Coğrafyamız
Boşnakların İslam'ı erken kabul etmesinin ardındaki sır
Bosna Hersek'e Osmanlı dervişleri ilk gittiğinde Bogomillerin inançlarının diğer Hristiyanların aksine İslam'a çok uygun olduğunu fark etmişlerdi
13. yüzyılın ortalarından itibaren Balkanlarda Osmanlı askeri harekâtlarının öncülüÄŸü yapan birkaç farklı derviÅŸ (sufi) cemaatin faaliyetler olduÄŸu bilinmektedir. Bu derviÅŸlerin amacı yerel halkı, onların inançları ve adetlerini tanımaktı, aynı zamanda halk arasında Ä°slam’ı söz yerine davranışlarıyla yaymayı amçalıyorlardı. DerviÅŸlerin hayat tarzında Ä°slam’ın var olması – bütün bunlar askeri fetihlerden önce– farklı biri olarak, saygı ve dikkat göstermeye deÄŸer içeriÄŸi getiren biri olarak yerel halk tarafından olumlu karşılandığını göstermektedir. Osmanlıların gelmesiyle ve Osmanlı askerinin yayılmasıyla Bosna halkı tarafından Ä°slam’ın kitlesel kabulüne baÅŸlanmıştır. Bu Ä°slamiyet’i kabulün fenomeni, kabulun karakteri ve o kabule getiren sebepler açısından bir problem olarak kitaplarda yer almıştır. Bosna halkının Ä°slam’ı bu kadar kolay ve hızlı kabul etmesinin sebebi olarak, Ä°slam ve Bogomil inanışlarında hem teoride hem pratikte fark edilebilir seviyede görülebilir ÅŸekilde/oldukça birbirine benzemesi söylenmektedir.
Bu manada, Osmanlıların Bosna’ya (tarihi) gelmesini ve kültür modelinin deÄŸiÅŸmesini bir bütün olarak anlatan en güzel romanlardan biri, tarihçi ve gazeteci Enver Ä°mamoviç’in ‘’Ayvaz dedenin rüyası’’ romanıdır. Romanda Osmanlıların daha önce söz edildiÄŸi gibi ilk olarak halkın kalbini daha sonra ise toprağı fethinden bahsetmektedir. Romanın ana teması yerel halkı ve Bosna’nın dini ve kültürel alışkanlıklarını tanımak için Prusac ÅŸehrine derviÅŸleriyle gelen Ayvaz Dede’dir. Ayvaz Dede Prusac’ta yapılmış olan dini eserlere (kurum/kuruluÅŸ) rastlamış ve Bogumillerin inanış ve ibadetlerinin özelliklerine ilgi göstermeye baÅŸlamıştı. Romanın anlattığına göre Ayvaz Dede bir keresinde Bogomil temsilcileriyle buluÅŸtuÄŸunda onlara Ä°slam’ın temel öÄŸretilerinden olan Ä°manın ÅŸartlarını ve pratikte uygulanması gereken Ä°slam ÅŸartlarını anlattı.
BaÅŸta temsilcileri(misafir) Radin olmak üzere Bogomiller kendi inanışları Ä°slamiyet arasında bir sürü ortak çizgiyi(nokta) fark ederek Ayvaz Dede’nin konuÅŸmasını saygıyla dinlediler. Dinlerarası diyalog atmosferinde her iki taraf saygıyla ve anlaÅŸla birbirini tanıdı –Ayvaz dede Ä°slam öÄŸretilerini (Ä°slam’ı) tanıttı, öte tarafta temsilcisi (misafir) Radin ise Bogomil inanışı ile doÄŸu-batı Hıristiyanlığı inanışları (Ortodoks ve Katolik) arasındaki farkı tanıttı. Hiçbir romanın, özellikle eÄŸer o roman birinin hayatını lir ÅŸiiri olarak anlatan romansa, çok teoriyle yok edilmemesi gerekiyıor. Onun için okuyucuların muhteÅŸem eserin dil ve stilini hissedebilmeleri için ‘’Ayvaz dedenin rüyası’’ romanının bir parçasını getiriyoruz. ‘’Bogomil inanışının en önemli maddelerinden biri Ä°sus’u (Ä°sa) tanrı olarak deÄŸil insan olarak görmesidir (Kur’an’da Allah c.c. Muhammed’e (sav) Yahudiler ve Hıristiyanların bir araya gelmelerini söylemekte/emretmekte ve o manada birbirini – insanların arasında- tanrı olarak kabul etmeyi bırakmalarını emretmekte). Bu ipucunda Enver Ä°mamoviç temsilci (misafir) Radin’in sözlerini sanatsal (edebi) bir ÅŸekilde ÅŸöyle anlatmakta:
Ä°sus'u (Ä°sa) peygamberin yorumlanması birçok tartışmanın hatta çatışmanın temel konusuydu. Ä°sus'un (Ä°sa) doÄŸuÅŸundan iki yüzyıl sonra yaÅŸayan Ari'ye göre Üçleme'de (Teslis – Tanrı, OÄŸul ve Kutsal Ruh Üçlemesi) sadece Baba-Tanrı ebedidir. Onun ilk eseri OÄŸul'dur, ya da Logos, Logos'un eseri ise Kutsal Ruh'tur. Onun için OÄŸul Baba ile eÅŸ olamaz, ancak ona sadece benzeyebilir. Bu öÄŸretiye göre Mesih'in, yani Ä°sus, tanrısal doÄŸası deÄŸil belirgin bir insani doÄŸası vardı. Bogomil inanışlara göre Åžeytanın sürekli insanları ayarttığı dünyanın güzelliklerinden sakınılması gerektiÄŸini vurgulayan misafir Radin genel nitelikte olmasına raÄŸmen Bogomillerin, özellikle de yaÅŸlıların, uymaları gereken davranışları ifade etti: Dinimiz savurganlık ve israfı yasaklamaktadır. Yemek yeme konusunda oldukça mütevazıyiz (tutumluyuz). Bizim din mensuplarımıza domuz eti yemek yasaktır. Kurallara çok sıkı bir ÅŸekilde uyanlara bütün hayvansal gıdalar yasak: et, süt, yumurta ve yaÄŸ. Bu kurallara herkesin sıkı uyması zorunlu deÄŸildir, ama yaÅŸlanınca biraz daha önem vermesi gerekmekte. Biz Bogomiller için birisi açken bir diÄŸerimizin yemesi ve içmesi büyük günahtır. Fazlası olan olmayana da vermek zorundadır. Dinimiz birbirimize yardımda bulunmamız ve iyiyi ve kötüyü paylaÅŸmamız gerektiÄŸini öÄŸretmektedir.
Benzerlikler apaçık ortada: yeme ve içme konusunda mütevazı (tutumlu), birbirine yardımda bulunulması zorunlu, zenginlerin fakirlere dağıtması ve onları destelemesi – bütün bunlar hem Bogomil hem de Ä°slam'ın ortak özellikleridir. Misafir Radin romanda bir kaç yerde Bosna Kilisesi'ne özel ibadetlerden bahsetmektedir. Ayvaz dedeyle olan konuÅŸmalarda Ä°slam ve Bogomil ibadetlerin benzerlikleri fark edilmektedir. Romanda ifade edildiÄŸi üzere misafir Radin ve arkadaÅŸları Ayvaz dedenin oruç ve orucun kurallarından bahsetmesini büyük ÅŸaÅŸkınlıkla dinediler. Ayvaz dede konuÅŸmasıni bitirdikten sonra bu kadar ÅŸaşırmalarının sebebini sorar, misafir Radin der ki: Sizin orucunuz hakkında duyduÄŸumuz ÅŸeylere ÅŸaşırmamızın sebebi bizim dinimizde de benzer ÅŸeyin olmasıdır.
Misafir Radin ÅŸöyle dedi: Bilmiyorum biliyor musunuz ama Hıristiyanların da orucu vardır, fakat onların orucu sizde olan ve anlattığınız oruca hiçbir ÅŸekilde karşılaÅŸtırılamaz. Onlarda oruçta neredeyse her ÅŸey yenir ve içilir, sadece bazı yemeklerden sakınmaları gereklidir. Fakat bizde Bogomillerdeki oruç hemen hemen sizinkiyle aynı, tek fark bizde yılda tam 40 gün sürmektedir. Onun için bu konuda da birbirimize benzediÄŸimiz için çok ÅŸaşırdık.
Yazının başındaki, Ä°slam ve Bogomil arasındaki benzerlikleri dikkate alarak Bosna halkının Ä°slam'ı kitlesel olarak kabul etmesindeki kilit sebep olarak anlatan tezi ve ''Ayvaz dedenin rüyası'' romanında bahsi geçen birçok örnek bizi birinin isteÄŸi ya da uydurması olarak deÄŸil, objektif bir ‘gerçek’ olarak algılamamızdaki ihtiyaca götürüyor. Ä°slam kılıçla yayıldı – ama askeri kılıç deÄŸil Allah’ın razı olacağı, hayata bakışları açan insan kalbini fetheden doÄŸruluÄŸun (gerçeÄŸin) ve adaletin kılıcı olarak doÄŸrulayan bir gerçek.
Henüz yorum yapılmamış.