kaynakları bölümü ile görüÅŸme yaptım. Çok iyi geçti. Ancak torpilin adı referans olmuÅŸ. Ä°ÅŸ bulmak kolay deÄŸil. KPSS’yi kazansanız da sonrasında mülakatlarda torpil dönüyor. "

"Pratik yok, dil yok"

Ä°ktisadi ve Ä°dari Bilimler Fakültesi mezun sayısının çok fazla olduÄŸunu söyleyen D. B., "Üniversiteye girdiÄŸim yıl bir de kontenjanları artırmışlardı. Zaten bir sürü mezun var, hangi mantıkla bu planlamayı yapıyorlar? Üniversitede staj zorunluluÄŸu yoktu, derse girme zorunluluÄŸu da. Yabancı dil eÄŸitim yoktu. EÄŸitimin içi boÅŸaldı. Teorik eÄŸitim alıyoruz. Gerçek hayat nasıl iÅŸliyor bilmiyoruz " diye eÄŸitimin niteliÄŸinden de yakınıyor.  

 

 
 

 

Sosyolog bir komi

25 yaşındaki M.K. ise, 2013 yılında Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldu. Ä°ki yıllık da Adalet Bölümü'nü bitirdi.  Hukuk sosyolojisi alanında kariyer yapmak istiyordu ama iÅŸ bulamadı. KPSS’ye girdi ama kısıtlı sosyolog alımı olduÄŸu için atanamadı. Özel sektörde de ÅŸansını deneyen M.K, sosyolojinin hâlâ tanınmadığını, ön yargılı bakıldığını anlatıyor:

"Artık iÅŸ ilanlarını takip etmek istemiyorum. Åžu an geçici olarak lokantada komilik yapıyorum. Sabah saat 10.00’da baÅŸlıyorum çalışmaya, gece 23.00’te paydos ediyorum. Haftanın yedi günü, sigortasız, ayda 700 TL’ye çalışıyorum. MesleÄŸini yapamamak çok kötü. 40 bin sosyoloji mezunu var. 2. sınıfta dersimize gelen akademisyenler 'Ä°ÅŸsiz kalacaksınız' diyordu. O zaman ne diye bu bölümlere öÄŸrenci alıyorsunuz? Ailemle yaşıyorum hâlâ. Onlarla konuÅŸamıyorum, daha da çok moralim bozluyor. ArkadaÅŸlarımla da iletiÅŸimi kestim, insan utanıyor. Kötü hissediyor kendini. Soruları yanıtlamaktan yoruldum."

"Üniversiteli, vasıfsız iÅŸçi demek" 

Üç yıl önce kamu yönetimi bölümünü bitiren 28 yaşındaki R. D., üniversite mezunlarının vasıfsız iÅŸçi olarak görüldüÄŸünü söylüyor:

"Mezun olduktan sonra bir ara ücretli sınıf öÄŸretmenliÄŸi yaptım. Özel güvenlik görevlisi olarak çalıştım. Åžimdi KPSS’ye hazırlanıyorum. Ülkenin her tarafına Ä°ktisadi Ä°dari Bilimler Fakültesi açtılar. Mezun sayımız 400 bini buldu. Üniversite eÄŸitiminin çok büyük katkısı olmuyor. Lisede mesleki yönlendirme de yok. Tercih yaptığımda Kamu Yönetimi okuyan nerelerde çalışır bilmiyordum bile. Üniversite mezunu olmak toplum açısından bir ÅŸey ifade ediyor her ÅŸeye raÄŸmen. Ama iÅŸ bulamadıktan sonra benim için bir ÅŸey ifade etmiyor.”

Türkiye’de onlar gibi binlerce genç var. 400 bin Ä°ktisadi ve Ä°dari Bilimler mezunu , 20 bin ziraat mühendisi, 25 bin gıda mühendisi, 20 bin sosyoloji mezunu atama kuyruÄŸunda... 

Önlemler sembolik 

Eski YÖK BaÅŸkanVekili Prof. Dr. Ä°sa EÅŸme'ye göre, yükseköÄŸretimdeki yapılanmanın istihdam politiklarıyla uyumlu olmaması yıllardır sorun. EÅŸme, " Üniversite sayısından ziyade eÄŸitimin kalitesi ve yükseköÄŸretimdeki yapılanmanın istihdam politikaları ile uyumlu olması önemli. Bizden önce de, bizim dönemimiz de ve bizden sonra da hatalı politikalar izlendi. Aslında son biri ki yıldır buna yönelik çalışmalar da yapılıyor. ÖrneÄŸin, temel bilimlerde bazı bölümlerin kontenjanları düÅŸürüldü, bazı bölümler bazı üniversitelerde kapatıldı. Bu sembolik, bunu daha kalıcı hale getirmek mümkün" diye konuÅŸuyor. 

Türkiye’de yükseköÄŸrenim gören 5,5 milyona yakın öÄŸrencinin yarıya yakınının açıköÄŸretimde eÄŸitim gördüÄŸünü anlatan  EÅŸme, yeni üniversitelerin çoÄŸunun da önlisans ağırlıklı yapıda olduÄŸuna dikkat çekiyor:

" 'Üniversite' adı altında açılan bu kurumların önemli bir kısmı, zayıf donanımlı meslek okulu niteliÄŸinde."

"Üniversiteler birleÅŸtirilmeli"

Üniversite ÖÄŸretim Üyeleri DerneÄŸi BaÅŸkanı Prof. Dr. Tahsin YeÅŸildere ise, üniversite sayısının artmasını öÄŸrencileri oyalama politikası olarak görüyor.

"Liseden mezun olup üniversiteye girecek öÄŸrenci sayısını elimine etmek için üniversite açıldı. Bu öÄŸrencileri oyalama politikası. 4-5 yıl da üniversitede oyalanıyor gençler. Kamu üniversitelerinde geliÅŸme kriterleri var, bunlara uymayan üniversitelerin en yakınındaki üniversite ile birleÅŸtirilmesi lazım. Aslında elle tutululur 20 -25  üniversite var."

YeÅŸildere, sorunların düzelebilmesi için öncelikle YÖK Yasası'nın deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini vurguluyor:  

"Üniversiteler merkezden deÄŸil, kendilerini yönetmeli. Adım atmaya kalksanız rektör, bürokrasi ve YÖK engelliyor.  Kriterlere uymayan üniversitelerin  en yakınındaki geliÅŸmiÅŸ üniversite ile birleÅŸtirilmesi lazım." 

Mezunları takip etmiyoruz

MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut'a göre ise, nitelikli eÄŸitimin ilk ÅŸartı ÅŸeffaflık. 

"Mezunları ölçen araÅŸtırma yok. Bunun bir nedeni, bunu üniversitelerin bile bilmiyor oluÅŸu. Mezunlarını hakkıyla takip edemiyor üniversiteler. YÖK nasıl belirli ÅŸeylere kriterler getiriyor, bunun da deÄŸerlendirmeye alınması lazım. Oysa, SGK ile yapılacak iÅŸbirliÄŸiyle bu rakamlara kolaylıkla ulaşılabilir. Üniversite  mezunları nerede çalışıyor, ortalama hangi maaÅŸla çalışıyor?"

Akademik yayınlarda 30 ülke arasında 20'inci 

Üniversitelerdeki nitelik sorununu ortaya koyan verilerden biri de bilimsel yayın istatistikleri.

YÖK’ün, Türkiye YükseköÄŸretimi Ä°çin Bir Yol Haritası baÅŸlıklı raporuna göre, Türkiye, dünya akademik yayın sıralamasında 30 ülke arasında 20. sırada. Yayınlarda niteliÄŸin ölçütü olarak "bilimsel yayınlara yapılan atıf sayısı" baÅŸta geliyor. Bu oranlarda altı yılda hızlı bir düÅŸüÅŸ var. 2006'da daha az makale üretiliyordu ancak üretilen bilimsel yayınlara yapılan 151 bin atıf kayıtlara geçmiÅŸti. 2012’de yapılan atıf sayısı ise sadece 16 bin oldu.

EÅŸme, uluslararası kuruluÅŸların üniversite sıralamalarının üniversiteler arasındaki kalite farkını gösterdiÄŸini de anlatıyor:

"ODTÜ, BoÄŸaziçi, Ä°TÜ, Hacettepe gibi devlet üniversiteleri ile Sabancı, Koç ve Bilkent gibi bazı vakıf üniversitelerimiz en baÅŸarılı 400 üniversite arasında yer alıyor. Sayıları az da olsa üniversitelerimizin baÅŸarısını da ortaya koymaktadır.  Üniversitelerimizin büyük bölümünde verilen eÄŸitimin kalitesi ve araÅŸtırma performansı bakımından büyük sorunlar bulunuyor. Bu durumun, geleceÄŸin Türkiye’sinde; baÅŸta mühendislik, saÄŸlık, eÄŸitim, hukuk olmak üzere hemen tüm alanlarda yetiÅŸecek elemanların niteliÄŸi konusunda olumsuz yansımalara yol açacağı muhakkaktır."

Dünya sıralamaları ve Türk üniversiteler

Orta DoÄŸu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Enformatik Enstitüsü bünyesinde kurulan URAP'ın (University Ranking by Academic Performance) verilerine göre, dünyadaki üniversiteleri  sıralayan 8 ayrı kurum var.  Bu sekiz sıralama listesinden en az dördüne giren Türk üniversiteleri Orta DoÄŸu Teknik, Ä°stanbul, Ä°stanbul Teknik, BoÄŸaziçi, Sabancı, Bilkent, Koç, Hacettepe, Ankara, Çukurova, Ege, Gazi, Selçuk, Erciyes, Dokuz Eylül, Atatürk Üniversiteleri.

 

 

 

Nitelikli eÄŸitim için  Kalite Kurulu geliyor 

Al Jazeera Türk, YÖK'e de yazılı olarak üniversitelerdeki nitelik ve mezunların istihdam sorunuyla ilgili sorular sordu. Ancak YÖK konuyla ilgili soruları cevaplamadı. YükseköÄŸretimdeki nitelik sorununa dair, 23 Temmuz'da önemli bir adım atıldı, YükseköÄŸretim Kalite Kurulu  oluÅŸturulmasına karar verildi.  Bu sayede üniversitelerin niteliÄŸi ulusal ve uluslararası düzeyde deÄŸerlendirilecek, buna göre  akreditasyon çalışmaları düzenlenecek. Kurulun, YÖK'e baÄŸlı olsa da karar alma süreçlerinde bağımsız olacağı belirtiliyor. Kurulda, YÖK Genel kurulu ve Ünivresitelerarası Kurul'un seçeceÄŸi üyelerin dışında Milli EÄŸitim Bakanlığı, Bilim ve Sanayi Bakanlığı, TÜBÄ°TAK, Mesleki Yeterlilik Kurumu,  Türkiye Odalar ve Borsalar BirliÄŸi gibi kurumlar, bir de öÄŸrenci  olacak. Toplamda en fazla 21 üye kaliteli yükseköÄŸretim için çalışacak. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.