Güncel
Türkiye silahını çekti!
Yenişafak Yazarı Bercan Tutar, Türkiye'nin tarihi kumpasa karşı 10 yıl sonra için geliştirdiği ''B Planı''nı devreye soktuğunu yazdı.
YeniÅŸafak Yazarı Bercan Tutar, son yıllarda bölgede yaÅŸanan kirli oyunu ve Türkiye'nin içine düÅŸürülmek istendiÄŸi tarihi kumpası kaleme aldı.
Müslüman cografyasında oynanan oyunları 2013 yılından beri bir ÅŸekilde püskürtüldüÄŸünü yazan Batur, yazısında Suruç patlaması ve beraberinde yaÅŸanan geliÅŸmeler ile yapılan son ataÄŸa karşı Türkiye'nin bu kez de B Planı'nı devreye soktuÄŸunu öne sürdü...
Bercan Batur'un köÅŸe yazısı ÅŸöyle;
Türkiye'nin emperyal üst akla yönelik verdiÄŸi egemenlik savaşı "çözüm süreci" ile baÅŸlamıştı.
Bu özgürlük mücadelesi ÅŸimdi "B planı" ile sürüyor.
Hem de paralellerin kurÅŸun askeri haline getirilmiÅŸ Kürt siyasetinin tarihe geçen ihanetine raÄŸmen. Fakat hayatı bir oyun sanan ve ancak bir kaç saatlik kısa molalarda kendileri olabilenlerin bu gerçeÄŸi anlaması çok zor. Çünkü bir prodüksiyona dönüÅŸen hayatları, bu insanlara hakikate göre yaÅŸama ÅŸansı tanımaz. Ä°ÅŸte Kürt siyaseti baÅŸta olmak üzere, deÄŸerlerini bozuk para gibi harcayanlarla onların akıl hocaları, Türkiye'yi ve halkının politik bilinç düzeyini hâlâ yanlış okumaya ve kasten çarpıtmaya devam ediyor. Bu ülkenin küresel/bölgesel güçlerle PKK ve IŞİD üzerinden yeni bir aÅŸamaya giren mücadelesini "Kürtlerle savaÅŸ" diye lanse ediyorlar. Oysa onlar da çok iyi biliyor ki, Türkiye'nin "yeni coÄŸrafyası"ndaki kritik geliÅŸmeler karşısında Pasifik'teki Solomon Adaları gibi pasif kalması beklenemez. Ve yine çok iyi biliyorlar ki, bugün terör örgütlerine yönelik operasyonlar aslında Ä°ran'a ve onun arkasındaki üst aklın "yeni coÄŸrafyamız"daki dizaynına karşı gösterilen kolektif bir reaksiyondur.
***
Tahran bugün, emperyal Batı'nın ona uygun gördüÄŸü "misyon" ile hareket ediyor. Avrasya projesi kapsamında "Ä°slam Devrimi" kamuflajıyla Sovyet Rusya'ya karşı devreye sokulan Åžii Ä°ran kartı, ABD tarafından bu kez Ä°slam dünyasını kontrol etmeye yönelik "emperyal güç dengesi" için tedavülde. Irak-Ä°ran savaşı, Åžii ve Sünni tehdit algısının inÅŸasında etkili bir manivelaydı. Bu strateji Körfez ülkeleri dışındaki Ä°slam coÄŸrafyasını da etkiledi. ÖrneÄŸin kurulduÄŸu 1947'den 77'ye kadar Pakistan'da Åžii-Sünni ayrımı çok marjinaldi. Ä°ran devriminden sonra Pakistan'da Åžii-Sünni ayrımı güçlenmeye baÅŸladı ve Åžiiler 1980'de ayaklandı. Oysa Pakistan'ın kurucusu Ali Cinnah (1876-1948) bir Åžii'ydi. 1971 ila 77 yılları arasında baÅŸbakanlık yapan Ali Butto da Åžii mezhebindendi.
***
Ä°ran, "emperyal çıkarlara hizmet eden bu mezhebi misyonla" hareket ettiÄŸi için bugün Çin dâhil bütün küresel aktörlerden alkış alıyor. Pekin'e göre, Åžii ve Sünniler ile Ä°srail ve Ä°ran arasındaki nükleer güç dengesi bölgede "barışın yani emperyal ekonomik menfaatlerin güvencesi" olacak. Ä°ran'ın statüsünü yükselten ABD ise bu yolla hem Türkiye'yi frenleme hem de Avrupa'nın enerjide Rusya'ya bağımlılığını azaltmanın hesabı içinde. Bundan olsa gerek son iki yıldır Batı medyasında Fars güzellemelerinden geçilmiyor. ÖrneÄŸin Robert Kaplan 18 Mart'taki "Iran's Great Cultural Advantage" isimli yazısında Ä°ran'ın devlet deÄŸil bir medeniyet olduÄŸunu ve bölgedeki diÄŸer aktörlerin ise 80 yıldır hâlâ ulus devlet seviyesine bile çıkamadığını ilan ediyordu. Amerikan yönetimi kuÅŸkusuz, imparatorluk hayalleriyle kıvama getirdiÄŸi Ä°ran'ın bölgeyi nasıl ateÅŸe vereceÄŸini çok iyi biliyor. HerÅŸey tam da ABD'nin stratejik, ekonomik, askeri, kültürel, sosyal ve endüstriyel alanlarda tam egemenliÄŸini öngören ve "Full Spectrum Dominance Doctrine/Tam Hakimiyet Tayfı Doktrini" adıyla 1997'de devreye sokulan Pentagon planına göre iÅŸliyor. Özellikle 2011'den sonra Irak, Suriye ve Yemen'de mezhepçilik yapan Farisi elitler, ABD'nin kibritini çaktığı yangınlara durmadan benzin döktü. Bu mezhepçilik sadece Lübnan'da deÄŸil Afganistan'da da devrede. Sünni Taliban terörize edilirken bugün Afganistan'ı nüfusun yüzde 20'sini oluÅŸturan Åžiiler yönetiyor.
***
Åžii-Sünni ÅŸiddet sarmalına dayalı kaosu Suriye'deki iç savaÅŸ üzerinden Türkiye'ye de ihraç etmek istediler. "KomÅŸularla sıfır sorun" politikası izleyen Türkiye'yi "diktatörlüklerle iÅŸbirliÄŸi yapıyor" diye suçlayanlar Arap Baharı'nda halkların demokratik devrimine destek veren ülkemizi bu kez "terör örgütlerini destekliyor" ithamıyla yargıladı. Ama Anadolu Alevileri üzerindeki etkisi sınırlı olan Tahran'ın ve Batılı ülkelerin bu kirli senaryoları tutmadı. Bütün çabalarına raÄŸmen Gezi ve paralel darbeciler de baÅŸarılı olamadı. Bu nedenle PKK ve IŞİD kartına sarıldılar mecburen. Ne var ki Türkiye'den bu denli sert ve organize bir yanıt beklemiyorlardı.
***
2013'ten bu yana bütün saldırıları püskürten Türkiye, bu kez B Planı'nı devreye soktu. Bu seçenek aslında, beÅŸ veya on yıl sonraki tehditlere karşı geliÅŸtirilmiÅŸ bir plandı "Ä°dare-i maslahattan" aktif realizme geçen Türkiye'nin dış politikasında devreye soktuÄŸu B Planı, bu anlamda uluslararası sistemde yaÅŸanan dönüÅŸümün de bir sonucudur. Aslında Türkiye, Yemen krizinde Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerini yanına alarak ilk hamlesini yapmıştı. BeklendiÄŸi gibi B Planı'na ilk tepkiler Batı yerine Tahran'dan geldi. Ä°ran, Türkiye'nin "Alevistan"a sıkıştırdığı Esad için "kırmızı çizgimizdir" derken CumhurbaÅŸkanı Ruhani, PKK'ya operasyonların sürdüÄŸü dönemde Kürdistan Eyaleti'ni ziyaret ederek kendi Kürt açılımını baÅŸlattı. Genelkurmay BaÅŸkanı Firuzabadi ise operasyonları "Kürtlerle savaÅŸ" diye niteleyerek rengini belli etti.
Henüz yorum yapılmamış.